GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Dünya Gıda Günü'ne ilişkin gündem dışı konuşması
Yasama Yılı:2
Birleşim:11
Tarih:24.10.2023

MÜŞERREF PERVİN TUBA DURGUT (İstanbul) - Susuzluktan kurumuş, artık tamamen çöle dönüşmüş bir dünya tahayyül edin; insan eliyle yok edilen ormanların yerini uçsuz bucaksız bir boşluk almış, gökyüzü gri bir ölümle kaplı, okyanuslar artık sonsuz bir yaşam kaynağı değil, içinde hayat barındırmayan karanlık sulardan ibaret.

Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; gelecek nesillere, çocuklarımıza bırakmak istediğimiz dünya bu değilse hâlâ yapabileceklerimiz var.

Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü tarafından kutlanan Dünya Gıda Günü açlıkla mücadele, tarımın sürdürülebilirliği, beslenme ve gıda sorunları gibi konularda toplumları bilinçlendirmeyi hedefler. Her yıl farklı bir konuya odaklanan Dünya Gıda Günü bu sene "Su hayattır, su gıdadır; kimseyi geride bırakma." temasıyla tüm canlıların suya olan hayati ihtiyacını vurguluyor. Bu kritik kaynağın korunmasının ve akıllıca yönetilmesinin ne kadar önemli olduğunu yalnızca özel günlerde değil, her fırsatta vurgulamamız gerektiğine inanıyorum. Su, sadece bir doğal kaynak olmanın ötesinde, evrensel bir haktır. Bu nedenle, suya erişim; coğrafi, siyasi, ekonomik, herhangi bir gerekçeyle sınırlandırılamaz; hiçbir gerekçe, hiçbir otorite çocukların, yaşlıların, hastaların ve kadınların temiz suya erişim hakkını kısıtlayamaz; hiçbir kural, hiçbir kanun, hiçbir kitap masum insanların su hakkını elinden alamaz.

Bugün, Gazze'nin bütün yaşamsal kaynaklarının yanı sıra suyunun da kesilmiş olması asla kabul edilemez bir insanlık suçudur. Gazze'de savaşın gölgesinde büyüyen masum çocuklar her gün yeni bir umutsuzlukla yüzleşiyor; annelerinin çocuklarına temiz bir bardak su ve bir kap yemek sunma hakkından bile mahrum bırakıldığı bir yerde, insan hakları ve çocuk haklarından bahsedilebilir mi? Her çocuğun sağlıklı bir hayat, eğitim ve oyun hakkı vardır; her kadının çocuklarıyla tehditlerden uzak, güven içinde yaşama hakkı vardır ancak Gazze'de bu temel haklar bile bir lüks hâline gelmiştir. Ne yazık ki insanoğlu savaşlar, çatışmalar ve anlaşmazlıklarla birbirine yıkıcı zararlar verirken doğal kaynakları ve habitatları yok ederek, atmosferi, su kaynaklarını ve denizleri kirleterek doğaya karşı da yıkıcı bir savaş sürdürüyor.

Sayın milletvekilleri, dünya üzerinde her 10 insandan 3'ünün temiz ve güvenilir suya erişimi yok; iklim bilimciler dünyanın yıkıcı bir kuraklığın eşiğinde olduğunu söylüyor. İklim değişikliği su kaynaklarımızı doğrudan etkileyerek hem kalitesini hem miktarını tehlikeye atıyor. İnsanlık bugün bile savaşların neden olduğu kitlesel göçlerle başa çıkamazken 2030 yılında 700 milyon insanın kuraklık nedeniyle yerinden olacağı tahmin ediliyor.

Sayın milletvekilleri, unutmamamız gereken bir gerçek daha var: Ülkemiz küresel iklim değişikliğinden fazlasıyla etkilenecek Akdeniz kuşağında yer almakta ve yüksek risk grubu ülkeler arasında kabul edilmektedir. Bu durumu yönetmek için Hükûmetimiz proaktif politikalar geliştirmeye devam ediyor. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığımızın atık suların yeniden kullanım oranını yüzde 5,2'ye çıkarmasının ve arkasındaki planlamanın çok kıymetli olduğunu söylemem gerekir. Tarım ve Orman Bakanlığımızca bu yıl su verimliliği seferberliği başlatılmıştır. Su stresi yaşayan ülkemizde ev, iş yeri ve sanayide su kayıplarının önlenmesi, yasal altyapının oluşturulması, tarımda modern sulama yöntemlerinin kullanılması, toplumsal farkındalığın artırılması hedefleriyle yürütülen çalışmalar hayati öneme sahiptir. Emine Erdoğan Hanımefendi'nin destek ve himayelerinde yürütülen su verimliliği seferberliği yalnızca ülkemiz için değil, tüm dünya için model olabilecek bir çalışmadır. İklim krizine karşı "Suda Sıfır Kayıp" ilkesini benimseyen su ve gıda için çok önemli bir proje olan Sıfır Atık hareketi dünyaya ilham olmuştur.

Sayın milletvekilleri, her gün 5 yaşın altında 800'den fazla çocuk temiz suya erişimi olmadığı için hayatını kaybediyor. Bu istatistiğe göre benim konuşmamı yaptığım sadece bu beş dakika içinde bile 3 çocuk temiz su hakkından mahrum bırakıldığı için hayatını kaybetmiş olacak.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun.

MÜŞERREF PERVİN TUBA DURGUT (Devamla) - Hepimiz, tüm insanlık "Hiç kimseyi geride bırakma." ilkesiyle hareket etmeliyiz; su kaynaklarını korumalı, daha adil ve sürdürülebilir bir şekilde paylaşmalıyız. Her gün üzerinde hiç düşünmeden kullandığımız suyun değerini anlamak ve tüketim alışkanlıklarımızı gözden geçirmek hepimizin sorumluluğudur. Yerel ürünleri tercih ederek, gıda israfını azaltarak ve su kaynaklarını bilinçli kullanarak bu sorumluluğu yerine getirebiliriz. Hiç kimseyi, hiçbir canlıyı su hakkından mahrum bırakmadan, daha verimli, sürdürülebilir, adil ve yeşil bir dünya için çalışmalıyız.

Genel Kurulu ve aziz milletimizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)