GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: HEDEP Grubunun önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:11
Tarih:24.10.2023

HEDEP GRUBU ADINA GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Kars) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın vekiller, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Evet, hayvancılıkta genel olarak aslında sorunları biliyoruz ama bugün bu meseleye daha yakından bakmak ve gerçekten de Türkiye'de hayvan üreticilerinin yaşadığı sorunlara mercek tutmak ve bütün bu sorunların çözümü için de Meclisin inisiyatif almasını, irade göstermesini istiyoruz. Umuyor ve diliyoruz ki bütün partiler de bu önergemize destek vereceklerdir.

Şimdi, biliyorsunuz değerli arkadaşlar, aslında Türkiye, hayvan üretiminde çok önemli bir ülke. Geçmiş yıllara baktığımızda canlı hayvan varlığı açısından çok zengin bir ülke. Bölgenin birçok ülkesine ihracat yapabilen bir ülke olduğunu görüyoruz ama ne yazık ki AKP'nin hayvancılıktaki politikaları nedeniyle her geçen gün canlı hayvan varlığı gittikçe azalıyor ve bu azalma trendi neredeyse yıllık 500 bin hayvana denk geliyor değerli arkadaşlar yani her yıl 500 bin hayvan üretimden düşüyor. 2023 yılına baktığımızdaysa bu oranın 800 bin olduğunu görüyoruz yani Türkiye'de 800 bin hayvanın üretiminin azaldığını ifade edebiliriz.

Bu ne demek? Bu aslında Türkiye'de hayvancıların, hayvan üretimi yapan insanların artık üretimden vazgeçmesi demek. Peki, neden üretimden vazgeçiyor bu insanlar; başka bir gelirleri mi var, başka gidecek bir yerleri mi var; çok mu zengin insanlar? Hayır. Çünkü Türkiye'de hayvan üretiminin maliyeti her geçen gün artıyor ve ne yazık ki bu maliyeti destekleyecek hiçbir destekleme de devlet tarafından yapılmıyor, onun yerine insanlar neredeyse kaderleriyle baş başa bırakılıyor diyebiliriz. Örneğin, canlı buzağıda sadece 750 TL destek veriyorsunuz değerli arkadaşlar.

Bu ülkedeki bütün göstergelere bakalım; işte, enflasyon almış başını gidiyor, yem fiyatları bir iki yılda 3 katına çıktı, biz yem üretiminde dışa bağımlı bir ülkeyiz çünkü yem üretiminde özellikle de karma yem üretiminde ham maddenin çoğu ithal ediliyor. Onun dışında aslında silajlık mısırdır, yoncadır, korungadır, fiğdir, küşnedir yani hayvan yemi üretiminde kullanılacak diğer başlıklarda da bitkilerde de üretici desteklenmiyor. Peki, bu üretici ne yapsın? Şunu yapıyor değerli arkadaşlar: Birincisi, eğer bir süt üreticisiyse süt ineğini kesimhaneye gönderiyor ve kesiyor. Bunun sonucunda ne oluyor? Süt fiyatları ve süte bağlı olarak da aslında peynir ve diğer bütün süt ürünlerinin fiyatları 2-3 katına çıkıyor ve bu ülkede artık kimse, çocuklar süt içemez, aileler sofrasına peynir koyamaz hâle gelmiş oluyor. Peki, buna dair bir önleminiz var mı? Hayır, yok.

Et fiyatları aldı başını gidiyor, üretimi desteklemiyorsunuz, girdi maliyetlerini düşürmüyorsunuz. Ne yapıyorsunuz? İthal hayvan getiriyorsunuz ve ithal hayvan getirerek de ülkedeki bir şekilde et fiyatlarını desteklemeye, daha doğrusu belirli bir seviyede tutmaya çalışıyorsunuz ama bütün bunların işe yaramadığını ifade edelim değerli arkadaşlar.

Şimdi, özel olarak da şunu söylemek istiyorum: Benim Vekili olduğum Kars, yine, Ağrı ilimiz, Erzurum, Iğdır, Ardahan illeri yani bunlar hayvancılıkta çok önemli iller. Özellikle mera kalitesinin çok yüksek olması, gerçek anlamda geniş meralara sahip olması nedeniyle aslında bütün Türkiye'yi de bütün bölge ülkelerini de besleyebilecek bir potansiyele sahip ama sizin politikalarınız nedeniyle şimdi oralarda da çok büyük zorluklar yaşanıyor. Bakın, son bir yıldır bölgede şap hastalığı görülüyor, ikide bir hayvan borsaları kapanıyor, Ağrı'da kapanıyor -biliyorum- Kars'ta da sürekli hayvan borsası kapanıyor. Bu insanlar ne yapacaklar? Peki, bütün bu şap hastalığı boyunca ölen hayvanların zararını karşıladınız mı, üreticiyi desteklediniz mi? Hayır, yapmadınız.

Daha önemli bir şey, hayvancılar yani bugün hayvan üreticileri hayvanlarını sadece canlı hayvan olarak satabiliyorlar. Oysaki siz bölgede, her bir ilde potansiyeli daha da artıracak şekilde et entegre tesisleri, süt entegre tesisleri kursanız yani oradaki canlı hayvana değil de gerçek anlamda katma değeri yüksek bir ürüne dönüştürseniz ne olur? Bir defa, göçün önünü almış olursunuz, üretim artmış olur, katma değeri yüksek bir ürün elde etmiş olursunuz ve bütün bunların istihdama, işsizliğe pozitif etkileri olur. Ama bütün bunları yapmıyorsunuz, onun yerine ne yapıyorsunuz? "Böyle gelmiş, böyle gider." politikasına devam ediyorsunuz.

Şimdi, diğer bir mesele, bakın, Türkiye 470 bin baş hayvan ithal etmiş. Peki, ne kadar hayvan ihraç etmiş? 2023 için 2 bin, 2024 yılı için de öngörülen sayı 2 bin baş. 470 bin baş ithal etmiş...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Devamla) - Tamamlıyorum Sayın Başkan.

BAŞKAN - Buyurun.

GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Devamla) - Buna karşılık sadece... Azerbaycan ve Irak'a 2 bin baş göndermiş. Bu ne demek? Bu, gelecekte bu ülkedeki aslında hayvan üreticilerinin tamamen üretimden kopması demek.

Diğer bir mesele, şimdi, meraların daralması, meraların amaç dışı kullanımı.

İkincisi, bölge illeri açısından söyleyelim, sürekli mera yasaklarının yaygınlaşması. Yani görüyorsunuz ya, valilikler sürekli "Şurası yasaklı bölge." diyor, "Burası yasaklı bölge." diyor. Peki, o yasaklı bölgeler nereler? Tam da işte, meralar, tam da insanların hayvanlarını otlattıkları, aslında üretim yaptıkları yerler. Siz sürekli on beş günlük, bir aylık, kırk günlük yasaklarla, aslında bir kez daha bölge insanının üretimine ket vuruyorsunuz.

O nedenle, hayvancılık meselesinde genel bir politikanın oluşturulması gerekiyor, üreticilerin desteklenmesi gerekiyor her başlıkta ve bu ülkedeki üreticilerin açlığa, yoksulluğa mahkûm edilmekten kurtarılması gerekiyor.

Genel Kurulu selamlıyorum. (HEDEP sıralarından alkışlar)