GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan'ın babası Hilmi Babacan'ın vefatına, Cumhuriyet Halk Partisinin 38'inci Kurultayı'na, Japonya Parlamentosunun tertip ettiği Uluslararası Uygur Forumu'na, Saadet ve Gelecek gruplarından 4 milletvekilinin Gazze'deki insani soykırımı yerinde incelemek üzere Mısır'da temaslarda bulunduklarına, Filistin meselesine ve Parlamentoda dile getirdikleri hususların doğru bir zeminde tartışılmasını arzu ettiklerine, Amerika Birleşik Devletleri Dışişleri Bakanının Türkiye ziyaretine, Türkiye Büyük Millet Meclisinde İsrail'e karşı yapılan içecek boykotuna ve yurtlarda yaşanan sorunları protesto eden üniversite öğrencilerine karşı aşırı güvenlikçi tedbirler uygulandığına ilişkin açıklaması
Yasama Yılı:2
Birleşim:17
Tarih:07.11.2023

BÜLENT KAYA (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; DEVA Partisi Genel Başkanı Sayın Ali Babacan'ın muhterem babası Hilmi Babacan'ın bugün cenaze töreni vardı, dün itibarıyla vefat etmişti. Hem Sayın Ali Babacan'a hem de DEVA Partisine taziye dileklerimizi bu vesileyle iletmek istiyoruz.

Yine, hafta sonu Cumhuriyet Halk Partisinin 38'inci Kurultayı vardı, bu kurultayda Genel Başkanlığa seçilen hem Sayın Özgür Özel'i hem de Parti Meclisi üyelerini tekrar bu vesileyle tebrik ediyoruz.

Üçüncü hususumuz da Japonya Parlamentosunun İnsan Hakları İnceleme Komisyonu, Uluslararası Dünya Uygur Forumu'yla ilgili bir toplantı tertip etmişti, Türkiye'deki bütün siyasi partileri de davet etmişti. Partimizi temsilen Grup Başkanımız, Muğla Milletvekilimiz Sayın Selçuk Özdağ katıldı. Onunla ilgili kanaatlerini, görüşlerini ve Parlamentomuzun atması gereken adımlarla ilgili grup önerimizle ilgili zaten yüce Meclisi hem bilgilendirecek hem de taleplerimizi dile getirmiş olacak.

Dördüncü husus, Saadet ve Gelecek Grubu olarak Gazze'deki insani soykırımı yerinde incelemek üzere 4 milletvekili arkadaşımız, yaklaşık bir hafta Mısır'da temaslarda bulundu. Gazze sınırına kadar gittiler, diplomatik temaslarda bulundu, oradaki insan hakları örgütleri ve yardım kuruluşlarıyla bir dizi temaslarda bulundular. İnşallah yarın grup toplantımızda onlar da Gazze'yle ilgili izlenimlerini hem Parlamentoyla hem de yüce Türk milletiyle paylaşmış olacaklar.

Beşinci bir husus Filistin meselesi. Yetmiş beş yıldan beri devam eden soykırım, son bir aydır daha ağır bir şekilde dünyanın gündemine gelmeye başladı. Bu hususta Saadet Partisi olarak elbette biz hem milletin vicdanı hem de bir muhalefet partisiyiz. Dolayısıyla Parlamento zemininde dile getirdiğimiz hususların doğru bir zeminde tartışılmasını arzu ederiz. Bir muhalefet partisi olarak biz milletin tercümanıyız, milletin taleplerini dile getiririz. Aynı zamanda bir muhalefet partisi olarak da iktidarın atması gereken adımlarla ilgili taleplerimizi ortaya koyar, iktidarın bunu yapıp yapmadığı hususunda da denetim görevimizi yerine getirmiş oluruz. Dolayısıyla biz iktidarı değerlendirirken, eleştirirken veya atması gereken adımları söylerken şahsi bir talepte bulunmuyoruz. İktidar partisinin bu meselelere üzülüp üzülmediğini, hassasiyet gösterip göstermediğini tartışmıyoruz çünkü kalpleri bilen Allah'tır, biz hüsnüzanda bulunuyoruz ve bu arkadaşları tanıdığımız için, üzüldüklerinden, hassasiyet gösterdiklerinden şüphemiz yok ama bir muhalefet partisine düşen vazife iktidardan beklentileri ortaya koymak, bir iktidar partisine düşen vazife de muhalefet partisinin dile getirdiği bu hususlarla ilgili açıklama yapmak. Dolayısıyla bu zeminde, bu Mecliste, biz, milletin sesi olarak, bir muhalefet sorumluluğu olarak iktidarın atması gereken adımları burada dile getirmeye devam edeceğiz. Dolayısıyla gerek Hükûmeti temsilen buraya gelen Bakanlarımızın ya da uygun görüyorsa iktidar partisine mensup milletvekili arkadaşların bu konular üzerinden bizi değerlendirmelerini arzu ederiz. Eğer, şayet, biz, burada bir hamaset üzerinden bu konuları değerlendirecek olursak gereksiz yere birbirimizi üzmek gibi bir durumla karşı karşıya kalırız, bizim amacımız üzüm yemek. Dolayısıyla iktidarlar eleştiriye açık olmalı, bizim dile getirdiğimiz konular üzerinden bu meselelere yaklaşmaları gerekir diye bu konudaki hassasiyetimizi de tekrar vurgulamak istiyoruz.

Bir diğer konu: Amerika Dışişleri Bakanının Türkiye ziyareti ve bu ziyarette de özellikle Gazze'yi insansızlaştırma gibi bir durum gündeme geldi. Gazze'yi insansızlaştırma projesi; bir İsrail, bir siyonizm projesidir. Dolayısıyla gerek bizim Hükûmetimizin gerekse kamuoyumuzun Gazze'nin insansızlaştırılmasıyla ilgili "Cehenneme giden yollar iyi niyet taşlarıyla döşelidir." şeklindeki atasözüne de uygun olarak çok dikkatli olması gerekiyor. Evet, oradaki insani trajediye duyarsız kalamayız; evet, oradaki çocukların ve kadınların katledilmesine duyarsız kalamayız ama bu adımları atarken İsrail'in o bölgeyi yavaş yavaş insansızlaştırma ve Filistinlileri kendi öz vatanlarından uzaklaştırma projesinin de farkında olmamız lazım. Bu sebeple, Amerikan Dışişleri Bakanının bu konuyla ilgili Türkiye'ye gelmiş olmasını kınadığımızı da ifade etmek istiyorum.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun Sayın Kaya.

BÜLENT KAYA (İstanbul) - Elbette, Dışişleri Bakanımızın ve yetkililerin bir PR çalışması olarak, bir seremoniyle milletin duygularına tercüman olarak yeterli yüzü vermemiş olmasını takdir etmekle birlikte kapalı kapılar ardında konuşulan konuların da takipçisi olacağımızdan hiç kimsenin şüphesi olmasın.

Bir diğer önemli husus da: Yasama organı Türkiye Büyük Millet Meclisi olarak hem uluslararası sözleşmelere karar veren bir noktadayız hem de birçok kanuni düzenlemeyle uluslararası hususlarda söz ve yetki sahibi olan bir Parlamentoyuz. Bize düşen elbette kıymetlidir. Bir kola boykotu, bir içecek boykotundan daha öte İsrail'le yapılan uluslararası anlaşmalar var. Bu Meclis, onları gözden geçirmeli. Yine, bizim sadece Coca-Cola değil, birçok yazılım programımız İsrail'e destek veren markalar tarafından yapılan yazılım programları.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BÜLENT KAYA (İstanbul) - Bir dakika daha rica edebilir miyim?

BAŞKAN - Buyurun Sayın Kaya.

BÜLENT KAYA (İstanbul) - Elbette bakkal Mehmet efendinin, lokantacı Ahmet efendinin İsrail mallarını boykot etmesi kıymetlidir ve bu milletin vicdanında yer bulur ama Türkiye Büyük Millet Meclisinin de onların bu taleplerine uygun bir şekilde bir içecek boykotu yapması anlamlı olmakla birlikte bu yüce Meclisten daha esaslı duruşlar bekliyoruz. Uluslararası sözleşmeleri gözden geçirmelerini ve bu Türkiye Büyük Millet Meclisinin tedarik ettiği birçok ürün var, bu ürünleri de dikkate almalarını istirham ediyoruz. Dolayısıyla, Meclis Başkanımız, Türkiye'de bir uluslararası Gazze sempozyumu düzenlemeye öncülük edebilir. Türkiye Parlamentosu, dünya parlamentolarını Gazze meselesine dikkat çekmek için Türkiye'de uluslararası bir toplantının öncüsü olabilir. Bu tip esaslı adımları atmak varken sadece Meclis menüsünden içecekleri çıkarmak, Türkiye Büyük Millet Meclisinin bence etkinliğini azaltan bir konudur. Bu konuyu da dikkatlerinize sunmak istiyorum.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BÜLENT KAYA (İstanbul) - Son bir dakika Sayın Başkanım.

BAŞKAN - Buyurun Sayın Kaya, toparlayın.

BÜLENT KAYA (İstanbul) - Bir de KYK yurtlarında özellikle üniversite öğrencilerimizin asansör kazalarıyla gündeme gelen yaşadığı sorunlar var. Bu asansör kazalarını ve yurtlarda yaşanan sorunları protesto eden üniversite öğrencilerine karşı, demokratik taleplere karşı maalesef aşırı güvenlikçi tedbirler uygulandı ve yer yer üniversite öğrencilerimizin bu haklı taleplerine güvenlik kuvvetleri tarafından sert bir şekilde müdahale edildiği bir süreci yaşadık. Buradan tekraren iktidara şunu ifade etmek istiyoruz: Türkiye'yi açık bir cezaevi hâline getirmenize müsaade etmeyeceğiz. Bu toplum İncirlik Üssü'ne giderken de İsrail Elçiliklerine giderken de demokratik haklarını kullanıyor, buralarda güç kullanan güvenlik kuvvetlerimizle ilgili gerekli hassasiyetleri gösterin. Güvenlik kuvvetlerimiz bu protestoları sona erdirmekle değil, demokratik bir çerçevede yerine getirilmesiyle ilgili gerekli önlemleri almakla görevlidir diyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.