| Konu: | İstiklal Madalyası Verilmiş Bulunanlara Vatani Hizmet Tertibinden Şeref Aylığı Bağlanması Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 6 |
| Birleşim: | 82 |
| Tarih: | 30.03.2023 |
İYİ PARTİ GRUBU ADINA DURMUŞ YILMAZ (Ankara) - Değerli milletvekilleri, (2/5017) esas numaralı İstiklal Madalyası Verilmiş Bulunanlara Vatani Hizmet Tertibinden Şeref Aylığı Bağlanması Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin ikinci bölümünü oluşturan 10 ila 19'uncu maddeleri hakkında İYİ Parti adına söz almış bulunuyorum. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, yılbaşından bu tarafa yani son üç ayda önemli mali düzenlemeler içeren yasalar geçirdik. Görüşmekte olduğumuz bu yasa teklifinde de mali düzenleme içeren ve önümüzdeki yakın geleceğimizi ve orta vadedeki geleceğimizi etkileyen yine önemli düzenlemeleri olan bir yasayı görüşüyoruz. Aslında gönül isterdi ki bütün bu görüştüğümüz yasaların mali yükümlülükleri, ortaya çıkardığı yükler dikkatli bir şekilde 5018 sayılı Yasa çerçevesinde incelensin, araştırılsın, etki analizi yapılsın ve bu etki analizinin ortaya çıkardığı rakamsal, sayısal büyüklükler çerçevesinde de 2022 yılında görüştüğümüz 2023 yılı bütçesi üzerinde faiz, kur, bütçe açığı, kamu borç stoku, borç çevirme oranları, hatta bütçenin yapıldığı zaman ortada olmayan depremin maliyetleri de dikkate alınarak olası kaynak artırımları ve maliyetleri açık, net bir şekilde ortaya konsun ve bu da toplumun tümüyle paylaşılsın ama maalesef, yasa tekliflerinin görüşülmesi esnasında böyle bir çalışma hiçbirinde yapılmadı ve bize bu konuda bilgi verilmedi. Görüşmekte olduğumuz yasa teklifi, Komisyon aşamasında da görüşülürken aynı yöntemler uygulandı; görüşmelerin orta yerinde bir tek sayfalık A4 kâğıdında "etki analizi" adı altında bir tablo ortaya konuldu ve buradan da gördüğümüz gibi, bu gördüğümüz yasa teklifinin toplam maliyeti 149,3 milyar TL imiş. Bunu da dikkate alarak 2023 yılı başında Türkiye Cumhuriyeti hazinesinin 2023 yılı boyunca öngördüğü borçlanma, borçlanma oranları, borç çevirme oranları acaba nereden nereye geldi, bize söylenebilirdi ama bunların maalesef hiçbiri söylenmedi.
Daha önce kur korumalı mevduatla ilgili olarak Plan ve Bütçe Komisyonuna 2 tane yasa teklifi geldi. Bu kur korumalı mevduatla ilgili yasa teklifi maddeleri görüşülürken bunun maliyeti sorulduğunda bize özellikle Merkez Bankası bacağının gizli olduğu, rakamların, sayıların ifade edilemeyeceği, dolayısıyla yılbaşını beklememiz, yeni yılda Merkez Bankasının faaliyet raporu açıklandığında orada bunu görebileceğimiz söylendi.
Evet, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının 2022 yılı faaliyet raporu açıklandı ve salı günü Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının Genel Kurul toplantısı var idi. Genel Kurul toplantısında Başkanın yaptığı konuşmada maalesef, kur korumalı mevduatla ilgili olarak üstlenilen yükümlülüğün ne olduğu konusunda tek bir satır yoktu, hiçbir sayı da verilmedi. Komisyon aşamasında Merkez Bankası yetkililerine ısrarla sorulmasına rağmen yine vazgeçildi ama Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı, milletin temsilcisi yüce Meclisten bu bilginin gizlenemeyeceğini, saklanamayacağını, söylenmesi gerektiğinde ısrar etmeyerek Komisyon adına bankadan istemediği gibi Komisyon Başkanı arkadaşımız da maalesef ısrarcı olmadı ve biz bu rakamları bilmiyoruz.
Salı günü yapılan Merkez Bankası Genel Kurulu toplantısında ortaya konulan rapora göre raporlama döneminde yani 2022 yılında Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası 93,4 milyar TL'lik bir kâr elde ediyor. Bunun dağıtımına baktığımızda, dağıtımında şunu görüyoruz: İçerisinden ayıklanması gerekenler ayıklandıktan sonra dağıtıma esas kâr 93,3 milyar TL'ye düşüyor, bunun 21,3 milyarı kurumlar vergisi olarak Türkiye Cumhuriyeti hazinesi maliyesine ödeniyor. Geriye kalanın bir miktarı Türk Ticaret Kanunu'nun 523'üncü maddesine göre 30 milyar olarak "hayır kurumlarına yardım" adı altında bir kenara ayrılıyor, ihtiyat akçesi olarak ayrılıyor ve oradan da bildiğiniz gibi AFAD'a aktarılacak, belki de aktarıldı.
Arkadaşlar, bildiğiniz gibi Merkez Bankası, özel kanunu olan, özel hukuka tabi bir anonim şirket. Anonim şirket olmasından dolayı da Genel Kurul yapmak zorunda. Genel Kurul yapılmadan önce faaliyet raporunun hissedarlara dağıtılması, o dağıtılırken de hissedarları temsil eden denetleme kurulunun raporuyla birlikte dış denetime tabi olduğu için dış denetim raporunun da gönderilmesi lazım. Maalesef çarşamba günü öğleden sonra saat ikiye kadar Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının "web" sitesinden bu dış denetime ait rapor yayımlanmadı. Bu rapor yayımlandığında şunu gördük: Merkez Bankasının uluslararası muhasebe standartlarına göre dış denetime yaptırılmış raporu ancak Hissedarlar Genel Kurulu toplandıktan sonra kamuoyunun bilgisine sunuldu. Buna göre, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının uluslararası finansal raporlama standartlarına uygun hâle getirilmiş tablosundan öğrendiğimize göre, 2022 yılında Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının öz sermayesi 190 milyar ekside. Bu sermaye, öz sermaye, uluslararası standarda göre, 2017 yılında artı 84,6; 2018'de 120,8; 2019'da 91,6; 2020'de 98,4; 2021'de 109,6 yani bir yılda artı 109,6'dan eksi 190 milyara düşüyor; dönem kârı ise eksi 55,4 milyar TL. Kur zararı veya kârına baktığımızda, yine aynı standarda göre, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının 2022 yılı kur zararı 575,2 milyar TL.
Arkadaşlar, bu dönemde ne oldu? Bu, gerçekten son derece önemli bir husus. Merkez Bankası -biraz önce söylediğim normal, standart muhasebeye göre- 93 milyar kâr etti, bu kârın bir kısmını da hem hazineye hem de AFAD'a devretti; bu tamam. Fakat ne oldu da bu uluslararası standarda göre, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası, 190 milyar TL eksi sermayeye düştü? Bunun son derece ciddi olduğunu düşünüyorum ve bu konunun mutlaka açıklanması gerekir. Ayrıca, üzerinde durulması gereken bir husus da Genel Kurul toplanmadan önce bu raporların hissedarlara verilmesi gerekiyordu, Türk Ticaret Kanunu'nun ilgili maddeleri bunu emrediyor. Dolayısıyla bu emir de yerine getirilmemiştir. Ben şunu iddia ediyorum: İnşallah, olacak seçimlerden sonra yeni iktidar, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının bu Genel Kurulunu Türk Ticaret Kanunu'nun ilgili maddelerindeki düzenlemeler yerine getirilmediği için iptal ettirecek ve yeniden Genel Kurul yapılarak bunun hesabı mutlaka sorulacaktır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayalım lütfen.
DURMUŞ YILMAZ (Devamla) - Bir dakika verir misiniz?
BAŞKAN - Verdim efendim, buyurun.
DURMUŞ YILMAZ (Devamla) - Kur korumalı mevduatla ilgili olarak rapordan gördüğümüz kadarıyla şu ortaya çıkıyor: İsmi verilmiyor fakat bir önceki yıl 8 milyar TL bakiyesi olan diğer bir hesap var, o hesabın karşılığı bu sene 88,9 milyar TL. Öyle anlaşılıyor ki Türkiye Cumhuriyeti Hazine ve Maliye Bakanlığının ödediğinden ayrı olarak Merkez Bankası da 88,9 milyar TL'lik kur farkı ödemiş. Böylece herhâlde kur korumalı mevduata 180 küsur milyar TL'lik bir kaynak transferiyle Türkiye toplumu, Türk toplumu karşı karşıya kalmış. Bunu da bilginize sunarak hepinizi saygıyla selamlıyorum.