Konu: | AK PARTİ eski milletvekili Mehmet Doğan Kubat'ın annesinin vefatına, Sezai Karakoç ile Ahmet Kaya'nın vefat yıl dönümlerine, Hükûmetin ve Sağlık Bakanlığının Filistin'e gönderdiği yardımlara, Cumhurbaşkanının grup toplantısında Netanyahu'ya sorduğu soruya, Hrant Dink cinayetinin katilinin salıverilmesine ve bu infazla ilgili sorulan sorulara ilişkin açıklaması |
Yasama Yılı: | 2 |
Birleşim: | 22 |
Tarih: | 16.11.2023 |
LEYLA ŞAHİN USTA (Ankara) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Ben de Divanı ve tüm milletvekillerimizi selamlıyorum.
Mehmet Doğan Kubat Milletvekilimizin annesine Allah'tan rahmet diliyorum, tüm ailesine ve sevenlerine de başsağlığı diliyorum. Mehmet Doğan Kubat bu Meclisin gerçekten emektar, çok sevilen, takdir gören, iletişimi çok iyi ve burada kanunların geçmesi noktasında çok ciddi emek ve çaba sarf eden çok kıymetli bir büyüğümüz, bir ağabeyimiz; kendisine sabırlar diliyorum. Az önce kendisiyle de görüştüm, Meclisten bütün Grup Başkan Vekillerimizin, Meclis Başkan Vekilimizin taziye dileklerini de ilettim; çok teşekkürlerini, saygılarını ve hürmetlerini sundu herkese. Tekrar, Allah sabırlar versin diyorum.
Sezai Karakoç'un vefatının yıl dönümü bugün. Sezai Karakoç ülkemizin en önemli edebî şahsiyetlerinden biri. Tabii, Sayın Karakoç sadece şairliğiyle değil, aynı zamanda mütefekkir yönüyle de zihinlere ve gönüllere tohum saçan bir düşünce adamıdır. Onun şiirleri kelimelerden ibaret değildir, bir yaşam felsefesini de yansıtmaktadır. Eserlerindeki derinlik insanın iç dünyasına dokunarak birçok kişiyi etkilemiş ve etkilemeye de devam etmektedir. Bu anlamda onun eserlerini gelecek kuşaklara aktarmak, onun anısını yaşatmak hepimizin sorumluluğudur diye düşünerek tekrar Sezai Karakoç'u saygı ve rahmetle anıyorum.
Yine bugün Ahmet Kaya'nın vefatının yıl dönümü, 16 Kasım 2000'de vefat etti. Kendisini de rahmetle anıyor, ailesine ve sevenlerine tekrar başsağlığı ve sabırlar diliyorum. Ahmet Kaya, şarkılarını bizim de dinlediğimiz, söylediğimiz ve bu ülkenin değeri olan bir sanatçımız, biz de kendisini rahmetle anıyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımız da ailesiyle daha önce görüşerek naaşının Türkiye'ye getirilmesi noktasında da pek çok girişimlerde bulunmuş, ailesinin talepleri üzerine de -nerede devam etmesi uygun görüldüyse- yine naaşı aynı şekilde Paris'te kalmaya devam etmekte. Çok şükür ki Türkiye'de artık 90'lı yıllarda yaşanan bu ayıplardan kurtulmuş durumdayız. İnşallah bu acıları hiç kimse bir daha yaşamasın diye temennimi iletmek istiyorum.
Dünden beri özellikle Filistin'le ilgili tartışmalarda, Gazze'yle ilgili tartışmalarda tabii ki diplomatik olarak Sayın Cumhurbaşkanımızın yaptığı bütün çalışmaların, ateşkes ve barış süreciyle ilgili olarak yaptığı bütün çalışmaların yanı sıra insani olarak yapmamız gereken yardımların bir son noktasını dün gece gördük, gözyaşları içerisinde izledik açıkçası. Cumhurbaşkanlığı uçaklarından bir tanesiyle Sayın Bakanımız Fahrettin Koca'nın nezaretinde 27 kanser hastası ve onların 13 refakatçisiyle birlikte toplam 40 Gazzeli, Filistinli mağdur, ülkemize getirildi, tedavileri için Ankara'ya getirildi, şehir hastanesine yatırıldı; tedavileri başladı ve Sayın Cumhurbaşkanımız da bu yaralılarımızı ziyaret ederek acil şifa dileklerini iletti. Sağlık Bakanlığı ve Hükûmetimiz olarak gönderdiğimiz yardımlar: 8 adet sahra hastanesi, 20 ambulans, 2 tane UMKE aracı, 615 adet jeneratör, tıbbi malzeme ve 8 tır su bulunuyor. Bugüne kadar Filistin'e yine 10 kargo uçağıyla 54 personel, 5 bin adet battaniye, 2.600 adet gıda kolisi, 115 bin kilogram tıbbi malzeme ve 232 adet de jeneratör ulaştırıldı. Bir sonraki hedefimiz ve adımımız, özellikle orada prematüre doğan ve kuvözde yaşam desteği ihtiyacı duyan bebeklerimizin de Türkiye'ye getirilmesi ve onlara bir yaşam hakkının, yaşam şansının sunulması için bir çaba ve gayret içerisinde Bakanlığımız. İnşallah, bu bebeklerin de yaşam umudu olmak için Türkiye'ye gelmelerini merakla izliyoruz, bekliyoruz.
Bunun yanı sıra, bugüne kadar dünyanın hep fısıldayarak birbirine söylemekten bile korktuğu bir soruyu Sayın Cumhurbaşkanımız, dün grup toplantısında Netanyahu'ya sorarak "Elinde bir atom bombası var mı, bir nükleer silahın var mı? Bunu çık, açıkla." diyerek aslında herkesin korktuğu ve sormadığı cümleyi açıktan ifade etmiştir. Karşımızdaki insanların bir savaşın içinde değil bir terörizmin içerisinde olduğunu bütün dünya çok iyi biliyor, sessiz kalıyor ve bu konuda açıkça ve net olarak, cesurca, İsrail terörünün bitirilmesi için çaba gösteren Sayın Cumhurbaşkanımızın bu cesaretini bütün dünya takdir etmiş ve bütün dünya gündeminde de bu sorular, bu konular, İsrail'in elindeki atom bombası, bütün dünyayı, bölgeyi tehdit edecek böylesi insanlık dışı bir girişiminin olup olmayacağını Sayın Cumhurbaşkanımız yine dünya kamuoyunun gündemine taşımıştır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun, tamamlayın Sayın Usta.
LEYLA ŞAHİN USTA (Ankara) - Temennimiz ve dileğimiz bir an önce iki devletli çözümün hayata geçirilmesi ve ateşkesin bir an önce, bütün dünya tarafından, Filistin halkının mağduriyetinin bitirilmesi için gövdesini ortaya koyan Cumhurbaşkanımızın yanında elini taşın altına sokmasını bekliyoruz.
Yine, dün akşam haberlerde hepimizin gündeme getirdiği bir Hrant Dink cinayetinin katilinin salıverilmesi var. Hrant Dink bu ülkeye değer katmış, yazılarıyla, düşünceleriyle, fikirleriyle bu ülkeye değer katmış kıymetli bir insandı, ben de kendisini rahmetle anıyorum. Bu konuyla ilgili olarak hep hukuk devletinden, yeri geldiğinde bir hukuk garabetinden bahsedilirken konunun bir hukuk çerçevesinde ele alınması gerektiğini hatırlatmak istiyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun, tamamlayalım lütfen.
LEYLA ŞAHİN USTA (Ankara) - Sanki özellikle Hrant Dink'in katilinin serbest bırakılmasıyla ilgili iktidarın suçlanmasını, bizlerin suçlanmasını hiç doğru bulmuyorum. O yüzden bu konuyla ilgili biraz ayrıntılı bir bilgiyi paylaşmak istiyorum: Hrant Dink'in cinayetiyle ilgili olarak yargılamalar sonucunda Yasin Hayal ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ve on dört yıl, yirmi iki ay, yetmiş beş gün hapis cezasından hükümlü olup koşullu salıverilme tarihi 25/7/2047'dir; yine aynı suçtan diğer hükümlü Erhan Tuncel ise toplam doksan altı yıl hapis cezasından hükümlü olup koşullu salıverilme tarihi 26/7/2040'tır; adı geçen 2 hükümlünün hâlen cezalarının infazına da devam edilmektedir. Ogün Samast hakkında ise yaşı 17 olduğu için İstanbul 2. Çocuk Ağır Ceza Mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda, tasarlayarak kasten öldürme suçundan verilen ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası, yaşının küçük olması nedeniyle Türk Ceza Kanunu'nun 31'inci maddesi uyarınca on sekiz yıl olan hapis cezasının alt haddinden uzaklaştırılarak yirmi bir yıl altı ay olarak belirlenmiş.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun, bitirelim lütfen Sayın Usta.
LEYLA ŞAHİN USTA (Ankara) - Tamamlayacağım hemen.
Bununla birlikte, failin yasak silah taşımaktan aldığı bir yıl dört ay hapis cezasına eklenmiş. Bunun dışında, cezası infaz edilirken cezaevinde işlediği suçlardan dolayı iki yıl otuz altı ay kırk üç gün daha hapis cezasına eklenmiş. Bu sebeple, yirmi dört yıl kırk altı ay kırk üç gün hapis cezası infazına tabi tutulmuş. Bu infazın aslında işlemi sürerken denetimli serbestlik hakkı 19/2/2022 tarihinde dolmasına rağmen denetimli serbestlikten yararlanamamış cezaevinde işlediği suçlar ve durumundan dolayı.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
LEYLA ŞAHİN USTA (Ankara) - Bu önemli bir önemli bir konu.
BAŞKAN - Bitirelim lütfen.
Buyurun.
LEYLA ŞAHİN USTA (Ankara) - Teşekkür ediyorum Başkanım.
Adı geçen hükümlü, hakkında 19/1/2023 ve 13/7/2023 tarihlerinde yapılan değerlendirmelerde yine koşullu salınmaya uygun bulunmamış ve tahliyesi hukuken son tarih olan 15/11/2023 tarihine kadar ertelenmiş. Burada tamamen hukuki bir süreç takip edilmiş, hukuki süreç gereği ertelenebilecek durumların hepsi uygulanmış ve en son tarih olan 15/11/2023 tarihinde şartlı tahliyesi gerçekleşmiş.
Biz şunun da farkındayız, bu dün de sorulmuştu: "Yeni bir düzenleme yapılmıştı temmuz ayında İnfaz Yasası'yla ilgili bundan yararlandı mı acaba?" diye sorulmuştu. Bu kapsamda bunu da cevaplamak istiyorum: 7546 sayılı Kanun'la yapılan infaza ilişkin düzenlemelerden kesinlikle istifade etme hakkına sahip değildir ve istifade de etmemiştir. 5275 sayılı Kanun'un genel hükümlerine göre cezası infaz edilmiştir.
Teşekkür ederim.