| Konu: | Konutların Turizm Amaçlı Kiralanmasına ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 10 |
| Tarih: | 19.10.2023 |
DİLAN KUNT AYAN (Şanlıurfa) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Görüşülmekte olan kanun teklifindeki geçici madde 1'e dair söz almış bulunmaktayım. Madde turizm amaçlı kiralama faaliyetlerinde bulunanların izin belgesini almak üzere Bakanlığa başvuru sürelerini düzenliyor. Temelde konutların turizm amaçlı kiralanmasına ilişkin bir düzenleme yapılmak isteniyor fakat hem hukuk tekniği açısından hem içerik bakımından "Yaptık, oldu." politikasıyla karşı karşıyayız. Adına "torba yasa" dediğimiz ama aslında çerçi bohçasından hâllice olan bu yasa yapma tekniğiyle toplumsal sorunlara çözüm bulmak zaten imkânsız fakat iktidar çok uzun zamandır her toplumsal sorunda yanlış yöntemlerle politika üretmekte ısrarcı. Buna dair en net hatanın yapıldığı meselelerden biri de bu ülkede kadına yönelik erkek şiddetinin ısrarla yanlış bir şekilde ele alınmasıdır. Yıllardır kadın örgütleri, aktivistler, siyasetçiler olarak bizler diyoruz ki ortada bir erkek egemen sistem sorunu vardır fakat bu sistem sorununa dair köklü adımlar atılmadığı sürece kadınlar öldürülmeye, toplumsal yaşamdan dışlanmaya, ezilmeye devam edecek. Uzunca bir süredir dünya kadın mücadele mirası yokmuş gibi, bu coğrafyada direnen Kürt kadınlarının bütün dünyaya mal olmuş "..."(*) devrimi yokmuş gibi ısrarla bu sorun aile için sorun olarak değerlendirilmeye çalışılıyor. Bu ülkede ve dünyada kadınlar en yakınları tarafından, erkekler tarafından katlediliyorlar.
Sayın Genel Kurul, Aile Bakanı 31 ilde gezip "Aile Çalıştayı" diye bir program düzenledi ve bu programlarda, çalıştaylarda kadın dernekleri yok, kadın aktivistler yok, katılımcıların neye göre seçildiği hiçbir şekilde bilinmiyor. Neden barolar çağrılmadı? 1 Nolu baro çağırılıyor İstanbul'dan, 2 Nolu baro hiçbir şekilde bu anlamda bir davete sebebiyet görülmüyor. "Kadın sorunu gibi evrensel bir meselede sadece iktidar yanlısı STK'ler, kurumlar mı dinlendi?" diye soracağız elbette. "Kadına yönelik şiddet dursun." diye her gün çalışmalar yapan kadın örgütleri dinlenmeden neye nasıl bir çözüm bulacağını tekrardan soruyoruz.
Yine, Türkiye'de her gün bir kadın aile içerisinde öldürülüyorken bu çalıştaylarda kadının isminin dahi geçmemesi aslında bu iktidarın kadına yönelik politikasını net bir şekilde ortaya koymuş. Bu çalıştayların amacı eğer Adalet Bakanının "Medeni Kanun'u yeniden yazacağız." söylemine yerellerden dayanak toplamaksa buradan bir kez daha söyleyelim, biz buna asla ve asla izin vermeyeceğiz. Yine, iktidara yakın kurumlarla iktidarın ideolojik yaklaşımlarının gölgesinde bu çalıştayları yapmak, ardından "Toplum böyle istiyor." demekse niyetiniz, baştan söyleyelim, biz asla ve asla buna müsaade etmeyeceğiz.
Değerli milletvekilleri, Türkiye'nin AB ilişkilerinin hızlandırıldığı ve insan haklarına dair dış politika kapsamında önemli adımlar atıldığı 2006-2010 yıllarının hemen ardından 2011'de İstanbul Sözleşmesi, 2012'de 6284 sayılı Kanun hazırlandı ve kabul edildi. Bu süreçte onlarca kadın örgütü, kadın aktivist bu Meclise davet edildi; görüşüldü, önerildi, katkıları alındı, o zaman da bu iktidar vardı. Erkek şiddetinin çözümü için ortaya konulan tespit ve çözüme dair bizler o gün ne söylüyorsak şu an da aynısını söylüyoruz fakat tutarsız olan bu iktidar politikası, zamana göre, küçük ortaklarına göre maalesef ki kadına yönelik şiddetteki tutumunu değiştirmiş durumda. Biz şunu bir kez daha buradan ifade etmek istiyoruz: Kadın örgütlerinin dinlenilmediği, kadınların yaşam hakkı başta olmak üzere bütün haklarının yasal güvenceye kavuşturulup korunmasına dair politik adımlar bir an önce atılmadığı sürece bu düzen, kadına yönelik şiddet devam edecek ve Türkiye'den her gün bir kadının ölüm haberini almaya devam edeceğiz. Bu sebepten ötürü, iktidarı bir an önce daha önceki, 2006-2010 sürecindeki politikalarına tekrardan davet ediyoruz, kadına yönelik şiddetle mücadelede hep birlikte ortaklaşmaya davet ediyoruz.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (Yeşil Sol Parti sıralarından alkışlar)