| Konu: | Cumhuriyetin 100'üncü yılına ve İYİ Parti olarak gayelerine, Gazze'de yaşanan İsrail zulmüne ve Birleşmiş Milletlerin tutumuna, Türkiye Büyük Millet Meclisine ulaşan 2022 yılı Sayıştay raporlarındaki bulgulara, köylerin sorunlarına ve muhalefetle görüşen muhtarların tehdit edilmesine ilişkin açıklaması |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 11 |
| Tarih: | 24.10.2023 |
ERHAN USTA (Samsun) - Teşekkür ederim.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; öncelikle hepinizi saygıyla selamlıyorum. İyi bir hafta olmasını niyaz ediyorum.
Türkiye Cumhuriyeti devleti açısından coşkunun doruklara yükseldiği ve haklı gururunu yaşadığımız tarihin en anlamlı haftasını idrak etmekteyiz. Hürriyet ve istiklal manasına gelen cumhuriyetin 100'üncü yılını kutlama onur ve erdemine bizleri ulaştıran Allah'a hamdediyor, başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere Millî Mücadele'yle birlikte medeniyet taşlarını döşeyen tüm silah arkadaşlarını minnet ve rahmetle yâd ediyorum. Fakruzaruret içerisinde şahlanan bir millet, ilimde, bilimde, sanatta, sporda dünyayla yarışma hedefiyle, insan hak ve hürriyetlerini esas alan muasır medeniyetler ülküsü ve heyecanıyla küllerinden yeniden doğan bir devlet. İşte, bu şartlar içerisinde cumhuriyetin ilanıyla millet devletiyle bütünleşmiş, milletin tercih ve kararıyla artık millet için milletle beraber çalışacak bir anlayış yerleşmiştir. Bir asrı devirdiğimiz cumhuriyet anlayışını gelecek nesillere fikri hür, vicdanı hür nesiller yetiştirerek bırakmak; demokrasi, hukuk, insan hakları ve özgürlük alanlarında gelişme sağlamak; güvenli, huzurlu ve refah içerisinde bir toplum inşa etmek cumhuriyetimizin 2'nci yüzyılında İYİ Parti olarak en büyük gayemizdir. Devletin kuruluş felsefesi olan Türk milliyetçiliğini esas alarak yeni yüzyılda Türk çağını tüm dünyaya mühürlemek İYİ Parti olarak Türk milletinin iradesiyle birlikte el ele ulaşma hevesinde olduğumuz Kızılelma'mızdır. Cumhuriyetin 100'üncü yılını büyük bir gururla kutluyorum. Türkiye Cumhuriyeti devleti güneş doğduğu, dünya var olduğu müddetçe ilelebet payidar kalacaktır. Daim olsun vizyon ve misyonuyla çığır açan Büyük Atatürk, yaşasın cumhuriyet!
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Gazze'de yaşanan İsrail zulmü artık arşı aşmıştır. İsrail, on yedi gündür Gazze'ye binden fazla defa bomba yağdırmıştır. Açıklanan resmî rakamlara göre Gazze'de yarısı çocuk 5 binden fazla Filistinli hayatını kaybetmiş, 16 binden fazla insan ise yaralanmıştır, 1 milyon 400 bin Filistinli evlerinden göç etmek durumunda kalmıştır. Masum siviller hedef alınmış; hastaneler, okullar, huzurevleri acımasızca bombalanmış; çocuk, yaşlı, kadın, hasta demeden insanlık katliamı yaşanmıştır. Gazze'nin güneyi güvenli bölge ilan edilmesine rağmen, bombalanmıştır. İsrail'in sadece Gazze'yle kalmamış, hava saldırıları Batı Şeria bölgesine de yayılmıştır. Elektrikler kesilmiş, en temel insani ihtiyaçları kısıtlanmış, 21'inci yüzyılda dünyanın gözü önünde milyonlarca insanı içinde barındıran bir şehir kıyıma uğratılmıştır. Şehre açılan tek sınır kapısı İsrail'in kontrolü altında kapatılmış; yakıt, ilaç, su ve gıda gibi zaruri insan ihtiyaçlarını barındıran yardımlar İsrail askerleri tarafından engellenmiştir.
Tüm dünya kuruluş amacı insanın huzur ve refahını sağlamak olan Birleşmiş Milletlerden itidal ve yatıştırma çabası beklerken başta Amerika olmak üzere Avrupa'nın önde gelen tüm ülkeleri İsrail zulmünden yana saf tutarak ataşe âdeta benzin dökmektedirler. Netanyahu 21'inci yüzyılın Hitler'i olarak her geçen gün uluslararası hukuka ve insanlık vicdanına göre savaş suçu işlemeye devam etmektedir. Kırk sekiz saat içerisinde Gazze hastanelerinde bitecek olan elektrik neticesinde 100'den fazla prematüre bebek henüz hayata gözlerini açmadan yaşamını kaybedecektir. İsrail artık durmalı, taraflar sulh gayesiyle masaya oturmalıdır. Bu insanlık dramını ortadan kaldırmak için uluslararası örgütlerle atılacak adımları destekliyoruz. Garantörlük konusunu da bu kapsamda değerlendiriyoruz.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Türkiye Büyük Millet Meclisine ulaşan 2022 yılı Sayıştay raporlarını tabii ki biz de inceliyoruz. Burada enteresan bulgular var. Özellikle kamu-özel iş birliği projeleri kapsamında yapılan garanti ödemelerinin muhasebeleştirilmesinde, kayıt altına alınmasında ciddi eksiklikler olduğunu Sayıştay tespit etmiş. Bu, tabii, devlete yakışmaz yani bunun hem bütçeleştirilmesinde hem de muhasebeleştirilmesinde çok şeffaf bir yöntem benimsenmeliydi. Bunu anlıyoruz çünkü bu projeler başlatılırken Sayın Erdoğan "Devletin cebinden bir kuruş çıkmayacak." demişti ama maalesef şu anda bütçe üzerinde büyük bir kambur hâline gelmiştir bu. Bakın, önümüze gelen 2024 bütçesinde sadece 3 tane kuruma, Ulaştırma Bakanlığı, Karayolları Genel Müdürlüğü ve Sağlık Bakanlığına, kamu-özel iş birliği projeleri kapsamındaki ödenek tutarı toplam 162 milyar lira değerli arkadaşlar -2024 yılında- yani eski parayla 162 katrilyon lira "Bir kuruş çıkmayacak." dediğimiz yerde ödediğimiz para. 2025'te 241 milyar, 2026'da 270 milyar şeklinde bu artarak devam ediyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun.
ERHAN USTA (Samsun) - Önümüze gelen bütçede üç yılda ödenecek toplam tutar 673 milyar lira arkadaşlar, bunu takdirlerinize sunuyorum ve burada da dediğim gibi hiçbir şeffaflık yok; bu tespiti biz değil Sayıştay yapıyor. Milletimizin gözünden bunlar bilerek, isteyerek kaçırılmaya çalışılıyor ama biz tabii, İYİ Parti Grubu olarak buna hiçbir şekilde müsaade etmeyeceğiz.
Değerli arkadaşlar, tabii, hakikaten 21'inci yüzyıldayız, cumhuriyetin 2'nci yüzyılındayız. Hepimiz beldelerimize, seçim bölgelerimize gittiğimizde çok ciddi bir şekilde köylerde hâlâ yol problemi var, köylerde hâlâ su problemi var, köylerde hâlâ elektrik problemi var. Bugün beni Samsun'un Terme ilçesinden 5 muhtarımız ziyaret etti. Bu ziyaretler çok sık oluyor ama bugün geldiği için -tabii ki Grup Başkan Vekili olarak kendi seçim bölgemi anlatmak çok da şık olmuyor ama- bu genel bir sorun olduğu için ben kamuoyunun ve Parlamentonun bilgisine sunmak istiyorum. Yani bu devirde yol sorunu bütün hızıyla devam ediyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun.
ERHAN USTA (Samsun) - Bitireceğim Başkanım.
Bilmiyorum başka yerleri ama bizim Samsun'da Büyükşehir Belediyesi yapması gereken işleri maalesef yapmıyor ve ciddi bir yol sorunu var. Bakın, bırakın bir münferit köy yolunu, grup köy yollarında dahi ciddi sorun var. Tabii, orada sorunu çözemeyen muhtarlar gerek biz bölgeyi ziyaret ettiğimizde gerekse onlar Ankara'ya geldiklerinde bizlerle elbette görüşüyorlar ve o muhtarlar tehdit ediliyor "Niye muhalefet milletvekilleriyle görüşüyorsunuz?" diye. Muhtarı milletin vekiliyle görüşmesi yüzünden tehdit ediyorlar ve bundan dolayı o muhtarlara, o köylere ceza veriliyor, yollar bu sefer hiç yapılmıyor; böyle de bir ikilem var. Ayrıca, bakıyorsunuz, bir yol için ilçe belediyesine gidiyorsun, "Büyükşehrin vazifesi." diyor; oraya gidiyorsun, "İlçenin vazifesi." diyor. Ya, artık şuna bir karar verin kardeşim, bu kimin vazifesiyle yapılsın. Devletin bütçesi bir; millet vergisini veriyor, yol istiyor. Yani 21'inci yüzyılda hâlâ yol meselesini konuşuyoruz, yirmi bir yıldır bir iktidar özellikle bize bunu konuşturuyor. Dolayısıyla bunların olmaması lazım.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Beş artı iki dakika yaptık yani onun için...
ERHAN USTA (Samsun) - Başkanım, bitireyim o zaman hemen.
BAŞKAN - Buyurun.
ERHAN USTA (Samsun) - Spesifik örnekler var, dört yıldır Büyükşehir Belediyesinin söz verip sözünü tutmadığı ve yapılmayan yollar var. Bu konuda Parlamentonun da bir gayret göstermesi lazım, özellikle AK PARTİ Grubuna diyoruz. Zaten mesela Samsun Büyükşehir Belediyesi onların elinde, bu bahsettiğim sorunların birçoğu kendi bölgelerinde oluyor.
Sel felaketi... Artık sel Samsun'un kaderi oldu, yağan en küçük yağmur bizim orada bir sel afetine dönüşüyor çünkü onunla ilgili hiçbir tedbir alınmıyor. Salıpazarı Barajı yapılmadı, diğer işler yapılmadı ve dolayısıyla zaten olmayan yollar iyice sel nedeniyle kazılır hâle geliyor. Bunu da Parlamentonun gündemine getirmek istedim.
Bu beni ziyaret eden köy muhtarlarının da isimlerini değil ama köylerini en azından söyleyeyim: Akçaykaracalı, Bazlamaç, Kocamanbaşı, Ambartepe ve Örencik köyü muhtarları bizi ziyaret etti, diğerleri de -dediğim gibi- ya biz oraya gittiğimizde ya da onlar bize gelerek ziyaretlerini yapıyorlar. Buradan da Büyükşehir Belediyesini ve diğer ilçe belediyelerini ikaz ediyorum: Bizimle görüşen muhtarları cezalandırmaya kalkmayın.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.