GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 6/2/2023 Tarihinde Meydana Gelen Depremlerin Yol Açtığı Ekonomik Kayıpların Telafisi için Ek Motorlu Taşıtlar Vergisi İhdası ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:1
Birleşim:15
Tarih:13.07.2023

YEŞİL SOL PARTİ GRUBU ADINA MEHMET RÜŞTÜ TİRYAKİ (Batman) - Çok teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; "Ek Motorlu Taşıtlar Vergisi İhdası" adıyla bir kanun teklifini görüşüyoruz. Ben de bu kanun teklifinin ikinci bölümü hakkında grubumuzun görüşlerini sizinle paylaşmaya çalışacağım. Hepinizi gecenin bu ilerleyen saatlerinde saygıyla selamlıyorum.

Şimdi, önce, torba yasaya dair söylemek istediğim birkaç şey var, bunları aslında Komisyonda da dile getirmiştim ama Genel Kurulda da bir kez daha sizinle paylaşmak istiyorum.

Milattan önce 98, "Lex Caecilia Didia" diye bir kanun var. Bu kanun 2 konsül tarafından senatoya getirilmiş bir kanun. 2 hükmü var; birincisi, bir konu sadece bir kanunda düzenlenir; ikincisi, bir kuralı teklif etme ile o kuralın kabul edileceği süre arasında bir zaman geçmesi gerekir. Milattan önce 98; aradan geçmiş iki bin yüz sene ve biz ondan çok daha geri düzeyde kodifikasyon faaliyeti yürütüyoruz. Getirdiğiniz teklif -torba kanun, çorba kanun, her ne derseniz deyin- kesinlikle iki bin yıl geriye götüren bir yasama faaliyeti. Bu ilkeden vazgeçmek zorundasınız.

İkincisi şu: Şimdi, Komisyonda görüşürken aslında 15 maddelik bir kanun teklifini görüşüyorduk fakat bu 15 maddelik kanun teklifinin yanında yeni 14 maddelik bir kanun teklifini, her birini ayrı ayrı önergeyle, âdeta korsan biçimde Plan ve Bütçe Komisyonuna getirdiniz. Evet, Komisyonun diğer grupları bunu kabul etti, itiraz etmedi. Neden? 15 Temmuzdan önce bu çalışmalar sona ersin diye. Fakat bunun ilkesel olarak İç Tüzük'e ve Anayasa'ya aykırı olduğunun bir kez daha altını çizmek gerekir.

Bakın, Türkiye Büyük Millet Meclisinde biz herhangi bir kanunu görüşürken o kanunla ilgisi olmayan bir yasa, bir konu hakkında herhangi bir önerge sunulabilir mi? Sunulamaz. Ancak yakın ilgisinin olması gerekir İç Tüzük 87'ye göre ve o durumda da komisyonun salt çoğunlukla bunu kabul etmesi gerekir. Fakat yasayla ilgisi olmayan bir konuda teklif getiremezsiniz. Peki, bize getirilen 14 maddelik teklif görüştüğümüz ek motorlu taşıtlar vergisi ihdasına ilişkin miydi? Değildi, içinde her konuya dair düzenleme vardı; Millî Savunma Bakanlığının yurt dışına eğitime asker göndermesi de vardı, yaşlı bakımevleri ve ağız ve diş sağlığı merkezleri açılması da var aklınıza gelecek her konuda düzenleme vardı. Bunun Anayasa'ya da aykırı olduğunu, İç Tüzük'e de aykırı olduğunu özellikle belirtmek isterim. Umarım, bir kez daha Adalet ve Kalkınma Partisi ile müttefiki Plan ve Bütçe Komisyonuna bu biçimde herhangi bir yasa teklifi getirmez, üstelik af niteliğinde bir teklifi umarım bir daha Plan ve Bütçe Komisyonunun önüne getirmez.

Teklifin ikinci bölümünde de birinci bölümünde de yok yok, her konuda düzenleme var. Üstelik az evvel söylediğim hukuka aykırılık dışında şöyle bir sorunla daha karşı karşıyayız: Bakın, Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanlığına sunulmamış bir teklifi görüştük biz, 14 maddeyi. Yani bu, Plan ve Bütçe Komisyonu toplanmadan önce Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanlığına sunulmamıştı, milletvekillerine dağıtılmamıştı; milletvekillerinin inceleme yapmasına olanak tanınmadı ve görüşmenin son saatlerinde her bir teklif bir önergeyle Plan ve Bütçe Komisyonunun önüne getirildi. Dolayısıyla torba yasayla birlikte aslında biz bir korsan yasa faaliyeti yürüttük Plan ve Bütçe Komisyonunda, şimdi de o torba yasayı, korsan yasayı gecenin bu ilerleyen saatlerinde görüşüyoruz.

Dedim ya, içerisinde yok yok, her konuda düzenleme var. Cumhurbaşkanlığı, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı, Başbakanlık, Cumhurbaşkanlığı Yardımcılığı, bakanlık ve milletvekilliği yapanların maaşları var bu düzenlemenin içinde; asgari ücretin, sigorta primlerinin İşsizlik Sigortası Fonu'ndan karşılanması var; yaşlı, malul ve ölüm aylıklarının yüzde 25 arttırılması var; kurumlar vergisinde yapılan düzenlemeler var; pandemi döneminde kesilen idari para cezalarının Anayasa Mahkemesinin iptal kararı doğrultusunda geri iadesinin önünü açan bir düzenleme var; zeytinlik alanların imara açılmasına dair bir düzenleme var; orta ve ağır hasarlı binaların, yapıların yerinde dönüşümüne ilişkin düzenlemeler var; seyyanen zam var; KKMH'nin Merkez Bankasına devredilmesine kadar her konu bu düzenlemenin içerisinde var ve ben sadece ikinci bölümde yer alan düzenlemelerden söz ediyorum.

Şimdi, şöyle dramatik bir yasa teklifini görüşüyoruz. Bakın, Türkiye Büyük Millet Meclisinde görüşülen ve kabul edilen 2023 bütçesine göre bütçe gelirleri 3 trilyon 810 milyar TL, bütçe giderleri de 4 trilyon 470 milyar TL. Ayrıca, bu harcama ve gelirlere göre Hükûmete 660,8 milyar lira borçlanma limiti konuldu; Bakanlık yüzde 5 oranında, Cumhurbaşkanlığı da yüzde 5 oranında arttırabilecek, dolayısıyla 800 milyar kadar borçlanma yetkisi vardı.

Şimdi, bu bütçenin Plan ve Bütçe Komisyonunda görüşmelerine anımsarsanız -geçen dönem milletvekilliği yapan arkadaşlarımızın hepsi biliyorlar; ben bir hatırlatayım onu, Komisyonda da söyledim- 21 Ekim tarihinde başlandı, 25 Kasım tarihinde Plan ve Bütçe Komisyonunda bütçe görüşmeleri tamamlandı. Bir ayı aşkın bir süre biz bütçeyi görüştük. Ardından 5 Aralık tarihinde Genel Kurula geldi 2023 bütçesi ve 16 Aralık tarihine kadar on iki gün kesintisiz biçimde biz bütçeyi görüştük. Neyi? 3 trilyon 810 milyarlık geliri ve 4 trilyon 470 milyar liralık giderin nasıl harcanacağını, gelir kalemlerini biz iki buçuk ayda çalıştık Plan ve Bütçe Komisyonunda ve Genel Kurulda. Bu teklifin içerisinde tek bir maddeyle Cumhurbaşkanına bunun 3 katı kadar harcama yetkisi veriliyor yani 660 milyar artı yüzde 5, artı yüzde 5, çarpı 3; 2 trilyon 100 milyar TL. Bakın, Türkiye Büyük Millet Meclisinin kabul ettiğine göre bütçe gideri 4 trilyon 470 milyar TL; biz bunu iki ayda görüştük bütün ayrıntılarıyla. Bu teklifin içerisinde tek bir maddeyle ve nereye harcanacağına dair hiçbir ayrıntılı bilginin yer almadığı biçimde, 2 trilyon 100 milyar TL Cumhurbaşkanına harcama yetkisi verdik Türkiye Büyük Millet Meclisinin üyeleri olarak. Bunu şununla karşılaştırırsak daha iyi anlaşılacak: Bakın, Plan ve Bütçe Komisyonunda görüşüldü, yarın Genel Kurula gelecek; ek bütçe 1 trilyon 119 milyar TL, 1 trilyon 119 milyar TL. Yani bütün gelir kalemleri, bütün gider kalemleri ayrıntılı biçimde düzenlenmiş ek bütçe 1 trilyon 119 milyar lira fakat biz, bugün görüştüğümüz kanun teklifinin bir maddesiyle Cumhurbaşkanına, tek başına, bunun 2 katı kadar harcama yetkisi verdik. Dolayısıyla bu kanun teklifiyle açık biçimde, Türkiye Büyük Millet Meclisinin bütçe yapma yetkisi gasbedilmiştir, halkın bütçe hakkı bu yasa teklifiyle gasbedilmiştir.

Şimdi, genel olarak, Hükûmeti temsil edenler Türkiye ekonomisinin aslında çok iyi olduğunu, her şeyin düzeldiğini, yoksulun, emekçinin ezdirilmediğini söylüyor. Bunun için de sihirli birkaç kelime bulmuşlar. Bir tanesi şu: "Küresel emtia fiyatlarındaki artış yani küresel emtia fiyatlarında artış var." İkincisi: "Coronavirüs salgını oldu." Üçüncüsü: "Rusya-Ukrayna savaşı oldu." Doğru. Yani küresel emtia fiyatlarında artış oldu, coronavirüs salgını da oldu, Rusya-Ukrayna savaşı oldu. Bakın, TÜİK verilerine göre söylüyorum, bir önceki aya göre enflasyon yüzde 3,92, aralık ayına göre yüzde 19,77, bir önceki yıl haziran ayına göre yüzde 38,21, on iki aylık ortalamaya göre yüzde 59 artmış Türkiye'de enflasyon. ENAG'ın, İstanbul Ticaret Odasının yüzde 120'lik, yüzde 150'lik enflasyon artışından bahsetmiyorum bile.

Şimdi, dünyada emtiya fiyatlarında bir artış var, bu tür krizler var ama sorun şu: Dünya nereye gitmiş, Türkiye nereye gitmiş? Bakın, Türkiye, Avrupa'da enflasyonu en yüksek olan ülke yani bunu TÜİK'in rakamlarına göre söylüyoruz, yüzde 50 küsur ya. Bize en yakın olan ülke Moldova, Moldova'da enflasyon yüzde 25,9; savaştaki Ukrayna'da enflasyon yüzde 24,9 ve bu Hükûmet enflasyonu düşürdüğünü, Türkiye'de ekonomi işlerinin iyiye gittiğini anlatmaya çalışıyor. Dünyada enflasyonun en yüksek olduğu 10 ülke arasında Türkiye. Hangi ülkeler var biliyor musunuz bu en yüksek enflasyonu olan ülkeler arasında? Gana, Surinam, Sudan, Zimbabve, Suriye ve Venezuela gibi ülkeler var. Ekonomik olarak Türkiye'nin içinde yer aldığı lig budur. Boşuna insanlara öyle büyük hayaller içerisinde ekonominin çok iyi olduğunu, yoksullukla mücadele ettiğinizi, Türkiye'nin ekonomisinin şöyle büyüdüğünü anlatmayın. Dünyada enflasyonun en kötü olduğu 10 ülke arasındayız, Avrupa'da en kötü durumdayız.

Bir başka şey, gıda enflasyonu çok önemli. Bakın, yıllık gıda fiyatları düzenli olarak, kesintisiz biçimde bütün dünyada düşüyor. Türkiye'de otuz dört aydır yani tam üç yıldır kesintisiz biçimde gıda fiyatları yükseliyor, otuz dört aydır. Dünyada gıda fiyatları son yirmi beş ayın en düşük seviyesinde, iki yıldır bütün dünyada gıda fiyatları düşüyor; Türkiye'de otuz dört aydır gıda fiyatları yükseliyor.

Bakın, tek istisnası... Hani diyoruz ya "Rusya-Ukrayna savaşı var." Türkiye'de ekonominin yönetiminde olanlar çok sıkça söylüyor. Evet, doğru. Yüzde 15 oranında Avrupa Birliğinde gıda fiyatları artmış, Türkiye'de ne kadar artmış? Yüzde 54 artmış. Dolayısıyla karşılaştırmayı yaparken doğru yerden yapmak gerekir. Bütün dünyada gıda fiyatları düşüyor, bütün dünyada gıda enflasyonu düşüyor; Türkiye'de otuz dört aydır gıda fiyatları yükseliyor ve sadece genel enflasyon değil, gıda enflasyonu da Türkiye'de düzenli olarak yükseliyor.

Şimdi birkaç başka karşılaştırma... Şimdi tek başına Türkiye'yle ilgili bir değerlendirme yaparsanız doğru bir sonuca ulaşamazsınız. Bizim standartlarımızda olan ülkelerle -ekonomik büyüklüğü açısından söylüyorum- karşılaştırabilirsiniz, bizden ekonomik durumu daha iyi olan ülkelerle, bizden daha kötü durumda olanlarla karşılaştırma yapabilirsiniz.

Ben size bir tane örnek vereceğim: Afganistan. Bakın, Afganistan'ın ekonomik durumu ile Türkiye'nin ekonomik durumunu karşılaştıralım. 1 Afgan Afganisi 0,076 TL'ymiş bundan üç yıl önce, 0,076 TL yani 1 TL 15 Afgan Afgansiymiş üç yıl önce, çok uzun değil. Şimdi, bir Afgan Afganisi ne kadar sizce? 0,30 TL yani 1 TL şu anda 3 Afgan Afganisi yani Taliban rejimi altında inim inim inleyen, belki dünyada hiç kimsenin gidip yaşamak istemeyeceği Afganistan'da bile Afganistan'ın parası Afgan Afganisi TL karşısında 5 kat değer kazanmış. Şimdi, durum bu kadar açık netken Türkiye'de ekonominin iyiye gittiğini, halkın, yoksulların enflasyona ezdirilmediğini söylemenin hiçbir gerçekçi tarafı var mı? Özellikle Afgan Afganisini anlatmak istememin nedeni bu.

Biliyorsunuz, Türkiye'de uzunca bir süredir eğitimli insanların büyük bir bölümü Türkiye'de yaşamak istemiyor, Amerika'ya veya Avrupa'ya gitmeye çalışıyor. Hekimler de var içerisinde, mühendisler de var içerisinde, eğitimli, yabancı dil bilen, üniversite sınavlarında ilk birkaç bin kişi arasına girmiş, Türkiye'nin en iyi üniversitelerinden mezun olanlar Türkiye'yi terk ediyorlar. Kim Türkiye'ye geliyordu? Afganlar geliyordu Türkiye'ye. Ne için geliyorlardı? Yapabildikleri, kabul edildikleri nadir işler vardı, onlardan bir tanesi de çobanlıktı, biliyor musunuz? Türkiye'de on binlerce Afgan çoban var, kendi ülkelerinde yaşamak istemedikleri için Türkiye'de, ülkenin dört bir yanında çobanlık yapan on binlerce -belki sayısı daha fazladır- Afgan çoban var. Afgan çobanlar Türkiye'yi terk ediyor arkadaşlar, Türkiye'nin durumu budur. Afgan çobanlar TL'nin değerinin düşmesi nedeniyle Türkiye'yi terk ediyorlar. Hani, bu ülkede bazı ırkçı faşistler, yabancı düşmanlığı yapanlar Afganların, Pakistanlıların, Suriyelilerin Türkiye'yi terk etmesini istiyorlar ya, onların başaramadığını Hükûmetinizin ekonomi politikaları başarmış.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Toparlayalım Sayın Tiryaki.

MEHMET RÜŞTÜ TİRYAKİ (Devamla) - Bitiriyorum Sayın Başkanım.

Velhasılıkelam artık Afgan çobanlar için bile Türkiye cazip bir ülke değil, boşuna bu masalları anlatmayın. Türkiye'nin ekonomik durumu iyi değil, keşke iyi olsa emin olun bu konuşmayı yapmazdık diyorum, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (Yeşil Sol Parti ve CHP sıralarından alkışlar)