| Konu: | Afet Yeniden İmar Fonunun Kurulması ile Kamu Finansmanı ve Borç Yönetiminin Düzenlenmesi Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılması münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 6 |
| Birleşim: | 73 |
| Tarih: | 15.03.2023 |
FAHRETTİN YOKUŞ (Konya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Ülkemizi derinden sarsan Kahramanmaraş depreminin üzerinden kırk gün geçti. Hep birlikte, aziz milletimizin de destekleriyle deprem yaralarını sarmaya çalışıyoruz. Siyasi iktidar olarak bugüne kadar deprem bölgesinde yaptıklarınız gösteriyor ki hiçbir ders maalesef almamışsınız. Yaşadığımız büyük deprem felaketinde tarım arazilerine yapılan binaların büyük bir bölümü çöktü. Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Sert Kabuklu Meyveler Uygulama ve Araştırma Merkezimiz de talan edilmeye başlandı. "SEKAMER" denilen, otuz yılda kurulmuş bu merkezde dünyada yetiştirilen ceviz genlerinin en önemli 3 çeşidi bulunuyor. Bu kıymetli alana TOKİ konut yapmaya başladı, üstelik üniversite yetkililerinin haberi olmadan. Bakanlık, yapılaşma öncesinde Ziraat Mühendisleri Odasından rapor dahi istememiş. Toplamda 412 dekar arazinin 135 dekarı konut yapımına ayrılmış. Yetkililer, yapılaşmaya açılan ve ağaçların söküldüğü alanın kumlu ve çakıllı bir arazi olduğunu, yanından dere geçtiğini ve alanın bir kısmının doldurma alan olduğunu belirtiyor fakat yapılan bir zemin etüdünün olup olmadığı, yapıldıysa hangi uzmanlar tarafından yapıldığı soruları cevapsız kalmış yani inşaata uygun olmayan çakıllı ve kumlu bir alana inşaat yapılıyor. Bu hususta Profesör Doktor Mehmet Sütyemez, SEKAMER'in önemini şu sözlerle anlatıyor: "Bu merkez için ceviz çalışmaları ve gen kaynakları Türkiye'de en önemli marka konumuna geldiği gibi dünyada da tanınır hâle gelmiştir. Görüş alınması gereken Bakanlık devre dışı, özel yasalara göre alınması gereken izinler devre dışı, Bakanlık kendi bulduğu ve kim olduğunu bilmediğimiz uzmanlara göre istediği yere konut açabiliyor. Önemli bir gen kaynağı olan bu alana yetkililer sahip çıksın istedik, davet ettik; maalesef kimse şu anda yasayı, yönetmeliği, diğer kurumları umursamıyor. Bilimden ve uzmanlardan tamamen uzak, 'ben yaptım oldu' dönemi yaşanıyor." Yani yirmi yıldır yaşandığı gibi. Bu hususta Jeofizik Yüksek Mühendisi Profesör Doktor Övgün Ahmet Ercan tarım alanlarına inşaat yapılmasıyla ilgili şunları söylüyor: "Çevre ve Şehircilik Bakanlığının yetkisi altında yeni yerleşim alanları tarım ve sulak alanlar üzerinde açılıyor, bu da deprem açısından son derece sakıncalı. Özellikle, son depremde yıkılan binaların yüzde 60'ı tarım alanlarındadır. Olağan olan da genellikle depremde yıkılmaların yüzde 20'si yerden gelen koşullar nedeniyle, yüzde 80'i ise yapıdan gelen sorunlar nedeniyle olur ama bu depremde tespitin ilk defa çok yaygın olarak tespitimiz yüzde 60'ı yerden gelen sorunlar -yani zemin sorunu- yüzde 40'ı yapıdan gelen sorunlar nedeniyle yıkıldı. Bu, hatalarımızın zaman içerisinde ne kadar büyüdüğünü gösteriyor. Malatya'da, Kahramanmaraş'ta, Osmaniye'de, Antakya'da tarım ve sulak alanlara yapılan binalar sebebiyle yıkımın ne kadar büyük olduğunu görüyoruz. Tarım alanında yapılaşma için tüm araştırmalar ve incelemeler yapılsa bile ben sonucun olumlu çıkacağını düşünmüyorum. Elli üç yıldır bu alanda çalışıyorum, tarım arazisine yönelik söyleyeceğim tek şey, tarım arazilerine kesinlikle konut yapmayınız." Bilim adamları böyle diyor, ziraatçılar öyle diyor ama sizin umurunuzda değil. Zaten siz yirmi yılda tarım arazilerinin yüzde 16'sının tarım vasfını yitirmesini sağladınız. Yani ne yaptınız? Konutla doldurdunuz yani aslında felaketimizi hazırladınız. Yüzde 16 ne demek? Yani gelecek nesillerimizin bile rızkını kesiyorsunuz, bir de ölüme davetiye çıkarıyorsunuz. Burada defalarca söyledim, Bahri Dağdaş... Türkiye'nin en önemli tarım kompleksini ve birinci sınıf arazilerini parça parça sattınız hâlâ satıyorsunuz ama siz alışkınsınız; satmak üzerine gelmişsiniz, dağıtmak üzerine gelmişsiniz.
Değerli milletvekilleri, siyasi iktidar, ülkemiz büyük bir felaket yaşamışken, deprem yaraları sarılmamışken hâlâ bildiğini okuyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun.
FAHRETTİN YOKUŞ (Devamla) - İktidara soruyorum: Nasıl olur da etüt zemini sağlam olmayan yere deprem konutu yapmaya kalkarsınız? Şimdi burada yeniden bir felaket yaşanınca yine kader planı mı diyeceksiniz? Hiç mi ders çıkarmıyorsunuz? Tarım arazilerinin ve böylesi önemli üretim merkezlerimizin kıymetini bilmiyorsunuz. İnsan hayatını hiçe sayan talan anlayışınızı sürdürüyorsunuz. En iyi bildiğiniz iş olan beton yığınını yapmaya devam ediyorsunuz. Bilimi, bilim adamlarını dikkate almıyorsunuz. Sahi siz ne zaman ilime, bilime, bilim insanlarına kulak vereceksiniz? Zaten vermenizi de beklemiyoruz bu saatten sonra çünkü diyoruz ki: Tarım arazilerimizi yok edemeyeceksiniz, tarım arazilerine konut dikemeyeceksiniz çünkü iki aylık süreniz kaldı, bu dikmeye çalıştıklarınızı da biz sökeceğiz. İnşallah, iki ay sonra milletimizin yaralarını da biz saracağız diyor, hepinize saygılar sunuyorum.