GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: AK PARTİ'nin 22'nci kuruluş yıl dönümüne, yeni kurulmuş bir parti gibi davranıp eski söylemleriyle çelişmesine ve bunun örneklerine, Hatay Milletvekili Şerafettin Can Atalay'a ve Yargıtayın hem Anayasa'yı ihlal eden hem Anayasa Mahkemesi kararını hiçe sayan tutumuna ve AK PARTİ'den beklentisine ilişkin açıklaması
Yasama Yılı:1
Birleşim:16
Tarih:14.07.2023

BÜLENT KAYA (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Tabii, Adalet ve Kalkınma Partisi Temmuz 2001 yılında kuruldu, herhâlde önümüzdeki günlerde 22'nci kuruluş yıl dönümünü kutlayacak. Ben de bu vesileyle 22'nci yıl dönümlerini tebrik ederken Adalet ve Kalkınma Partisinin sanki yeni kurulmuş bir parti gibi eski söylemlerinden, eski tutumlarından vazgeçmesini ve çelişkili davranmasını da üzüntüyle görmekteyim. Haddizatında daha önce kamuoyuna Sayın Erdoğan'ı ağır sözleriyle eleştiren bir milletvekilinin sözü düşünce "Kusura bakmayın, o benim cahiliye dönemine ait sözlerimdi." diye özür dilemişti. Ben de Adalet ve Kalkınma Partisinin 2001'den 2013'e kadar olan söz ve eylemlerinin cahiliye dönemlerine mi yoksa hidayete erdiği dönemlerine mi ait sözler olduğu konusunda tereddüde düşüyorum.

Dolayısıyla bu konuyu değerlendirirken belki birazdan Adalet ve Kalkınma Partisi "Ülkede yargı bağımsızdır." "Türkiye bir hukuk devletidir." gibi bildiğimiz, klasik ezberleri bu kürsülerden ifade etmeye devam edecek ama biz biliyoruz ki yargının bağımsızlığı, Türkiye'nin bir hukuk devleti olduğu iddiası ta cumhuriyetin kuruluşundan bu yana her muktedir ve her iktidar tarafından dile getirilmekteydi. Adalet ve Kalkınma Partisi, mağduriyet döneminin bittiğini ve artık muktedir olduğunu düşünerek, maalesef kendisi, kendisinden önceki muktedirlerin söylediği sözleri tekrar ederek bu hukuksuzluğun üstünü örtme gayreti içerisinde olacak. Ama ben de ısrarla kendilerinden de, hele hele daha önce Adalet Bakanlığı yapmış ve Anayasa Mahkemesi kararlarının bağlayıcılığını yürekli bir şekilde ifade etmiş değerli bir Adalet Bakanı olan Sayın Abdulhamit Gül'ün bugün Grup Başkan Vekili olarak aramızda olmasını da bu konudaki samimi görüşleri açısından bir fırsat olduğunu düşünerek kendisinden de gerçekten bu konuda partisinin tutumundan bağımsız, hukukçu ve adil yaklaşımıyla ilgili bir destek beklediğimi de ifade etmek istiyorum. Çünkü Yargıtay vermiş olduğu kararla Anayasa'nın 153'üncü maddesinin son fıkrasındaki Anayasa Mahkemesi kararlarının yasama, yürütme ve yargı dâhil olmak üzere bütün idare makamlarını, özel ve tüzel kişilikleri bağlayacağına dair açık hükmüne rağmen Yargıtay, Anayasa Mahkemesi kararını tartışmaya açmış ve kendisini Anayasa Mahkemesinin daha önce Sayın Leyla Güven ve Sayın Ömer Faruk Gergerlioğlu kararında verdiği içtihat ve kararla bağlı saymamıştır. Dolayısıyla burada 600 milletvekili olarak bizim bir milletvekili arkadaşımıza, bugün Sayın Can Atalay'a yapılan bir davranışın yarın bir Adalet ve Kalkınma Partiliye, İYİ Partiliye, Milliyetçi Hareket Partiliye, Cumhuriyet Halk Partiliye ya da Yeşil Sol ve diğer temsil edilen partilere yapılamayacağına dair hiçbir güvence yok. Onun için Yargıtayın hem Anayasa'yı ihlal eden hem Anayasa Mahkemesi kararını hiçe sayan bu tutumuna karşı Türkiye Büyük Millet Meclisi olarak bir tutum belirlememiz gerektiğini düşünüyoruz çünkü bunun aynı zamanda yasama organının iradesine sahip çıkılması manasında son derece önemli ve kıymetli bir şey olduğunu düşünüyoruz. (Saadet Partisi sıralarından alkışlar)

Elbette daha önce de ifade ettiğim gibi Adalet ve Kalkınma Partisi 2001 yılında kurulan bir partiydi. Dün de bu kürsülerden ifade ettim, 2002 yılında işbaşına geldikleri zaman 4 HEP'li milletvekili; Ahmet Türk, Leyla Zana, Selim Sadak ve Orhan Doğan; bunu sürekli kendilerine hatırlatıyorum ki o günkü davranışlarının mı hukuka uygun olduğuna bugünkü davranışlarının mı hukuka uygun olduğuna dair bu çelişkiyle ilgili kamuoyunu bilgilendirsinler diye bunun üzerinde duruyorum; o gün kanunu değiştirerek Yargıtaya bir çağrıda bulundunuz: "Bu milletvekillerini derhâl tahliye edin çünkü kanun değişti, siz şu an hukuka aykırı davranıyorsunuz." dediler ve yedi sekiz ay Yargıtayla mücadele ettiler. Ardından da Sayın Cemil Çiçek Adalet Bakanıydı, Bülent Arınç da Meclis Başkanı ve Avrupa Birliğine dönerek dediler ki: "Ey Avrupa Birliği, biz üzerimize düşeni yaptık." Bugün biz sizin Avrupa Birliğine dönerek "Ey Avrupa Birliği, biz üzerimize düşeni yaptık." demenizi beklemiyoruz. Meclise dönerek: "Ey yasama organı, Adalet ve Kalkınma Partisi olarak biz de tıpkı sizler gibi yasamanın iradesine sahip çıkıyoruz, gereğini yapıyoruz. Bundan sonra, Yargıtay hukuksuz bir kararını sürdürmeye devam ederse hep beraber mücadele etmeye kararlıyız." demesini bekliyoruz.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (Saadet Partisi sıralarından alkışlar)