GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: İYİ Parti Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:1
Birleşim:11
Tarih:05.07.2023

YEŞİL SOL PARTİ GRUBU ADINA GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Kars) - Teşekkür ediyorum.

Sayın Başkan, sayın vekiller; ekranları başında bizleri izleyen değerli halklarımızı saygıyla selamlıyorum.

Şimdi, Kocaeli'nin Dilovası'nda yaşanan meseleye bakmak gerekiyor: Orada Suriyelilerin bir köpeği zehirlediği ve bir eve baskın yaptığı yönünde haberler sonrası ilçede olaylar çıkmış ve ciddi bir infiale de yol açmış. Şimdi, bu olaylardan sonra çelişkili 2 açıklama var: Biri Kocaeli Valiliğinden, Suriyelilerin böyle bir olaya karışmadıklarına dair bir açıklama yapıyor ama aynı zamanda, aynı yerin İl Emniyet Müdürü ise Suriyelerin yakalandığını ve sınır dışı edildiğini söylüyor. Şimdi, bu çelişkili açıklamalar bize neyi gösteriyor? Aslında olayın tam bir karartma olduğunu açık ve net bir şekilde söylüyor. Bu olaylardan sonra ilçede yaşayan Suriyelilerin ise dışarıya çıkamadığını biliyoruz.

Şimdi, Ankara Altındağ'da yaşanan pogromun kendisi, İzmir Güzelbahçe'de 3 Suriyelinin yakılarak katledilmesi meselesi ve daha birçok olay, özellikle de deprem zamanı deprem bölgesindeki Suriyelilerin "hırsız" diye yaftalanarak işkence edilmesi hepimizin hafızalarında. Oysaki İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi ve 1951 Mülteci Sözleşmesi gibi uluslararası belgeler insanın ırk, din ve etnik köken veya göçmenlik statüsüne bakılmaksızın insan haklarına ve temel özgürlüklere sahip olduğunu vurgular ve Türkiye Cumhuriyeti devleti de bu evrensel ilkeleri gözeten bir yerde Suriyeli mültecilerin haklarını korumakla yükümlüdür, mükelleftir. Türkiye'de Suriyelilere karşı ırkçılık ve göçmen düşmanlığı gibi olumsuz tutumlar hemen tüm kesimler tarafından yaygınlaştırılmaktadır. Bu tutumlar Suriyeli mültecilere yönelik ayrımcılık, şiddet, tehdit ve aşağılayıcı söylemler olarak da kendini göstermektedir. Bu davranışların uluslararası yükümlülükler ve evrensel insan hakları standartlarına uygun olmadığını sanırım söylemeye gerek yok. Mülteci haklarına saygı göstermek, göçmenlere adil ve insanca muamele etmek, eğitim, sağlık, barınma, iş ve bütün sosyal haklarını vermek temel bir insan hakkı ve hukukun üstünlüğünün gereğidir.

Yine yaz, yine bayram ve yine ırkçılık sahalarda. Irkçı Ümit Özdağ ve partisinin sahil kentlerinde düzenlediği mülteci karşıtı yürüyüşler nefret yayma ve kışkırtma girişimidir. Seçimlerin hemen sonrasında sosyal medyada örgütlenen ırkçıların "Hatay Özerk Yönetimi" adlı bir hesap açıp bu hesabı da sanki Suriyeliler, Suriyeli mülteciler yapmış gibi göstermeye çalıştığını ve Hatay'ın yerli Arap halklarını da bu düşman potasına koyarak depremin yıktığı kenti sanki Suriyeliler ele geçiriyormuş gibi bir algı yarattığını biliyoruz. O sayfalarda Esad rejiminin resmî bayrağıyla birlikte gözüken Ümit Özdağ, seçimlerin ikinci turunda gördüğü kabulün de verdiği cüretle Bursa Gemlik'ten başlayarak çeşitli sahil kentlerinde yürüyüşler tertipliyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Devamla) - Sayın Başkan...

BAŞKAN - Buyurun, tamamlayın.

GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Devamla) - Irkçı Zafer Partisinin kışkırtmacı girişimleri ne sosyal medyada ne de sokakta yasal bir engelle karşılaşmıyor. Oysaki bu ülkede en temel hakkı için sokağa çıkan bütün demokratların, devrimcilerin karşısına polis barikatları kurulduğunu biliyoruz. O nedenle, bütün bu yaşananların aslında AKP'nin göçmen ve mülteci politikalarının bir sonucu olduğunu, bu konuda ne yazık ki insancıl bir politikanın geliştirilmediğinin altını çizmemiz gerekiyor.

Irkçılıkla mücadele etmek gerekir. Irkçılık bir düşünce ve ifade özgürlüğü değildir çünkü ırkçılar düşünce ve ifade özgürlüğünün dışındadırlar. Mazlumları hedefe koyup örgütlenerek kurdukları çetelerle demokratik muhalefete ve nihayetinde işçi sınıfına karşı kullanacakları bir kesimi örgütlüyorlar.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun.

GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Devamla) - Bu nedenle, ırkçılıkla mücadele etmek ve bütün Suriyelilerin, göçmenlerin, mültecilerin hakkını, hukukunu korumak da bu Meclisin birinci derecede sorumluluğudur. Geçmiş 27'nci Dönemde göçmen bakanlığı kurulması üzerine yasa teklifi vermiştik, yasa teklifimiz hâlâ raflarda duruyor, bu nedenle teklifi yeniden hatırlatıyoruz. Göçmenleri yargısız ve hukuksuz bir şekilde mülteci kamplarına kapatmak, geri gönderme merkezlerine koymak, mahkeme önüne çıkarmadan sınır dışı etmek en temel insan hakkı ihlalidir. Irkçılık suçtur, ırkçılık suç olarak tanımlanmalıdır ve bunun bütün yasal düzenlemeleri yapılmalıdır diyorum.

Meclisi saygıyla selamlıyorum. (Yeşil Sol Parti sıralarından alkışlar)