| Konu: | AK PARTİ Grubu önerisi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 1 |
| Birleşim: | 4 |
| Tarih: | 13.06.2023 |
YEŞİL SOL PARTİ GRUBU ADINA MEHMET RÜŞTÜ TİRYAKİ (Batman) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sayın Başkan ve değerli milletvekilleri; 28'inci Dönemin halklarımıza barış ve hoşgörü getirmesini, bu Meclis grubunun ülkemizin barışına ve hoşgörü içinde yaşayacağımız bir toplum düzenine hizmet edecek çalışmalar yürütmesini diliyorum. Yapar mı, kuşkularım var ama umarım yanılırım.
Biz grup olarak toplumsal barışa, hoşgörünün egemen olacağı bir topluma ve uzlaşı yönünde atılacak her adıma destek vereceğiz.
Önergeye gelince, ben önergenin hukuksal dayanaktan yoksun olduğunu düşünüyorum. Parti ihtiyaçları doğrultusunda hazırlanmış bir önerge olduğunu düşünüyorum çünkü Anayasa'nın Meclis Başkanlığı, Meclis Divanı seçimine ilişkin 94'üncü maddesinde herhangi bir değişiklik yapılmış değil, Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğü'nün 9'uncu maddesinde herhangi bir değişiklik yapılmış değil. Peki, niye tartışıyoruz o zaman madem Anayasa'da değişiklik yok, madem Meclis İçtüzüğü'nde değişiklik yok; şunun için tartışıyoruz: Bir dönem muhalefetin aleyhine olmayacağı açık biçimde söylenmişti, şimdi de muhalefetin aleyhine olacak biçimde bir öneri getiriliyor, bu yüzden Başkanlık Divanında bir uzlaşıya varılamadı. Emin olun, hukuk fakültesi 1'inci sınıf seviyesinde bir öğrenciye de sorsanız "20+1" demez, "1+20" demez çünkü ne Anayasa'da ne Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğü'nde böyle bir yorum yapmanıza destek verecek bir argüman yok, hepsini birlikte sayıyor. Anayasa 94 "Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlık Divanı Meclis Başkanı, Başkanvekilleri, Kâtip Üyeleri ve İdare Amirlerinden oluşuyor." Bu kadar açık, Meclis İçtüzüğü madde 9 "Başkanlık Divanı, bir Başkan; dört başkanvekili; yedi kâtip üye; üç idare amirinden oluşur." Dolayısıyla bunları ikiye bölmüş durumda değil, gerektiğinde elbette Başkanlık Divanı sayısında değişiklik yapılabilir. Bu yüzden bugün 21 kişiden bahsediyoruz.
Şimdi, bir diğer tartışma şu, deniliyor ki: "Meclis Başkanı tarafsız, bu yüzden Başkanlık Divanının diğer üyelerinden ayrı bir yere koymak gerekir." Bunun da doğru olmadığını aslında teklif sahipleri biliyor çünkü tarafsızlığın ne olduğunu hem Anayasa hem de Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğü söylemiş durumda, diyor ki: "Başkan ve başkanvekilleri..." Yani Başkanı Divan üyelerinin tamamından ayırmış değil, Başkan ve başkan vekilini idare amiri ve kâtip üyelerden ayırmış durumda. Siyasi partilerin ve parti gruplarının siyasi faaliyetlerine katılamayacağını söylüyor yani Meclis Başkanı ile Meclis başkan vekillerini aynı statüde görüyor tarafsızlık ilkesi açısından.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun.
MEHMET RÜŞTÜ TİRYAKİ (Devamla) - Tamamlıyorum Başkan.
Anımsarsanız İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı adayı olarak gösterildiğinde Anayasa 94 ve Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğü'nün 9'uncu maddesi uyarınca Meclis Başkanlığı görevini Sayın Binali Yıldırım bırakmıştı. Emin olun, o zaman Meclis Başkan Vekillerinden biri de herhangi bir belediye başkanlığı için aday gösterilmiş olsaydı, aday olsaydı görevinden istifa etmek zorunda kalacaktı ya da partisinin seçim faaliyetlerinin hiçbirine katılmayacaktı. Dolayısıyla Meclis Başkanını Divanın diğer üyelerinden ayırmamıza olanak verecek bir hüküm ne Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğü'nde ne de Anayasa'da yok. Niye tartışıyoruz? Emin olun, bugün bu tartışmanın bu dayanağı hukuk tartışması değil. En başta söylediğimi bir kez daha tekrar edeyim: Mecliste grubu 1'inci olan partinin ihtiyaçları doğrultusunda bir önergeyi tartışıyoruz, buna Anayasa destek vermiyor.
Saygılar sunuyorum. (Yeşil Sol Parti sıralarından alkışlar)