GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Diyarbakır'ın yerel sorunlarına ilişkin gündem dışı konuşması
Yasama Yılı:2
Birleşim:21
Tarih:15.11.2023

MEHMET KAMAÇ (Diyarbakır) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Elbette ki Diyarbakır gibi nüfusu 2 milyona dayanan, 17 ilçesi, 1.046 mahallesi bulunan bir ilin sorunlarını beş dakikaya sığdırarak konuşmak çok da mümkün değil. Ondan dolayı, Diyarbakır'da kime bir dokunursanız bin ah işitirsiniz. Biz de bundan dolayı Diyarbakır'ın sorunlarının aslında böyle çuval çuval bu Meclise taşınması gerektiğini düşünerek bu çuvalla bu Meclis kürsüsüne çıktık.

Diyarbakır'ın belki de bir güzelliğinden bahsetmek gerekiyor girişte; Diyarbakır Kayapınar Belediyesi, doğrusu, Türkiye'de belediyecilik anlamında Türkiye standartlarının üstünde bir belediyecilik anlayışıyla kuruldu. Gerek şehir yapılanmasıyla gerek imar uygulamasıyla gerek caddeleri, bulvarlarıyla birlikte Kayapınar Belediyesi aslında Türkiye belediyeciliğinin iyi bir örneğidir. Bu konuda bu çalışmayı yapan zamanın belediye eş başkanlarına ve yine zamanın Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Osman Baydemir'e teşekkürlerimizi bu kürsüden tekrardan iletmekte fayda görüyorum.

Şimdi, biliyorsunuz, Diyarbakır'ın en büyük sorunu kayyumlar sorunudur. 2016'dan bu yana, Diyarbakır iradesiyle seçilmiş belediye başkanları görevlerini yapamıyor. Kayyumlar meselesi Diyarbakır'ın en büyük sorunudur. Hepinizin gündeminde ama Bağlar Belediyesindeki yolsuzluklar... Artık mızrak çuvala sığmadığı için göstermelik bazı operasyonlarla Belediye Başkan Yardımcısı tutuklandı, Belediye Başkanı yurt dışına çıkış yasağı uygulanarak serbest bırakıldı. Biz bunların göstermelik olduğunu biliyoruz, bunu sadece mızrak artık çuvala sığmadığı için yaptıklarının farkındayız.

Bir diğer sorun... Can Atalay meselesi Türkiye'de bir ilk değil, aslında yargı kararına rağmen görevine iade edilmeyen belediye başkanları var. Bunların en büyük örneği Ergani Belediyesidir, yargı kararı olmasına rağmen görevine iade edilmedi. Bu konu da aslında belki Can Atalay'dan önce yaşanmış yargının konusu. Peki, Ergani'de ne var? Ergani'de hizmet noktasında; hâlen Ergani'nin bir otogarı yok, 150 bin nüfuslu bir ilçe ve aslında Ergani'de arıtma tesisleri de yok. Belediye eş başkanlarımız döneminde planlamada olmasına rağmen bu uygulanmadı, dört yıldır kayyum da bunu zaten yapmıyor. Ergani'deki bütün kanalizasyon suları Ergani Çayı'na akıyor ve o güzergâhta bulunan 20'ye yakın köylünün sağlık sorunu devam ediyor bu anlamda.

Bismil sorunlarına gelindiğinde... DBP Eş Başkanları döneminde belediye hizmet binası için yapılan bina kayyum döneminde bitirildi ve Emniyet Müdürlüğüne tahsis edildi. Yine, Bismil'de Dicle kenarında bulunan Dicle Mahallesi'nde -1.500 nüfuslu- çay üzerindeki barajların kapakları açıldığında o köydeki insanlarımızın hem can hem de mal güvenliği tehlike altına giriyor doğrusu.

Üçüncü bir sorun şu: Diyarbakır Devlet Hava Meydanları müdürlükle temsil ediliyor, bunun başmüdürlüğe dönüştürülmesi ve uluslararası uçuşlara açılması önemli bir konudur. Diyarbakır'ın ihracatının yüzde 60'ı Kürdistan Bölgesel Yönetimi'yle yapılmasına rağmen Diyarbakır-Erbil arasında bir hava yolu kullanımı söz konusu değildir. Diyarbakır'da iç ulaşım çok büyük bir sıkıntı doğrusu. Yine -bizim belediye eş başkanlarımızın döneminde gündemde olmasına rağmen- hafif raylı sistem acil bir ihtiyaçtır, gündeme getirilmesi gerekiyor.

Diyarbakır Karaz ilçesinde, diğer deyimiyle Diyarbakır Kocaköy ilçesinde Ambar Barajı'nda hem kamulaştırmadan dolayı vatandaşlarımız ciddi mağduriyetler altında ama daha önemlisi, tıpkı Hasankeyf'te uygulandığı gibi orada da baraj suları tutulduğunda "Gre Fılla" denilen bölgenin baraj suları altında kalacağı gerçeğini burada dile getirmek gerekiyor tekrar.

Diyarbakır'da sağlık sektörü SOS veriyor; sağlık altyapısı yok, yeteri kadar sağlık hizmeti yok. Bir örnek vermek gerekirse Diyarbakır Çocuk Hastalıkları Hastanesi 65 yaşında bir bina ve Hükûmet hiçbir şekilde Diyarbakır'ın sağlık sorunlarına bugüne kadar eğilmedi.

Depremde Diyarbakır'da 440 canımızı kaybettik. 5.500 yıkılması gereken bina var. Bu binaların yıkımı usulüne uygun yapılmıyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun, tamamlayın Sayın Kamaç.

MEHMET KAMAÇ (Devamla) - Bu bina yıkımları yapılırken toplum sağlığı ve esnafın çalışma sistemi hiçbir şekilde göz önünde bulundurulmuyor. Zaten ağır hasarlı binaların yüzde 60'ı hâlen duruyor ve bu çok ciddi bir sorun oluşturuyor.

Tarımsal sulama kanallarının bitirilmemesi çiftçilerimizi kuru tarıma zorluyor, bu konuda çiftçilerimiz ciddi bir zarara uğruyor. Size bir şey söyleyeyim: Pamuk toplama zamanı çiftçi pamuğu tarlada bıraktı çünkü girdi maliyetleri artık çiftçilerin çalışma düzenini bozmuş durumda.

DEDAŞ'ın gerçekten topluma yaptığı bir zulüm var yani "kaçak elektrik" adı altında ya da ağır faturalarla hem çiftçilerimizi hem vatandaşlarımızı Diyarbakır'da cezalandırıyor neredeyse.

Diyarbakır 5 No.lu Cezaevinin insan hakları müzesi olması yönünde Diyarbakırlıların talebi var.

Tabii, dediğim gibi, başta da söylediğim gibi, bu çuvalla getirdik, ancak bunu sığdırabildik.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (HEDEP sıralarından alkışlar)