GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Saadet Partisi Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:11
Tarih:24.10.2023

SAADET PARTİSİ GRUBU ADINA BÜLENT KAYA (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; önergeyle ilgili sözlerime başlamadan önce gündem dışı sözle ilgili süre yetmediği için kamuoyunun gündeminde olan bir konuyla ilgili, Eskişehir'de yaşanan ve kamuoyuna yansıyan haberler üzerine bir düğünde Kürtçe şarkı söylediği için gözaltına alınan ve kolluk kuvvetlerince farklı muamelelere tabi tutulan 23 kişiyle alakalı grubumuzun da görüşlerini yansıtmak için söz almış bulunuyorum.

Elbette her toplumsal eylemde ya da bireysel eylemde bir suç unsuruna rastlanması hâlinde bunun hukuken soruşturulmasından daha doğal bir şey olamaz ama kolluk kuvvetlerinin, güvenlik bürokratlarının kendisinin bir hâkim olmadığı, peşinen beraatizimmet ilkesine aykırı olacak şekilde hareket etmemesi gerektiği hususunu da vurgulamak istiyoruz. Bir polis ya da kolluk kuvveti suç şüphesiyle herhangi birini gözaltına aldığı zaman farklı bir muameleye tabi tutuyorsa bu, bizim toplumsal barışımız için özellikle üzerinde durmamız gereken bir husustur çünkü hiç kimse kendi ideolojisine göre insanların soruşturma süreçlerini yürütme hakkına sahip değildir. Maalesef, ülke tarihimiz, devletin kendisine verdiği yetkiyi kendi ideolojik yaklaşımları çerçevesinde kullanan birçok örnekle doludur. Dolayısıyla, özellikle bu hususta kamuoyuna böyle bir konu yansımışsa titizlikle üzerinde durulmalı. Kolluk kuvvetlerinin kendisini peşinen bir hâkim yerine koyacak şekilde ayrımcı muameleler yapma, hele hele kolluk faaliyetleri bir cezalandırma aracı olarak görme şeklindeki uygulamalarından vazgeçmesi gerektiğinin toplumsal barışımız adına önemli bir konu olduğuna değinmek istiyorum.

Esas önergemiz olan kamu kesiminde birden fazla görevlendirme ve çoklu maaş uygulamasının boyutlarıyla ilgili hususa gelecek olursak devlet, üstlendiği sağlık, eğitim, haberleşme, adalet, güvenlik ve benzeri tüm kamusal hizmetlerini elbette kamu personeli eliyle yürütmektedir. Devletin üstlendiği bu görevleri yerine getiren kamu personelinin bağlı olduğu temel politikaların, kuralların, teknik uygulamaların tamamı kamu personel rejimi olarak iktidarların uyması gereken esaslardır. Ancak, son yıllarda kamu personel rejimi ve maaş skalasında belirtilen kriterlerin dışına çıkılmak suretiyle yapılan uygulamalar, birden fazla kurumda görevlendirme ve birden fazla maaş uygulamaları maalesef yaygın bir gelenek hâline gelmeye başlamıştır. Kamu kaynaklarının maksadına uygun kullanılması ve israfın önlenmesi amacıyla tasarruf tedbirleri genelgelerini üst üste yayınlayan bu iktidara rağmen, bu iktidar tarafından birden fazla maaş alan kamu görevlilerinin görevlendirilmesi bir tenakuz teşkil etmektedir. Bu tedbirlere en çok uyması gereken kamu kesiminde çalışan bürokratlar, üst düzey yöneticiler ve bakan yardımcıları mevcut görevlerinin yanı sıra farklı kamu kurum ve kuruluşlarının yönetim kurulu, denetim kurulu, tasfiye kurulu, danışma kurulu gibi benzer görevleri alarak ekstra "huzur hakkı" "kâr payı" "prim" adı altında birden fazla maaş ve huzur hakkı almaktadırlar. Bir taraftan kamuda tasarruf tedbirlerine uyulup kemer sıkılması istenirken diğer taraftan bu ayrıcalıklı bürokratların bu genelgeden muaf tutulması kabul edilebilir bir durum değildir. Üstelik giderek yerleşik hâle gelen bu durumun daha alt düzeydeki bürokratlarda da görülmeye başlaması, daha da önemli bir husus arz etmektedir. Dolayısıyla yoksulluğun arttığı, geçim sıkıntısının ve işsizliğin yaşandığı ülkemizde vatandaşlarımız bir maaşı bile bulamazken bürokratlara ve bakan yardımcılarına çift ya da üç veya daha fazla maaş verilebilmesinin savunulabilir bir yanı yoktur. İster istemez insanın aklına şunlar geliyor: Genelde bu bürokratlar çok kritik kararlara imza atan kişiler, acaba o imzayı atmalarını kolaylaştırmak için mi kendilerine birden fazla maaş verilmektedir? Bu hususu da kamuoyunun takdirine sunuyorum.

Her yasal olan hak değildir, her yasal olan helal değildir. Onun için kamu kesiminde birden fazla görevlendirme ve çoklu maaş uygulamalarının boyutlarının araştırılması gerekmektedir. Eski milletvekili, eski bakan, eski Meclis başkanı, eski belediye başkanı, eski belediye başkan yardımcısı gibi ünvanlarla danışman, yönetim kurulu başkanı, yönetim kurulu üyesi olarak atanıp kamuda kendilerine âdeta ulufe dağıtılan bu siyasetçiler zurnacıya ya da davulcuya kaçmasın diye mi acaba bu şekilde görevlendirildiklerini de kamuoyunun takdirine sunuyorum.

Hele hele kayyum atadığınız belediyelerdeki bürokratları tasfiye edip yerine ithal bürokratlar tayin ederek, onlara iştiraklerde yer vererek birden fazla maaş uygulamanız da bu adaletsizliğin bir diğer boyutudur diyor, Genel Kurulu önergemize destek vermek üzere saygıyla selamlıyorum. (Saadet Partisi sıralarından alkışlar)