| Konu: | On İkinci Kalkınma Planının (2024-2028) Sunulduğuna Dair Cumhurbaşkanlığı Tezkeresi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 14 |
| Tarih: | 30.10.2023 |
SELMA ALİYE KAVAF (Manisa) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 2024-2028 yıllarını kapsayan On İkinci Kalkınma Planı'nın İkinci Bölüm'ü üzerinde DEVA Partisi adına söz almış bulunuyorum. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Cumhuriyetimizin kuruluşunun 100'üncü yılını kutluyorum. Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşlarını rahmetle anıyorum.
Değerli milletvekilleri, kalkınma planları ekonomik büyümeden ayrı olarak yalnızca sayısal büyüklükleri değil, insan onurunu gözeten, refahı, sosyal gelişmeyi, toplumsal huzuru da amaçlayan planlardır. Dolayısıyla programın milletimizi doğrudan etkileyen hukuk, demokrasi, sosyal politikalar, ekonomi, tarım ve eğitim alanlarında bütçe göstergeleriyle çelişmeyecek, gerçekçi ve sürdürülebilir hedefleri içermesi gerekmektedir. Söz konusu kalkınma planındaki hedeflerin gerçekleşmesi ancak insanlarımızın refahını ve insani standartlarını koruyup yükselten bir bütçe planlamasıyla mümkündür. Böyle olup olmadığını anlamak için 2024 yılı bütçesine baktığımızda, yatırım bütçesinin ve üretim gelirlerinin yeterince artmadığını, bunun yerine bütçede vergi gelirlerinin yaklaşık yüzde 75 oranında arttığını, çalışanların vergi dilimlerinde gerekli düzenlemelerin yapılmadığını, gayrisafi yurt içi hasıla arttığı için azalması gereken ancak tam tersi olarak artan yoksulluğa karşın sosyal politika harcamalarının oransal olarak azaldığını görmekteyiz. Gelir dağılımında adaletin bozulduğunu ve sosyal destek harcamalarının dengeli yapılmadığını gösteren bu rakamlar, hazırlanan kalkınma programının gerçekçiliği noktasında hepimizi kuşkuya düşürmektedir. Dar gelirli vatandaşlarımız için ağır ve acımasız bir yük olan dolaylı vergilerin yüzde 75 oranında artışını öngören 2024 yılı bütçesinin kalkınma planının ilkeleriyle çeliştiğini vurgulamamız gerekmektedir. Öngörülen bütçe emekli, memur, asgari ücretli, engelli, yaşlı ve yoksul vatandaşlarımızın geleceğe dair umutla bakabilmesini sağlamaktan oldukça uzaktır. Yoksulluk sınırının yüzde 25'ine, açlık sınırı seviyesinin ise altına denk gelen ve çalışanların ise artık standart maaşı olan asgari ücretin çalışma barışını ve verimliliği, bunun da ekonomik kalkınmayı sağlaması mümkün müdür? 2024 yılı için belirlenmiş ve Hükûmetin kendi enflasyon tahminlerinin dahi altında kalmış memur ve emekli zamlarıyla toplum genelinde ekonomik refahın ve sosyal barışın sağlanması mümkün müdür? 2023 yılının ikinci yarısından itibaren yüzde 30'u aşan enflasyonun telafisini öngöremeyen bir planlamayla ekonomik kalkınma mümkün müdür? Fakirliğe razı edilmeye çalışılan bir toplumun ekonomik kalkınması mümkün müdür?
Geldiğimiz noktada orta vadeli programlar, kalkınma planları ile bütçe programlarındaki hedeflerin büyük ölçüde tutturulamadığını da görüyoruz. 2019-2023 yıllarını kapsayan On Birinci Kalkınma Planı'ndaki istihdam ve çalışma hayatı hedeflerinin hiçbirinin tutturulamadığını rakamlar bize göstermektedir; işsiz yine işsiz, yoksul yine yoksul, muhtaç yine muhtaçtır. Aylıkları 5 bin liranın altında olan milyonlarca dul ve yetim, 7.500 lirayla geçimini sağlamaya çalışan emekli vatandaşlarımız, barınma sorunu yaşayan milyonlarca öğrencimiz, kalifiye eleman sorunu yaşayan üreticimiz, ay sonunu getiremeyen asgari ücretli vatandaşımız kendileri için daha somut ve net adımların planlandığı bir kalkınma planı beklemektedir. İşsizliği azaltacak, prim ve teşviklerle üretimi destekleyecek yatırım programlarının daha geniş bütçe ve politikalarla desteklenmesi gerekmektedir. Müteahhitlik sektörüne hizmet eden ve sağlık hizmeti veren binaların yapımı tek başına sağlık hizmetlerini artırmaya yetmemektedir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Kavaf, lütfen tamamlayalım.
SELMA ALİYE KAVAF (Devamla) - Peki.
Hem hekimlerimizin hem de hekim eksikliğinden dolayı tanı ve tedavi süreçleriyle ilgili randevu alamayan vatandaşlarımızın sorunları kapsayıcı biçimde çözüme kavuşturulmalıdır. Dar gelirli veya geliri olmayan vatandaşlarımızdan alınan ilaç katılım bedellerinden vazgeçilmelidir. İşverenlerimize sunulan SGK prim desteğinin asgari ücretle çalışanlarımıza da sunulması gerekmektedir. Kalkınma programı kapsamında belirlenmiş daha uzun süre çalışanın daha fazla emekli maaşı alması hedefi, aylık bağlama oranlarıyla güncelleme katsayısının düşürülmesine sebep olmamalıdır. Enflasyonist ortamda sosyal yardıma ve sosyal hizmete muhtaç olan vatandaşlarımızın bütçeden alması öngörülen pay oransal olarak artırılmalıdır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Kavaf, lütfen tamamlayalım, lütfen.
SELMA ALİYE KAVAF (Devamla) - Teşekkür ediyorum.
Başta depremzede vatandaşlarımız olmak üzere, barınma sorunları kalıcı şekilde çözülmeli ve bu konuyla ilgili ayrılan ödenekler titizlikle takip edilmelidir.
On İkinci Kalkınma Planı'nın sonuçları itibarıyla beklentileri karşılamasını temenni ediyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.