GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: On İkinci Kalkınma Planının (2024-2028) Sunulduğuna Dair Cumhurbaşkanlığı Tezkeresi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:14
Tarih:30.10.2023

HEDEP GRUBU ADINA ALİ BOZAN (Mersin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Sayın Başkan, kalkınma planıyla ilgili değerlendirmelerime başlamadan önce... Sanırım hatırlıyorsunuzdur, en son bu kürsüye çıktığımda birkaç kez sözümü kesmiştiniz ve temiz bir dil kullanmaya davet etmiştiniz beni. Hâlbuki ben o konuşmam esnasında hiç kimseye hakaret etmemiştim, hiç kimseye küfretmemiştim; ama geçen hafta tam da sizin yerinizde oturan bir zat vardı, bu zatın kullandığı sözü, davranışlarını nasıl tarif edeyim bilmiyorum. Ben, davranışlarını, sözünü izlediğimde, dinlediğimde utandım. Eminim, o esnada Genel Kurulda bulunan bütün milletvekili arkadaşlarımız da utanmıştır eminim, daha sonra ekranları başında izleyen bütün yurttaşlarımız da bu zatın davranışından utanmıştır. O zatın yeri bu Meclis bile değilken hâlen Meclis Başkan Vekilliği görevini yapmaya devam ediyor. Şunu açık ifade edelim: Meclis Başkan Vekilliği görevini yapan kişi önce sınırını bilecek...

MUSTAFA BAKİ ERSOY (Kayseri) - Sen mi karar veriyorsun?

ALİ BOZAN (Devamla) - ...sonra haddini bilecek...

MUSTAFA BAKİ ERSOY (Kayseri) - Sen mi karar veriyorsun?

ALİ BOZAN (Devamla) - ...sonra seviyesini bilecek...

MUSTAFA BAKİ ERSOY (Kayseri) - Sen mi karar veriyorsun?

ALİ BOZAN (Devamla) - ...sonra konuştuğu sözü bilecek.

MUSTAFA BAKİ ERSOY (Kayseri) - Sen karar veriyorsun!

ALİ BOZAN (Devamla) - O koltukta otururken yapması gereken ne ise görevi ne ise onu yapacak. O koltukta otururken kullandığı sözle seviyesini açık şekilde ortaya koydu. Biz onun seviyesine inmeyeceğiz. Bize oy veren milyonlarca insanın içinden geçen sözü kullanmak isterdim ama biz ahlaklı bir mücadele geleneğinden geliyoruz, bu nedenle bu sözü kullanmayacağım.

MUSTAFA BAKİ ERSOY (Kayseri) - Siz mi ahlaklısınız?

ALİ BOZAN (Devamla) - Şimdi benim Meclise naçizane bir önerim var. Bu zatın bir terbiye eğitimi alması şart.

ERKAN AKÇAY (Manisa) - Ya bırakın şimdi!

ALİ BOZAN (Devamla) - Öncelikle bu zat bir terbiye eğitimine alınmalı, terbiye eğitimi tamamlanıncaya kadar Meclis Başkanlığı koltuğuna oturmamalı, buna müsaade edilmemeli.

MUSTAFA BAKİ ERSOY (Kayseri) - Geç o işleri, geç. Sizin hangi kültürden geldiğiniz belli, doğru.

ALİ BOZAN (Devamla) - Meclis bu edep yoksunuyla ilgili bugün ne karar alacak bilmiyorum ama Meclis şunu bilmeli, Meclis yönetimi şunu bilmeli: O zat burada hiçbir şey olmamış gibi gelip bu Mecliste, Meclis Başkan Vekilliği görevini yapamayacak, şimdiden söylemiş olalım sonra "Duymadık, bilmiyoruz, haberimiz yok." demesin kimse.

ERKAN AKÇAY (Manisa) - Aynen devam edecek.

ALİ BOZAN (Devamla) - Kalkınma planıyla ilgili olarak, Sayın Cevdet Yılmaz'ı dinlerken dikkatle dinlemeye çalıştım. İlk başta acaba Sayın Yılmaz şaka mı yapıyor dedim; sonrasında, baktım, okuduklarıyla ilgili Sayın Yılmaz gayet ciddi. Değerlendirmelerinin bütününe baktığımızda âdeta halkın aklıyla alay edercesine değerlendirmeler yapıldı.

Bugün, burada, kalkınma planı nasıl olmalı onu anlatayım. Aslında, burada bulunan vekiller, özellikle AKP'li vekiller birazcık sokağa çıksa, birazcık pazara gitse, biraz esnafın içerisine gelse anlayacak ama sokağa çıkacak, esnafın içine çıkacak, pazara gidecek yüzleri olmadığı kanaatindeyim. Üç dört gün önce Mersin'de pazarda geziyorum, bir vatandaş geldi, diyor ki: "Yetemiyoruz, ölüyoruz." İki gün önce kanser hastası bir yurttaşla görüştüm, diyor ki: "Kanserle ilgili tedavi giderlerimizi devlet karşılayamıyor." diyor ki: Devlet hastanelerinde sıra bekleyemiyoruz. "Özel hastanelere gidiyoruz, özel hastanelere binlerce lira para bırakmak zorundayız."

Size bir isimden bahsedeyim: 26 yaşında bir genç, İlyas Bul; adını duymamışsınızdır. İlyas Bul İngilizce öğretmeniydi. Ataması yapılmadığı için Akkuyu'da çalışmak zorunda kaldı ve daha 10'uncu gününde orada yüksekten düşme neticesinde İlyas Bul hayatını kaybetti, sizin döneminizde kaybetti. Kalkınma planında atanamayan, ataması yapılmayan öğretmenlere dair hiçbir şey yok. Kalkınma planının tamamı, şu 511 sayfanın tamamı "yapacağız, edeceğiz; yapacağız, edeceğiz..." Şu kitapçıkta başka hiçbir şey yok.

Küçük esnaftan bahsedelim. Sayın Yılmaz, önce size sonra AKP'li vekillere soruyorum: Kredi kartıyla satış yapan küçük esnaf pos cihazına, bankalara yüzde kaç komisyon ödüyor? Cevap yok. Tahmin ettiğim üzere, bilmiyorsunuz. Küçük esnafın pos cihazıyla satış yaptığında kârını bankalarla paylaşmak zorunda kaldığını bilmiyorsunuz. Bunu bilmeden kalkınma planı hazırlamışsınız, bunu bilmeden önümüzdeki beş yılı planlamaya çalışıyorsunuz. Küçük bir öneri: Buradan çıktıktan sonra ilk yapacağınız iş, küçük bir esnafa uğrayın -Sayın Yılmaz size de önerim, AKP'li milletvekillerine de- gidin sorun.

DERYA YANIK (Osmaniye) - Biz sürekli oradayız, merak etmeyin.

ALİ BOZAN (Devamla) - Gidin, dertlerini sorun ama şuna dikkat edin: Sakın ha sakın iktidar milletvekili olduğunuzu söylemeyin. Benden söylemesi, gerisi size kalmış.

Kalkınma planı nasıl olmalı? Kalkınma planı için önce bu ülkenin barışa ihtiyacı var. Önce, AKP'nin yirmi iki yıl boyunca yarattığı yangın yerinde, hayat mücadelesiyle baş başa bıraktığı halkla, yurttaşla barışmaya ihtiyacı var. İşte, tam da bunun için diyorum ki sokağa gidin, pazara gidin, esnafa gidin.

FATMA AKSAL (Edirne) - Hep sokaktayız.

ALİ BOZAN (Devamla) - Gençlere gelecek vadetmeniz lazım. Son iki hafta içerisinde 3 üniversite öğrencisi yetmediği, yetemediği için intihar etti. Kalkınma planında gençlerin geleceğine dair "yapacağız" "edeceğiz" dışında bir şey var mı? Yok.

DERYA YANIK (Osmaniye) - Dağa çıkarıp öldürenler mi söylüyor bunu gençlere!

ALİ BOZAN (Devamla) - Kalkınma için -altını çizeyim- ikiyüzlü, sahte siyaset yapmayacaksınız. Neden? Mesela, geçen hafta, burada Gazze için büyük büyük laflar ettiniz. Genel başkanlarınız da aynı büyük lafları etti, hatta birinizin genel başkanı sapanla Gazze'ye gidiyordu, hâlâ buralarda, gitmemiş, buralarda. "Sapanla Gazze'ye gideceğim." diyordu.

MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) - Terbiyesizlik yapma, terbiyesizlik yapma.

MUSTAFA BAKİ ERSOY (Kayseri) - İşine bak! İşine bak!

ALİ BOZAN (Devamla) - Peki, Gazze için...

Dinlemeyi öğrenin önce, sakin sakin, sakin sakin.

MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) - Terbiyesizlik yapma! Terbiyesizlik yapma! Daha ağırını duyarsın benden! Daha ağırını duyarsın benden!

ALİ BOZAN (Devamla) - Terbiyesiz sensin, iade ediyorum, iade ediyorum.

MUSTAFA BAKİ ERSOY (Kayseri) - İşine bak! İşine bak!

ALİ BOZAN (Devamla) - Ben Genel Başkanınızın sözlerini söylüyorum.

MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) - Liderle, Genel Başkanla ilgili böyle konuşulmaz! Edepsizlik yapma! Edepsizlik yapma! Edepsizlik yapma! Terbiyesiz!

ALİ BOZAN (Devamla) - Peki, Gazze için...

BAŞKAN - Değerli Hatip, lütfen Genel Kurula saygın bir dille hitap edin, temiz bir dil kullanın.

ALİ BOZAN (Devamla) - Sayın Başkan, cevap verdim.

BAŞKAN - Ama bakın, sizin ağzınızdan çıkanı kulağınız duysun.

ALİ BOZAN (Devamla) - Sayın Başkan, aynısını yaptım.

BAŞKAN - Öyle değil. Bakın, Genel Kurula hitap ediyorsunuz.

MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) - Hiçbir genel başkan için böyle konuşulmaz!

ALİ BOZAN (Devamla) - Bana hangi dille hitap edilirse aynı dille cevap veririm.

BAŞKAN - Sana kimse hakaret etmiyor, sen hakaret ediyorsun, buna hakkın yok. Lütfen, temiz bir dille konuşun.

MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) - Sen niye üstüne alındın? Sen niye üstüne alındın?

ALİ BOZAN (Devamla) - Gazze için somut ne yaptınız?

MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) - Terbiyesiz!

ALİ BOZAN (Devamla) - Dinlemeyi öğrenin. Ağırınıza gidiyor, doğruları duymaktan rahatsızsınız, doğruları duymak batıyor size.

MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) - Terbiyesizlik yapma, ne konuşursan konuş!

ALİ BOZAN (Devamla) - Bu nedenle hoplayıp zıplıyorsunuz.

MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) - Hoplatırım seni! Seni hoplatırım!

ALİ BOZAN (Devamla) - Bir bekleyin, bitireyim. Sakin...

MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) - Seni hoplatırım! Hoplatırım seni!

ALİ BOZAN (Devamla) - Relaks... Relaks...

MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) - Seni ben hoplatırım!

ALİ BOZAN (Devamla) - Sakin... Sakin...

MUSTAFA BAKİ ERSOY (Kayseri) - Oradan artistlik yapma lan!

BAŞKAN - Sayın Hatip, Genel Kurula hitap edin, şahsa hitap etmeyin.

ALİ BOZAN (Devamla) - Sayın Başkan, Genel Kurula hitap ediyorum. Ne dediğini duyuyor musunuz?

BAŞKAN - Lütfen Genel Kurula hitap edin.

MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) - Hoplatırım seni!

MUSTAFA BAKİ ERSOY (Kayseri) - Edepsiz! Ne konuştuğunu bil!

ALİ BOZAN (Devamla) - Duyuyor musunuz Sayın Başkan?

BAŞKAN - Ben duyuyorum, sizi de duyuyorum.

MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) - Hoplatırım seni!

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Erzurum) - Ali Vekilim, lütfen...

MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) - Hoplatırım seni ben!

MUSTAFA BAKİ ERSOY (Kayseri) - Edepsiz! Edepli konuş!

BAŞKAN - Birbirinize karşı münasip bir lisanla konuşun ve Genel Kurula hitap edin lütfen.

MUSTAFA BAKİ ERSOY (Kayseri) - Edepli konuş! Edepsizlik yapma!

MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) - Terbiyesiz! Ahlaksız!

ALİ BOZAN (Devamla) - Sayın Başkan, bu mudur! Bu mudur Sayın Başkan!

BAŞKAN - Sayın Bülbül...

VAHİT KAYRICI (Çorum) - Budur! Az bile sana!

MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) - Seni hoplatmasını bilirim ben!

BAŞKAN - Sayın Bülbül...

ALİ BOZAN (Devamla) - Meclise layık dil bu mudur!

MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) - Hopluyormuşuz(!)

BAŞKAN - Değerli milletvekilleri...

MUSTAFA BAKİ ERSOY (Kayseri) - Edepli konuş!

MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) - Seni ben hoplatmasını bilirim!

BAŞKAN - Sayın Bülbül...

Sayın Hatip; lütfen Genel Kurula hitap edin. Ben herkesi birbirine karşı saygın bir dil kullanmaya davet ediyorum.

ALİ BOZAN (Devamla) - Sayın Başkan...

MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) - Meclis kürsüsündesin. Terbiyesiz!

BAŞKAN - Sayın Hatip, lütfen, bakın, burada bir sürü konuşmalar oldu ve konuşmalar gayet güzel bir ortamda geçti.

ALİ BOZAN (Devamla) - Gayet güzel lisanla gidiyorum Sayın Başkan, gayet güzel ortam vardı.

BAŞKAN - Ama bakın, şimdi ortam gerildi. Kendiliğinden mi gerildi?

ERKAN AKÇAY (Manisa) - Tahrikkâr konuşmayı bırak!

ALİ BOZAN (Devamla) - Zaten ortamı geren ben değilim Sayın Başkan.

BAŞKAN - Kim geriyor?

ALİ BOZAN (Devamla) - Ben değilim Sayın Başkan.

BAŞKAN - Peki, siz Genel Kurula hitap edin lütfen, takdir Genel Kurulun.

Buyurun.

ALİ BOZAN (Devamla) - Şunu söyleyeyim: Dinlemeyi öğrensinler, hitap edeceğim. (MHP sıralarından gürültüler)

MUSTAFA BAKİ ERSOY (Kayseri) - Edepsizlik yapma sen de!

VAHİT KAYRICI (Çorum) - Konuşmayı öğren önce! Adam ol!

ALİ BOZAN (Devamla) - Konuşun, konuşun!

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Erzurum) - Sayın Başkan, bir dursunlar da devam etsin.

BAŞKAN - Değerli milletvekilleri, lütfen izin verin.

ALİ BOZAN (Devamla) - Dedim ya, gerçekleri duymak rahatsız ediyor sizi! Gerçekleri duymak rahatsız ediyor! Ne kadar bağırsanız çağırsanız, tehdit de etseniz gerçekleri söylemeye devam edeceğiz!

VAHİT KAYRICI (Çorum) - Sen kimsin de tehdit edeceğiz lan!

ALİ BOZAN (Devamla) - Korkmuyoruz! Korkmuyoruz! Sayısal çoğunluğunuza güvenmeyin! Sizden korkmuyoruz! Neden mi sizden korkmuyoruz! (AK PARTİ ve MHP sıralarından gürültüler)

VAHİT KAYRICI (Çorum) - Sen kimsin, tehdit edeceğiz? Adam tehdit edilir, adam!

MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) - Önce hakaret et, ondan sonra "Gerçekleri duymaktan rahatsız oluyorsunuz." de! Ahlaksız!

ALİ BOZAN (Devamla) - Siz bu ülkede ne zaman sıkıştıysanız işte tam da bunu tercih ettiniz!

MUSTAFA BAKİ ERSOY (Kayseri) - Genel Kurulda şov yapma!

ALİ BOZAN (Devamla) - Kaosu tercih ettiniz! Ama şunu söyleyeyim...

AHMET FETHAN BAYKOÇ (Ankara) - İki kelimeyi bir araya getiremiyorsun daha!

MUSTAFA BAKİ ERSOY (Kayseri) - Şov yapma orada!

HALİL ELDEMİR (Bilecik) - Hâlâ hakaret ediyorsun!

ALİ BOZAN (Devamla) - Geçmişte... Bizim hangi gelenekten geldiğimizi söyleyeyim. Şeyh Said sizlere boyun eğdi mi? Eğmedi.

MUSTAFA BAKİ ERSOY (Kayseri) - Şov yapmayacaksın orada! Adam gibi konuş! Edepli ol, edepli! Kimsin sen!

ALİ BOZAN (Devamla) - Seyit Rıza sizlere boyun eğdi mi? Eğmedi. Sizlerden korktu mu? Korkmadı.

MUSTAFA BAKİ ERSOY (Kayseri) - Kimsin sen!

HALİL ELDEMİR (Bilecik) - Senin ağababalarına da boyun eğmedi! Doğru konuş!

ALİ BOZAN (Devamla) - Peki, sizin baskılarınız Ape Osman Sabri'yi mücadelesinden vazgeçirdi mi? Vazgeçirmedi.

MUSTAFA BAKİ ERSOY (Kayseri) - Sen neyin mücadelesinden bahsediyorsun!

ALİ BOZAN (Devamla) - Biz de vazgeçmeyeceğiz, bu şekilde karavanadan tehditleriniz de bizi vazgeçirmez, korkutmaz.

RESUL KURT (Adıyaman) - Senin karavana tehdidin korkutmaz beni. Boş boş konuşuyorsun, boş konuşuyorsun!

MUSTAFA BAKİ ERSOY (Kayseri) - Sen şu Mecliste ne konuşacağını bilmeyecek kadar aciz bir adamsın!

ALİ BOZAN (Devamla) - Devam edeyim. Şu 511 sayfalık kitapçığın 490'ıncı sayfası, diyor ki: "Adalete erişimin kolaylaştırılması ve adalet sistemine duyulan güvenin daha da artırılması temel amaçtır." Kesinlikle doğru bir amaç. Altını çizeyim "...güvenin daha da artırılması..." Peki, AKP iktidarı döneminde adalete olan güven ne olmuş? Şu anda adalete olan güven yüzde 18. Bu oran AKP'nin iktidar olduğu 2010 yılında yüzde 59 Sayın Yılmaz; 2020'de yine AKP iktidar, yüzde 37; 2022'de yüzde 33 ve bu yıl yüzde 18. Şu anda yurttaşların sadece yüzde 15'i yargının bağımsız olduğunu düşünüyor yani AKP'ye oy veren yurttaşların en az yarısı yargının bağımsız olmadığını düşünüyor ama şu kitapçıkta diyor ki: "...yargıya duyulan güvenin daha da artırılması..." Ya, bu süre içerisinde ne artırdınız da bundan sonra neyini artıracaksınız? Bunlar bilimsel rakamlar. Sayın Yılmaz konuşmasında dedi ki: "Bir ülkede adalet güvenilir olmalı, insanlar kendini güvende hissetmeli." Evet, kesinlikle katılıyorum, insanlar kendini güvende hissetmeli. Bunun için ne lazım? Bunun için hukuk lazım ama Anayasa'yı ihlal ederek bu olmaz. Sayın Selahattin Demirtaş ve Sayın Figen Yüksekdağ hakkında verilen AİHM kararını uygulamayan kim? AKP iktidarı. Selahattin Demirtaş'ı, Figen Yüksekdağ'ı, Gültan Kışanak'ı, Ayla Akat Ata'yı, Sebahat Tuncel'i ve binlerce siyasi tutsağı bu ülkede rehine olarak tutan kim? AKP iktidarı. Şimdi adalete olan güvensizlik ve Anayasa'nın ihlali, her ikisi de AKP döneminde yapılan şeyler.

Başka bir örnek, dokuz gün önce Mersin'de gün ortasında bir genç kaçırıldı, işkence yapıldı, polis tarafından kaçırıldı. Mazlum Kaya, partimizin Gençlik Meclisi sözcüsü, gün ortasında kaçırıldı, işkence yapıldı, daha sonra serbest bırakıldı. Mazlum Kaya'nın şikâyetiyle ilgili hiçbir şey yapılmadı ama Mazlum Kaya dün mahkemeye çıkarıldı ve tutuklandı. Kendisini kaçıran, kendisine işkence yapanlar zaten, onu IŞİD'e teslim etmekle tehdit etmişlerdi, ona yönelik suç uyduracaklarını söylemişlerdi, bu tehditte bulunmuşlardı ve Mazlum Kaya şu anda cezaevinde.

RESUL KURT (Adıyaman) - IŞİD ile PKK aynı değil mi?

ALİ BOZAN (Devamla) - Şimdi, başka ne yapalım? Her konuşmasında "halk" ve "millet" kelimelerini ağzından düşürmeyen sarayın ampullerinden kısarak tasarrufa başlayabiliriz.

ALİ KIRATLI (Mersin) - Mazlum Kaya'nın PKK destekçisi olduğu için, Mazlum Kaya'nın terörist olduğu için gözaltına alınıp tutuklandığını da söylesene. Mazlum Kaya'nın terörist olduğu için tutuklandığını da söylesene.

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Erzurum) - Dinle, dinle!

ALİ BOZAN (Devamla) - Sayın Erdoğan'ın da bu önerimize destek olacağına canıgönülden inanıyorum çünkü kendisi ne de olsa yerli ve millî bir lider.

ALİ KIRATLI (Mersin) - Mazlum Kaya'nın terörist olduğu için tutuklandığını söylesene.

BURCUGÜL ÇUBUK (İzmir) - Mahkeme karar mı verdi? Mahkeme misin sen!

ALİ BOZAN (Devamla) - Sadece bir günlük harcaması milyonları bulan güvenlik harcamasından, eminim, gözünü kırpmadan vazgeçecektir.

ALİ KIRATLI (Mersin) - Mazlum Kaya'nın terörist olduğu için tutuklandığını söylesene.

ALİ BOZAN (Devamla) - Üç ay sonra Mazlum Kaya'nın beraat kararını getireceğim...

ALİ KIRATLI (Mersin) - Mazlum Kaya'nın terörist olduğu için tutuklandığını söylesene.

ALİ BOZAN (Devamla) - ...gözünüzün içine sokacağım, göreceksiniz, göreceksiniz.

ALİ KIRATLI (Mersin) - Mazlum Kaya teröristtir.

BURCUGÜL ÇUBUK (İzmir) - Sizden olmayan herkes terörist zaten.

ALİ BOZAN (Devamla) - Son olarak...

Sayın Başkan, müdahalelerle sürem kesildi ama bir şey demeyeceğim, hakkımı helal edeyim.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

AHMET FETHAN BAYKOÇ (Ankara) - Zaten konuşacak bir şeyin kalmadı ki. Ne konuşacaksın ya!

BAŞKAN - Sayın Hatip, lütfen tamamlayalım.

ALİ BOZAN (Devamla) - Sayın Cevdet Yılmaz "Türkçenin zenginliği desteklenecek." dedi konuşmasında. Peki, Sayın Cevdet Yılmaz, bu ülkenin kadim halkı Kürtlerin dili, Kürtçe ne olacak? Bu ülkede yaşayan milyonların diliyle ilgili neden iki kelime kuramadınız? Aynı zamanda sizin kendi ana diliniz. "Bu ülkede yaşayan bütün halkların, bütün kültürlerin dillerinin zenginleşmesi için gerekli çalışmalar yapılacak." ibaresi neden kalkınma planına eklenmedi? Özellikle sizin de ana dilinizin Kürtçe olmasından kaynaklı buna dair iki cümle kurmanızı beklerdim.

Tekrardan teşekkür ediyorum. (HEDEP sıralarından alkışlar)