GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Yeşil Sol Parti Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:9
Tarih:18.10.2023

YEŞİL SOL PARTİ GRUBU ADINA ZÜLKÜF UÇAR (Van) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; sizleri ve değerli halkımızı saygıyla selamlıyorum.

Yargıdaki rüşvet ve yolsuzluk iddialarının araştırılması yönünde vermiş olduğumuz araştırma önergesi üzerinde söz almış bulunmaktayım. Ancak öncesinde, dün İsrail tarafında gerçekleştirilen soykırımı kınayarak sözlerime başlamak istiyorum. Türkiye'yi de samimi bir tutum almaya davet ediyorum. Rojava ve Gazze'de gerçekleşen tüm katliamları da bir kez daha kınıyorum.

Değerli milletvekilleri; İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcısı tarafından yargıdaki rüşvet döngüsüne ilişkin Hâkimler ve Savcılar Kuruluna gönderilen ihbar yazısının basına yansıması üzerine ülkenin hukuk ve adalet sisteminin düştüğü vahim duruma bir kez daha hep birlikte tanıklık ettik. Üçüncü dünya ülkelerinde dahi kıyametin kopmasına sebep olacak olan bu olaya ilişkin olayın failleri tarafından alınan erişim engeli kararı, sonrasında alınan içerikten çıkarma kararlarıyla "yasağın yasağı" olarak nitelendirebileceğimiz siyaset ve hukuk literatüründe yeni bir kavram ve olgu üretilmiştir. Bu ucube kararlara imza atanları, bu ucube kararlara imza atmayı başardıkları için kendilerini tebrik ediyoruz.

Yargının tam bağımsızlığı sağlanmadığı sürece benzer sorunların katlanarak büyüyeceği aşikârdır. Mevcut hâl, sadece adalet duygusunu yıpratmakla kalmamakta, ceza tehdidinden muaf, pervasız suçlular ordusu yaratmaktadır. Toplumun adalete güveni sarsılmanın çok ötesinde tamamen ortadan kalkmış durumdadır ve suça eğilim güçlendirilmiştir. Bilinmelidir ki bağımsızlığını bir kez yitirmiş olan hâkim ve savcıların hangi odağın iradesini esas alacakları yalnızca bireysel menfaatleri doğrultusunda gelişecektir.

Tanık olduğumuz bu çürümüşlük hâlini birkaç yargı mensubuna bağlayarak münferit ve tekil bir olay olarak algılamak büyük bir yanılgı olacaktır. Sorun, çok daha kurumsal ve ahlaki bir erozyondur. Yargıyı tekeline alarak demokrasi mücadelesine karşı Demokles'in kılıcı gibi kullanılan Hükûmet politikaları yaşanan sorunun başat sebebidir.

Yıllardır Hükûmet eliyle hâkimlere talimatlar gönderilmekte, özgür irade ve vicdani tutumda ısrar eden hâkimler sürülmekte, tehdit edilmekte, ihraçlarla, tutuklamalarla yüz yüze bırakılmaktadır. Yargının siyasallaşmasının başlangıç noktalarından biri olan, Yargıtay ve Danıştay üye sayısını 2 katına çıkaran ve yapısını değiştiren 2011 yılındaki yasal düzenlemeye karşı muhalefetin o günkü sessizliği ve tavrı geldiğimiz noktanın sebeplerinden biridir. Elbette 2011 öncesinde yargının bağımsız olduğunu iddia etmiyoruz ama yargı bağımsızlığına işaret eden kırıntılar da vardı. Örneğin, hâkim, savcı adayları 70 taban puan almadan liyakat yerine referansın esas alındığı mülakat aşamasına dahi gelemiyordu. 2016 darbe teşebbüsü sonrası 12 bin olan hâkim, savcı sayısı 6 bine düşürülmüş, şu andaki sayı ise 26 bine çıkarılmıştır. 70 taban puan kaldırılarak, iki yıllık akademi eğitimi bir yıla düşürülerek bugün bu ülkede yargı dağıtan hâkim ve savcı ordusu üretildi.

Değerli milletvekilleri, tüm bu sorunların çözümünün onurlu toplumsal bir barışla mümkün olduğu bilinmelidir. İktidar ve muhalefet, kronik tabuları yıkıp demokratik bir bilinç yapısı yaratmadan ne özgürlüğe yönelebilir ne kangren olmuş bu sorunları çözebilir. Hukukun ayaklar altına alındığı İmralı'da Sayın Öcalan'a uygulanan tecrit kaldırılmadan, Kobani kumpas davasındaki göstermelik yargı oyunu deşifre edilip aşılmadan yargının tarafsız ve bağımsız olamayacağı iyi kavranmalıdır. "Millî güvenlik" kavramı adı altında dayatılan hukuksuzluk bugün ülkeyi Londra tefecilerinin ve Körfez sermayesinin kapısında bekleyen bir ülke konumuna sokmuştur.

Değerli milletvekilleri, unutulmasın, Türkiye'de hukuksuz uygulamaların ilk örneği her zaman Kürt halkına ve temsilcilerine yönelik olmuştur.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun, tamamlayın sözlerinizi.

ZÜLKÜF UÇAR (Devamla) - Dolayısıyla Kürt halkına dönük hukuk dışı uygulamalara sessiz kalan her yapı ve özne mevcut hukuksuzluğun da başat sorumlusudur.

Tüm bu karanlık tabloya rağmen ülkede hâlâ onurlu hâkim ve savcıların var olduğunu biliyor ve kendilerine onurlu bir mesleki yaşam adına hukukun üstünlüğüne dönmeleri için sesleniyoruz. Ülkedeki tüm demokratik kamuoyunu da bu mücadeleye güç katmaya davet ediyoruz.

Araştırma önergemizin önemine binaen de tüm gruplardan destek bekliyor ve Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (Yeşil Sol Parti sıralarından alkışlar)