GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:6
Birleşim:71
Tarih:09.03.2023

BEDRİ YAŞAR (Samsun) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

404 sıra sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi üzerine şahsım adına söz almış bulunuyorum.

Değerli milletvekilleri, hepimiz biliyoruz ki bu yirmi yıllık iktidarınız döneminde, her iki yılda bir bu vergi aflarını getirmeye başladınız; her iki yılda bir, istisnasız. 9'uncusu gündeme gelmişti, bu da herhâlde 10'uncusu diye düşünüyorum.

Şimdi, sizin yapmaya çalıştığınız... İşte "Kamuya insanların bir sürü borcu var." diyorsunuz ya, aslında hesabı, kitabı düzgün olan, vergisini vaktinde, zamanında ödeyen insanların böyle bir problemi yok ama tam tersine, bu çıkardığınız kanunlardan da sadece ve sadece inceleme korkusuyla, inceleme endişesiyle... Bakın, bunların rakamlarını göreceksiniz, hesabını düzenli, zamanında, vaktinde ödeyen insanların matrah artışından istifade ettiğini hepiniz göreceksiniz. Dolayısıyla, ülkeyi öyle bir hâle getirdiniz ki neyin ne olduğu, ne kadar vergi ödenecek, ne zaman ödenecek, nasıl ödenecek... "Nasıl olsa 2 yılda 1 af geliyor, bir yoluna koyarız." deyip gidiyorsunuz. Böyle bir ülkede, özellikle yabancı yatırımcıların yatırım yapmasını, bu ülkeye sermaye transfer etmesini bekleyemezsiniz. Neticede ne diyorsunuz: "Vergi kutsaldır. Vergi vatandaşlık görevidir." Ama her iki yılda bir de vatandaşlara diyorsunuz ki: "Biz sizi affettik." Dünyanın hiçbir yerinde böyle bir uygulama yok yani dünyanın birçok ülkesine gitmiş bir arkadaşınız olarak bunu söylüyorum, ben duymadım, işitmedim ki çok özel şartlar olmadığı sürece, yabancı yatırımcılara özel imkânlar verilmediği sürece böyle bir şey görmedim. "Alacaklar" diyorsunuz ama dünyada olmayan Türkiye'de olan bir uygulama var; belli alacaklara devlet gidip iz bedeli yatırıyor çünkü eğer hesap hareket görmezse otomatikman düşüyor. Özellikle geçmiş yıllarda, 2000 öncesi batık bankaların vereceği SSK borçları var. Devlet gidiyor, bunların yerine 1 lira yatırıyor, 2 lira yatırıyor; neden? Hesap hareket görsün, borçlar düşmesin. Her seferinde bunlar katlana katlana geliyor. Faizini iptal ettik, şunu iptal ettik, bunu iptal ettik diyorsunuz ama maalesef geldiğiniz nokta burası. Biz de diyoruz: "Bugün, ülkenin içinde bulunduğu şartlar itibarıyla, sanayicinin, ticaret erbabının içinde bulunduğu şartlar itibarıyla biz de bunu destekliyoruz bu zor şartlardan dolayı." Ama şunu söyleyeyim: İktidara gelir gelmez ilk yapacağımız işlerden biri de bununla ilgili gerekli çalışmaları yapmak. Artık bu ülkede herkes vergi değişir, yasalar değişir, af olur, şu olur, bu oluru kesinlikle kafasından çıkaracak diye düşünüyoruz. Bizim gelir gelmez ilk yapacağımız iş bu.

Diğer taraftan, tabii, 1999'da da ben bu Meclisteydim, o zaman da depremle ilgili belli vergiler oluştu. İşte, Sayın Grup Başkan Vekili söyledi: "7,4 milyar üç yıl içinde toplandı, daha sonra iletişim vergisi üzerinden 88 milyar toplandı." Yine devam ediyor, aynı kapsamda -bakın bunlar depremle ilgili rakamlar- bunun yanı sıra ne yaptınız; vergi imar barışı getirdiniz, oradan da 24 milyar topladınız. Habire vatandaşa salma vuruyorsunuz. Yine, aynı şekilde, bugün toplanan vergilerin yaklaşık yüzde 63'ü dolaylı vergilerden yaptığınız tahsilatla; dünyada hiç böyle bir şey yok. Dünyada bu oran yüzde 25'ler, 30'lar civarında, bizde yüzde 62, 63'ler civarında. Geçtiğiniz yoldan, konuştuğunuz telefondan, arabanıza koyduğunuz benzinden, mazottan yükle Allah, yükle. Ne kadar? Ben onu yüce Türk milletinin takdirlerine havale ediyorum.

Aynı şekilde burada imar barışı konuşulurken de dedik ki: "Yapmayın." Bakın, işte, bugün depremin acılarını hep beraber yaşıyoruz. Ben bu kürsüden size söyledim, sizi uyarıyorum, bakın, bu imar barışını getirirken bu binalar depreme dayanıklı mı, bunlardan karotlar aldınız mı, örnekler aldınız mı, neye göre bunu yapıyorsunuz? "Efendim, biz oraya bir madde ilave ettik, depreme karşı dayanıklı değilse, işte, kentsel dönüşüme giriyorsa bu, beyan edenin sorumluluğundadır." O zaman beyan edenin sorumluluğundaysa bugün, hakikaten özellikle deprem bölgesinde, ben merak ediyorum, bu konularla ilgili sorduğumuz sorulara da cevap bulamıyoruz, ne kadar yıkılan bina var imar barışından dolayı.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurunuz.

BEDRİ YAŞAR (Devamla) - Toparlıyorum Başkanım.

İşte, bunların hesabını vermelisiniz. Diyorsunuz ki: "99'dan sonra yapılan binalarda fazla problem yok." İşte, biz de tam bunu size söylüyoruz; bilime inanın, bilime inanın. Niye? 99 depreminden sonra biz burada dedik ki: "Kardeşim, herkes hazır beton kullanacak." Herkese yapı denetimi getirdik. Bunları niye getirdik? Eğer bu şartlara göre bu binalar yapılmamış olsaydı inanın, bugün çok daha farklı şeyleri konuşurduk. Peki, size düşen neydi? O gün kanunu, kararnameyi çıkarmışız; sizin de aynı hızla kentsel dönüşümleri yapmanız gerekiyordu, yapmanız gereken ödevleri yapmadınız, sanki 99'dan sonra yapılan binaları siz yapmışsınız gibi bakın, bunlarda sorun yok, işte Toplu Konutun yaptığı binalarda sorun yok diyorsunuz. Sorun, sizin yapmanız lazım gelen işlerde ama maalesef bu memlekette, bu iktidarda sorumlu bulmak da mümkün değil. Kim yaptı?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BEDRİ YAŞAR (Devamla) - Vallahi kimin yaptığını bilen de yok ama ben inanıyorum ki millet kimin ne yaptığı gayet iyi biliyor ve gerekeni yapacaktır diyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum.