| Konu: | Cumhuriyetin 100'üncü yılında neler yaşandığına, yayınlanan Free Web Turkey 2022 Raporu'na, TÜRK-İŞ'in açıkladığı gıda enflasyonuna, Hatay Valiliğinin hassas alan düzenlemesini yürürlükten kaldırmasına, HEDEP'in kriminalize edilmeye çalışılmasına, AK PARTİ MKYK üyesi Orhan Miroğlu'nun basında çıkan açıklamasına, cezaevlerinde çıplak aramaların devam ettiğine ve Hatay Milletvekilli Şerafettin Can Atalay'a ilişkin açıklaması |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 15 |
| Tarih: | 31.10.2023 |
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Erzurum) - Teşekkürler Sayın Başkan.
Cumhuriyetin 100'üncü yılında neler yaşıyoruz, aslında bunları konuşmamız lazım. Bizim mücadelemiz cumhuriyeti demokrasiyle buluşturmaktır, demokratik bir cumhuriyeti inşa etmektir çünkü demokratik cumhuriyet -bugün olmayanları söyleyeyim- tekçiliğe karşı çoğulculuktur, emek sömürüsüne karşı emeğin kurtuluşudur, Kürt sorununda demokratik ve barışçıl çözümdür, kadınların özgürleşmesidir, inançlara özgürlüktür, doğanın özgürleşmesidir ve bugün cumhuriyet demokrasiden eksiktir, yoksundur.
Evet, cumhuriyetin 100'üncü yılında yeni bir rapor yayınlandı; Free Web Türkiye 2022 Raporu. Bu rapora göre 2022 yılında en az 40.536 URL'ye erişim engeli getirildi. Sayı itibarıyla en çok Cumhurbaşkanı Erdoğan ve ailesi hakkındaki haberler engellenirken onu AKP'ye yakın kişi ve organizasyonlar hakkındaki haberler izliyor. Erişime engellenen en az 3.196 haberin konularına göre dağılımına bakıldığında 1'inci sırada Cumhurbaşkanı Erdoğan ve ailesi hakkındaki usulsüzlük iddialarına değinen haberler ve bu konuyu ele alan toplam 1.770 haber için erişim engeli kararı verilmiş, onu 517'yle AKP'ye yakın kişi ve organizasyonlar hakkındaki usulsüzlük iddialarını konu alan haberler izliyor. Alan adı engellenmesinde ise muhalif siteler olarak kodlanan, hükûmet ideolojisine taban tabana zıt bir yayın politikası benimseyen internet gazeteleridir. Muhalif siteler ifadesiyle Etkin, Mezopotamya, Kızıl Bayrak, Jin News, Siyasi Haber, Umut Gazetesi, Komün Dergi, Gazete Yolculuk, Özgür Gelecek, PİRHA, Yeni Demokrasi, Yeniden Yaşam ve Kaldıraç Dergisi gibi siteler kastediliyor. Niye muhalif? İktidarın karanlık yüzünü gösterdikleri için. Ve muhalif sitelere ait 53 alan adı 51 farklı kararla erişime engellendi. Amaç neymiş burada? Millî güvenliği korumakmış. İçeriğe baktığımızda, millî güvenlik değil, iktidarın bekasının korunduğu zaten ortada. Burada iktidarın yolsuzluk çarkının açığa çıkarılmasından duyulan korkunun olduğunu görebiliyoruz. "Tek adam rejimi" derken tam da bunu söylemeye çalışıyoruz.
Sayın Başkan, cumhuriyetin 100'üncü yılında TÜRK-İŞ gıda enflasyonunu açıkladı ve Türkiye yurttaşları aç. Nedir bu araştırmanın ayrıntıları? Aylık gıda harcaması tutarı yani açlık sınırı 13.684 TL ve açlık sınırı ile asgari ücret arasındaki fark, makas giderek artıyor; 2.282 liraya çıktı bu fark. Yine, 4 kişilik bir aile için uyarlarsak bunu, yoksulluk sınırı 44.573 TL olduğunda ve bekâr, yalnız yaşayan birinin yaşama maliyeti 17.803 lirayken bu ülke yurttaşlarının aç olduğunu çok net bir şekilde görüyoruz. Evet, sadece kıymanın fiyatını vereyim: Dana kıymanın ortalama fiyatı 332 TL'den 369 TL'ye çıkmış. Et, balık, tavuk, yumurta, yoğurt insanlar için artık bir hayal çünkü yiyemiyorlar. Hazreti Muhammed demişti ya: "Komşusu açken kendisi tok yatan bizden değildir." Kimlerin tok olduğunu herkes biliyor!
Sayın Başkan, Hatay Valiliği hassas alan düzenlemesini yürürlükten kaldırdı. Ne demek bu? Maden ve taş ocakları ÇED raporu olmadan faaliyete geçebilecek. Bu karar Hatay ve Hataylıları öldürmektir. Kararın ayrıntıları elimde var ama özeti: "ÇED raporu alınmasına gerek yok." Sekiz aydır asbestten, tozdan boğulan Hatay, taş ocaklarıyla yok edilmek isteniyor. Hatay'ın madene değil, yaralarının sarılmasına ihtiyacı var. Baronun açtığı dava maalesef reddedilmiş. Hatay'dan, her yerden bu konuda çağrı var, çığlık var; biz de bu çağrıya ortak olarak şunu söylüyoruz: Hatay bir kez yok oldu, bir kez daha yok olmasın. Depremde yerle bir olan kentin ölüm fermanı olacak olan bu karara karşı durmaya tüm kamuoyunu davet ediyoruz.
Sayın Başkan, Mersin'de gözaltına alınan parti meclisi üyemiz Naif Bulğa ve gençlik meclisi üyesi Mazlum Kaya maalesef tutuklandı. Şaşırdık mı? Hayır. Hedef ne?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Evet, Sayın Danış Beştaş, lütfen tamamlayalım.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Erzurum) - Hedef, partimizi kriminalize etmek. Gerçekten bunları geçin. Bizler mücadelemizi her koşulda yürütürüz cezaevinde de olsak dışarıda da olsak, merak etmeyin. Yargıyı da bu kadar yormayın. Tutuklamak için gerekçe üretmekten ülkede başka meselelerle ilgilenemiyor bu iktidar. Yargı erkini partimizden sorumlu bir kuruma dönüştürdünüz artık gerçekten. Bırakın, erkler görevlerini yapsınlar.
Sayın Başkan, Adalet ve Kalkınma Partisi MKYK üyesi Orhan Miroğlu bir şeyler buyurmuş -basında çıktı bu sabah- "Kayyumlar dönemi AK PARTİ'nin belediyeleri kazanmasıyla sona erer, başka yolu yok." demiş. Başka yolu yokmuş demek, öyle mi? Aslında itiraf ediyor "Evet, biz kayyumları bilerek, isteyerek kazanımlara el koymak için atadık." diyor; bu bir itiraf. Herkesin bildiği gerçeği bir kez daha Miroğlu...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Evet, Sayın Danış Beştaş, lütfen toparlayalım.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Erzurum) - Miroğlu, herkesin bildiğini bir kez daha teyit etmiş. İçinde bir gram hikmet barındırmayan bu cümlede başka şeyler de var, saklı. Ne demek? "Gerekirse yerel yönetimleri ortadan kaldırırız." demek istiyor. Neyle olacakmış? Zorla alacaklarmış, belediyeler alınana kadar da kayyum olacakmış. Biz de buradan net olarak söyleyelim: Hayır, o kayyumlar gidecek, başka yolu yok; bunları göndereceğiz. Köstebek ne kadar toprağı kazarsa o kadar kendi kafası üzerinden atarmış. Bu duruma Kürtçede "..."(*) denir. "..."(*) muhatapları bunu gayet iyi biliyorlar. Buradan kendisine sesleniyoruz: Bu kadar aklın varsa başkalarına sakla, bize akıl vermeye kalkma. Yani hakikaten çıkar için inkâr etmediği hiçbir şey kalmamışken şimdi halkın iradesine ve seçimlerde seçtiği temsilcilere dil uzatmayın diyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Danış Beştaş, lütfen tamamlayalım.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Erzurum) - Röportajın çıktısı da burada.
Sayın Başkan, cumhuriyetin 100'üncü yılında Türkiye cezaevlerinde çıplak arama var, evet. Bizim İzmir İl Eş Başkanımız Berna Çelik'e çıplak arama işkencesi uygulanmış ya! Bunu nasıl izah edelim? Bu Mecliste günlerce kavgalar oldu, iktidar grubu inkâr etti, sonra Adalet Bakanlığı kabul etti, sonra yönetmelik geldi ve bugün tekrar tekrar çıplak arama işkencesi devam ettiriliyor ve TEM polisinin kendi koğuşuna girdiğini söylemiş Sevgili Berna Çelik. Bu işkenceyi kabul etmeyeceğiz, her yerde teşhir edeceğiz. Cezaevleri artık bir suç mahalline dönüştü. Bunu durdurma çağrısını Adalet Bakanına tekrar tekrar yapmak istiyorum, derhâl bu...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Erzurum) - Bitiriyorum Başkan, bitiriyorum.
BAŞKAN - Sayın Beştaş, lütfen...
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Erzurum) - Bitiriyorum.
BAŞKAN - Yani çok fazlasıyla zorladım.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Erzurum) - Ben kronometremi tuttum, bitiriyorum.
BAŞKAN - Ama lütfen, lütfen; bir daha ikaza...
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Erzurum) - Bu cumhuriyeti demokratikleştirmek zorundayız, mücadelemiz buna dairdir. "Bir an önce demokrasiye dönün." çağrımızı yineliyorum ve son olarak, Can Atalay hakkında dün yerel mahkeme inanılmaz ucube bir karar verdi, dosyayı Yargıtaya gönderdi, tamamen kendi üstünden attı. AYM kararı "Dosyayı ele al ve tahliye et." demiştir, bu konuya direniş hakkı yoktur, direnme hakkı yoktur, tıpkı 4 Kasım darbesi gibi şu anda bir milletvekilimiz, bu Parlamentonun bir milletvekili cezaevinde tutuluyor; Can Atalay'ı serbest bırakın diyorum.
Teşekkür ediyorum. (HEDEP sıralarından alkışlar)