GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Adana, Adıyaman, Diyarbakır, Gaziantep, Hatay, Kahramanmaraş, Kilis, Malatya, Osmaniye ve Şanlıurfa illerinde 8/2/2023 Çarşamba Günü Saat 01.00'den İtibaren Üç Ay Süreyle Olağanüstü Hâl İlan Edilmesine İlişkin 8/2/2023 tarihli ve 6785 Sayılı Cumhurbaşkanı Kararı'na İlişkin Tezkeresi münasebetiyle
Yasama Yılı:6
Birleşim:61
Tarih:09.02.2023

HASAN SUBAŞI (Antalya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Yaşadığımız büyük deprem felaketi nedeniyle kaybettiğimiz insanlarımız için, ailelerine ve tüm milletimize başsağlığı dileklerimi öncelikle sunuyorum, yaralılarımıza şifalar diliyorum. Kaybettiğimiz Meclis Milletvekili Yakup Taş ve ailesi için de AK PARTİ Grubuna ve Genel Kurula başsağlığı dileklerimi sunuyorum. Allah rahmet eylesin bütün kayıplarımıza.

Cumhurbaşkanlığının 8 Şubattan itibaren üç ay OHAL kararına itirazımız var çünkü öncelikle, buna ihtiyaç duyulmuşsa bir aya indirilmesinin, böyle bir değişikliğin uygun olacağını düşünüyoruz. Ayrıca, OHAL Kanunu'nun 3'üncü maddesinin son fıkrasında, bu hususun OHAL gerekliliğinin sarahaten belirtilmesini amirdir. Onun için "deprem nedeniyle" şeklinde düzenlenmesinin de uygun olduğu kanaatindeyiz.

Birçok hatibimiz belirttiler "Afet bölgesi ilan edildiğine göre OHAL'e ne gerek var?" diye. Bizler de aynı kanaatteyiz aslında çünkü 1959 yılında düzenlenmiş olan 7269 sayılı Umumi Hayata Müessir Afetler Dolayısiyle Alınacak Tedbirlerle Yapılacak Yardımlara Dair Kanun mükemmelen düzenlenmiştir ve bugüne kadar da hiçbir değişiklik olmadan bu tür felaketlerimizde çok etkili olmuştur. Olağanüstü hâlle tek farkı, yine birçok hatibin belirttiği gibi, temel hak ve özgürlükler konusunda ayrık düşüyoruz çünkü OHAL'le temel hak ve özgürlüklerin kısıtlanması söz konusu olabilmektedir.

Ayrıca, bu konuda gelen eleştirilerden bu derece rahatsızlığı anlamak mümkün değil. Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi oluşurken "Çok çabuk karar verilebilir." diye... En büyük gerekçeniz oydu, bu hususun altı çizilmişti. Oysa, bugün geldiğimiz noktada yaşadığımız felaketler de bize gösteriyor ki, tam aksine, devletin hantallaştığını görüyoruz. Eğer, dünyanın tersine, bütün yetkileri tek kişide toplayarak merkezîleşmeyi artırırsanız 85 milyonluk bir ülkenin idaresin de, yönetimin de felaketler karşısında âciz kalma durumuyla karşı karşıya kalırız. Bugün yaşadığımız, şu günlerde yaşadığımız deprem felaketinde de ilk bir, bir buçuk günde devletin harekete geçemediğini görüyoruz. Bunun sebebi, devlet bürokrasisinin korkudan inisiyatif kullanamamasıdır. Devlet sistemini ne kadar merkezîleştirirseniz, aşağıdakilerin yetkilerini tek elde toplamaya giderseniz bütün devlet sisteminde bürokrasi yukarıdan gelecek talimatı beklemeye başlar. Bugün Türkiye'nin başına gelen birçok sıkıntının sebebi de... Dünya yerelleşirken, yetkiler dağıtılırken ve inisiyatifler dağıtılırken biz tüm yetki ve inisiyatiflerin merkezde toplanmasının sancılarını çekiyoruz. Onun için, OHAL biraz daha bunu güçlendireceği için sivil toplumu, yerel yönetimleri ve devlet çarkını felç edecektir. Oysa, bugün herkesin, hem sivil toplumun hem yerel yönetimlerin her felaket kademesine ulaşması çok önemlidir. OHAL'le bunları hep engellemiş olacağımızı önümüzdeki günlerde daha da net görmeye başlayacağız.

Yerel yönetimleri dışlayarak bu tür felaketlerde sonuç almak son derece zordur.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayalım.

HASAN SUBAŞI (Devamla) - Yerel yönetimlerin, ayrıca, yetkilerini artırarak, kentsel dönüşümde cesaret vererek, kaynak aktararak kentsel dönüşümlerin sağlıklı hâle getirilmesi gerekmektedir. Türkiye'de -dünyada büyük müteahhitlik hizmetleri verirken- neden her felakette öncelikle devlet yapılarının bu kadar çürük ve çökmesinin eleştirilmesi şarttır. Devlet yapısının sorgulanması çok önemlidir. Bu OHAL yasasıyla eleştirileri, sorgulamaları ve yakınmaları tümüyle kaldırdığınız zaman bu sistemin yanlışlarını, eksiklerini ortaya koyamayız.

Ben Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.