GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Toplumsal Özgürlük Partisi MYK Üyesi ve Çocuk Hakları Meclisi Sözcüsü Hatice Göz ile Mor Dayanışma üyesi olan 3 kadının gözaltına alınmasına, İstanbul Dişhekimleri Odasının Meclis gruplarını ziyaretine ve diş hekimlerinin sorunlarına, yardıma muhtaç çocuk sayısına, bireysel silahlanmadaki artışa, Küresel Cinsiyet Eşitliği Raporu'ndaki sıralamada Türkiye'nin yerine, 20 Haziranda SİHA'lar tarafından kuzeydoğu Suriye'nin Kamışlı kantonunda gerçekleştirilen saldırıya ve BM ihlal kararlarına rağmen buna benzer saldırıların devam etmesine ilişkin açıklaması
Yasama Yılı:1
Birleşim:8
Tarih:21.06.2023

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Erzurum) - Teşekkürler Sayın Başkan.

Toplumsal Özgürlük Partisi MYK üyesi ve Çocuk Hakları Meclisi Sözcüsü Hatice Göz ve Mor Dayanışma üyesi olan 3 kadın arkadaşımız gözaltında. Kriminalize edilerek bu gözaltı işlemleri gerçekleştiriliyor ve çok ilginç iddialar var; bir tanesi, kadın arkadaşın düğününde takılan takılar "terör örgütü parası" olarak lanse edilecek kadar absürt bir soruşturma. Operasyon tabii ki "terör operasyonu" olarak lanse ediliyor fakat kadın faaliyetleri ve çocuk hakları savunuculuğu terör kapsamında kriminalize edilerek bildik bir senaryoya bir kez daha imza atılıyor. Daha önce defalarca emsal beraat kararları olmasına rağmen bu dosya tekrar komplo olarak ileri sürülüyor. Bu; sosyalistlere, kadın hakları savunucularına ve sosyalist feminist kadın arkadaşlarımıza yönelik bir operasyondur. Derhâl serbest bırakılmaları gerektiğini ve bu komplonun farkında olduğumuzu ifade etmek istiyorum.

Diğer bir mesele, dün İstanbul Dişhekimleri Odası Meclis Grubumuzu ziyaret etti -diğer gruplar da söyledi- birçok toplum kesiminin de olduğu gibi onların da çok ciddi problemleri var. Çoğunluğu BAĞ-KUR ve SGK emeklisi olan diş hekimlerinin asgari ücretin altında emekli maaşı alıyor olması eşitlikten uzak bir politika. Hakikaten, son yönetmeliklerle ayrıca, zincir ağız ve diş sağlığı merkezleri yaygınlaşsın diye muayenehanesi olan hekimlerin yanında diş hekimi istihdam edilmesi yasaklanmış. Bunun mantığını anlayabilmiş değiliz. Halk sağlığını öncelemeyen politikalar hayat buldukça diş hekimlerinin de sorunları aynı ölçekte kötüye gidiyor. Diş hekimlerinin 3.100 imzayla başlattıkları kampanyayı biz de destekliyoruz ve kamuoyunun da iktidar grubunun da bunu dikkate almasını talep ediyoruz. Kamuda çalışan diş hekimleri ile BAĞ-KUR ve SGK emeklisi diş hekimleri arasındaki çok fahiş ücret farkını da eşitliğe ve Anayasa'ya aykırı bulduğumuzu da ifade etmek istiyorum.

Sayın Başkan, yardıma muhtaç çocuk sayısı maalesef 200 bine dayandı, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının resmî verileri bunlar. Çocukların da yokluk ve yoksullukla nasıl mücadele etmek zorunda kaldığını ortaya koydu. Bu konuda tabii ki rakamlar çok fazla, onları sıralamak dışında şunu söylemek istiyorum: Ailesinin yanında bakımı sağlanamayan ve yaşamlarını en düşük seviyede dahi sürdürmekte çok güçlük çeken ailelerin çocuklarına Bakanlıkça ödenen sosyal ve ekonomik desteğin bu kadar artması, içinde bulunduğumuz vahametin, ekonomik buhranın, yoksulluk ve yoksunluğun da aslında alarm zilini bize gösteriyor. Bunun da bir an önce çözümü için biz mücadele edeceğiz. Sadece göstermelik hamleler değil, hakikaten çözüm odaklı yaklaşımlara ihtiyaç var.

Başka bir mesele, bireysel silahlanma arttıkça artıyor ve ağırlaşan ekonomik ve onun beraberinde getirdiği sosyal kriz toplumsal şiddetin de boyutlarını maalesef arttırdı ve cinayetler de bunun en temel göstergesi. Umut Vakfının çalışmaları bu konuda çok önemli, çok değerli ve buna dair biz de bu tehlikeye dikkat çekmek istiyoruz. Hem ucuz hem de kimlik bilgileriyle silahlar alınabiliyor, ciddi bir kontrol sistemi yok, sonra her gün kadın cinayetleri işleniyor. Örneğin, av tüfeklerine "Avcılık yapacağım." diyen herkes erişebiliyor. Ülkede öfke ve stres kontrolünü sağlayıcı sistemler de olmayınca her gün cinnet ve cinayet haberleriyle maalesef yüzleşiyoruz.

Evet, Cinsiyet Eşitsizliği Raporu'nda Türkiye 146 ülke içerisinde 129'uncu sırada. Türkiye'de cinsiyet eşitliği yok, kadına yönelik ayrımcılık zirvede, kadın hakları ihlalleri maalesef her geçen gün artıyor ama iktidar ve ilgili Bakanlık bu konudaki rakamları dikkate almak yerine boş bir hamasetle ülkede eşitliğin olduğunu, kadına yönelik ayrımcılığın olmadığını savunmaya devam ediyor.

Sayın Başkan, diğer bir mesele: Dün, 20 Haziranda SİHA'lar tarafından Kuzeydoğu Suriye'nin Kamışlı kantonunda kanton eş başkanı Yusra Derviş, eş başkan yardımcısı Liman Şiveş ve şoförü Fırat Tuma öldürüldü. Bu, uluslararası hukukta ne anlama geliyor: Bağımsız bir ülkenin sınırları içinde başka bir ülkenin SİHA'larla siyasi suikast işlemesinin uluslararası hukuk tarafında meşruiyeti ve hukuka uygunluğu yoktur.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sözlerinizi tamamlamanız için bir dakika süre veriyorum.

Buyurun.

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Erzurum) - Daha önce, Hevrin Halef de gelecek partisi genel başkanı da aynı şekilde yolda, aracının içinde infaz edilmişti. Bugün, Türkiye ya da başka bir ülke Avrupa ülkesinde, İsveç'te ya da Hollanda'da gidip bir siyasi cinayet işleyebilir mi? Bu konuda Cenevre Sözleşmesi 4'üncü Ek Protokolü, Savaş Hukuku Sözleşmesi'nin ortak 3'üncü maddesi, BM 2/4 maddesine aykırı, açıkça bir savaş hukuku ihlali vardır ve burada bu cinayetler şeyde de yapılıyor. En son Horasan, Hewler ve Süleymaniye'de birçok cinayetle birlikte sonuncusu oldu. Biz bu konuda BM'nin ihlal kararlarına rağmen, uyarılarına rağmen, Hevrin Halef cinayetinin sorumlularını ifşa eden ve Türkiye'yi sorumlu tutan raporlarına rağmen hâlâ buna devam edilmesini, Kürt düşmanlığının uluslararası boyutta devam ettiğini de kayıtlara geçirmek istiyorum.

Teşekkür ediyorum.