GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: TEDAŞ'IN ÖZELLEŞTİRİLMESİ SÜRECİNDE ÖZELLEŞTİRME İDARESİ BAŞKANLIĞININ YAPTIĞI İŞLEMLERDE BİR KISIM YANLIŞ UYGULAMALAR YAPILDIĞI VE BU UYGULAMALAR SONUCUNDA KAMUNUN BÜYÜK ZARARA UĞRADIĞI VE SAYIŞTAY RAPORLARINDA DA BELİRTİLEN BU KONULARIN ARAŞTIRILMASI AMACIYLA 28/2/2013 TARİHİNDE TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA VERİLMİŞ OLAN MECLİS ARAŞTIRMASI ÖNERGESİNİN GENEL KURULUN 20 MART 2013 ÇARŞAMBA GÜNKÜ BİRLEŞİMİNDE SUNUŞLARDA OKUNMASINA VE ÖN GÖRÜŞMELERİNİN AYNI TARİHLİ BİRLEŞİMİNDE YAPILMASINA İLİŞKİN
Yasama Yılı:3
Birleşim:80
Tarih:20.03.2013

NİHAT ZEYBEKCİ (Denizli) - Sayın Başkanım, çok saygıdeğer milletvekilleri; Cumhuriyet Halk Partisinin?

MUHARREM İNCE (Yalova) - Biraz sataşmak istiyorum ama gelmiyorsunuz.

NİHAT ZEYBEKCİ (Devamla) - ?TEDAŞ'ın özelleştirilmesiyle ilgili vermiş olduğu Meclis araştırması önergesinin aleyhinde söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Bu arada sözlerime başlamadan önce, dün Ankara'da iki ayrı yerde yaşanan maalesef bir dönemin karanlıklar prenslerinin, bir dönemin karanlık güçlerinin son çırpınışları olduğuna inandığımız eylemlerini Türk siyaseti adına burada kınıyor, inşallah bunların son çırpınışları olduğuna inanıyorum.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; burada konuşulması gereken, burada tartışılması gereken? TEDAŞ'ın özelleştirilmesiyle ilgili uygulamalarda yapılan prosedürlerin, yapılan işlemlerin özelleştirme sırasındaki adımların doğru mu, yanlış mı olduğunun tartışılacağı yer tabii ki Türkiye Büyük Millet Meclisi. Türkiye Büyük Millet Meclisi, bu ülkede siyasetin en yüce kurumudur, siyasetin en kutsal kurumudur; milletin iradesinin konuşulduğu, tartışıldığı ve her şeyin konuşulup tartışıldığı en yüce kurumdur. Türkiye Büyük Millet Meclisindeki siyasetçiler, bütün siyasi parti mensupları dâhil olmak üzere en güvenilir insanlardır.

Burada, maalesef, Meclisin bu kutsal kürsüsünde, milletin bu güzel kürsüsünde çıkan bir milletvekilinin -bundan kısa bir süre önce- bundan yaklaşık iki hafta önce kamu çalışanlarının namuslu olduğu, Türkiye Büyük Millet Meclisindeki siyasetçilerin namussuz olduğu yönündeki sözlerini çok üzüntüyle gördük.

Burada sözlerimin başında dile getirdiğim gibi, "Özelleştirme yapılmalı mı, yapılmamalı mı?" Türkiye Büyük Millet Meclisinin iştigal konusudur.

Özelleştirme gibi bir kurumla, özelleştirme gibi bir mantıkla yapılmaya çalışılan şudur: Bildiğiniz gibi Türkiye'de -buna atasözü demek kesinlikle mümkün değildir, bunu doğru bir söz olarak görmek de mümkün değildir ama söylenir- "Devletin malı deniz, yemeyen domuz." derler. Eğer bir şey devlete aitse, bu ülkede yaşayan herkese, bu ülkede yaşayan niyeti bozuk olan herkese bunu çalmak, bunu çırpmak, bunu suistimal etmek, bunu birilerine peşkeş çekmek de normal hâle getirir.

KADİR GÖKMEN ÖĞÜT (İstanbul) - Niye normal olsun!

NİHAT ZEYBEKCİ (Devamla) - Bakın, değerli milletvekilleri, Türkiye'de devletin arabası yoktur, devletin binası yoktur, devletin parası yoktur, devletin arazisi yoktur, devletin memuru yoktur; her şey millete aittir. Böyle dersek, "Her şey millete ait." dersek, o zaman milletin kendi menfaatlerine sahip çıkma yeri de Türkiye Büyük Millet Meclisidir.

KADİR GÖKMEN ÖĞÜT (İstanbul) - Doğru. İktidardasınız.

NİHAT ZEYBEKCİ (Devamla) - Yani devletin, eğer "devletin" derseniz, eğer devlet gibi bir soyut kimliğe verirseniz bazı şeyleri, onun için de bu yanlış söz yer bulmuş olur.

Ben size şunları söyleyeceğim: Hepiniz hemen hemen ticaretten gelirsiniz. Hepiniz ticaretin nasıl yapıldığını da gayet iyi bilirsiniz. Eğer özel sektörde olsaydı bu işlemler, bir şirket diğer bir şirkete talip olsaydı, o şirketi satın alan şirket, şirketi borçlarıyla, alacaklarıyla, geçmişteki tüm taahhütleriyle ve gelecekle ilgili üzerine aldığı tüm yükümlülükleriyle satın alır. Dolayısıyla TEDAŞ'ın özelleştirmelerinde, TEDAŞ'ın yapmış olduğu bu uygulamalar da özel kanuna tabidir. Neyin özelleştirme anından, yani devrin gerçekleştiği andan itibaren alan şirkete bırakılacağı, neyin birikmiş olarak havuzdaki, banka hesaplarındaki, bayilerinde, yani TEDAŞ olarak o güne kadar elektrik sattığı, hizmet sattığı insanlardakialacakların, neyin kime ait olduğu gayet açık şekilde tarif edilmiştir ve bütün devirlerde yaklaşık olarak 12 milyar 700 milyon dolarlık bir özelleştirme işlemi yapılmıştır. 2008'in yedinci ayından bugüne kadar olan süreçte bütün devir işlemleri de bu şekilde yapılmıştır. Kimin neye sahip olması gerektiği, gecikme faizleri, vergi gelirleri, şirket alacaklarının ne kadarının TEDAŞ'a yani hazineye devredileceği belirlenmiştir. Eğer burada yapılması gereken bir şey varsa, burada olması gereken bir uygulama varsa, yanlış bir şey varsa -ki insan yanlış yapar, insan suistimal edebilir, bazı şeyler ıskalanabilir, atlanabilir- Türkiye Büyük Millet Meclisinde tabii ki -sözlerimin başında dediğim gibi- her şey dile gelmeli ama bunun yeri de suç duyurusuyla ilgili kurumlar tarafından buna el konması?

KADİR GÖKMEN ÖĞÜT (İstanbul) - Sayıştay denetimini kaldırdınız kardeşim!

NİHAT ZEYBEKCİ (Devamla) - ?ve onlar tarafından da gereğinin yapılmasıdır. Sayıştay raporları varsa?

TURGAY DEVELİ (Adana) - Raporları saklıyorsunuz mesele o zaten.

NİHAT ZEYBEKCİ (Devamla) - ?ki bununla ilgili Sayıştay raporları da kesinlikle vardır, Sayıştay raporları da asla ve asla ortadan kaldırılamaz, Türkiye'de hiçbir şey ortadan kaldırılamaz.

TURGAY DEVELİ ( Adana) - Doğru!

NİHAT ZEYBEKCİ (Devamla) - En gizli oturumlar dâhil Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından, burada yapılan her şey günü geldiğinde ortaya çıkıyor.

KADİR GÖKMEN ÖĞÜT (İstanbul) -Hepsi çıkacak.

NİHAT ZEYBEKCİ (Devamla) - O sebepledir ki bunların hepsi yerine getiriliyor.

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Hesap vereceksiniz tek tek!

NİHAT ZEYBEKCİ (Devamla) - Bakın, asıl niyet nedir biliyor musunuz? "Biz olsaydık neler yapmazdık." zihniyetiyle yola çıktıkları için, "Biz oralarda olsaydık, biz bu kurumların başında olsaydık?

KADİR GÖKMEN ÖĞÜT (İstanbul) - Doğru, sizin yaptığınızı yapmazdık.

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Kesinlikle sizin yaptığınızı yapmazdık.

NİHAT ZEYBEKCİ (Devamla) -  ?biz Karayollarının, TEDAŞ'ın, Enerji Bakanlığının, biz bunların başında olsaydık neler neler yapmazdık." hayaliyle, rüyasıyla haraket ettikleri için, "Biz olsaydık bunu nasıl götürürdük." diye hayal ettikleri için hep böyle yaparlar.

KADİR GÖKMEN ÖĞÜT (İstanbul) - Sizin götürdüğünüz gibi olmadığı kesin!

NİHAT ZEYBEKCİ (Devamla) - Ben bunun içinden geliyorum. Biz bunun içinden geliyoruz. Bakın, yedi yıl belediye başkanlığı yaptık, yedi yıl belediye başkanlığında temizlik işleri, taşıma, ulaşım gibi bütün işlemlerimizi de özelleştirerek geldik. Allah'a şükür ellerinizde her türlü belge var, yeterince de elemanlarınız var. Hakkımızda açılmış olan bir tek bile dava yoktur, hakkımızda tutulmuş olan -Sayıştay denetimleri geçirdik, mülkiye denetimleri geçirdik, yerel yönetimler denetimleri geçirdik- bir tek bile olumsuz rapor yoktur.

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Olan savcıyı da ihraç ediyorsunuz.

NİHAT ZEYBEKCİ (Devamla) - Olsaydı ne yapardınız? Bu dünyayı dar ederdiniz.

Bakın, ben şunu söyleyeyim size: Bu kavga yani yapılmaya çalışılan buradaki asıl mesele hasret, hasret çekiyorsunuz. Diyorsunuz ki: "Biz zamanında böyle yaptığımız için?" Hani var ya, iki kör oturmuşlar, zeytin yerken biri diğerine "Niye 2 tane yiyorsun?" demiş. "Nereden gördün?" demiş. "Ben öyle yapıyorum da." demiş.

Siz zamanında  böyle yaptığınız için, siz zamanında bu uygulamaları çok iyi bildiğiniz için, siz zamanında, bakın, bu kürsüleri paylaştığınız gibi, siz KİT'leri paylaştınız.

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Ne yaptık zamanında yahu? Söylesene ne yaptık zamanında?

NİHAT ZEYBEKCİ (Devamla) - Siz kamu bankalarını paylaştınız.

AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - Kamu bankalarını Anavatana, Doğru Yola soracaksın.

NİHAT ZEYBEKCİ (Devamla) - Siz koalisyonlar döneminde, bakanlıklar pazarlıklarında, hangi bakanlığa hangi kamu kurumu bağlanacak, hangi bakanlığa hangi banka paylaşılacak, o bakanlığın başına kim geçecek?

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Siz satın diye yaptık!

NİHAT ZEYBEKCİ (Devamla) -  ?nasıl paylaşılacak, nasıl peşkeş çekilecek, bunları siz çok iyi bilirsiniz.

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Boşuna uğraşma!

NİHAT ZEYBEKCİ (Devamla) - Onları çok iyi bildiğiniz için de bizi öyle zannediyorsunuz. Bizden bunu bulamazsınız, bizden ahlaksızlık bulamazsınız, bizden hırsızlık bulamazsınız, bizden namussuzluk bulamazsınız.

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Yahu, boş ver! Sen kendi işine bak. Yarın hangi partiye gideceğini düşün.

NİHAT ZEYBEKCİ (Devamla) - Ne varsa hepsi sizdedir. Geçmişinize bakın, hepsini de görürsünüz.

Kamu kurumlarında bu memleketi nasıl inim inim inlettiğini siz bilirsiniz. Bu memleket, bu millet, benim ecdadım, benim atam, benim anam, benim babam, benim dedem, kaput bezlerini karaborsalardan nasıl aldığını gayet iyi bilir.

AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - Yahu, savaş?

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Yuh be!

NİHAT ZEYBEKCİ (Devamla) - Şeker tahsislerini nasıl aldığını bilir.

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Senin baban kümeste saklanıyordu, kümeste. Başbakan öyle dedi. "Bizim babalarımız kümeste saklanıyordu." dedi.

NİHAT ZEYBEKCİ (Devamla) - Ama onları ilçe başkanlarına nasıl verip de, il başkanlarına nasıl verip de, parayla sattıklarını da? Yaşıyorlar, hâlâ onlar ölmediler, onlar biliyorlar bunları.

Bakın, Sümerbank tahsislerinin nasıl olduğunu, Demir Çelik tahsislerinin nasıl olduğunu, bunların hepsini en iyi bilen sizlersiniz.

Biz, kamunun elinde stratejik önemi olmayan, savunma ve millî menfaat dâhilinde olmayan her şeyi özelleştireceğiz, her şey millete ait olacak. Sizin savaş döneminizin olmadığını da biliyoruz biz.

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Adını bile alamazdın, adını. Yoksa "George" olacaktın, "Tommy" olacaktın.

NİHAT ZEYBEKCİ (Devamla) - Ben size şunu söyleyeyim: Rahmetli Özal'la -ilk hatırladığımız siyasi tartışmalardan bir tanesiydi- rahmetli Necdet Calp ilk defa televizyona çıktılar.

AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - "Rahmetli Özal" diyorsun, "banka yolsuzluğu" diyorsun be!

NİHAT ZEYBEKCİ (Devamla) - Rahmetli Özal diyordu ki: "Boğaz Köprüsü'nün gelirlerini satacağım." Necdet Calp da diyordu ki: "Sattırmayacağım." Satacağız ve satmaya da devam edeceğiz, millete de hesabımızı vereceğiz, millete gideceğiz, millet bizden hesap soracak, her seçimde de geleceğiz buraya yüzde 50'yle, yüzde 55'le; siz de böyle kısır muhalefetinize devam edeceksiniz.

HASAN HÜSEYİN TÜRKOĞLU (Osmaniye) - Her şeyi satarken vatanı da satmayın ha!

NİHAT ZEYBEKCİ (Devamla) - Ben bu duygu ve düşüncelerle yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)