GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:16
Tarih:01.11.2023

ÜNAL KARAMAN (Konya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ben, bugün gündem dışı olarak yabancılara toprak satışı hakkında konuşacağım. Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.

"Tarih tekerrürden ibaret." derler. Tekerrürün sebebi onun hakkıyla anlaşılmamasıdır. Bugün bir tekerrür devrindeyiz. Tarihteki hataları inatla tekrarlamak bizi geri dönüşü olmayan sonuçlara götürür.

Yabancılara toprak satışı 80'lerin politik rüzgârıyla Türkiye gündemine girmiştir. Satışları içeren kanunlar ulusal güvenlik tehdidi gerekçesiyle defalarca Anayasa Mahkemesi engeline takılsa da yeni teklifler birbirini izlemiştir. Mevcut iktidarda da durum farklı olmamış, yasağı delecek kanunlar çıkarılmıştır. Anayasa Mahkemesi bu değişiklikleri de iptal etmiştir. Bu kararlara saygı duymadığını defalarca belirten irade ise uygulamada ısrarcı olmuştur.

2008 ve 2012 yılında yapılan kanuni düzenlemelerle birlikte mütekabiliyet ilkesi kaldırılmakla kalmamış, satın alınabilecek sınır imar planının yüzde 10'undan toplam yüz ölçümünün yüzde 10'una çıkarılmıştır yani ülkedeki herhangi bir parseli yabancılara satmanın önü açılmıştır. Sınırlardan mayınlar temizlenir gibi mevzuattan da yasalar birer birer temizlenmiştir.

Sayın milletvekilleri, Türkiye'mizin stratejik konumu vatandaşlık ve toprak satışına imkân vermeyecek hassasiyettedir. Topraklarımızın çeşitli ülkelerin televizyon kanallarında "Vatandaşlık hediyeli kelepir toprak." ibaresiyle pazarlanması milletimizi derinden yaralarken iktidarın umurunda bile olmamıştır. Yabancılara satılan her bir karış toprak gençlerimizin yarınlarından, ülkemizin geleceğinden çalmaktır. Sevr Anlaşması'nı yırtıp atan, Dumlupınar'da şahlanıp Büyük Taarruz'da yıldırım olup çakan Mehmet'imin kanlarıyla sulanan topraklar kaynağı belirsiz paralarla gelen kimliksiz şahıslara kurban edilemez. Yurdumuzun sınırları masa başında cetvelle değil, sınır hatlarında kanla çizilmiştir. Cansiparane mücadeleyle alınmış aziz vatanın ucuz mühendisliklerle teslimine müsaade etmemiz mümkün değildir.

Değerli milletvekilleri, toprak bir ülkenin kurucu ögesi, egemenliğinin simgesidir. Kabinedeki bir bakanın "Ben havaalanında hiçbir yabancının toprak götürdüğünü görmedim." demesi hâlâ hatırımızdadır. İktidarın konuya bakış açısı maalesef budur, mizah malzemesi görülecek kadar da sığdır. Doğru, kimse toprağı sırtına alıp götürmez, zaten öyle bir dertleri de yok. Sizin görmek istemediğiniz geleceği onlar görüyor; Türkiye'den arsa kapatıyorlar çünkü yakın geleceğin konusu gıda arz güvenliğidir, yenilenebilir enerjidir, sulak ve ormanlık alanların varlığıdır. Toprağı bereketli, enerji potansiyeli yüksek, yer altı kaynakları zengin ülkemizin bu kadar rağbet görmesi asla tesadüf değildir. Tapu Kadastronun yayınladığı verilere göre; yalnızca 2022 yılında 5 milyon 219 bin metrekare toprak satılmıştır. En çok toprak satılan illerin başında üzülerek söylüyorum ki 772.262 metrekareyle tarımın başkenti, memleketim Konya gelmektedir.

İktidarın tarım politikasızlığı sebebiyle üretim yapamaz hâle gelen Türk çiftçisinin ata emaneti toprakları yabancılar tarafından kapışılmaktadır. Ülkemizin dört bir yanında verimli arazilerimizin yabancılara geçmesi basit bir mülkiyet devri değil, memleket meselesidir. Devlet yönetmek ciddiyet, öngörü ve sorumluluk ister. Bugünü kurtarmak, sıcak para sağlamak adına atılan adımlar Türk milletinin geleceğini tehlikeye atıyorsa burada bir yönetim zafiyeti vardır. Üretim ve yer altı kaynaklarımızın yabancıların eline geçmesi tarihî bir hatadır, geleceğimizi etkileyen millî güvenlik sorunudur. Kanla kazanılan, Türklükle yoğrulan vatanımızı yabancıların kupon arazi kapattığı emlak ofisine çevirmenize izin vermeyeceğiz, kırk asırlık Türk yurtlarının yabancılara teslim edilmesine seyirci kalmayacağız. Büyük Atatürk'ün Türk Ocağı'nda da söylediği gibi "Memleketiniz sizindir, Türklerindir. Memleket tarihte Türk'tü, hâlde Türk'tür ve sonsuza dek Türk olarak yaşayacaktır."

Saygılarımı sunuyorum. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)