GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: ELEKTRİK PİYASASI KANUNU VE TÜRKİYE RADYO-TELEVİZYON KURUMU GELİRLERİ KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASI HAKKINDA KANUN TEKLİFİ
Yasama Yılı:3
Birleşim:77
Tarih:13.03.2013

AHMET KENAN TANRIKULU (İzmir) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; görüşülmekte olan tasarının geçici 1'inci maddesinde verdiğimiz değişiklik önergesi üzerinde söz almış bulunuyorum. Genel Kurulumuzu saygıyla selamlıyorum.

Bir önceki önergede belirttiğim gibi, Hükûmet 2008 yılında 19'uncu stand-by kapsamında IMF'ye verdiği mektupta tüketiciye yönelik otomatik fiyat ayarlamasıyla vatandaşımızı ciddi oranda bir mağduriyetle karşı karşıya bırakmıştır. Tüketicimiz hâlen bu konuda çaresidir. Daha önce enerji bedeli içinde işlem gören ve 1/1/2011 tarihinden geçerli olmak üzere EPDK tarafından yapılan tarife ayrıştırmasında yeni düzenlemeyle ayrı bir kalem olarak faturalara yansıyan kayıp kaçak bedelinin hesaplanmasındaki en önemli etken, dağıtım bölgeleri içinde EPDK tarafından belirlenen kayıp kaçak hedefleridir. Bu hedef de tarife grubuna göre, tarife içinde yaklaşık yüzde 9'la yüzde 12,5 arasında bir orana sahiptir.

Faturalara yansıyan bu bedeli oluşturan bileşenleri kayıp ve kaçak diye ayırdığımız zaman, bu unsurlardan "kayıp" diye nitelendirdiğimiz elektrik enerjisinin bir üretim noktasından nihai tüketiciye varana kadar yani özellikle iletim ve dağıtım sisteminden kaynaklanan teknik bir kayıp olarak nitelendirebiliriz. Dağıtım şirketlerinin 2011-2015 yıllarında bu kapsamda yapacakları yatırımlar bir önceki döneme göre yani 2006-2010'a göre 3,08 kat artmış ve EPDK tarafından tarifelere de yansıtılarak, bir anlamda, dolaylı olarak tüketici bu maliyete ortak edilmiştir.

Diğeri ise, faturalandırılamayan bir tüketimden kaynaklı yani yasal yollardan kullanılmayan enerjidir; doğal olarak kaçak enerjidir bunun adı. 4628'e göre 31 Aralık 2012 tarihiyle sona ermesi gereken elektrikteki bu ulusal tarife, kaçak oranlarının yüksek olduğu şehirlerdeki vatandaşların olumsuz etkileneceği gerekçesiyle, tasarıyla birlikte, bu tasarıyla üç yıl daha uzatılmaktadır. Ancak burada da kaçak elektrik kullanım konusunda yeterli gayret göstermeyen lisans sahiplerinin ve idarenin basiretsiz davranmasının cezası yine doğrudan doğruya tüketiciye ödetilmektedir.

Şimdi burada şunu da sormak lazım: Niye diğer bölgelerdeki kayıp kaçak bedellerini İzmir'deki, Manisa'daki, Denizli'deki sanayici veya tüketici ödesin? Oysa elektriğin üretim noktasından nihai tüketiciye varana kadar ulaştırılmasında en önemli unsur olan kayıp ve kaçakla mücadele hem lisans sahiplerine sahip oldukları lisans kapsamında birtakım yükümlülükler yüklemekte hem de idari bu konuda tedbir geliştirilmesi gerekmekte.

Buradan hareketle, meri mevzuat kapsamında kaçakların önlenmesinin dağıtım şirketlerinin görev ve sorumluluğunda olduğu da bilinmektedir. Dolayısıyla, bir dağıtım şirketi, kendi sorumluluğu altında bulunan dağıtım bölgesinde olan kaçağın maliyetinden de aynı zamanda sorumlu olmak durumundadır.

Değerli milletvekilleri, yeni tarife döneminde, EPDK,  tam da bütün dağıtım özelleştirmeleri tamamlandıktan sonra bir tutum değişikliğine giderek Elektrik Piyasası Tarifeler Yönetmeliği değişikliğine gitmiş ve bu değişiklikte, EPDK, 2011 yılından önceki uygulamada kaçak elektriğin bedelini serbest kullanıcı olmayanlara yani gariban vatandaşlara yansıtmaktaydı. 2011 yılından sonra ise gariban vatandaşlarımızın kaçak da dâhil olmak üzere tüm maliyetlere katlanması öngörülmüş.

Bir başka uygulama ise yine kayıp kaçak bedelini gösteren kısmın faturalardan kaldırılması meselesi ki bu çok önemli bir konu. Elektrik aboneleri bundan böyle kayıp kaçak parasını ödeyecek ama bunu faturalarda maalesef görme şansı bulamayacak.

Tüketicimizin sırtına ek mali bir yük getirmekten kaçınmayanları yüce milletimize tekrar şikâyet ediyorum ve hepinize saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)