GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Orman Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:6
Birleşim:76
Tarih:21.03.2023

AYLİN CESUR (Isparta) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

"Artık demir almak günü gelmişse zamandan,/Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan./Hiç yolcusu yokmuş gibi sessizce alır yol;/Sallanmaz o kalkışta ne mendil, ne de bir kol." Büyük şair Yahya Kemal'in şiiri "Sessiz Gemi" bu. Tabii, burada üstat aslında ölümü tasvir ediyor müthiş bir şekilde, muazzam bir şekilde; o değil benim aklıma getiren ama bir gidişin ayak sesleri olarak görüyorum bugünkü konuşmalarınızı ve sözlerime, beş senedir getirdiğiniz rant odaklı, kifayetsiz "dostlar alışverişte görsün" kanunlarınıza uyan bu dizelerle başlamak istedim.

Artık yorgun Türkiye ve geleceğine yeniden şevkle sarılmak için 14 Mayısı bekliyor. Burada artık "Bu kanunla şunu yanlış yapıyorsunuz, gelin bunu yapın." demenin bir anlamı olmadığı günlerdeyiz. O nedenle her dönem sonu yaptığım karne konuşmalarını yapacağım ben bundan sonra ki ne var heybenizde hatırlamayanlara hatırlatalım.

Türkiye, 2002'de yolsuzluk, yoksulluk, yasaklarla mücadele vaadiyle gelen iktidarın yalan haberle mücadele gerekçesiyle bir sansür yasası getirdiğini, siyasetçiden gazeteciye iktidarı eleştirenleri cezalandırdığını yani yasakları zirveye tırmandırdığını gördü.

Yasaklara alet olan kurumların, mesela Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumunun ikide bir bant daralttığını, 13 Kasım 2022'de 6 kişinin öldüğü İstanbul Beyoğlu'ndaki saldırıdan tutun da yüzyılın afeti Kahramanmaraş depreminin 3'üncü günü enkaz altındaki canlarımız kurtarılmayı, yakınları da birilerine ulaşmayı beklerken bant daraltan BTK Başkanının iktidar tarafından görevden alınmadığını gördü.

Konya Şehir Hastanesinde Kardiyoloji Uzmanı Ekrem Karakaya'nın öldürülmesine ilişkin haberlere yayın yasağı getirildiğini; Konya demişken kurduğu Konya Selçuk Üniversitesinin kültür merkezinden Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in adının çiçeği burnunda iktidarın atadığı rektör tarafından silindiğini; bunu buradan duyurmamıza rağmen onu atayan iktidarın il il Demirel'in kurduğu üniversiteleri hatta Süleyman Demirel Üniversitesini "Biz kurduk." dediğini ama kurduğu Selçuk Üniversitesinde bunu yapan rektörü bırakın görevden almayı, kılını bile kıpırdatmadığını gördü.

Üç yıla yakın 2 bin Britannica ansiklopedisi hacmindeki Wikipedia'ya yasak getiren iktidarın YouTube'a da erişim engeli getirdiğini ve iktidar yasaklarıyla Türkiye'nin 2022 Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi'nde 180 ülke arasında 149'unculuğa gerilediğini gördü.

"Bizimle beraber grev kalktı. Grev olmuyorsa işçinin hakkını veriyorsun demektir." diyen iktidarın on dokuz yılda 19 grevi aldığı kararlarla engellediğini, 195 bin işçinin bundan etkilendiğini ve Hükûmetin bunlarda tazminat ödemek zorunda kaldığını gördü.

Depremden sonra çivi çakmanın yasak olduğu Malatya'da hasarsız evinde tadilat yapmak isteyen E.G.'ye "yasak" dendiğini ama bu uyarıdan sonra, eski il binası çöken ve yenisini yapmak üzere inşaat yapan AK PARTİ'nin o binasında inşaatı gören E.G.'nin "Bize yasak, AK PARTİ'ye serbest; hani isminizdeki adalet!" diye serzenişte bulunduğunu gördü.

Pandemide kendi halkına maske dağıtamayan ama Paraguay'a kadar 156 ülkeye maske yardımı yapan iktidarın müziği yasakladığını, tedbirleri tam kaldırmasına rağmen müzik yasağının devam ettiğini, festivallerde sanatçılara gelen yasaklarla sanat camiamızın var olma mücadelesini gören Türkiye'nin 2013'te 53'üncü olduğu Yolsuzluk Algı Endeksi'nde 2022'de 180 ülkede 101'inciliğe gerilediğini, Etiyopya ve Tanzanya'nın gerisine düştüğünü gördü.

Pandemi demişken, defalarca yayınlayın dediğimiz TÜİK'in iki yıl boyunca yayınlamadığı ölüm istatistiklerini geçen ay yayınladığını ve coronavirüs kaynaklı gerçek ölüm sayılarının gizlendiği eleştirilerimizin haklı çıktığını, 2020 ve 2021'de geçmiş yıllara göre 200 bin ek ölüm gerçekleşmiş olduğunu; Pandemi Türkiye'ye geliyor diye aylarca evvel duyurmamıza rağmen ocak ayında "Türkiye için risk yok." diyen, martta da ilk ölümle "Biz buraya geleceğini bilmiyorduk." diyen Sağlık Bakanının açıkladığı coronavirüs kaynaklı ölümlerin sadece 82 bin olduğunu gördü.

Sağlıkçıya, kadına, hayvana, doğaya şiddetle şiddete uğrayan canlılar ülkesi hâline gelen Türkiye'nin gerek Avrupa ve OECD gerek G20 ülkeleri içinde yüzde 38'le kadına şiddetin en yüksek olduğu ülke olduğunu; iktidarın 20 Mart 2021'de İstanbul Sözleşmesi'nden uluslararası sözleşmelere aykırı şekilde çekilmesinden bu yana en az 603 kadınımızın öldüğünü, 464 kadınımızı şüpheli bir şekilde kaybettiğimizi; "Kızlar okuyunca erkekler evlenecek kız bulamıyor." diyen AK PARTİ'li il genel meclisi üyesi, "Tecavüze uğrayan doğursun, gerekirse devlet bakar." diyen AK PARTİ'li Sağlık Bakanı...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayın sözlerinizi.

AYLİN CESUR (Devamla) - ..."Kadın cinayetleri tolere edilebilir." diyen AK PARTİ'li Aile Bakanı gördü.

Tolere demişken 2014'te Soma'da 301 madencimizi kaybettiğimiz yangında haykıran yere yatırılmış madenciyi tekmeleyen Yusuf Yerkel'in tekmelerini tolere eden iktidarın, onu kendine Frankfurt'a ticari ateşe atadığını; bu kararla ölen madencilerimizin kemikleri hâlâ sızlarken 10 binden fazla madencimizin Kahramanmaraş'ta destan yazdığını gördü.

Ve ben bunu söylerken insanlığımdan utanıyorum ama Türkiye, daha Şanlıurfa'mızdaki selin yüreklerde kanattığı yara kurumadan "15 canımız gitti ama toprak suya doydu." diyen AK PARTİ'li Tarım Bakanı gördü.

Ve karne devam edecek, öyle çok şey var ki güzel ülkem, hepsini hatırlayacağız ve 14 Mayısta sandıkta meçhule giden bir gemi kalkacak bu limandan, hiç yolcusu yokmuş gibi alacak yol, öyle yorgun ki iktidara oy veren iyi vatandaşlarımız, sallamayacaklar onlar da ne mendil ne de bir kol.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum.