GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Cumhurbaşkanlığının, Hudut, şümul, miktar ve zamanı Cumhurbaşkanınca takdir ve tespit edilmek üzere, Türk Silahlı Kuvvetlerinin, Birleşmiş Milletlerin Orta Afrika Cumhuriyeti'nde icra ettiği harekât ve misyon kapsamında yurt dışına gönderilmesi ve Cumhurbaşkanınca verilecek izin ve belirlenecek esaslar çerçevesinde bu kuvvetlerin kullanılması için Türkiye Büyük Millet Meclisinin son olarak 26/10/2022 tarihli ve 1346 sayılı Kararı'yla uzatılan izin süresinin Anayasa'nın 92'nci maddesi uyarınca 31/10/2023 tarihinden itibaren bir yıl uzatılmasına ilişkin Cumhurbaşkanlığı Tezkeresi (3/764) münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:6
Tarih:11.10.2023

CHP GRUBU ADINA MEHMET GÜZELMANSUR (Hatay) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sözlerime başlamadan önce dünyanın dört bir yanında Birleşmiş Milletlerin barış misyonlarında başarıyla görev yapan kahraman Türk askerimizi selamlıyorum. Bu onurlu görevlerini başarıyla tamamlayarak vatanımıza ve ailelerine sağlıklı bir şekilde geri dönmelerini temenni ediyorum.

Değerli milletvekilleri, Orta Afrika Cumhuriyeti, ekonomik açıdan dünyanın en yoksul ülkelerinden biri; on yıldır devam eden bir iç savaş ve kaosun merkezi; bu kaos ve iç savaş nedeniyle sahip olduğu zenginlikleri kullanmayan bir ülke; insanların açlık, yokluk içinde, mermilerin gölgesi altında yaşamaya çalıştığı bir ülke. Dolayısıyla, Birleşmiş Milletler zemininde Afrika'nın toprak bütünlüğünün korunması, çatışmalardan etkilenen kadınlar ve çocuklar başta olmak üzere sivil halka yardım ve koruma sağlanması, insani yardımların ulaştırılması gibi görevler üstlenen misyonda askerimizin bir yıl daha yer almasına 2016 yılından beri yaptığımız gibi "evet" oyu vereceğiz. Ancak yurt dışına asker gönderme gibi önemli ve hayati konularda ortak akılla kararlar verilmesinden, uygulanmasından yana olduğumuzu da belirtmek isterim. Oysa ki bu tezkerede aynen şöyle deniliyor: "Hudut, şümul, miktar ve zamanı Cumhurbaşkanınca belirlenecek esaslar çerçevesinde..." ve devam ediyor yani diğer bir deyişle burada ortak akıl olmayacak, burada Meclisin komisyonlarında tartışmalar olmayacak, konuyla ve gelişmelerle ilgili bürokratların Meclisi, komisyonları, milletvekillerini bilgilendirmesi, görüşlerini alması, bu görüşleri karara yansıtması gibi süreçler yaşamayacağız.

Değerli milletvekilleri, önümüze her yurt dışına asker gönderme tezkeresi geldiğinde dış politikamızı bir kez daha gözden geçirmek zorunda kalıyoruz. Yirmi bir yıllık AKP iktidarlarının dış politikasını üç dört kelimeyle rahatlıkla özetliyoruz; ayakları yere basmayan, maceraperest ve U dönüşleriyle tanımlanacak bir dış politika izledi AKP ve izlemeye de devam ediyor. Bu maceraperest ve yanlış dış politika bugün ülkemizin yaşadığı ekonomik ve sosyal sorunların, güvenlik sorunlarının anasıdır. Dünyanın lideri, Orta Doğu'nun hamisi olma hevesiyle girişilen maceralarda çok şehit verdik, büyük ekonomik kayıplar verdik. Mart 2011'de Suriye'de bir iç savaş baş gösterdi, bir ateş alevlenmeye başladı. İktidar 911 kilometrelik sınırımızın bulunduğu, 2 ülke vatandaşları arasında akrabalık bağının olduğu komşumuz Suriye'de çıkan yangını söndürmek yerine alevlendirmeyi seçti; bu alevin bize sıçrayacağı hesap edilmedi. Suriye iç savaşının birkaç ayda biteceğini öngördünüz, "Üç saatte Şam'a gireriz." dediniz, "Emevi Camisi'nde namaz kılacağız." dediniz; bugün Suriye'de iç savaş on iki yılı aşmış durumda. Ülkemize 100 bin Suriyelinin geleceğini söylüyordunuz, bugün bunun 35 katı yani 3,5 milyon Suriyeliye on iki yıldır ev sahipliği yapıyoruz ki Hatay bu Suriye krizinden en çok etkilenen illerin başında geliyor, yaklaşık 400-500 bin Suriyeliyi biz on iki yıldır misafir ediyoruz; bu sayı da resmî rakamdır, kayıtsızlar buna dâhil değildir. Yanlış Suriye politikasının sadece Suriyeli göçmen ayağında 100 milyar dolardan fazla bir millî servet harcadık. Bakın, değerli milletvekili arkadaşlarım, yıkıcı şubat depremlerinin ülkemize maliyeti yaklaşık 103 milyar dolar olarak ifade ediliyor. Yani Suriye politikası doğru ve ayağı yere basan bir politika olsaydı, milyonlarca Suriyeli ülkeye alınmasaydı bunlara harcanan 100 milyar doları aşkın o millî servetle bugün o deprem yaralarını sarıyor olacaktık. Bunu yapmadığınız için vergi artışlarıyla, 2'nci motorlu taşıtlar vergisi gibi ek vergilerle vatandaşı perişan ediyorsunuz.

Değerli milletvekilleri, iktidarın vatandaşlık verdiği Suriyeli, Afgan ve diğer yabancılar nedeniyle bugün vatandaşımız vize dahi alamıyor; Avrupa Birliği ülkelerinin, Amerika'nın, Kanada'nın, İngiltere'nin ve daha onlarca ülkenin büyükelçiliklerinden geri çevriliyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayın Sayın Güzelmansur.

MEHMET GÜZELMANSUR (Devamla) - İhracatçılarımız var; yurt dışında fuara katılacak, iş bağlayacak, vizeye müracaat ediyor, vizesi reddediliyor. Bilim insanlarımız var; uluslararası bir kongrede konuşma yapacak, vizesi reddediliyor. Sanatçılarımız var; yurt dışında Türkiye'yi tanıtacaklar ama o ülke yine vize vermiyor. Öğrencilerimiz var; yurt dışında eğitim görecekler, okuldan kabulünü almış ama vizesi reddediliyor. İnsanlarımız var; eşi, çocuğu yurt dışında yaşayan, ailesine kavuşmak isteyen ama vizesi reddediliyor. Şoförlerimiz var kara yoluyla uluslararası taşımacılık yapan; sipariş almış, ihracat yapacak, mal yüklenmiş, götürecek ama vizesi reddediliyor. Bu sorun tam üç yıldır devam ediyor, İktidar hep aynı noktada: "Çözdük, çözüyoruz, çözeceğiz." Bir açıklama da ne yazık ki yok, bir çözüm de yok.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

MEHMET GÜZELMANSUR (Devamla) - Son, Sayın Başkanım...

BAŞKAN - Tamamlayın Sayın Güzelmansur.

MEHMET GÜZELMANSUR (Devamla) - Değerli arkadaşlar, ivedilikle bu dış politikadan, bu maceraperest kavgadan vazgeçin, cumhuriyetin fabrika ayarlarına dönün. Ulu Önder Atatürk ne diyor? "Yurtta sulh, cihanda sulh." Dış politikayı şahsi ilişkilerle şekillendirmekten vazgeçin, aksi hâlde bir gün "kardeşim" dediğinizden ertesi gün düşman yaratmaya, bir gün düşman ilan ettiğinizin ertesi gün eline sarılmaya devam edersiniz, bu süreçte de ülkemiz, milletimiz maddi manevi yıpranmaya devam eder.

Teşekkür ederim. (CHP sıralarından alkışlar)