| Konu: | YABANCILAR VE ULUSLARARASI KORUMA KANUNU (S.S.:310) |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 80 |
| Tarih: | 20.03.2013 |
İÇİŞLERİ BAKANI MUAMMER GÜLER (Mardin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu Tasarısı'nın tümü üzerinde söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; öncelikle, dün akşam saatlerinde, saat 20.40'ta AK PARTİ Genel Merkezine ve saat 20.51'de Adalet Bakanlığı binasına yönelik saldırıları lanetle kınadığımı ifade etmek istiyorum. Olayın akabinde gerekli açıklamaları gerek İçişleri Bakanlığı olarak biz gerek AK PARTİ Genel Merkezinde parti sözcüsü Sayın Hüseyin Çelik kamuoyuna duyurdular. Her iki olayda da eylemleri gerçekleştiren şahısların kimlik tespit çalışmaları devam etmektedir. Emniyet birimlerimiz sorumluların bulunması adına her türlü bilgiyi değerlendirmektedir. Bu terör eylemleri de en kısa sürede aydınlatılacak ve failleri adli mercilere teslim edilecektir.
Aslında, failleri biliyor ve gerçek yüzleriyle onları tanıyoruz. Bu eylemleri yapanların bir ortak adı vardır, bu da demokrasi düşmanlarıdır. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Bunlar demokrasi düşmanlarıdır, bunlara karşı en etkili tedbirse demokrasiye sahip çıkmak ve terörle mücadelede kararlılık göstermektir.
Saygıdeğer milletvekilleri, bu saldırılar öncelikle demokrasimize ve hukuk devletine karşı yapılmıştır. Bu saldırıların ülkemizin birlik ve beraberliğe en çok ihtiyaç duyduğu bir dönemde yapılmış olmasının anlamını da biliyoruz ve şiddetle, nefretle kınıyoruz. Gerçekleştirilen eylemler, milletimizin huzurunu bozmayı, panik ve korkuya sebep olmayı amaçlamaktadır. Ancak, unutulmamalıdır ki hiçbir terör eylemi bu şekilde amacına ulaşamamıştır, bundan sonra da ulaşamayacaktır. Ülkemizin her köşesinde terörün her türlüsüyle mücadelemiz kararlılıkla devam edecektir. Bunu, burada özellikle vurgulamak istiyorum.
Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; günümüzde uluslararası bir nitelik kazanan göç hareketleri, sadece göç alan devletlerde değil, küreselleşmenin hissedildiği veya yoğun olarak yaşandığı tüm coğrafyalarda gündemin ilk sıralarına yerleşmiştir. Uluslararası göç, nedenleri, etkileri ve diğer alanlarla etkileşimiyle göçe dâhil olan aktörlerin çeşitliliği itibarıyla karmaşık ve çok boyutlu bir olgu hâline gelmiştir.
Bu çerçevede göç, güvenlik boyutunun yanı sıra, sosyal, ekonomik ve siyasi açılardan kimi ülkeleri doğrudan, kimilerini de dolaylı olarak etkilemektedir. Göç, düzenli göç ve düzensiz göç şeklinde tasnif edilmektedir. Her ne kadar göç konusu ele alınırken düzensiz, başka bir deyişle yasa dışı göç olgusu öne çıkmakta ise de düzenli göçün önemi de bu arada göz ardı edilmemelidir. Çünkü düzenli olarak gerçekleşen göç etkin bir şekilde yönetilmediği zaman düzensiz göçe dönüşmektedir.
Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; konuşmamın bu bölümünde göç alanında kullanılan bazı temel kavramlara değinmek istiyorum.
Düzenli göç, kaynak, geçiş ve hedef ülkelerin yasalarına uygun olarak insanların bulundukları ülkeden farklı bir ülkeye gitmeleridir. Bir başka deyişle, düzenli göçmenden söz edildiğinde, geçerli bir pasaport veya pasaport yerine geçen seyahat belgesi ve gerekli izinlerle -ki bunlar vize, vize muafiyeti, ikamet izni gibi belgelerdir- hudut kapısı olarak tayin edilmiş yerlerden hedef ülkeye gelen ve burada kalan kişiler anlaşılır. Bu çerçevede, düzenli göç, turizm, tedavi, ziyaret ve iş görüşmesi gibi nedenlerin yanı sıra yerleşme, aile birleşimi, çalışma ve öğrenim gibi amaçlarla gerçekleştirilebilmektedir.
Düzensiz göç ise gerek kaynak ve geçiş ve gerekse hedef ülkelerin yasalarında yer alan kurallara aykırı şekilde gerçekleşen göç hareketlerinin tümü olarak tarif edilmektedir. Hedef ülkeler olarak bakıldığında, ülkeye yasa dışı giriş yapmak, ülkeyi terk etmesi gerektiği hâlde ülkede yasa dışı şekilde kalmak veya kaçak çalışmak düzensiz göç hareketlerinin başlıca örnekleridir.
Düzenli ve düzensiz göç kavramlarına ek olarak iltica yani uluslararası koruma konusuna da kısaca değinmek istiyorum. Uluslararası korumayı göç kavramından tamamıyla ayrı tutmak mümkün değildir. Göçte olduğu gibi iltica hareketlerinde de yasal ya da yasal olmayan yollardan diğer ülkelere gidiş söz konusudur ancak ikisi arasındaki en ayırt edici nokta şudur: Uluslararası korumaya ihtiyacı olan kişiler ırk, din, tabiiyet, belirli bir toplumsal gruba mensubiyet veya siyasi görüşleri sebebiyle zulme uğrayacağından haklı sebeplerle korktukları için ülkelerini terk ederler. Bu kişilere ülkemizin de taraf olduğu 1951 tarihli Mültecilerinin Hukuki Durumuna Dair Sözleşme hükümleri çerçevesinde korunma sağlanması gerekmektedir.
Uluslararası koruma, kendi devletlerinin korumasından yoksun kişilerin bulundukları ülkede güvenlik ve temel insan haklarına erişimlerinin sağlanması ve geldikleri ülkede hayat ve özgürlüklerine yönelik tehlike devam ettiği sürece geri gönderilmemeleri demektir. Genellikle sosyal ve siyasal olguların etkisiyle ve insani boyutuyla öne çıkan bireysel ve toplu iltica hareketleri, geçmiş dönemlerde olduğu gibi bugün de dünyanın ve bölgemizin en temel konularından biri olarak önemini korumaktadır.
Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; göç, sadece kalkınmış ülkelere yönelik bir hareketten ibaret olmayıp, aynı zamanda göç alan ülkeyle göç veren ülkelerde ekonomik, sosyal ve kültürel alanları şekillendiren ve kalıcı izler bırakan bir olgudur. Göçün bu etkisi, göç politikalarının oluşturulmasında göç ve kalkınma ilişkisini uluslararası göç çalışmalarının merkezine taşımıştır.
Bu gelişmeler ışığında, önemli göç deneyimlerine sahip olan ülkemiz, gerek kamu kurum ve kuruluşlarının gerekse özel sektörün tecrübeleri ve iyi uygulamalarını bir araya getirerek göç ve kalkınma ilişkisi alanında özgün bir Türkiye modeli geliştirmeyi kısa vadeli hedefleri arasına almıştır.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşeceğimiz Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu Tasarısı, öncelikle, ülkemizin ihtiyaçlarını karşılamak, menfaatlerini korumak ve gerekli politika ve stratejilerimizi oluşturmak amacıyla hazırlanmıştır. Kanun tasarısı yasalaştığı takdirde, özetle: Yabancılara tanınacak temel hak ve özgürlükler ile kamu düzeni ve güvenliğinin korunması arasında bir denge kurulacaktır. Göç alanında görev yapan bakanlık, kamu kurum ve kuruluşları arasında etkin iş birliği ve koordinasyon sağlanacaktır. Ülkemizin ihtiyaç duyduğu kısa, orta ve uzun vadeli göç politika ve stratejileri Göç Politikaları Kurulu tarafından geniş bir katılımla belirlenecektir. Avrupa Birliği müzakerelerinde 24'üncü faslın açılması çalışmalarına önemli katkı sağlayacaktır. Düzenli göç alanını oluşturan vize ve ikamet izni işlemlerinde etkin ve sistematik bir idari ve kurumsal yapı getirilecek, bürokratik işlemler ve kayıt dışılık olabildiğince azaltılacaktır; örneğin, çalışma izni ikamet izni yerine geçecektir. Ayrıca yabancılar ikamet ve çalışma izinlerini daha ülkelerinde iken konsolosluklarımıza başvurarak alabileceklerdir. İkamet izinleri sınıflandırılacak, her biri için özel şart ve yükümlülükler getirilecek, bu izinlerden doğan haklar açıkça belirlenmiş olacaktır. Aile içi şiddete maruz kalan kadınların ve çocukların haklarını koruyan düzenlemelere paralel olarak bu durumdaki yabancıların Türkiye'de kalışları yasal güvence altına alınacaktır. Düzensiz göçle mücadelenin hukuki altyapısı güçlendirilecek ve bu alandaki mücadele daha etkin yürütülecektir. Yabancılar için en ağır idari yaptırım olan sınır dışı kararı ve buna bağlı idari gözetim işlemleri Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi içtihatlarına uygun olarak yeniden yapılandırılacaktır, dolayısıyla Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin ülkemiz aleyhine ihlal kararı vermesinin önüne geçilmiş olacaktır. Vatansız kişilerin hakları ilk defa açık bir şekilde ve kanunla güvence altına alınmış olacaktır. Uluslararası koruma alanına ilişkin iş ve işlemler ile iltica başvurusunda bulunan yabancılar ve statü sahiplerinin hak ve yükümlülükleri de ilk kez kanun seviyesinde düzenlenmiş olacaktır. Kabul ve barınma merkezleri ile geri gönderme merkezlerinin kurulması yasal zemine kavuşacak ve bu merkezlerin işletilmesiyle ilgili önemli yenilikler getirilecektir.
Saygıdeğer milletvekilleri, göç alanına ilişkin politika ve stratejileri uygulamak, bu konularla ilgili kurum ve kuruluşlar arasında koordinasyonu sağlamak, yabancıların Türkiye'ye giriş ve Türkiye'de kalışları, Türkiye'den çıkışları ve sınır dışı edilmeleri, uluslararası koruma, geçici koruma ve insan ticareti mağdurlarının korunmasıyla ilgili iş ve işlemleri yürütmek üzere İçişleri Bakanlığına bağlı Göç İdaresi Genel Müdürlüğü kurulacaktır.
Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; şeffaf ve katılımcı bir süreç izlenerek hazırlanan ve İçişleri Komisyonunda oy birliğiyle kabul edilen Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu Tasarısı'nın yasalaşmasıyla ülkemizin göç ve uluslararası koruma mevzuatı ve idari sistemi uluslararası standartlara uygun bir altyapıya kavuşacaktır. Yabancıların Türkiye'ye girişleri, Türkiye'de kalışları ve Türkiye'den çıkışları ile Türkiye'den uluslararası koruma talep eden yabancılara ilişkin usul ve esaslar, taraf olduğumuz uluslararası anlaşmalara uygun ve insanı merkez alan bir anlayışla ve kanun seviyesinde düzenlenmiş olacaktır.
Sözlerimi tamamlarken şu satırların altını özellikle çizmek istiyorum: Bulunduğumuz coğrafyada göçmenlere kapılarını açan, ihtiyaç duyanları koruma altına alan ve dünya kamuoyu tarafından da saygı duyulan ve bin yıllık köklü bir merhamet toplumu olma geleneğimiz bulunmaktadır. Bugün görüşeceğimiz Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu Tasarısı da bu geleneğimizin değişik bir tezahürüdür.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bu tasarının komisyondaki görüşmeleri sırasında, İçişleri Komisyonu Başkan ve üyeleri olarak, bir ittifak içerisinde bu tasarıyı gerçekleştirdik. İçişleri Komisyonu üyelerine ayrı ayrı teşekkürlerimi ve şükranlarımı ifade ediyorum. Kanunun oluşturulmasında gerçekten çok büyük emekler harcandı. İçişleri Bakanlığındaki değerli arkadaşlarıma, akademisyenlere, ilgili kamu kurum ve kuruluşlarına ve sivil toplum kuruluşlarına da teşekkürlerimi ifade ediyorum ve bugün Genel Kurulda bu tasarıya destek veren siz değerli milletvekillerine, gruplarımıza, sayın grup başkan vekillerine de ayrı ayrı şükranlarımı sunuyorum.
Bu tasarının hayırlı ve uğurlu olmasını diliyor, yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Teşekkür ederim. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)