GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: İYİ Parti Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:6
Birleşim:84
Tarih:04.04.2023

İYİ PARTİ GRUBU ADINA İSMAİL KONCUK (Adana) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Başbuğ Alparslan Türkeş'i ebedî âleme yolculuğunun 26'ncı yılında bir kere daha rahmetle anıyorum, mekânı cennet olsun.

Değerli milletvekilleri, 22/11/2018 tarihinde disiplin cezalarının affedilmesiyle ilgili bir kanun teklifi vermişiz İYİ Parti olarak ama 2018 yılından bugüne üzerinden yaklaşık beş yıla yakın bir süre geçmiş, beş yılda bu kanun teklifimiz, maalesef, iktidar tarafından dikkate alınıp değerlendirilmemiş, hâlen tozlu raflarda bekliyor. Aslında, 2006 yılında bir memur sicil affı uygulanmıştı, aradan on yedi yıl geçmiş, bakın, on yedi yıl geçmiş, memurlarımıza yönelik yeni bir sicil affı uygulaması on yedi yıl boyunca yapılmamış. İnsanlar yanlış yapabilir, hata yapabilir. Mesela disiplin suçu almış olan memurlarımız idareci olamıyor, birtakım özlük haklarından filan mahrum bırakılıyor. Siz on yedi yıl maalesef memurlarımızı böyle bir durumla karşı karşıya bırakmışsınız. Dolayısıyla biz İYİ Parti olarak bu konuyu yeniden gündeme getirmenin önemli olduğunu düşündük ve Meclis araştırması önergesiyle Türkiye Büyük Millet Meclisi gündemine taşıdık.

Binlerce memur var yani hak ettiği için ceza alan var, hak etmediği için siyasi saiklerle ceza verilen memurlarımız var. Ama dediğim, gibi insanlar hata yapabilir, yanlış yapabilir; ebedî mahkûm etmek doğru bir mantık değildir. Yani 2002 yılında iktidara geldiniz, dört yıl sonra bir Disiplin Affı Kanunu getirmişsiniz, 2006 yılında ama sizin döneminizde ceza alan memurlara bir af hakkı tanımamışsınız. Yani siz verdiğiniz cezayı o kadar doğru bulmuşsunuz ki demek ki memurları kanun üzerinde, kâğıt üzerinde bile affa yanaşmamışsınız değerli AK PARTİ'liler; bunu buradan ifade etmek istiyorum. İnşallah bu teklifimiz burada kabul görür, bu memur sicil affı gündeme alınır.

Burada yeri gelmişken bir konuya daha değineceğim: Dün beni bir arkadaşım aradı, bir memur arkadaşım, 2015 yılında yeğenini yurt dışına göndermişler. Biliyorsunuz, Millî Eğitim Bakanlığı Yükseköğretim ve Yurt Dışı Eğitim Genel Müdürlüğü tarafından gençlerimiz -"bursiyer" deniyor bunlara- yurt dışına gönderiliyor ve bunlara maddi destekte bulunuluyor yani 150 bin dolar civarında destek alan çocuklarımız var ve bunlardan şu bekleniyor: Süresi içerisinde eğitimlerini tamamlamaları. Yani bir şekilde eğitimlerini tamamlayamazlarsa diyorlar ki: "Gel bakayım kardeşim buraya, şu 150 bin doları bana geri öde."

Değerli milletvekilleri, dün beni arayan bir memur arkadaşım -Devlet Hava Meydanlarında memur kendisi- yeğenini göndermiş, yeğeni de ara vermiş, bunlara da bilgi vermemiş, tabii, okulu bitiremiyor hâliyle. Süre tamamlanmış. Şimdi, Millî Eğitim Bakanlığı 3 milyonun üzerinde bir parayı bu devlet memurundan ödemesini istiyor. Değerli milletvekilleri, böyle bir şey olabilir mi ya? Şimdi, elimizi vicdanımıza koyalım, bir devlet memuruna -ki devlet memuru kefil isteniyor, zaten babasının, çocuğun ekonomik durumu iyi değil- diyor ki: "Kardeşim, bu 3 milyonu -bir de 57 bin TL'si varmış, o da nerden çıkıyor bilmiyorum- bize ödeyeceksin. Bir ay içinde ödedin ödedin, icra işlemlerini başlatacağız." diye kendisine yazı gelmiş. Şimdi, bir devlet memurunun yani ortalama 11 bin TL, 12 bin TL alan bir devlet memurunun bu 3 milyon küsur TL'yi ödeyebilme imkânı yok.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurunuz efendim.

İSMAİL KONCUK (Devamla) - Sizlerin de e-mail adreslerinize geliyordur, benzer durumda olan birçok insan var, birçok evladımız var; şunu talep ediyorlar, diyorlar ki: "Ben 2015 yılında dolar bazında borçlandığımda dolar -işte, atıyorum- 4,5 TL idi ama şimdi dolar -bugün baktım- 19,20 TL olmuş." Şimdi, tamam, bir hata yapmış, okuyamamış, bitirememiş; bu problemi görmezden gelemeyiz değerli milletvekilleri yani devletin, devlet yönetme iddiasındaki insanların kendi insanlarının ödeyemeyeceği borçları sırtına yüklemek "Bunu illa öde." demek gibi bir hakkı olduğunu düşünmüyorum. Yani bir devlet memurunun bunu ödemesi mümkün değil ya. Dolayısıyla, bu işi çözecek adımların Hükûmet tarafından atılması, yeni bir sabit kur politikasıyla yani "5 TL'yi kardeşim, hadi 8 TL..."

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurunuz, tamamlayınız.

İSMAİL KONCUK (Devamla) - Dolayısıyla, bu insanlarımızın yaşadığı acıyı hepimizin hissetmesi... Bu, bizim de başımıza gelebilirdi, bizim yeğenimiz, evladımız, bir akrabamız olabilirdi; maalesef, bu acıyı şu ana kadar iktidar hissetmedi. Bu insanların acılarını hepimizin hissetmesi gerektiğini, kendi acımız, kendi problemimiz gibi değerlendirmemiz gerektiğini buradan ifade ediyorum. Bir sabit kur ortaya koyalım ve bunların borçlarını yeniden yapılandıralım, ödeyebilecekleri duruma getirelim.

Arkadaşım şunu diyor: "Maaşıma haciz gelmemesi için -bakın, sahtekârlığa bile başvurabiliyorlar- şöyle yapmayı düşünüyorum: Birinden borç almış gibi yapacağım, o bana haciz işlemi yapacak; ben ona maaşımdan haciz ödüyor gibi yapacağım ve bu parayı ödemeyeceğim; sıraya girecek." İnsanlarımızı bu duruma düşürmeyin.

Teşekkür ediyorum.