GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Pir Seyit Rıza ve arkadaşlarının idam edilişlerine, hasta mahpuslara ve cezaevindeki Sadık Aslan'a, kadın cinayetlerine, Zonguldak'ta yaşamını yitiren Afganlı madenciye ve Mersin Bakkallar Odasının ziyaretine ilişkin açıklaması
Yasama Yılı:2
Birleşim:21
Tarih:15.11.2023

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Erzurum) - Teşekkürler Sayın Başkan.

Pir Seyit Rıza ve arkadaşlarının idam edilişlerinin üzerinden seksen altı yıl geçti. 15 Kasım Dersimliler için "..."(*) kara gündür; o günü unutmadık, unutamayız; hâlâ bu büyük yara içimizde, halkımızın belleğinde taptaze.

Pir Seyit Rıza dara çekilmeden önce "Ben sizin yalanlarınızla, hilelerinizle başa çıkamadım, bu bana dert oldu. Ben de sizin önünüzde diz çökmedim, bu da size dert olsun." demişti. Bu sözün bize söylediği; tarihsel hafızamıza ne olursa olsun sahip çıkmak, onu yaşamak ve yaşatmak temel görevlerimizdendir.

Yaşlılar, kadınlar, çocuklar, erkekler büyük bir dramla katledildi, yerlerinden edildiler. Kız çocukları başka ailelere verildi, hâlâ Dersim'in kayıp kızlarını konuşuyoruz. Bu topluma böylesi bir travmayı yaşatmak insanlık suçudur ve hakikatlerin ortaya çıkarılması, geçmişle yüzleşmenin sağlanması elzemdir, ertelenemezdir; aksi hâlde bu yaraların sarılması mümkün değildir. "..."(*) Saygıyla anıyorum.

Sayın Başkan, hasta mahpusları konuşmaya maalesef devam ediyoruz. Bu sistem öldürmeye devam ediyor. İktidarın elini attığı her yerde ölüm var. Cezaevinde kalan ve ağır hasta olan mahpusların tahliye edilmemesi maalesef cinayet olarak hafızalarımızda yerini tekrar tekrar yineliyor.

Zülküf Atay; şahsen de tanıdığım bir isim, DTK üyesi, cezaevinde şu anda. 4'üncü evre kolon kanseri ve kemoterapi alıyor. Avukatları, ailesi başvuru yapıyor; savcıya ulaşılamıyor, rapor alınamıyor. Acaba Zülküf Atay'ı cezaevinde tutmanın amacı nedir hakikaten? Kanser hastası ve son evrede; tedavisinin cezaevinde mümkün olmadığını hepimiz gayet iyi biliyoruz.

Adalet Bakanlığına, AKP iktidarına ve grubuna sesleniyorum: Zülküf Atay'ı ve benzeri yüzlerce hasta mahpusu niye cezaevinde tutmaya devam ediyorsunuz? Yani bu konuda behemehâl yasal bir düzenleme yapılması bu Meclisin vicdani ve insani sorumluluğudur çağrımızı bir kez daha yapmak istiyoruz.

Başka bir mahpus Sadık Aslan; Elâzığ 1 No.lu Yüksek Güvenlikli Hapishanede, on sekiz yıldır cezaevinde. 15 Mayısta bırakılması gerekirken altı ay ertelenmiş cezası, şimdi, dün itibarıyla altı ay daha ertelendi. Cezaevi idare kurulları yargı görevini görmeye başladı; korsan bir şekilde yargılama yapıp ceza veriyorlar ve insanları cezaevinde tutuyorlar.

Kadın cinayetleri de bitmiyor bu arada. Pınar Bektaş maalesef 8 yaşındaki çocuğunun gözü önünde vahşice katledildi ve Pınar'ın komşuları tarafından bulundu naaşı. Hemen arkasından, Beyoğlu'nda Sevilay Nayman ve 3 çocuğu da eşi Özgür Nayman tarafından katledildi. Pınar ve Pınar gibi birçok kadının uzaklaştırma kararları olmasına rağmen katledilmeleri bir kez daha bize şunu gösteriyor ki yasalar uygulanmıyor, kadınlar korumasız kalıyor.

Ekim ayı içinde 19 kadın cinayeti, 18 şüpheli kadın ölümü gerçekleşti, 2023 yılının başından bu yana 340 kadın katledildi. Bizler her defasında söylüyoruz, kadın cinayetleri politiktir; İstanbul Sözleşmesi'nden bir gecede çekilen iktidarın cezasızlık politikalarının bizi getirdiği nokta, işte, tam da budur. Parlamento çatısı altında her türlü yasama kurnazlığıyla kazanılmış haklarımıza göz dikilmesini bir pratik hâline getirdi bu iktidar. İstanbul Sözleşmesi bitti, şimdi 6284'e ve kadınların nafaka hakkına göz dikilmiş vaziyette.

Makbul kadın dayatmasını her koşulda karşımıza çıkaran, kadını eve hapseden anlayışı asla kabul etmiyoruz. Kazanılmış haklarımıza saldırıları en güçlü şekilde bertaraf etmek için mücadeleye devam edeceğiz ve katledilen her kadının hesabını er geç soracağız.

Sayın Başkan, Zonguldak'ta yaşamını yitiren, yakılarak öldürülen Afganlı madenci Türkiye'de de dünyada da çok büyük bir yara açtı yani hakikaten insanın söz kurası gelmiyor. 10 Kasımda yol kenarında, ormanlık alanda yanmış bir erkek cesedi bulundu. Bugün, aynı zamanda 3 çocuk babası Vezir Mohammad Nourtani'nin eşi konuşmuş "Adalet istiyorum." demiş.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun, tamamlayın Sayın Beştaş.

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Erzurum) - Yani şimdi, ortada ruhsatsız bir maden ocağı var, jandarma ocağı kapatmış ama sahibi kaçak bir şekilde işletmeye devam etmiş; burada iki suç var. Ama tabii, burada "Hukuk sonra gelsin, ardımızdan gelsin." zihniyeti var. Göçükte bir işçi ölüyor ve maden sahibi delil karartmak için ya, delil karartmak için üzerine benzin döküp yakıyor, üstüne suçlar ekleniyor. Tutuklandılar; yani birisi işte, MHP İlçe Başkanı, 2 kişiyle beraber tutuklandı. Peki, hakikaten bu sorun çözüldü mü? Bu çürüme daha nereye kadar gidecek? Kimliksiz... Öldürmek, ölümüne neden olmak o kadar doğal ki naaşı yakılıyor. Bu da mültecilere reva görülen başka bir uygulama; bunu şiddetle kınıyoruz ve takipçisi olacağımızı da buradan ifade etmek istiyorum.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Erzurum) - Tamamlıyorum Başkanım.

BAŞKAN - Buyurun, bitirin lütfen.

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Erzurum) - Takip edeceğiz.

Sayın Başkan, bugün Mersin Bakkallar Odası gelmişti ve tek sloganları vardı "Küçük esnaf bitirse Türkiye biter." diye. Temel talepleri var; Perakende Yasası'nın bir an önce yürürlüğe girmesi, SGK ve BAĞ-KUR prim gün sayısının eşitlenmesi, sigara satışındaki kâr oranlarının revize edilmesi, banka POS oranları sigaranın kâr marjını geçmiş, bu nedenle gene küçük esnafa özel POS oranı istekleri, "Zincir marketler hafta sonu kapanmalı ve hafta içi belirli saatlerde açık olmalı." gibi birçok talebi tarafımıza ilettiler. Açıkçası, iş yeri kira artış oranlarının konutlardaki gibi yüzde 25'le sınırlandırılması gibi çok temel talepleri var. Biz, Mersin Bakkallar Odası'nın da Türkiye'de genel olarak bakkalların da zincir marketler sebebiyle büyük bir mağduriyet yaşadığını not ediyoruz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sağ olun, sağ olun Sayın Beştaş.

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Erzurum) - Ve son cümlem, bakkalların mücadelesinin, bu taleplerinin yanında olmaya devam edeceğiz.

Teşekkürler.