GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: CHP Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:12
Tarih:25.10.2023

HEDEP GRUBU ADINA GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Kars) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Genel Kurulu ve ekranları başında bizi izleyen değerli halklarımızı ve cezaevinde bizleri izleyen yoldaşlarımızı saygıyla sevgiyle selamlıyorum.

Üç gün sonra cumhuriyetin 100'üncü yılını kutlayacağız ve cumhuriyetin 100'üncü yılına üç gün kala bu Meclis kürsüsünden neyi konuşuyoruz? Bu ülkede işlenen siyasi cinayetlerin araştırılması ve Meclisin bunu ortaya koymasını tartışıyoruz. Bu ne demek? Aslında bu, zımni olarak cumhuriyet tarihi boyunca bu ülkedeki bütün iktidarların açığa çıkaramadığı siyasi cinayetler olduğunun ve bütün bu siyasi cinayetlerin de üstünün örtüldüğünün açık bir şekilde göstergesi değerli arkadaşlar.

Peki, sadece cumhuriyet tarihiyle mi sınırlı? Hayır. Bakın, geçmişten bugüne kadar aslında bu ülkede sürekli siyasi cinayetler işlendi ve bütün bu siyasi cinayetlerin arkasında da her zaman devletin derin odakları, onunla iş birliği yapan iktidarlar ve belirli çeteler, belirli çıkar grupları oldu. Bu, neredeyse hiç değişmeyen, devletin tunç yasasıydı. Zamanın Başbakanı Çiller ne demişti? "Devlet için kurşun atan da kurşun yiyen de şereflidir." demişti. İşte, o "kurşun atan" meselesinde kurşunu kimin attığı, hangi yöntemle attığı ne yazık ki bu ülkede hiçbir zaman sorgulanmadı. O nedenle de Teşkilat-ı Mahsusadan İttihat Terakkiye, Özel Harp Dairesinden JİTEM'e, kontragerillaya kadar bu ülkede, bu ülkenin aydınlarına, yazarlarına, gazetecilerine, çizerlerine yönelik onlarca suikast planlandı, onlarcası faili meçhul cinayetlerde katledildi, aslında hepsinin faili belliydi. Bu ülkede 17 bin faili meçhul var. Bu ülkede, yıllardır, Cumartesi İnsanları, kendi sevdiklerinin kemiklerini bulmak için cumartesi meydanında oturuyorlardı -Galatasaray Meydanı'nda- şimdi, onlara karşı işlenen bir suç var, hukuksuzluk var. Ama sadece bunlar mı? Bakın, sadece birkaç isim saymak istiyorum değerli arkadaşlar: Mustafa Suphi'den başlayan, Sabahattin Ali'ye, Doğan Öz'e, Bedrettin Cömert'e, Kemal Türkler'e, Edip Solmaz'a, Muammer Aksoy'a, Vedat Aydın'a, Musa Anter'e, Mehmet Sincar'a, Uğur Mumcu'ya, Ahmet Taner Kışlalı'ya, Hrant Dink'e ve Tahir Elçi'ye uzanan, onları yaşamdan koparan bir sistem var, bir müesses nizam var. Gerçek anlamda, bu müesses nizamı sorgulamadan, bu müesses nizamın arkasındaki güç odaklarını açığa çıkarmadan bu ülkede ne faili meçhul -aslında belli olan- cinayetleri açığa çıkarabiliriz ne de siyasi cinayetlerin önüne geçebiliriz.

Size yıllar içerisinde -burada zamanım sınırlı- İHD'nin verilerini okumak istiyorum arkadaşlar, sadece birkaç yıl içerisindeki veri...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun.

GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Devamla) - Tamamlayacağım Sayın Başkan.

1989-91 yılları arasında 42, 1992 yılında 210, 1993 yılında 510, 1994 yılında 292, 1995 yılında 321, 1996 yılında 78, 1997 yılında 109, 1998 yılında 192, 1999 yılında 210; toplam 1.964 insan aslında faili belli olan siyasi cinayetlerde yaşamını yitirmiş.

Şimdi, bu Meclis, cumhuriyetin 100'üncü yılına üç gün kala gerçekten bu meseleye el atacak mı, bunu gerçek bir sorun, gerçek bir gündem olarak görecek mi? Yoksa aslında, burada yeniden konuşacağız ama tarihin tozlu raflarında mı kalacak? Sadece bu mesele de değil arkadaşlar, bakın, Dersim'den Zilan'a uzanan, Sivas, Çorum, Malatya, Gazi katliamının, en son Suruç ve Ankara katliamlarının da aynı zihniyet tarafından işlendiğini ifade etmek istiyorum.

Genel Kurulu selamlıyorum. (HEDEP ve CHP sıralarından alkışlar)