GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Bekir Bozdağ'ın, Başkan Vekili Celal Adan'ın yönettiği oturumda mikrofonların kapalı olduğunu düşünerek sarf ettiği sözlere ve bundan sonra olacak bu tür olaylara yönelik olarak Başkanlık Divanının bir tutum açıklaması için gerekli görüşmeleri yapmak üzere birleşime ara verilip verilmemesiyle ilgili tutumu hakkında usul görüşmesi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:14
Tarih:30.10.2023

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Erzurum) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bu sadece HEDEP Grubunu, parti grubunu, bizim milletvekillerini kapsamıyor; bu söz, bu kirli dil, bu kirli yaklaşım Meclisin 600 milletvekilini ilgilendiriyor, bu olaya böyle yaklaşmanızı istiyoruz. Burada asla ağzıma hayatım boyunca almadığım, almayacağım bir sözden söz ediyorum ve hiçbirinizin bu sözü bilmediğini de düşünmüyorum, inanmıyorum.

"Tutanaklara geçmiş mi?" diye söyledi Sayın Usta; tutanaklara baktık, o kadar düşük sesle söylenmiş ki tutanakçılar, stenograflar duymamış ama video kayıtlarında paldır küldür, üç gündür bütün medya organlarında bu kirli söz yaygınlaştı, bunu sizin dikkatinize sunuyorum. Ve Mecliste bizler, her gün Meclis Başkan Vekilinin "Kaba ve yaralayıcı dil kullanmayın, temiz bir dil kullanın, kirli bir dil kullanmayın." uyarılarına maruz kalıyoruz hepimiz, ki olması gereken de bu. Bu Parlamentoda milletvekilleri halk adına görev yapıyor; biz halkı temsil ediyoruz, toplumu temsil ediyoruz. Bizim dilimiz küfür, hakaret, kirli, çirkin bir dil olduğu zaman biz, Türkiye yurttaşlarına ne diyeceğiz, ne anlatacağız? Burada bu temsil görevimizin gereğini yerine getirmiyoruz demektir.

Meclis Başkan Vekilliği tarafsız bir kurumdur, bir mekanizma içinde Anayasa 94'te düzenlenmiştir. Meclis Başkan Vekilinin bir muafiyeti yoktur yasalardan, İç Tüzük'ten ya da Anayasa'dan, bu konuda sorumluluk çok daha yüksektir Meclis Başkan Vekilliği için. Eğer milletvekillerinin kaba ve yaralayıcı, kirli bir dil kullanmaları İç Tüzük'te yasaklanmışsa... İç Tüzük'ü yapanlar şunu bile düşünmemişler ya, yani hiç akıllarına gelmemiş çünkü bu, Türkiye tarihinde de herhâlde bir ilktir bildiğim kadarıyla, Meclis Başkan Vekilinin dili ve üslubu konusunda bir düzenleme yapma ihtiyacı bile duymamıştır ama Anayasa bu konuda amir bir hükümdür, emredici kurallar içerir, tarafsızlığı bile hüküm altındadır ve Meclis Başkanının, siyasi partiden Başkan Vekillerinin istifa etmesi bile zamanında tartışılmıştır ve dar anlamda, aslında siyaset yapamazlar. Bu dil siyaset yapmanın en büyük örneğidir demeyeceğim çünkü bu bir siyaset de değil; bu, siyaset olamaz. Siyasetin dili küfretmek, hakaret etmek, bir grubu, bir milletvekilini ya da milletvekillerini aşağılamak olamaz, bunu kabul etmeyiz. İstifa etmesi gerekiyor, istifa etmiyorsa o koltukta oturmaması gerekiyor. (HEDEP sıralarından alkışlar)

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Lütfen tamamlayalım Sayın Beştaş.

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Devamla) - Bundan sonra kendi oturumunda bu tutuma devam ederse, bize değil de herhangi bir gruptaki milletvekillerine bu sözleri sarf ederse ne diyeceksiniz, bunu sineye mi çekeceksiniz? Biz bunu sineye çekmeyeceğiz, bunu kabul etmeyeceğiz. Meclis Başkanını da bu konuda göreve davet ediyoruz. Yani burada kendisinin istifa etmesi en doğru olandır. Parti grubu da burada zaten, mutlaka söz alacaklardır. Lütfen şöyle bir empati yapın: 3-4 partinin Meclis Başkan Vekili var, hangisi yapsaydı ne tutum alınırdı, kime karşı yapılsaydı ne tutum alınırdı; bunu düşünerek aslında tutum almanız gerekiyor. Bize hakaret ettirmeyiz, bize küfrettirmeyiz, bizi ezmenize müsaade etmeyiz ve bunu asla sineye çekmeyiz! (HEDEP sıralarından alkışlar)