GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Genel Kurulu ziyaret eden Eşitlik İçin Kadın Platformu üyelerinin bugün Mecliste düzenledikleri faaliyetlere, iktidarın kadın düşmanı politikalarının bugün olduğu gibi yarın da devam edeceğine, partilerine yönelik operasyonlara, Hatay Milletvekili Şerafettin Can Atalay'a, 1 Ekim günü partilerinin yaptığı açıklamaya, Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Oktay Saral'a ve Ankara saldırısını asla kabul etmediklerine ilişkin açıklaması
Yasama Yılı:2
Birleşim:2
Tarih:03.10.2023

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Erzurum) - Teşekkürler Sayın Başkan.

Değerli milletvekilleri, bugün aramızda çok değerli misafirlerimiz var. Eşitlik İçin Kadın Platformu üyeleri -EŞİK'ten- 81 ilden gelen kadınlar buradalar, kendilerini selamlıyoruz, öncelikle, hoş geldiniz demek istiyoruz, iyi ki varlar, iyi ki buradalar, iyi ki birlikte mücadele ediyoruz. Bu sabah, bizim de katıldığımız, kadın milletvekilleriyle birlikte bir toplantı yapıldı. Sonrasında da Meclis bahçesinde kadınların konuştuğu bir kürsü oluştu ve gün boyunca Mecliste olacaklar. Peki, kadın mücadelesi ve kazanımlarına göz diken bu iktidar başarıya ulaşabilir mi? Asla başarıya ulaşamaz çünkü biz hayatımızı, bedenimizi, kimliğimizi ve yaşam hakkımızı, işkence görmeme, şiddet görmeme hakkımızı herkese ve her şeye rağmen koruyacağız ve kazanımlarımıza asla dokundurtmayacağız. Maalesef, iktidarın kadın düşmanı politikaları bugün olduğu gibi yarın da devam edecek gibi, buna hazırlık yapılıyor. Ağustos ayı içerisinde sadece 29 kadın cinayeti, 21 şüpheli kadın ölümü gerçekleşti. Ay ay katledilen kadınlardan, her ay açıklanan bu vahşet tablosundan İstanbul Sözleşmesi'nden çekilen iktidar sorumludur. Evet, kazanılmış haklarımıza saldırıyı bir yasama pratiği, bir yaşam pratiği hâline getirenler seçim döneminde de kadınların kazanılmış haklarına söz söylüyorlar ve göz dikiyorlar. Erkek devletin ve erkek aklın temsilcileri maalesef bu konuda kadınların iradesinin ne kadar güçlü olduğunu anlamıyor, anlamak istemiyor. Bizler birer nesne değiliz, özneyiz ve bu Parlamentoda da kesinlikle sonuna kadar kazanılmış haklarımıza sahip çıkacağımızı ifade etmek istiyorum. Aile çalıştayları yapanlara, yeni medeni kanun hazırlıklarıyla uğraşanlara ve daha birçok taslakla kadınların kazanılmış haklarına göz diken iktidar ve ortaklarına şunu söylüyoruz: Karşınızda bu toplumun yarısı olacak, bizler olacağız, kadınlar olacak ve buna geçit vermeyeceğiz diyorum.

Sayın Başkan, diğer bir gündem gözaltılar, Türkiye'nin hiç değişmeyen gündemi ve tabii ki gözaltıların başında da partimizin üye yöneticilerine yönelik operasyonlar var. Dün İstanbul ve Kırklareli'de operasyonlar vardı; 20 arkadaşımız, yöneticimiz gözaltına alındı ve gözaltı sayısı, İçişleri Bakanına göre artacak. Bu, demokratik siyasete, demokratik tepkilere tahammül etmemedir, baskı ve baskı yöntemleriyle yönetme pratiğidir. Aslında otoriter bir rejimin tüm ögeleri bu yönetimde mevcut. Şimdi herkesi terörist ilan ederek kendinizi var etmeye çalışıyorsunuz ve aslında her yerinizden suç fışkıran bir yönetim anlayışı var karşımızda. Bu ülkede hak isteyen, adalet isteyen, eğitim isteyen, iş isteyen, özgürlük isteyen herkes terörle iltisaklı oluyor. 1 yaşındaki bir bebeğin bile terörle iltisaklı kabul edilerek görüşme hakkının gasbedildiği bir zeminden söz ediyoruz. Gözaltılarla bugüne kadar teslim alamadınız, bundan sonra da alamayacaksınız. Bu yöntem başarısızlığa mahkûmdur diyorum. Arkadaşlarımızı serbest bırakın.

Sayın Başkan, bu Parlamento bir eksikle toplandı, sevgili Can Atalay-Hatay halkının iradesi bu sıralarda şu anda oturmuyor ve Yargıtay Anayasa Mahkemesi kararını 5 Ekimde açıklayacağını ifade etmesine rağmen, ön alarak aslında AYM'ye mesaj verdi, direktif verdi, gözdağı verdi -nasıl nitelersek niteleyelim- ve maalesef bu ülkenin Adalet Bakanı hukuka rağmen kararın bu Mecliste okunabileceğini ve vekilliğinin düşebileceğini söyledi. Anayasa 83 şu anda muhaliflere uygulanmıyor, en çok da partimizin üye ve yöneticilerine, vekillere uygulanmadı. Yargıtay yasa koyucu değildir, Anayasa 14'ü bu şekilde yorumlayamaz. Biz, iktidara buradan çağrı yapıyoruz: Lütfen, halkın iradesini bir kez daha gasbetmeyin, Can Atalay'ın kararını buraya getirmeyin ve okumayın, infazı ertelenebilir, geçmişte pratikleri var ve "Can Atalay halkın iradesidir, serbest bırakın." çağrısını yinelemek istiyorum.

Sayın Başkan, diğer önemli bir konu, 1 Ekim günü partimiz bir açıklama yaptı.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Lütfen sözlerimizi toparlayalım.

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Erzurum) - Orada şunu söyledik: "Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın sorunun çözümü için gerekirse baldıran zehri içebileceğini ama şimdilerde yok saydığı Kürt meselesi çözümsüz bırakıldıkça Türkiye halkları bunun bedelini her geçen gün daha ağır ödemektedir. Şiddet ve çatışma ortamı devam ettikçe yoksulluk katlanarak artıyor, savaşa yatırılan bütçeyle soframızdan ekmeğimiz çalınıyor, dışa bağımlı ekonomi belimizi büküyor, devlet içinde çeteleşmeler yaşanıyor, hukuksuzluk ve adaletsizlik her alanın sistemsel kuralı hâline geliyor." Bu sözler, tırpanlanarak, bir akıl tutulmasıyla binlerce tetikçi trolün eline verilmiş ve "Bizi tehdit ediyor." diye iki gündür linç kampanyası yürütülüyor. Şunu söyleyelim: Kürt meselesinin konuşulmasından bu kadar korkmayın. Bu savaştan çıkarı olanlardır en çok korkanlar; onlar hesap verecek, biz değil.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Erzurum) - Sayın Başkan...

BAŞKAN - Lütfen bitirelim. Lütfen...

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Erzurum) - Biz, bunu, bugün değil, binlerce kez söyledik ve söylemeye devam edeceğiz; barışı istemek, bunun mücadelesini vermek sizin için suç olabilir ama bizim için onurdur. Elli yıldır devam eden bu savaştan etkilenmeyen tek bir insan gösterebilir misiniz? Yoksulluğun, bütçenin hiç mi bununla alakası yok? Bu ülkede insanca yaşamak isteyen halklar barışın, iş ve aşın tesis edildiği bir ortamda yaşamak istemez mi? Hangi anne ister çocuğunun savaşta ölmesini? Silahların susması, savaşın son bulması için -size rağmen- biz mücadele edeceğiz.

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Oktay Saral Eş Başkanımızın savaşın yıkıcı etkileri ve son bulması için yaptığı çağrıyı çarpıtarak hadsizce açıklamalarda ve tehditlerde bulunuyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Lütfen...

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Erzurum) - Sayın Başkan, son cümlem.

BAŞKAN - Evet, lütfen bitirelim.

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Erzurum) - Kendisinin vukuatları kamuoyunca bilindiği için söz sarf etmeye değmez; yalnız, o kirli ağzına ve zihnine de boyun eğecek birileri yok karşısında, bunu iyi bilsin. Sırtını yasladığı makamdan güç alarak kadınlara saldıran, hakaret edenler de er geç cezasını bulacak. Ama şunu söyleyelim, daha önce de o gün de ifade etmiştik, Kürt meselesinde çözüm yerine müzakerenin tüm halklarımıza kazandıracağına inanıyoruz.

Ankara saldırısını asla kabul edilemez bulduğumuzu ifade etmiştik, karşısında olduğumuzu söylemiştik, şimdi de söylüyoruz ve şiddet ve çatışma yerine çözüm siyaseti için mücadele ederek bunları ortadan kaldırabiliriz. Sorunun çözümü şiddette, silahlarda, silahı kutsamakta, savaşı kutsamakta değil; barışı yüceltmektedir, çözümü, diyaloğu, müzakereyi öne almaktadır diyorum.

Teşekkür ediyorum. (Yeşil Sol Parti sıralarından alkışlar)