| Konu: | Bir kadının Meclis Başkan Vekili olarak görev yapmasından mutluluk duyduklarına, İsveç'te Kur'an-ı Kerim'in yakılmasına, Vedat Aydın'ın ölüm yıl dönümüne, Sivas Madımak ve Çorum katliamlarına, özel güvenlik gerekçesiyle yasaklanan Hakkâri'nin Gever (Yüksekova) ilçesinde bulunan Cilo Dağları ve Sat Buzul Göllerine, Hakkâri'de tüm ilçeleri içerecek şekilde düzenli olarak her şeyin yasaklandığına ve Cilo Fest'e ilişkin açıklaması |
| Yasama Yılı: | 1 |
| Birleşim: | 10 |
| Tarih: | 04.07.2023 |
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Erzurum) - Teşekkürler Sayın Başkan.
Ben de sizi kutluyorum, öncelikle, ilk görev gününüz, bir kadının Meclis Başkan Vekili olarak görev yapmasından da mutluluk duyduğumuzu paylaşmak istiyorum.
Evet, İsveç'te Kur'an-ı Kerim'in yakılmasını öncelikle biz de şiddetle kınıyoruz, bütün dinlerin ve inançların kutsalına, değerlerine yönelik her türlü saygısızlığın ve saldırının tam karşısındayız. Kur'an-ı Kerim'in yakılması eyleminin İsveç polisinin izni ve gözetimi altında yapılması ayrıca kabul edilemez bir tabloyu ortaya çıkarmıştır. Bunun ifade ve düşünce özgürlüğüyle izah edilmesi mümkün değil, izah edilmesini de kabul edemeyiz. Bu bağlamda, bir kez daha İsveç Hükûmetine çağrıda bulunuyoruz: İfade özgürlüğü demokrasinin temel bir parçasıdır ancak bir dine, inanca ve kutsala yönelik her türlü eylem ve etkinlik suçtur. Müslümanların kutsal kitabının yakılması ve hakaret edilmesi düşünce ve ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilemez demiştik, hiçbir mahkeme kararı da bunu, bu eylemi meşrulaştıramaz. Bir an önce tedbirlerin alınmasını talep ediyoruz ve bu eylemin açık bir provokasyon ve kirli pazarlıkların bir sonucu olduğunu, İsveç Hükûmeti ile Müslüman ülkeler arasında gerilime ve tansiyonu yükseltmesine neden olduğuna da dikkatleri çekmek istiyoruz ve tekrar kınadığımızı ifade etmek istiyorum.
Sayın Başkan, temmuzun ilk haftası birçok anma var maalesef; Vedat Aydın'ın da ölüm yıl dönümünün olduğu hafta. JİTEM tarafından, ilk faili meçhul cinayet olarak Vedat Aydın cinayeti bilinir. Ben, kendim, bizzat cenazesine gitmiştim, aradan otuz iki yıl geçti ve sevgili Vedat Aydın'la İnsan Hakları Derneğinde birlikte çalışmıştık. Açılan dava maalesef, JİTEM davaları gibi zaman aşımına uğratılarak cezasızlıkla kapatıldı fakat cinayet bizim için asla kapanmadı. Vedat Aydın'ın şahsında, sevgili Vedat ağabeyimizin şahsında mücadelesiyle bizlere yol gösteren bütün yoldaşlarımızı saygıyla anıyorum, mücadele sözümüzü yineliyorum.
Yine, Sivas Madımak katliamı insanlığa karşı işlenmiş en büyük suçlardan bir tanesidir. Sivas katliamında yitirdiğimiz canları saygıyla anıyorum, anıları önünde eğiliyorum. Bu katliam kadar katliam sonrasında yaşananlar da bir o kadar yakınlarına, sevenlerine, hepimize acı vermiştir. Birçoğu korunup kollanmış faillerin ve firari kabul edilenler bile hâlâ vardır. Maalesef, Sivas'ta Madımak Oteli'nde, bizzat benzin bidonlarını taşıyıp ateşe veren, 33 insanı yakarak öldürmekten ağırlaştırılmış müebbet alan, cezaevinde olan Ahmet Turan Kılıç yirmi yedi yıl sonra Cumhurbaşkanı tarafından affedilmiştir yaşı gerekçe gösterilerek. Oysa, yüzlerce ağır hasta mahpus şu anda son nefeslerini veriyor cezaevlerinde. Ahmet Turan Kılıç gibi bir insanlık suçlusunun, canisinin affedilmesi bu iktidarın aslında zihniyetinin de dışavurumudur; bunu söylemeden geçmek istemiyorum. 3 firari sanık yönünden devam eden dava, zaman aşımı riskiyle karşı karşıya; buna karşı da duyarlılık çağrısı yapıyorum ve bugün zaten Sivas katliamına ilişkin araştırma önergesi indiriyoruz, bu konuda bütün gruplardan da destek istiyoruz. Çorum katliamı da 3 Temmuzda olmuştu, 43'üncü yılını doldurdu; resmî rakamlara göre 57 can yaşamını yitirdi, yüzlercesi de yaralandı; solcuların ve Alevilerin iş yerleri ve evleri yağmalandı ve çok ağır bir katliamdı. Çorum'da katledilen canlarımızı da bir kez daha saygıyla andığımızı ifade etmek istiyorum.
Sayın Başkan, Hakkâri'nin Gever -yani Yüksekova- ilçesinde bulunan ve 3.500 rakımıyla bölgenin en yüksek 2'nci dağı olan Cilo Dağı ve Sat Buzul Gölleri yıllardır özel güvenlik gerekçesiyle yasakların gölgesinde olmaya devam ediyor. Cilo gibi bir doğaya ancak izin, özel izin alınarak gitmek mümkün. Bize çok sayıda Hakkârili yurttaş ulaştı ve diyorlar ki: "Biz dibinde yaşıyoruz." ve hâlâ Sat Buzul Göllerini göremediklerini, görmelerine de izin verilmediğini ifade ediyorlar.
Tüm bunlar bir yana, Hakkâri'de tüm ilçeleri içerecek şekilde düzenli olarak her şey yasaklanıyor. En son 21 Haziranda her şeyi kapsayan bir yasak daha getirildi. Örneğin, bu yasağa göre konser şenlik, tiyatro ve benzeri faaliyetler yasak fakat bu yasaklar, sadece şehrin kayyumuna ya da iktidara yakın olanlara, iktidar partilerine yasaklı değil. Hakkârililere yasak ama kayyuma ve iktidar partisine yasak değil, onlar istediklerini yapabiliyorlar. Ne yapıyorlar? Örnek vereyim...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Erzurum) - Hakkârililerin zor bela gidebildiği veya izin verilmediği için göremediği yerlere şimdi bakıyoruz festival düzenleniyor, bu festivalin adına da "Cilo Fest" diyorlar. Millî park ilan edilen ve son derece hassas bir doğaya sahip olan yere teknik düzenlemeler yapılıyor, yer yer iş makineleri de dâhil oluyor. Çeşitli ekoloji derneklerinin yaptığı açıklamaya göre, erime sürecinde olan buzullar tahrip edilmiş, çevre kirletilmiştir. Hakkârililer soruyor, biz de soruyoruz: Bir festivalin yeri erime sürecinde olan buzulların ortası mıdır? Festivalin sloganı da Valilikçe "Hakkâri'de Hayat Var" şeklinde. Hayır, yalan atıyorlar, Hakkâri'de sadece onlara hayat var, Hakkâri'de sadece yasak var, Hakkâri'de kayyum var, halkın kaynaklarının çarçur edilmesi var. Yasakların gölgesinde kendileri çalıp kendileri oynuyorlar, işleri güçleri makyaj, yalan ve çarpıtma.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Erzurum) - Bitireceğim Başkan.
Aynı şey Sur'da yapıldı, Munzur Doğa ve Kültür Festivali'nde yapıldı, okul şenliklerinde yapıldı, konserlerde yapıldı. Siz yasakçı bir zihniyetten fayda bekleyen, bunun peşinde koşanlarsınız. Her şeyin yasaklı olduğu bir yerde hiçbir hak doğru kullanılamaz. Cilo'dan ellerinizi çekin, kayyum sadece orada festival yapamaz. Hakkârililerin giremediği yerlerde festival yapmanız ikiyüzlülüğünüzü gösteriyor diyorum ve Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Teşekkür ediyorum Sayın Başkan