| Konu: | 5 Ekim Öğretmenler Günü'ne, mülakata, kira sorununa, Dokuz Eylül Üniversitesi öğrencilerinin yemek fiyatlarını protesto ettiklerine, Türkiye Kömür İşletmelerinde faaliyet raporuna girmeyen kömür miktarına, Ayşenur Arslan'ın İçişleri Bakanlığına yapılan saldırıyla ilgili bir konuşması sebebiyle canlı yayında gözaltına alınması sonrasında RTÜK'ün Halk TV'ye verdiği cezaya ve Halk TV'nin Ayşenur Arslan'ın programına son verdiğini duyurmasına ilişkin açıklaması |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 4 |
| Tarih: | 05.10.2023 |
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Erzurum) - Teşekkürler Sayın Başkan.
Bugün, 5 Ekim Öğretmenler Günü, 1966 yılında Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) tavsiyesiyle belirlenmişti. O tarihten bu yana çok güçlü bir mücadele geleneği oluştu. Bu mücadele geleneği çok zorluklar yaşadı, çok badireler atlattı ve 80 darbesini de gördü tabii ki. Sonrasında yaşanan darbeler ve KHK'lerle eğitim emekçileri günümüze kadar da birçok zorlukla karşı karşıya bırakıldı. Daha yakın zamanda Gebze Teknik Üniversitesinde akademisyenlere adabımuaşeret dersleri "hizmet içi eğitim" adı altında bir eğitim verileceği de basına yansımıştı. Şimdi ise iktidar tek tip öğretmen inşası için kolları sıvamış durumda. Ne demek istiyorum? Kılık kıyafet serbestliğini kendisi söz konusu olunca dilinden düşürmeyen iktidar öğretmenlere tek tip önlük dayatmasında bulunuyor. Her ne kadar kimi çevrelerce Bakan Yusuf Tekin'in "Bu konuda bir zorunluluk yok, teşvik ediyoruz." dediği yazılsa da bir geri adım gibi algılansa da öğretmenlerin beden ölçüleri hâlâ alınmaya devam ediyor. Önlüğün ya da herhangi bir üniformanın eğitim hakkını daha geliştirmek ve nitelikli bir eğitim hizmeti sunmak için olmadığını gayet iyi biliyoruz tabii ki. Öğretmenler tek tip önlük uygulamasını kabul etmiyor. Biz de buradan çağrı yapıyoruz: Öğretmenleri tek tip yapamazsınız ve kalıplara sığdırmaya çalışmayın. Tabii ki eğitim emekçilerinin dağ gibi sorunları var. Öğretmenler için mutlaka bir şey yapacaksanız mülakat gibi mülakat değil, liyakatli atamalar yapın. Mülakatı kaldırın çağrısını biz de buradan destekliyoruz ve ataması yapılmayan eğitim emekçilerinin, öğretmen adaylarının bugün ayrıca günlerini de kutlamak istiyorum.
Sayın Başkan, hemen hemen her gün buradan fahiş kira sorununu ve mağduriyetini anlatmaya çalışıyoruz. Osmaniye'de 85 yaşında yaşlı bir kadın kirayı ödeyemediği için evden çıkarıldı, bütün haber kanallarına yansıdı. 2.000 TL maaşı var, 12.000 TL kira isteniyor. Emekliler, asgari ücretliler, çalışanlar, açlık sınırının altında ücretle çalışan işçiler, yurtlara hâlen yerleştirilemeyen öğrenciler nasıl barınacaklar açıkçası bunu bilmiyoruz. Emekliler, dul, yetim aylığıyla geçinenlerin maaşı sadece kiraya dahi yetmiyor. Bu nedenle emeklilerin dul ve yetim aylıklarının bir an önce tekrar belirlenmesi gerektiğini buradan ifade etmek istiyorum.
Öğrencilerin barınma krizinin yanında, dün Dokuz Eylül Üniversitesi öğrencileri çok güçlü bir protesto yaptılar, yemek fiyatlarını protesto ettiler. 5,80 TL'den 17 TL'ye çıkarıldı yani 3 katına çıkarıldı; bütün üniversitelerde böyle. Özel yurt kiraları da oldukça yüksek. Ocak ayından itibaren 1.250 TL olan KYK burslarıyla artan yemek fiyatlarını nasıl ödesinler? Barınma masraflarını, ulaşım masraflarını nasıl ödesinler; bunu iktidara soruyoruz. Peki, bu öğrenciler nasıl bu bütçeyle yaşayacaklar? Kültürel etkinlikler ve sosyal faaliyetler zaten bir hayal. Öğrenciler artık "Sinemaya, tiyatroya, bir konsere zaten gidemiyoruz." diyorlar. Bu tablodan bu iktidar sorumludur. Çözmek için mücadeleye devam edeceğiz. Çağrımız kendilerine.
Türkiye Kömür İşletmelerinde kayıp kömürler var, bunu da söylemek istiyorum. Kurumun son dönem faaliyet raporlarında satışa hazır kömür ile satılan kömür arasında 40 milyon tonluk bir fark var. Özetle, şöyle bir rakam: Kömür miktarı, satılabilir kömür miktarı 128 milyon 371 bin ton ancak satılan kömür miktarı 88 milyon 53 bin ton, aradaki 40 milyon ton kömüre ise faaliyet raporunda yer verilmemiş. Neden stokta olması gereken 40 milyon ton raporda yer almıyor? Bunu soruyoruz ve cevap istiyoruz tabii ki. Kamuoyunu aydınlatmak zorundalar ve hele ki iktidarın bu seçim öncesi kömür dağıtmaya giriştiğini hepimiz biliyoruz. Daha fazla izahata ihtiyaç var. Bu arada şunu da söyleyeyim, Erzurum'da köyleri gezerken verilen kömürlerin yakılmadığını, ıslak olduğunu da buradan ifade edeyim. Çöpe atıyorlarmış kömürleri, ben de birkaç yerde torbaları gördüm.
Sayın Başkan, Ayşenur Arslan'ı Türkiye aslında gazeteci olarak, bir televizyon sunucusu olarak yakından tanıyor. İçişleri Bakanlığına yapılan saldırıyla ilgili bir konuşması sebebiyle canlı yayında gözaltına alındı...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Evet, lütfen tamamlayalım.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Erzurum) - ...ve sonrasında bırakıldı ama Halk TV'ye yüzde 5 para, 5 kez de yayın durdurma cezası verilmesi Türkiye'de ifade ve basın özgürlüğünün olmadığını bir kez daha gösterdi, ilan etti ve şunu söyleyeyim, RTÜK bir mahkeme değildir, RTÜK şu anda zaten AKP'nin bir kurulu olarak çalışıyor ama bir mahkeme gibi faaliyet yürütüyor. Neticede, bu tamamen bir algı operasyonu. İktidarın baskı rejimiyle gazetecilerin herhangi bir konuda sorgulama, yorum yapma, eleştirme hakkının engellenmesi rutin bir uygulama hâline geldi ve bu bir gasptır, düşünce ve ifade özgürlüğünün gasbıdır. Gazetecilerin ne soru sorması isteniyor ne kuşku duyması ne araştırması ne de gerçekleri ortaya çıkarması; yıllardır biliyoruz, hele hele Kürt gazetecilere uygulanan sansüre ve cezalara oldukça aşina bir durumdayız.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Lütfen tamamlayalım.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Erzurum) - Ancak iktidarın bu çemberi, tüm muhalif ve kendine aykırı gördüğü sesleri kısmaya çalışarak daha da genişlettiğine her geçen gün tanık oluyoruz. Bu mevzuda, iktidarın alıştığımız tavrından da vahim olanı, daha vahim olanı Halk TV'nin Ayşenur Arslan'ın programına son verdiğini duyurmasıdır. İktidarın tavrı, niyeti belliyken bugün Sezgin Tanrıkulu'na sahip çıkmayan CHP'nin tavrı gibi Halk TV'nin tavrının da baskı rejiminin politikalarına hizmet ettiğinin altını bir kez daha çizmek istiyoruz. Bizler özgür basını, düşünce ve ifade özgürlüğünü her koşulda savunduk ve savunmaya devam edeceğiz.
Teşekkür ediyorum Başkan.