GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in Twitter'dan açıkladığı ekonomik programa, otomobil fiyatlarındaki artışa ve Türkiye'de otomobil piyasasının iktidar çevrelerinin nemalandığı bir rant mekanizması hâline geldiğine, deprem bölgesindeki binaların kat yüksekliğine, iki yıl önce özelleştirilen Tokat Şeker Fabrikasının çiftçinin ürününü almadığına ve Türkiye'de özelleştirme sonrası hiçbir denetim yapılmadığına ilişkin açıklaması
Yasama Yılı:1
Birleşim:12
Tarih:06.07.2023

ERHAN USTA (Samsun) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Genel Kurulu saygıyla selamlarım.

Nihayet, beklediğimiz haber Sayın Mehmet Şimşek'ten geldi. Mehmet Şimşek Twitter hesabından bir ekonomik program uygulanacağına ilişkin kısa bir açıklama yaptı. Tabii, ben buradan AK PARTİ'li bakanları tebrik etmek istiyorum, hakikaten sosyal medyayı çok iyi kullanıyorlar. Bundan önceki Hazine Bakanından bir önceki Hazine Bakanı Instagram'dan istifa etmişti, şimdiki Hazine Bakanı da Twitter'dan ekonomik program açıklıyor. Herhâlde 2024 bütçesini de Sayın Cumhurbaşkanı muhtemelen TikTok'tan açıklayacaktır diye de tahminde bulunmak istiyorum.

Şimdi, tabii, Kabine kurulalı otuz üç gün oldu, Türkiye yangın yeri. Seçimden bu yana dolar kurunda veya döviz kurlarındaki artış yüzde 35 olmuş ve şu anda Hazine Bakanının söylediği sadece üç tane cümle var, diyor ki... Zaten biz bunu defalarca, defaatle söyledik, seçim öncesi de söyledik. Seçim öncesi Cumhur İttifakı'nın hükûmeti kazanması durumunda nasıl bir program uygulanacağına ilişkin seçmenin hiçbir bilgisi yoktu, buna rağmen seçimi kazandı, tebrik etmek lazım, o ayrı bir beceri, ona bir şey demiyorum, hiçbir şey yoktu. Hükûmet kuruldu, otuz üç gün geçti, hâlâ bir hazırlık olmadığını anlıyoruz. Defalarca söyledik "Ya, bir ekonomik program açıklamanız lazım. Türkiye'nin sorunları böyle sadece faizi düşürdümle veya yükselttimle çözülecek problemler değil. Bunun ötesinde Türkiye'nin problemleri var." dedik. Sesimizi duymuş olmalı ki şimdi işte üç ayaklı bir şey söyledi ama içinde ne var, onu hiçbirimiz bilmiyoruz. "Mali disiplini sağlayacağız." diyoruz, ne yapacaksınız? Yani kamu harcamaları, kamudaki saltanat, şatafat almış başını gidiyor devlet harcamalarında. Yani Külliye'nin hangi harcamasında kesinti yapacaklar onu söylemeleri lazım veya diğer harcamaları da. Kamu-özel iş birliği projelerine dünya kadar para veriyoruz, yolsuzluklara dünya kadar para gidiyor, israfa dünya kadar para gidiyor, buralarda ne yapacaklar, bunlarla ilgili bir şey yok. "Enflasyonu düşüreceğiz ve yapısal reform yapacağız." Ne yapacaksınız yapısal reform? Ya, bunların söylenmesi lazım. Yani bu kadar ciddiyetsiz bir şey olabilir mi? Yani bütün toplumun beklentisi varken, yerli, yabancı bütün sermayenin beklentisi varken Hükûmetin hiçbir hazırlığının olmadığını maalesef buradan anlamış bulunuyoruz. Bunlar tabii, kabul edilebilir bir şey değildir, Türkiye'nin sorunları böyle iki üç cümleyle geçiştirilecek sorunlar olmanın çok ötesine geçmiştir, Hükûmeti bu anlamda tekrar ikaz etmek istiyorum.

Tabii, şimdi, program uygulayamayan, sorunları yapısal olarak çözemeyen Hükûmet -işte, kirada nasıl yüzde 25 sınırı getiriyor, o da çalışmıyorsa- şimdi bir de biliyorsunuz, otomobille ilgili Türkiye'nin bir problemi var, otomobil fiyatları olağanüstü şekilde artmış. Yani diğer ülkelere filan baktığımızda olağanüstü yüksek artışlar var ülkemizde. Şimdi, bunu nasıl çözecekler? Daha önce bununla ilgili -ben bunları defalarca buradan gündeme getirdim- işte, altı ay ve 6 bin kilometre sınırı getirmişlerdi, vatandaş -bizim insanımız da çok mucit hakikaten- bunu, bu yasağı çok kısa sürede baypas etti yani bu kısıtlamayı atladı. Ne yaptı mesela? Şimdi, bayiler şirket kurdurdular, şirketler üzerinden vatandaşa, sattıkları kişiye, otomobili sattığı kişiye altı ay leasing yaptı, kiraladı, ondan sonra, altı ay sonra devrini verdi ama istediği fiyattan sattı, liste fiyatının çok çok üzerinde satış fiyatlarının olduğunu hepimiz gördük.

Denetim var mı? Denetim yok, olan denetimi baypas etmenin yolu da kolay. Şimdi, ilana çıktı, yüksek fiyatla ilan var, ondan sonra, getirdi, 2-3 tane otomobile de 6 bin kilometre yaptırdı, denetime gelen olursa "Ben bu otomobil için ilan verdim." diyor; motor, şase numarası nasıl olsa ilanda yazılmıyor. Yani bu şekilde polisiye tedbirler çok kolay bir şekilde baypas edilebiliyor, Hükûmet hâlâ bunun farkında değil. Şimdi, yeni bir şey daha geldi, bu çalışmayınca bu sefer ilan yasağı getirdiler. Ya, hakikaten komik duruma düştüklerinin farkında değiller. İlan yasağı nedir? "İkinci el araçların fiyatları bayi fiyatının, sıfır fiyatının üzerinde olamaz." şeklinde bir yasak getirdiler. Bunun çalışma imkânı var mı? Çalışma imkânı yok. Zaten uygulama 15 Temmuzda başlayacak; bakın, arkadaşlar, 15 Temmuzda, daha uygulama başlamadan vatandaş işin kolayını bulmuş. Şu anda mesela burada -görülebilir mi bilmiyorum- ilanlar var, arkadaşlar da baksınlar; otomobil fiyatlarından 3 sıfır atılmış değerli arkadaşlar. Mesela burada hatasız, otomatik bilmem ne, bayandan bir otomobil, 1.100 TL. Şimdi, buna ne diyeceksiniz? "1 milyon 100 bin lira" yazmıyor "1.100 TL" yazıyor ama bunu herkes anlıyor ki 1 milyon 100 bin lira bu. Şu anda getirdiğiniz yasak bugünden itibaren çalışmıyor. Bu kadar mantıksız bir şekilde... Ya, 85 milyonluk koskoca ülkeyi bu kafayla mı yönetiyorsunuz? Ben sizi anlayamıyorum, anlamak mümkün değil.

Şimdi, dolayısıyla, yapılması gereken ne? Bakın, hep öneride bulunuyoruz: Kardeşim, bu sorunları kökünden çözmeniz lazım, yanlış ekonomi politikaları... Konutta da -bunu da konuştuk burada, konut fiyatlarındaki yüksek artışı- otomobilde de yatırımcının başka gideceği bir yer yok. Otomobil aldığı zaman insan ertesi gün kâr edeceğini biliyorsa otomobil talebi artar, talebi artan bir malın da fiyatı artar. Bu kadar basit bir şey var, bunu ortadan kaldırmanız lazım. Ha, tabii, burada şimdi ciddi bir rant da oluştu Sayın Başkan, iktidar çevreleri, saray çevresi...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun Sayın Usta.

ERHAN USTA (Samsun) - Ben bunun çözülmek istenildiğini de düşünmüyorum. Denetim yapılırsa, muhtemelen o denetimi yapan kurumların da üzerine gideceklerdir. Nasıl bir rant oluştu burada? Şu anda buradan söylemek uygun düşmez, isterseniz daha sonra... Bu iş tamamen bayiye de bırakılmıyor, oradan bir telefon açılıyor "Bana bu ay 10 tane bilmem ne otomobilinden gönder." diye. İktidara yakın çevreler o kârı yapıyor, otomobili liste fiyatından alıyor, yüksek fiyattan satıyor. Yani, şu anda, iktidar çevrelerinin nemalandığı bir rant mekanizması hâline gelmiştir Türkiye'de otomobil piyasası. Dolayısıyla, temel olarak bunun çözümü ekonomiyi düzeltmekten geçer. Ekonomiyi düzeltmedikten sonra, böyle polisiye tedbirlerle, ilan yasağıyla, 6 bin kilometre yasağıyla hiçbir meseleyi çözemezsiniz. Bunu gördük, görüyoruz da zaten şu andan itibaren o yasağı anlamsız hâle getiren bir buluşu da zaten vatandaşımız yapmış durumda.

Şimdi, Kahramanmaraş depremi oldu, tekrar buradan acılı ailelere başsağlığı diliyoruz, ölenlere rahmet diliyoruz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun Sayın Usta.

ERHAN USTA (Samsun) - Teşekkür ederim.

Sayın Cumhurbaşkanı "Biz o bölgede artık 4 katın üzerinde bina yaptırmayacağız." dedi. Ben buradan geçen haftalarda bu konuyu dile getirdim; İskenderun'da 12 katlı bir binaya izin verildi ve inşaat başladı arkadaşlar. Şimdi, sadece bununla kalsa iyi; ya, daha dün ya, bu acı daha çok taze bir acı, ne çabuk unuttuk. Ve Cumhurbaşkanının da sözü var "4 katın üzerine izin vermeyeceğiz." diye, 12 kata izin veriliyor İskenderun Belediyesi tarafından, AK PARTİ'li belediye tarafından. Şimdi ne yaptı? Gaziantep ve Şanlıurfa'da üç farklı otel projesine adım atılıyor; bir tanesi 24 kat, birisi 18 kat, bir tanesinde de "ÇED Gerekli Değildir" kararı veriliyor. Yani bu kabul edilebilir bir şey değil, bu iş ciddiyet ister. Bu acıları Türkiye tekrar yaşamasın. Yani deprem olabilir, doğal afet her zaman olabilir ama afeti felakete dönüştüren bu Hükûmetin uygulamalarıdır ve bundan da hiç kimse ders almamış. Öyle görünüyor ki hâlâ rant mekanizması devam ediyor, 24 kata izin veriliyor "4 katın üzerinde bina yapılmayacak." diye Sayın Cumhurbaşkanının açık beyanı olmasına rağmen.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sözlerinizi tamamlayın Sayın Usta.

ERHAN USTA (Samsun) - Kim bu ranttan faydalanıyor, bu niye engellenmiyor, bunu anlamak mümkün değil. Tabii, anlamak mümkün, anlamak mümkün; ranta alışmış bir iktidar var ve bu rantı herkese bir şekilde dağıtmaya çalışıyor.

Şimdi, Tokat'ta ekim yapan çiftçilerimizden gelen bir şikâyet var, burada bunu da yüce Meclis çatısı altında dile getirmek istiyorum. İki sene önce Tokat Şeker Fabrikası özelleştirilmiş ama şu anda kendilerine tahsis edilen ekim alanlarında çıkan ürünü özelleştirilen firma satın almıyormuş değerli arkadaşlar. Ya, çiftçi zaten mağdur, çiftçinin malı zaten para etmiyor, girdi fiyatları artmış, bir yandan da ürününü satamıyor. Böyle bir şey olabilir mi? Şimdi, mesela bugün buğdayla ilgili meseleyi grup önerisi olarak da getireceğiz buraya. Yani geçen yılın altında bir fiyat var bugün buğdayda. Böyle bir rezalet olabilir mi? Maliyetler sürekli artıyor ama fiyat artmıyor hatta Tokat özelinde, şeker fabrikaları özelinde de çiftçinin ürününü şeker fabrikası almıyor. Böyle bir şey olamaz. Ben buradan Hükûmeti uyarıyorum. Çiftçiyi daha fazla mağdur etmeyin ve bunlara mutlaka düzenleme getirilmesi lazım. Türkiye'deki temel sıkıntı zaten şu...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ERHAN USTA (Samsun) - Bitiriyorum Sayın Başkanım.

BAŞKAN - Son cümlenizi alalım Sayın Usta.

ERHAN USTA (Samsun) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Hemen bitireceğim.

Özelleştirme sonrası denetim çok önemli. Türkiye'de özelleştirme sonrası hiçbir denetim yapılmıyor. Bu denetimlerin yapılması lazım. Tokat Şeker Fabrikasındaki bu sıkıntının giderilmesi gerektiğini ifade etmek istiyorum.

Teşekkür ederim Sayın Başkanım.