| Konu: | Afet Yeniden İmar Fonunun Kurulması ile Kamu Finansmanı ve Borç Yönetiminin Düzenlenmesi Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılması münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 6 |
| Birleşim: | 73 |
| Tarih: | 15.03.2023 |
İSMAİL KONCUK (Adana) - Sayın Başkanım, değerli milletvekilleri, yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Öncelikle, bugün Şanlıurfa ve Adıyaman'da sel felaketinde hayatını kaybeden bütün vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet diliyorum. Gerçekten büyük acılar yaşıyoruz. Allah beterinden korusun, başka bir şey söyleyebilmek elimizden gelmiyor şu anda ama bu yaralar mutlaka sarılmalıdır, devlet her türlü imkânı vatandaşımız için seferber etmelidir. Yani "Yaptık."la, "Yapacağız."la bu işler geçiştirilemez; bunu vatandaşımız görüyor, yaşıyor, en acı şekilde yaşıyor maalesef.
Bugün Ulu Önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün Adana'ya gelişinin 100'üncü yıl dönümü, kutlu olsun. Gazi yüz yıl önce Adana'da cumhuriyetle ilgili "Bende bu vekayiin ilk hissî teşebbüsü, bu memlekette, bu güzel Adana'da meydana gelmiştir." diyerek cumhuriyet fikrinin ilk defa Adana'da aklına geldiğini, düşündüğünü ifade etmiştir. Bu vesileyle, milletimize kutlu olmasını diliyorum.
Değerli milletvekilleri, bugün Osmaniye'den bir öğretmen aradı dedi ki: "Ya, bizim evimiz ağır hasarlı ama Osmaniye Millî Eğitim Müdürlüğü bizi göreve çağırıyor." Yakınlarını da kaybetmiş, herhâlde annesini, babasını filan da kaybetmiş; göreve çağırılıyor. Biliyorsunuz, bunlar çocuklarını da başka ilde bir okula kaydetmişler. Şimdi, bakın tenakuza yani devlet diyor ki: "Başka ilde çocuklarınızı özel okula filan da kaydedebilirsiniz." diye yüzde 10'luk bir kontenjan da ayırmıştı ama o anneye bugün diyor ki: "Gel görevinin başına dön."
Değerli milletvekilleri, nasıl devlet yönetiyorsunuz ya? Emin olun ben bunu anlayamadım ya. Anlayamadım, çözemedim yani ben kamunun göbeğinde bir insanım, bunu anlayamadım. Bakın, Gaziantep Valiliğinin bir yazısı var, diyor ki: "Bina durumu yıkılma, ağır hasarlı, orta hasarlı olanlar, depremde birinci derecede yakınını kaybedenler ve hastanede olanlar idari izinli sayılacaktır." Gaziantep'te böyle uygulanıyor. Ya, Osmaniye'de ağır hasarlı bina yok mu kardeşim? İşte, bu öğretmenin, beni arayan öğretmenin binası ağır hasarlı, annesini babasını da kaybetmiş. "Gel, göreve dön." deniliyor. Çocuklarını da başka bir okula kaydetmiş bu öğretmen. Şimdi, bu ülkenin Millî Eğitim Bakanı yok mu ya? Sayın Mahmut Özer, sen ne yapıyorsun? Bir idari tasarrufu eşit şekilde uygulamayı bile beceremiyorsun. Sayın Mahmut Özer, lütfen buna el atın.
Dün, yeğenim için Ankara'da ev aradık, hâlen arıyorlar. Değerli milletvekilleri, ev bulamadık ya. O giriş katlar, o eski evler yani 2 bin liraya, 3 bin liraya tutmayacağın evler için 7-8 bin TL fiyat çekiliyor vatandaşa. Devlet yok mu diye sormayacağım ben, Hükûmet yok ya, Hükûmet yok!
ÖZLEM ZENGİN (Tokat) - Ne alakası var ya, ne alakası var!
İSMAİL KONCUK (Devamla) - Sayın Adalet Bakanı mıydı, geçenlerde bir açıklama yaptı "Bu afaki rakamları isteyenlerle ilgili gerekeni yapacağız." diye. Hani nerede? Nerede, nerede? Bugün haber okudum; Ankara'da son üç haftada ev kiraları yüzde 65 artmış, yüzde 65 artmış. Ne oldu bu ülkede ya yani yüzde 65 artacak ne oldu? Memurun, vatandaşın, emeklinin, işçinin, asgari ücretlinin geliri mi yüzde 65 arttı? Ne oldu? Ne oldu biliyor musunuz? Bu ülkede devlet kurumsal yapısını kaybetti; tek problem budur, tek problem budur.
Şimdi bir öğretmen düşünün, bir memur düşünün 10 bin liraya ev kiralıyor, ortalama maaşı 12 bin TL.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
İSMAİL KONCUK (Devamla) - Sayın Başkanım...
BAŞKAN - Buyurun.
İSMAİL KONCUK (Devamla) - Ortalama 12 bin TL maaş alan bir öğretmen, bir memur ya da 6-7 bin lira maaş alan bir emekli bir ayda 8 bin lira, 10 bin lira kiraya verirse nasıl yaşayacak bu insanlar ya, nasıl yaşayacak? Bakın, yirmi bir yıl sonra ülkeyi getirdiğiniz yer burası değerli AK PARTİ'liler. Aziz milletimiz bunun hesabını sormak zorundadır. Her zaman ifade ediyorum, hatalarının bedelini siyaset kurumu ödemezse millet öder; emekli öder, işçi öder, memur öder, asgari ücretli öder, çiftçi öder, esnaf öder; ödüyoruz. Bedelini ödetelim, bedelini bu beceriksizliği yapanlara ödetelim diyorum.
Saygılar sunuyorum.