| Konu: | İYİ Parti Grubu önerisi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 6 |
| Birleşim: | 76 |
| Tarih: | 21.03.2023 |
İYİ PARTİ GRUBU ADINA AYLİN CESUR (Isparta) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Bir araştırma önergesi sunuyoruz yüce Meclise; deprem bölgesinde çalışan depremzede ve dışarıdan görevlendirilen sağlık personelinin çalışma koşullarının, depremin etkilediği illerdeki sağlık hizmetlerinin araştırılmasını içeriyor bu teklifimiz. Çünkü sunduğumuz konularda hâlen çok büyük bir sıkıntı var deprem bölgesinde ve siz biraz sonra -beş senedir olduğu gibi- bu önergemizi de reddedeceksiniz. O nedenle son söyleyeceğimi baştan söyleyeceğim ben bugün. Bir büyük afet yaşanıyor. "Yüzyılın afeti." dediniz buna ve haklısınız, yüzyılın afeti bu ve yüzyıllarca unutulmayacak acılarla anılırken bir büyük utançla da anılacak bu afet; işte, bu da "Yüzyılın utancı!" İsmini Büyük Atatürk'ün verdiği ve anıldığında yüreğimizde minnet, gözlerimizde sevgi izleri belirten; 1968'de Doktor Marko Paşa, Doktor Abdullah Bey, Kırımlı Aziz Bey ve Ömer Paşa'nın katkılarıyla kurulan; eski adıyla "Osmanlı Yaralı ve Hasta Askerlere Yardım Cemiyeti" 1923'te de "Türkiye Hilal-i Ahmer Cemiyeti" 1947'de "Türkiye Kızılay Derneği" adını alan Kızılayımızın düşürüldüğü bir durumdur bu utancın sebebi. Cephe gerisindedir Kızılayımız, on binlerce Mehmetçik'in yardımına koşmuştur, büyük kolera salgınından beri doğal afetlerde barınma ve beslenme sağlamıştır; Balkanlardan Orta Asya'ya hatta Haiti'ye kadar bir insan acısı varsa onu dindirmek için orada olmuştur ve "Kızılay" ismi de ilk bizim Kızılayımızındır.
6 Şubat depreminde depremzedelerimiz dondurucu soğukta barınma sorunu yaşarken Kızılay, milletin bağışlarıyla aldığı çadırları derhâl deprem bölgesine götürmek yerine yardım kuruluşu Ahbapa ve hatta Türk Eczacıları Birliğine satmıştır; satmıştır, satmıştır Kızılay. İnsanlardan, milletten topladığı yardımlarla aldığı çadırları bölgeye göndermek yerine satmıştır ve o Kızılay Başkanı hâlen görevdedir. İşte, yüzyılın utancıdır bu utanç, bu utançla anılacaksınız ve sorumluların alnına, alnınıza bu leke yapışmıştır, yüzyıllarca bununla hatırlanacaksınız. Onca noksanla ihmalle 50 bin vatandaşımızı kaybettiğimiz bu yüzyılın afetinde tek bir sorumlu, milletin çadırlarını satan Kızılay Başkanı dahi istifa etmemiştir görevinden, daha da üzücü olanı sorumlular tarafından hâlâ görevden alınmamıştır. İşte, böyle yönetilen bir afette 102'si hekim, 448 sağlık çalışanımızı kaybettik. Covid-19 salgınında olduğu gibi onlar ön safhadalardı. Hekimlerimiz, sağlık çalışanlarımız akın ettiler, kahramanca görev yaptılar. 2012'de depreme dayanıksız raporu alan ve hâlen çalıştırılan İskenderun Devlet Hastanesi başta, birçok sağlık merkezimiz ve hastanemiz yıkıldı ve sağlık çalışanlarımıza içindeki hastalarla beraber mezar oldu o hastaneler. Depremden sağ çıkan hekimlerimiz ve sağlık çalışanlarımız, ilk günden itibaren yine kahramanca çalıştılar, aç susuz hastanelerde çalıştılar. Ailelerini kaybetmişlerdi, kalacak yerleri yoktu ve su yoktu ellerini yüzlerini yıkayacak ama onlar insanüstü gayretle çalıştılar; onlara depremzede olma hakkını bile tanımadınız maalesef. İşte, bölgede çalışan hekimlerin ve sağlık çalışanlarının hâlen de ihtiyaçları tam olarak sağlanamadı.
Bölgede yeterli birinci basamak sağlık hizmeti hâlen tam olarak verilemiyor. Bölgede, biz oraya gittiğimizde, bana en fazla -doktor olduğumu bilmeden- iletilen taleplerden bir tanesi sağlıkla alakalı. Özellikle kırsal kesimde çadırlarda yaşayan, evinin önündeki çadırda yaşayan vatandaşlar, hâlâ oraya taşımalı sistemle gelen bu saha yardımlarının maalesef yetersiz olduğunu söylüyor. İşte, bu nedenle, Genel Başkanımızın talimatıyla biz bölgede sahra hastaneleri kurduk. Şimdi Hatay'da Doktor Turhan Çömez ve Türkiye'nin her yerinden gelen çeşitli gönüllüler günde 500 hastaya bakıyorlar. Tabii ki milletimizin öncülüğünde kurulan bu tip birçok yardım kuruluşu da Sağlık Bakanlığına yardım etmeye çalışıyor.
Şimdi, gönüllü olarak bölgeye gidenlerin oradaki çalışma koşulları, nerede kalacakları ve hâlen onların dinlendirilmeleri gibi esnek çalışma sistemi tam olarak kurulmamış durumda. Bütün bunların araştırılması gerekiyor, önergenin sebebi bu ve 15 Şubat 2023 tarihinde, afet bölgesindeki çalışanlara yönelik Cumhurbaşkanlığı genelgesi var. İşte, bu esnek çalışma koşullarını düzenliyor ama maalesef tam olarak hâlâ uygulanmadı.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayın sözlerinizi.
AYLİN CESUR (Devamla) - Ben 14 Martta bir kanun teklifi verdim; depremzede sağlık çalışanlarımıza veya depremde hayatını kaybeden çalışanlarımızın birinci derece yakınlarına iki yıl boyunca 2 maaş ödenmesini ve bölgeye gönüllü giden sağlık çalışanlarımıza, bölgede bulundukları süre boyunca 2 maaş verilmesini öngören ve 14 Martlarda şu "Giderlerse gitsinler." dediğiniz ama zor günlerde, afetlerde "Kahramansın! Yaşa! Var ol!" filan diye sarıldığınız sağlık çalışanlarımıza 4 maaş ikramiye verilmesini öngören. Elbette, bu teklifi de diğer teklifi de bunların hiçbirini getirmeyeceksiniz ve kabul etmeyeceksiniz ama biz kararlıyız. Vur, kır, döv; salgın gelince "Aslansınız!" Vur, kır, döv; deprem olunca "Kahramansınız!" demekten öteye geçmeyen ve sağlık çalışanlarına yapılan zulme ses etmeyen yönetim anlayışına biz son vereceğiz ve Kızılayımıza sürülen lekeyi de yine biz temizleyeceğiz, çok az kaldı.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum.