| Konu: | 6/2/2023 Tarihinde Meydana Gelen Depremlerin Yol Açtığı Ekonomik Kayıpların Telafisi için Ek Motorlu Taşıtlar Vergisi İhdası ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 1 |
| Birleşim: | 14 |
| Tarih: | 12.07.2023 |
BÜLENT KAYA (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; teklifin 6'ncı maddesiyle 2872 sayılı Çevre Kanunu'nda ekli 1 sayılı listedeki geri kazanım katılım paylarına ilişkin tutarların düzenlendiği maddede bir değişiklik öngörülüyor. Mevcut hâliyle bu tutarların, yeniden değerleme oranında artırılan bu tutarların yarısı oranına kadar artırma yetkisi Cumhurbaşkanına verilmişken, maddeyle bu tutarın 2 katına çıkarılması teklif edilmektedir. Oysa, Anayasa'mızın 8'inci maddesi, yasama yetkisinin mutlak olarak Türkiye Büyük Millet Meclisi uhdesinde olduğunu ve bunu Türk milleti adına Türkiye Büyük Millet Meclisinin kullanacağını, devamında da bu yetkinin devredilemeyeceğini düzenlemektedir. Dolayısıyla bu düzenlemeyle Cumhurbaşkanına 2 katı tutarında bu geri dönüşüm bedellerinin artırılmasına ilişkin yetki bir yasama yetkisinin devri niteliğindedir. Bu sebeple, bunun teklif metninden çıkarılmasını önermekteyiz.
Malumunuz olduğu üzere, 2018 yılından itibaren, 2017'deki referandumla Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemine geçtik. Siz her ne kadar bu Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemini genlerimizde olan bir sistem, yeni yüzyılın sistemi, Türkiye'yi uçuracak bir sistem olarak halka anlatmaya çalışıyorsanız da biz biliyoruz ki Türkiye, Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemine Sayın Devlet Bahçeli'nin bir Anayasa'nın fiilî olarak ihlalini devlet adamlığı olarak içine sindirememesi sebebiyle bu anayasal ihlali ortadan kaldırmaya dönük teklifi üzerine geçti. Neydi teklif? "Sayın Erdoğan, siz 2014'te Cumhurbaşkanı oldunuz ve Anayasa'da bir tarafsızlık yemini içtiniz ama bugün görüyoruz ki siz Cumhurbaşkanı olmanıza rağmen hem fiilî olarak Adalet ve Kalkınma Partisinin Genel Başkanlığını yürütüyorsunuz hem Başbakanlık yapıyorsunuz hem de Cumhurbaşkanlığı yapıyorsunuz; bu, hem içmiş olduğunuz yemine aykırı hem de tarafsızlık durumunuza aykırı bir durum ve hem de Anayasa'yı ihlal eden bir Anayasa suçu oluşturuyor. Dolayısıyla Türkiye'nin bu Anayasa ihlal suçuyla yol yürümesi mümkün değil. Ya gelin kendi fiilî sınırlarınıza çekilin ve Türkiye'nin parlamenter sistemde Cumhurbaşkanına tanıdığı anayasal sınırlarınıza dönün ya da bu Anayasa suçunu ortadan kaldıralım, bu devleti bu Anayasa ihlali ayıbından kurtaralım." teklifi üzerine Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi devreye girdi ve Sayın Bahçeli o dönemde de şunu ifade etti: "Milliyetçi Hareket Partisi olarak biz her ne kadar parlamenter sistemin devamından ve güçlendirilmesinden yana isek de Türkiye bu Anayasa suçuyla yol yürüyemeyeceği için ikinci alternatif olarak başkanlık sistemiyle ilgili önerinizi konuşabiliriz." ve Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi bu şekilde gündeme geldi. Ve siz Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemiyle ilgili millete ne vadettiniz? Yürütme kendi işini yapacak, yasama kendi işini yapacak.
HASAN ÇİLEZ (Amasya) - Milletin oylarıyla, referandumla geçti ya!
BÜLENT KAYA (Devamla) - Ama maalesef görüyoruz ki siz yasayı sarayda hazırlayıp burada sadece Meclisi bir onay makamı hâline getiriyorsunuz.
HASAN ÇİLEZ (Amasya) - Referandum, referandum ya!
BÜLENT KAYA (Devamla) - Hani milletvekilinin etkinliklerini artıracaktınız?
HASAN ÇİLEZ (Amasya) - Ezbere konuşuyorsunuz, ezbere; yapmayın.
BÜLENT KAYA (Devamla) - Hani AK PARTİ'yi kurarken "Milletvekilleri el kaldırıp el indirecek makineler olmayacak." diyordunuz.
HASAN ÇİLEZ (Amasya) - Sayın Vekilim, yanlış konuşuyorsunuz.
BÜLENT KAYA (Devamla) - 2002'den bu yana Türkiye Büyük Millet Meclisinde birkaç dönemdir görev yapan çok değerli vekillerimiz var; Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemiyle yasamanın yetkisi arttı mı, etkinliği arttı mı yoksa yasama her geçen gün sizin uygulamalarınızla irtifa mı kaybediyor? Dolayısıyla gelin, yasamanın yetkisine 600 milletvekili olarak hep beraber sahip çıkalım, yasama yetkisinin Cumhurbaşkanına devri anlamına gelen bu düzenlemeden vazgeçelim.
Bir diğeri de vergilendirmede bazı ilkeler vardır. Bunlardan bir tanesi adalet ilkesidir. Adalet ilkesi, eşitlik değildir; herkesin gücü oranında vergilendirilmesidir ki siz burada gücü oranında değil, herkese sabit bir vergi uyguluyorsunuz. Yine, vergilendirmenin diğer ilkelerinden bir tanesi de belirlilik ilkesidir. 2 katına kadar tutar, yüzde 10'u mu, 20'si mi, 30'u mu, 1 katı mı, 2 katı mı? Bu kadar geniş tasarruf yetkisinin Cumhurbaşkanına tanınması vergilendirmedeki belirlilik ilkesine de aykırıdır. Yine, vergilendirmede bir kanunilik ilkesi vardır. Siz kanunla düzenlenmesi gereken bu yetkiyi Sayın Cumhurbaşkanının keyfî iradesine terk ediyorsunuz ve 2 katı oranında arttırma yetkisi veriyorsunuz. Dolayısıyla gerek vergilendirme ilkelerine gerekse yasama yetkisinin devrine yol açan bu maddenin kanun teklifinden çıkarılmasını öneriyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BÜLENT KAYA (Devamla) - Toparlıyorum Sayın Başkan.
BAŞKAN - Buyurun.
BÜLENT KAYA (Devamla) - 600 milletvekili olarak yasamanın yetkisine sahip çıkmak Sayın Cumhurbaşkanını da yüceltir, Türkiye Büyük Millet Meclisini de yüceltir ve sizi millete referandumda verdiğiniz "Yasama kendi işini yapacak, yürütme kendi işini yapacak." sözünüzü de yerine getirmiş olursunuz diyorum ve Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (Saadet Partisi sıralarından alkışlar)