GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Konutların Turizm Amaçlı Kiralanmasına ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:9
Tarih:18.10.2023

SAADET PARTİSİ GRUBU ADINA SELİM TEMURCİ (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla, muhabbetle selamlıyorum.

Yüce Rabb'imiz hayat kitabımızda "Müminler ancak ve ancak kardeştir." buyuruyorlar. Kardeşlerimiz Gazze'de katledilirken gecenin bu saatinde bir kanun önerisi taslağı üzerinde konuşmak gerçekten çok zor.

Bugün bu Mecliste Filistin'le ilgili çok şey söylendi ama geçtiğimiz hafta fosfor bombalarıyla Gazzeli insanlar katledildi, dün gece hastane bombalandı. Bu vesileyle, dün gece o gösterilerde bizimle birlikte olan milletvekili arkadaşlarımıza teşekkür ediyorum. Bugün -işte, biraz önce haberlerini alıyoruz- bir fırını bombalıyorlar insanlar ekmek dahi yiyemesin diye. İstiklal mücadelemizin merkezinden, milletin Meclisinden ellerimizi Rabb'imize açarak yalvarıyoruz ki o Rabb'imiz, denizi ikiye ayırıp firavunun canını alan Rabb'imiz: "Zamanın firavunlarına, zamanın Hitler'lerine hadlerini sen bildir Rabb'imiz!" diye dua ediyoruz, "Mazlumları, masumları koru Rabb'imiz!" diyoruz. Gerçekten içimiz yanıyor. Bu Mecliste bugün, biraz önce Grup Başkan Vekilimiz Plan ve Bütçe Komisyonunda olduğumuz için "Bu konutların turizm amaçlı kiralanmasıyla ilgili siz konuşun." dedi ama bir yandan da hakikaten onları takip ediyoruz. Filistin Gazze'de bir zamanlar -buradan da rahmetle analım- Büyükşehir Belediye Başkanımız Kadir Topbaş'la birlikte mescit yaptırmıştık; onların hepsi yıkılmış, insanlar perişan olmuş ve maalesef bazı konularda biz hâlâ birlikte hareket etmeyi öğrenemedik.

Şimdi, kanunla ilgili meseleye gelmeden önce, elbette turizm sektörü ülkemizin lokomotif sektörlerinden biri. Dolayısıyla, turizmle ilgili bir değişiklik yapacaksak ülkenin ekonomisine direkt etki yapacak bir şeyden bahsediyoruz demektir. İnşallah -işte, bürokratlarımız, Bakan Yardımcılarımız burada- yıl sonunda 50 milyar doları aşacak bir turizm gelirinden bahsediyoruz, 50 milyon kişiyi aşacak bir turist sayısından bahsediyoruz. Kalkınma planımız verildi; inşallah 2028'de 100 milyar dolarlardan bahsediyoruz, 80 milyonu aşacak bir turist sayısından bahsediyoruz. İnşallah bunların hepsini şeffaflık içerisinde ve gerçekten denetleyerek yapma imkânımız olur.

Şimdi, buradan hareketle, turizm cari açığın düşürülmesinde de çok önemli bir alan. Cari açık-dış ödemeler dengesi Türkiye'nin en önemli baş ağrılarından bir tanesi. Meseleye böyle bakınca ben -şu an altı dakikam var- kanunun bütün maddeleriyle ilgili konuşabilirim ama gönlümde olan bir cümleyi kurmak istiyorum. Ben şu anda Gelecek-Saadet grubunun Milletvekiliyim. Bakıyorum, bazen burada birbirimizi alkışlıyoruz, bazen AK PARTİ'li arkadaşlar çıkıyor, doğru bir şey söylüyorlar; ben alkışlıyorum. Arkadaşlar, doğruda birlikte hareket etmeyi başarabilmeliyiz, millet bizden bunu bekliyor. Şimdi, ben size bu kanun teklifiyle ilgili olarak bir iki şey söyleyeceğim, bütün detayı konuşmayacağım.

Bakın, bir Ajansımız var, TGA'mız var, "Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı" olarak geçiyor. Anayasa Mahkememiz bunun kanunuyla ilgili olarak bazı iptaller yapmış ve bu iptallerin gerekçeleri de Anayasa Mahkemesinin gerekçeli kararında var. Şimdi, buraya çıkan bazı arkadaşlarımız daha önce Anayasa Mahkemesinin iptal etmiş olduğu o kanunda... Eğer milletin vergileriyle kurulmuş bir kurulsa bu ve Kültür ve Turizm Bakanlığımıza aitse bu Ajansın denetlenmesi, Sayıştay denetimine açık olması lazım ve Kamu İhale Kanunu'na tabi olması lazım. Bu, kendi yasasında olmadığı için AYM bunu iptal etmiş. Peki, şimdi bakıyoruz, şu soruyu sormamız gerekiyor: Değerli arkadaşlar, vergilerimizle harcama yapan bir kurumu kamu yönetim anlayışına göre niçin Sayıştay denetiminden muaf tutuyoruz? Şu anda getirmiş olduğumuz teklifle "Bağımsız denetim şirketi burayı denetler, raporunu hazırlar, Sayıştay bu rapor üzerinden değerlendirme yapar." diye bir cümle var. Neden Sayıştayı baypas ediyoruz değerli arkadaşlar? Bu sadece AK PARTİ'nin, Milliyetçi Hareket Partisinin meselesi değil; bu, Türkiye Cumhuriyeti devletinin nasıl yönetileceğine dair, hukukun çiğnenmemesine dair bir ilke. Dolayısıyla, özellikle buradan hareketle bunu mesela düzeltebiliriz; Sayıştay burada tek denetleyici olabilir, bağımsız denetim şirketlerine ihtiyaç kalmayabilir. İşte, maalesef bunları yapamıyoruz.

Peki, ben niye buradan meseleye başladım? Uzun yıllar yerel yönetimlerle ilgilenmiş, mücadele etmiş bir kardeşinizim. 2023 Nisan ayında Bütünleşik Kıyı Alanları Planı uygulamaya geçti. Bu plan neydi? Kıyıların koruma derecesini düşüren bir kanundu ve buralar imara açılıyor. Şimdiyse şu an teklifini görüştüğümüz bir başka maddede Kültür ve Turizm Bakanlığı, Tarım ve Orman Bakanlığına ait arazileri, parkları, ormanları, turizme açabilme yetkisi alıyor. Yani Tarım ve Orman Bakanlığı işletme konusundaki bu yetkiyi, buraların turizme açılma yetkisini Kültür ve Turizm Bakanlığına devrediyor. Arkadaşlar, biz hangi partide olursak olalım, doğrunun hep birlikte aynı tarafında olup bunun yanlış bir şey olduğunu söylemeyelim mi? Dolayısıyla, burada da çok ciddi anlamda yanlış bir uygulama yapıldığını düşünüyorum doğrusu.

Elbette şunu söylemem lazım: Küresel boyutta dijitalleşme dünyada her şeyi değiştirdi. Pandemiyle birlikte yeni bir dünya var, turizmin trendleri de değişti. Dolayısıyla, dijital ortamda yaşayan bir ticaret var, aslında kontrol dışı, denetim dışı bir turizm var ve dünyada şu anda bu kanun teklifinin bazı önemli maddeleri başka ülkelerde de var. Elbette kontrol ve denetim olmak zorunda, elbette bunlar yapılmalı, elbette buralar vergilendirilmeli. Ben kanun teklifinin özellikle bir torba yasa olduğu... Burada çok şey konuşuldu ama bir şeyin altını çizmek istiyorum: Burası Parlamento ve yasa yapıyoruz, dolayısıyla, yasalara odaklanmamız lazım, kaliteli işler ortaya çıkarmamız lazım; eğer bunu yapmayı başaramazsak yapboza döneriz, verimli bir Meclis çalışması yapmamış oluruz.

Şimdi, burada, Türkiye'de bu şekilde turizm amaçlı kullanılan 50 bin civarı konut olduğu söyleniyor. Değerli arkadaşlar, şu soruyu sormamız lazım: Niçin bizim insanlarımız kendi konutlarını yaz geldiğinde ya da kış mevsimlerinde kiraya veriyor? Bakın, ben Karadenizli bir ailenin çocuğuyum, Rizeliyim. Rize'de bungalovlar da var, yaylalarda evler de kiralanıyor; biz bunları biliyoruz. Peki, insanlar niçin kendi evlerini yaylalarında, köylerinde kiraya veriyorlar? Arkadaşlar, ülkede büyük bir ekonomik çöküş var, ihtiyaç var; onun için bu kiralamalar yapılıyor. Peki, bizim ne yapmamız lazım? Elbette vergilendirelim ama kanun teklifinde çok önemli bir ayrıntı var, "adalet" deniliyor, "eşitlik" deniliyor ve daha önemli bir şey söyleniyor, "Haksız rekabet önlensin." isteniliyor. Arkadaşlar, haksız rekabet önlenecekse biraz önce söylemiş olduğum o Ajans var ya önümüzdeki dönem bu Meclisin ve Türkiye siyasetinin en önemli tartışma alanlarından biri olacak.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun, tamamlayın Sayın Temurci.

SELİM TEMURCİ (Devamla) - Onun için rica ediyorum, birlikte siyaset yaptığım AK PARTİ'li arkadaşlarımdan, kardeşlerimden rica ediyorum, bu mesele, yarın milletin vekillerinin hepsinin meselesi olacak; biz, bize yakışanı yapalım. Şu anda bu TGA'nın personel alımıyla ilgili olarak yazılı ve sözlü sınavdan bahsediliyor, ben bunun bütün bütçesinin, her şeyinin denetlenmesi gerektiğini düşünenlerdenim. TGA'ya personel alırken artık bu mülakatı kaldıralım -AK PARTİ'nin seçim beyannamesinde de vardı, bizlerin de vardı- bir yerden başlayalım. Elbette burada Kültür Bakanlığı Döner Sermaye Kanunu'nda yapılan değişiklikler var, yerel yönetimlerin yapması gereken birçok husus var; onlar da buraya eklenmiş.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

SELİM TEMURCİ (Devamla) - Ben tekraren Genel Kurulu saygıyla, muhabbetle selamlıyorum. İnşallah en iyiyi hep birlikte yapalım. (Saadet Partisi sıralarından alkışlar)