GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 7 Ekim Cumartesi günü Filistin ve Gazze'de başlayan olaylara ve Milliyetçi Hareket Partisinin meseleye bakışına, barışın yolunun Türkiye'den geçtiğine ilişkin açıklaması
Yasama Yılı:2
Birleşim:7
Tarih:12.10.2023

ERKAN AKÇAY (Manisa) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

7 Ekim Cumartesi günü Filistin ve Gazze'de başlayan olaylar, başta Gazze olmak üzere Filistin şehirlerinde kanlı bir savaş hatta savaş ötesi bir vahşet hâline gelmekte. Kadın, çocuk ve yaşlı demeden savunmasız insanların hedef alındığı görülüyor. Sivil can kayıplarının haklı ve geçerli bir bahanesinin asla olamayacağı da açıktır.

İsrail'in yıllarca Filistinli kardeşlerimize zulmü, dünyanın gözü önünde tarifi ve tahammülü olmayan insanlık suçları hepimizin malumu. Uluslararası hukuk çiğnenmiş ve Birleşmiş Milletler kararları da daima yok sayılmıştır. Biz Milliyetçi Hareket Partisi olarak bu meseleye bakışımızı müteaddit defa ifade etmekle birlikte başlıklar hâlinde tekrar hatırlatmakta fayda görüyoruz.

Öncelikle, derhâl ateşkesin tesis edilmesi gerekmektedir ve taraflar eş zamanlı olarak itidalli, sükûnetli ve aklıselim bir çizgiye gelmelidir. Ayrıca, Hükûmetin dengeli ve sorumlu duruşunu da destekliyoruz. Sayın Cumhurbaşkanının diplomasi ve diyalog kanallarını aktif hâle getirilmesine yönelik attığı ve atacağı adımlar mutlaka desteklenmelidir. Birleşmiş Milletler de acilen devreye girmelidir. Uluslararası toplumun ve kuruluşların sorumluluklarını yerine getirip şiddeti ve savaşı önleyecek, barışı tesis edecek bir tutum almaları gerekirken bunun yerine kargaşa, kaos, şiddet ve savaşı körükleyecek tutum takınmaktadırlar. Maalesef, Amerika Birleşik Devletleri'nin savaş gemilerini Doğu Akdeniz'e getirmesi bu kargaşa, kaos, şiddeti körükleyen ve köpürten politikanın en son örneğidir. Bu savaş gemilerinin bölgeye getirilmesinin bölgede yaşanan hadiselerin çok çok dışında birtakım sebeplere ve amaçlara matuf olduğunu düşünüyoruz.

Türkiye uluslararası arenada yürüttüğü dengeli politikalarla ve yürüttüğü ikili ilişkilerle diplomasiye ve barışa şans tanıyor. Dolayısıyla barışın yolunun Türkiye'den geçtiğini düşünüyoruz. Türkiye, Suriye, Libya, Irak, Karabağ ve Rusya-Ukrayna krizinde olduğu gibi Filistin meselesinde de dünyanın bir umududur. Filistin ile İsrail arasındaki çatışmaların bölgesel bir nitelik kazanmadan hatta küresel alana sıçrama ihtimalini de hesaba katarak taraflar arasındaki barış görüşmelerinin ortamı derhâl inşa edilmelidir. Bağımsız, egemen, siyasi ve toprak bütünlüğünü tescillemiş ve 1967 sınırları dâhilinde başkenti Doğu Kudüs olan bir Filistin devletinin tanınması ve temelinin atılması ertelenemez ve geciktirilemez bir mecburiyettir.

Ayrıca, bugünkü yapmış olduğumuz görüşmeler ve yapacağımız genel görüşmenin ve akabinde Türkiye Büyük Millet Meclisi olarak yayınlamayı düşündüğümüz ve arzu ettiğimiz ortak bildirinin de biraz evvel ifade ettiğim görüşler doğrultusunda barışa, huzura, güvene, hakkaniyete ve adalete hizmet etmesini temenni ediyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum.