| Konu: | İYİ Parti Grubu önerisi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 16 |
| Tarih: | 01.11.2023 |
SAADET PARTİSİ GRUBU ADINA BÜLENT KAYA (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; İYİ Partinin TRT'nin bir iktidarın yayın organı olmasıyla ilgili hususların araştırılmasıyla ilgili vermiş olduğu önergesi hakkında Saadet Partisinin görüşlerini arz etmek üzere söz almış bulunmaktayım.
Anayasa'nın 133'üncü maddesinin üçüncü fıkrasında "Devletçe kamu tüzelkişiliği olarak kurulan tek radyo ve televizyon kurumu ile kamu tüzelkişilerinden yardım gören haber ajanslarının özerkliği ve yayınlarının tarafsızlığı esastır." deniyor. Hani bugünlerde yeni bir anayasa gündemde ya "Darbe anayasasından kurtulalım." gibi büyük büyük laflar ediliyor ya, işte bu darbe anayasası bile TRT'nin özerk ve tarafsız olduğunu hükme bağlıyor ama maalesef işine gelmeyen kişiler bu hükmü bile uygulamaktan acizken bugün bize tarafsız ve yeni bir anayasadan bahsedebilmektedir. 2954 sayılı Türkiye Radyo ve Televizyon Kanunu'nun 5'inci maddesinin (m) bendi de "Kamuoyunun sağlıklı ve serbestçe oluşabilmesi için kamuoyunu ilgilendirecek konularda yeterli yayın yapmak; tek yönlü, taraf tutan yayın yapmamak ve bir siyasi partinin, grubun, çıkar çevresinin, inanç veya düşüncenin menfaatlerine alet olmamak." şeklindeki yayın esasını hükme bağlamışken maalesef ortada açık kanun hükmü yokmuş gibi TRT bugün bir iktidar partisinin yayın organı hâline gelmiştir, bir devlet yayın organı olmaktan çıkıp bir parti organı hâline gelmiştir maalesef. Sadece bir örnek, 1 Nisan ve 1 Mayısta, Cumhurbaşkanı adaylarının açıklanıp Resmî Gazete'de ilan edildiği süreç içerisinde TRT Haber'in yer verdiği sürelere işaret etmek istiyorum: Sayın Recep Tayyip Erdoğan otuz iki saat kırk iki dakika, Sayın Devlet Bahçeli yirmi beş saat yirmi yedi dakika, Cumhur İttifakı toplamda elli dokuz saat on bir dakika, Büyük Birlik Partisi de ittifakta olduğu için nasibini almış otuz üç dakika, son anda eklemlenen DSP on üç dakika, son anda eklemlenen Yeniden Refah Partisi yedi dakika, HÜDA PAR da altı dakikayla kendine yer bulmuşken, Millet İttifakı sadece kırk iki dakika kendisine yer bulabilmiş. Ondan sonra da "Tarafsız, eşit koşullarda yapılan bir seçimde millet tercihini yaptı." gibi hamasi duygularla seçim sonuçlarını değerlendiriyoruz.
Doğrudan kamunun sahip olduğu TRT'nin yanında, dolaylı olarak kamunun desteklediği artık bir nevi "kamu-özel iş birliği" diye tarif edebileceğimiz bir medya da oluştu. Düşünün, 2010'dan önce Vakıfbankın kredisiyle bir medya grubu satın alındı, 2018'de de Ziraat Bankasının kredisiyle 900 milyar dolar kredi kullanılarak bir medya organı yine iktidar eliyle el değiştirdi. Bunların gerçek sahipleri bunlar mıdır, ne kadar kredi borcu ödediler, ne kadar borçları olduğuna dair sorulan sorulara da "ticari sır" deyip işin içerisinden sıyrıldılar.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BÜLENT KAYA (Devamla) - Toparlayayım Sayın Başkan.
BAŞKAN - Lütfen tamamlayın.
BÜLENT KAYA (Devamla) - Sanki kendi partilerinin kasasından ya da kendi şirketlerinden çıkan paranın hesabını soruyormuşuz gibi buna "ticari sır" deyip işin içerisinden sıyrılmaya çalışıyorlar.
Yine, bir diğer önemli husus -Sayın Başkanım da çok iyi hatırlar, biraz da tebessüm ederek- 1980 ve 90'lı yıllarda, o dönemlerde mütedeyyin ailelerin evlerine giren gazeteler, öğrenci evlerine, öğrenci yurtlarına giren gazeteler müstehcen yayınlar içeriyorsa koli bandıyla o resimler sansürlenirdi mütedeyyin bazı kişiler tarafından ama o sansürlemeyi yapan ağabeyler -yönetiminde olduğu kamu kurumları- bugün o müstehcen yayın yapan medya organlarının ya yönetim kurulu üyesi ya köşe yazarı ya da mensubu oldukları kamu kurumunlarını, oraları finanse edecek duruma düşürdüler. Bunları düşünmeyelim mi, tartışmayalım mı, bunların yanlışlığına işaret etmeyelim mi? Dolayısıyla, bugün TRT'nin ve kamu eliyle medyanın içine düştüğü hâli ortaya çıkarmak üzere İYİ Partinin önergesini desteklediğimizi ifade ederek Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (Saadet Partisi sıralarından alkışlar)