| Konu: | Ahmet Kaya'nın vefatının 20'nci yıl dönümüne, Hrant Dink'in katili Ogün Samast'ın serbest bırakılmasına ve AKP'nin Türkiye Yüzyılı'na; Erzurum Büyükşehir Belediyesinin ihalesini yaptığı sanat organizasyonuna, "Kürt böreği" meselesine ve iktidarın ekolojik yıkımları sürdürdüğüne ilişkin açıklaması |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 22 |
| Tarih: | 16.11.2023 |
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Erzurum) - Teşekkürler Sayın Başkan.
Evet, Ahmet Kaya'nın aramızdan ayrılışının 20'nci yıl dönümü. 6 yaşında babasının hediye ettiği bağlamayla müziğe başlamıştı Ahmet Kaya ve o tutunduğu duyguyla hepimizin yaşamına dokundu. Kendisini sevgi, saygı ve minnetle anıyorum ve maalesef "Ya beni sararsa memleket hasreti" parçasında da söylediği gibi memleketine, yurduna hasret bir şekilde 16 Kasım 2000'de aramızdan ayrıldı, tekrar minnetle anıyorum.
Sayın Başkan, Hrant Dink cinayetindeki Ogün Samast katilinin serbest bırakılması öyle azımsanacak bir mesele değil. Dink cinayeti örgütlü bir cinayetti, failin tahliyesi de örgütlü bir tahliyedir. Dink'in katledilmesine giden süreçteki örgütlülüğü, organize olma biçimini, yine o süreçte yaratılan karanlık iklimin benzerini maalesef bugün Ogün Samast'ın tahliyesinde de görmek mümkün.
Dink cinayeti herhangi bir cinayet değildi; bir nefret cinayetidir, Ermeni halkına karşı yönelen bir siyasi cinayettir, devlet birimlerinin içinde olduğu bir cinayettir; tekçi, ırkçı, retçi, zihniyetin planladığı bir cinayettir, renkleri soldurmaya, dilleri susturmaya, kimlikleri bastırmaya yönelik bir cinayettir. Samast'a tahliye yolunun açılması aynı zihniyetin bugün de karşımızda olduğunu açıkça göstermektedir.
Sevgili Kışanak'ın, Demirtaş'ın, Yüksekdağ'ın ve Sebahat Tuncel'in yedi yıla rağmen hâlâ rehine durumları devam ettirilirken bir tetikçi iyi hâlden tahliye edildi. Bu aslında hukukta geldiğimiz dip noktadır, karanlığın dip noktasıdır. AKP'nin Türkiye Yüzyılı işte böyle bir yüzyıldır, hukuksuzluk rejimidir. Bunu her zaman söyledik, söylemeye devam edeceğiz.
Tabii, bu rejimin bir kolu Samast'ı tahliye ediyor, diğer kolu Kobani kumpas davasıyla karşımıza çıkıyor. Bu rejimin bir kolu IŞİD'lileri korurken, bir başka kolu demokratik siyaset yapanları, barış isteyenleri, gazetecileri, insan hakları savunucularını tutukluyor. İşte, yaşadığımız bu iklimin sonucudur bu tahliye kararı, Dink cinayetinin failinin tahliye edilmesi bu iklimin neticesidir, Türkiye'deki cezasızlık politikasının geldiği noktadır.
Samast'a tahliye yolunu açanlar bütün toplumu tehdit etmektedir, gözdağı vermektedir ama bu karanlığın sahipleri bilsin ki amaçlarına asla ulaşamayacaklar. Bu ülke hukuksuzluk karşısında asla karanlığa teslim olmayacak, hakikatlerle yüzleşme ve adalet mutlaka bu ülkede yaşam bulacak. Sevgili Hrant Dink'i, arkadaşımızı, canımızı tekrar sevgi ve minnetle anıyorum.
Sayın Başkan, Erzurum'la ilgili bir bilgi var. Erzurum Belediyesi bir sanat organizasyonu yapıyormuş ve organizasyonun ihalesini Büyükşehir Belediyesi vermiş 19 Ekimde, sanat organizasyonları hizmet alımı ihalesi. İhale kapsamında lise ve üniversite öğrencilerinin iktidara yakınlığıyla bilinen yazar ve akademisyenlerle buluşturulması isteniyor. Yüklenici, bu ihale kapsamında Belediye tarafından hazırlanan listedeki Yeni Şafak yazarı Taha Kılınç, Alev Alatlı, Kemal Sayar, Lütfi Sunar ve Cihangir İşbilir'le anlaşma sağlayacak. Öte yandan, İbrahim Kalın, Nuri Pakdil, İsmet Özel ve Sezai Karakoç gibi isimlerin kitaplarını da öğrencilere dağıtacak, dağıtılacak kitap sayısı 30 bini bulacak. Kültür sanat alanını dahi ranta çevirmeyi başaran AKP iktidarının bu anlayışına artık gerçekten ben söz bulamıyorum. Gençlerin barınma ihtiyacı için, öğrencilerin beslenmeleri için ne bütçe ne proje var ama yandaş yazarlar için milyonlarca liralık ihale düzenleniyor; bu da böyle bilinsin.
Sayın Başkan, son günlerde bir Kürt böreği meselesi var, tartışması var; almış başını gidiyor "Kürt böreği mi, küt böreği mi?" diye, gerçekten garip, tartışmanın odağı Kürt böreği. Bir börek zinciri olan "Levent Börek" adlı iş yeri bu böreği "küt böreği" diyerek pazarlamış, paketleyip öyle sunuyor. Size ve bütün Türkiye'ye kısa bir tarihçe sunayım: Bu böreği tanıtanlar ve yayanlar da Bileceli Kürtlerdir. Bu nedenle, böreğin adı "Kürt böreği"dir. Bilece, Bingöl'ün Kiğı ilçesine bağlı Dersim Pülümür ile Kiğı sınırında yer alan bir Kürt...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun, tamamlayalım Sayın Beştaş.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Erzurum) - Kürt böreğini yaratan kişi, lakabı "Rengo" olan, çevresi tarafından "Rengo" olarak bilinen Bileceli Mehmet Efendi'dir ve 1935'te İstanbul'da vefat etmiştir. Kürt böreği tescilli bir börek. İstanbul'da her yıl festival yapılıyor ve binlerce kişiye ev sahipliği yapıyor bu festival. Yüz yıldan fazla bir tarihe sahip olan bu börek şimdi, kendini bilmez birileri tarafından "küt" diye yazılıyor, tanıtılıyor. Her şeyi asimile ettiniz, bir börek kalmıştı gerçekten. Kalbiniz küt küt attığı için mi küt böreği yaptınız? Meseleniz nedir? Gerçekten soruyorum. Dağda "kart kurt" sesinden Kürt çıkarma teoriniz tutmadı. Şimdi, kesilirken "küt küt" diye çıkan ses mi diyeceksiniz? Peki, Boşnak böreği, Laz böreği, Gürcü mantısı, Çerkez tavuğu, arabaşı için de önerileriniz var mı? Laz böreğine de "az böreği" Çerkez tavuğuna "erkez tavuğu" deyin, olsun bitsin.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Bitti mi Sayın Beştaş?
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Erzurum) - Bitmedi Sayın Başkan, bunu bitireyim.
BAŞKAN - Buyurun, bitirin lütfen.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Erzurum) - Bu coğrafyadaki halkların emeği, göz nuru yeme içme kültürlerine de el atmak kimsenin haddine olmamalı. Kürt böreği Kürt böreğidir, ırkçılık ve lezzet yan yana gelen şeyler değildir, elinizi çekin bu börekten. Madem bu kadar ırkçısınız yemeyin diyorum.
ERKAN AKÇAY (Manisa) - Ya, ırkçılığı sen yapıyorsun. Ben daha ilk defa duyuyorum.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Erzurum) - Sayın Başkan, son olarak, Bergama'da ağaç kesimlerine başlandı, çok ciddi bir gündem. İktidar ekolojik yıkımları sürdürmeye ara vermiyor. Ege'de maden sahaları için, ihaleler için kıyım yapanlar kürdistanda güvenlik gerekçeleriyle ekonomik kıyımı sürdürüyor. Şırnak'a bağlı 2.144 rakıma sahip Cudi sıradağ silsilesinde ekolojik kıyım üç yıldır devam ediyor ve Cudi Dağı'nda askerî kule ve yeni yolların yapımı için kurulan taş ocağının çevresinde patlatılan dinamitler ekolojik yıkıma neden oluyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Bitirelim lütfen.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Erzurum) - Bitiriyorum Başkanım.
Korucular bu ekolojik yıkımın görüntülerini sanal medyada yayınlamaya devam ediyorlar. Cudi'de yıkım devam ediyor; Bergama Belediyesi ise Sarıcalar köyünde yapılmak istenen güneş enerjisi santrali için 283 ağacın kesimi için ihaleye çıktı. Coğrafyamızın dört bir yanında halk doğayı, emeği, kadınların yaşam hakkını, kazanılmış haklarını devletten korumak için seferber olmuş durumda. Er geç bu mücadele sonuç verecek, bizler yaşamak ve yaşatmak için bu denli mücadele etmek zorunda olmadığımız bir yaşama uyanmak umuduyla, ekolojik yıkıma... Coğrafyalarımıza, ağaçlarımıza uzattığınız elleri geri çekin diyorum.
Teşekkür ediyorum.