GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Orman Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:6
Birleşim:77
Tarih:22.03.2023

YÜKSEL ÖZKAN (Bursa) - Teşekkürler Sayın Başkan.

Değerli milletvekilleri, Orman Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin 14'üncü maddesi üzerine söz almış bulunuyorum. Bizleri izleyen vatandaşlarımızı ve Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. Ramazan ayının yardımlaşma ve dayanışmamızı artırmasını canıgönülden diliyorum.

Köylerde herhangi bir afet nedeniyle mağdur köylülerden zatî ihtiyaç alınabilmesi için emekli maaşı, asgari ücret gibi herhangi bir ücrete tabi olanların muhtaçlık sayılmaması bu maddeyle değiştirilmektedir.

AK PARTİ iktidara geldiğinden beri 319 bin hektar orman yanarak kül oldu, bu da yaklaşık 446 bin futbol sahası demek. "Türk Hava Kurumu uçakları hurda ve uçamaz." dediniz, ihaleye almadınız; orman yangınlarında yetersiz kaldınız. Dönemin Tarım ve Orman Bakanı hiçbir sorumluluk duymadan affını isteyerek çekip gitti fakat halkımız ve özellikle orman köylümüz bunların hesabını sandıkta sizlere soracaktır. AK PARTİ iktidarının beton aşkı yüzünden doğayla savaşı bitmek bilmedi. Geldiğimiz noktada iklim değişikliyle beraber betona gömdüğünüz tarım ve yok ettiğiniz ormanlık alanlar nedeniyle bugün kuraklık, seller ve yangınlarla karşı karşıyayız. Tarım, orman alanlarını madencilik firmalarına peşkeş çektiniz, mahkeme kararlarını tanımadınız, köylülerimizi kolluk kuvvetleriyle karşı karşıya bıraktınız. Ülkemizde su sıkıntısı gündemdeyken Bursa ve bölgenin en önemli su kaynağı olan Uludağ'ın kaynak sularını su firmalarının kontrolsüz kullanmasına göz yumdunuz. Yetmedi, Anayasa'yı yok sayarak Uludağ'ı millî park statüsünden çıkarıp ormanları talana açtınız ama bilin ki Bursalı hemşehrilerimiz sizi affetmeyecektir.

Değerli milletvekilleri, 6 Şubat Kahramanmaraş merkezli 2 büyük depremde on binlerce canımızı kaybettik, yüz binlerce vatandaşımız yaralandı. Vefat edenlere Allah'tan rahmet, yaralılara acil şifalar diliyorum. Depremin ilk kırk sekiz saatinde arama ve kurtarma çalışmaları yapılmadı; sahadaydık ve bunun şahidiyiz. Binlerce vatandaşımız göçük altında kurtarılmayı beklerken soğuktan donarak hayatlarını kaybetti. Millet el ele ve dayanışma içindeyken bu felaketi yönetecek Hükûmet ortada yoktu. "Evet, şahidiz." dedik, altmışıncı saatte Elbistan'da "Çadırlar nereye kurulacak? Yardımlar nerede depolanacak?" tartışmaları yapıldı. Soruyorum, bir deprem bölgesinin afet planı olmaz mı? Evet, AK PARTİ Hükûmeti bu enkazın altında kaldı. Depremde elini kolunu kaybeden on binlerce insanımız iş göremez hâle geldi. Başta çocuklar olmak üzere engelli duruma düşen vatandaşlarımızın hayata tutunabilmeleri için ortez ve protez ihtiyaçları ortaya çıktı. Ortez ve protezlerinin ömür boyu ücretsiz olarak SGK tarafından katkı payı alınmaksızın verilmesi için kanun teklifi sunduk, öncelikle gündeme alınmasını bekliyoruz. Deprem bölgelerinde yakınlarını ve evlerini kaybeden, canla başla görev yapan, başta sağlık çalışanları olmak üzere diğer kamu görevlilerinin barınma ve diğer sorunları hâlâ çözülemedi.

Değerli milletvekilleri, depremin yıkıma yol açtığı 11 ilimizdeki inşaat atıklarının 110 milyon ton civarında olacağı belirtilmektedir. 2004 yılında çıkarılan 25406 sayılı Hafriyat Toprağı, İnşaat Ve Yıkıntı Atıklarının Kontrolü Yönetmeliği'ne uymadan bölgede enkaz kaldırma çalışmalarına alelacele başladınız ve sürdürdünüz. Bölgedeki depremzedeler ve çalışanlar haftalarca içinde asbest ve diğer kimyasalların bulunduğu toz bulutunu solumak zorunda kaldı. Tüm uyarılarımıza rağmen, insan sağlığına zararlı kimyasalları barındıran molozlar Milleyha Kuş Cenneti ve rastgele tarım arazilerine döküldü ve dökülmeye devam ediyor. Bu atıkların tarım alanlarına dökülmesiyle zararlı maddeler yer altı, yer üstü sularına ve toprağa karışacak, yetiştirilen tarım ürünleriyle de soframıza kadar gelecektir. Uyardık ve buradan tekrar uyarıyoruz: Deprem felaketinden sonra bilimden uzak yaptığınız bütün bu çalışmalar başka büyük felaketlere, çevre felaketine ve halk sağlığı sorunlarına davetiye çıkarıyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayın sözleri.

YÜKSEL ÖZKAN (Devamla) - Teşekkür ederim.

Vatandaş çadır beklerken utanmadan çadır sattınız, İçişleri Bakanı da sıkılmadan vatandaştan çay, şeker ve kahvaltı yardımı istedi. Kırk beş gün geçti ve hâlâ bölgede çadır, konteyner eksikliği ve kötü hijyen sorunlarını konuşuyoruz. Çadır ve konteyner yerleşim alanlarının sağlıksız olması da bölgede salgın hastalık tehlikesini arttırmaktadır. Orman yangınlarında da gördük, bu depremde de; krizleri yönetemiyorsunuz ve hatta derinleştiriyorsunuz, her zaman olduğu gibi ancak algı yönetiyorsunuz ve "IBAN hükûmeti" olarak tarihe geçtiniz. 5 maskeyi dağıtamayan, kendi bakanlığına dezenfektan satan, ekonomik krizi gözündeki ışıltıyla yöneten, çiftçiye "Kepek ekin." diyen, "15 canımız gitti ama toprak suya kavuştu." diyen liyakatsiz bakanlarınızı ve hastalıklı yönetim anlayışını 14 Mayısta vatandaşlarımız sandığa gömecektir.