| Konu: | Yükseköğretim Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 6 |
| Birleşim: | 58 |
| Tarih: | 02.02.2023 |
AYHAN ALTINTAŞ (Ankara) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; İYİ Parti Grubu adına 403 sıra sayılı yükseköğretime dair Kanun Teklifi'nin 5'inci maddesi üzerinde söz almış bulunuyorum. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum
Bu maddeyle, bazı üniversitelerin isminin değiştirilmesi önerilmektedir. Soru: Üniversitelerin isimlerini değiştirmek iyi bir fikir midir? Cevap: "Üniversitelerin isimlerinin değiştirilip değiştirilmemesi duruma bağlıdır. Bazı isim değiştirme nedenleri şunlar olabilir: Misyon veya odak değişikliklerini yansıtmak, önceki ismin negatif ilişkilerinden uzaklaşmak, önemli bir kişiyi veya mirası onurlandırmak, değişen toplumsal normları yansıtmak. Ancak bir üniversitenin ismini değiştirmek uzun zamandır sürdürülen gelenek ve kültürel kimlikleri sorgulamaya neden olabilecek ve tartışmalı bir konu olabilir. Sonuç olarak üniversite isim değiştirme kararı, tüm faktörlerin dikkatli bir şekilde değerlendirilmesi ve şeffaf ve katılımcı bir süreçle alınmalıdır."
Değerli arkadaşlar, az önceki soruyu ben sordum ancak cevap yapay zekâ yazılımı olan ChatGPT tarafından hazırlandı. Böylece, Türkiye Büyük Millet Meclisinde ilk defa yapay zekâ tarafından hazırlanan bir konuşma yapmış olduk. Bu, yapay zekânın ne kadar başarılı olduğunu göstermenin yanı sıra, yapay zekânın dahi bazı sorunların ve durumların farkında olduğunu gösteren bir örnek.
Bakın, üniversitelerde isim değişikliği meselesi yeni karşılaştığımız bir durum değil. 2018 yılında birçok üniversitenin adını bölerek ya da bulundukları ilin ismini eklemek suretiyle değiştirdiniz. İstanbul Üniversitesinden Cerrahpaşa Tıp Fakültesini alarak İstanbul Cerrahpaşa Üniversitesini; iktisadi ilimler fakültesini, hukuk fakültesini, iletişim gibi birkaç bölümü Gazi Üniversitesinden alarak Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesini kurmanız gibi örnekler ve bunlarla "Üniversite kurduk." diye övünmeniz üzerinde durmayacağım. Üniversitede geleneğin ve kültürel kimliğin önemini yapay zekâ ChatGPT bile biliyor ama iktidar henüz idrak edemiyor. (İYİ Parti ve CHP sıralarından alkışlar)
Yasa teklifinin temelini oluşturan Disiplin Yönetmeliği hakkında da görüşlerimi aktarmak istiyorum. Öncelikle, bu, toplumun gerisinde kalmış bir yönetmelik. Üniversitelerde afiş asmak, bildiri dağıtmak mı kaldı arkadaşlar? Bir bildiriyi örgüt adına çoğaltmak için kullanılan teksir makineleri mi kaldı ki bildiri dağıtmaktan bahsediyorsunuz? Sonra da "Z kuşağı neden bize oy vermiyor?" diye düşünüp duruyorsunuz. Okuldan uzaklaştırma cezasında da önemli olan bu cezanın uygulandığı zaman dilimidir. Bu cezayı derslerin olmadığı yaz döneminde de verebilirsiniz, böylesi bir hâlde pratik bir yaptırımı olmaz ya da bir haftalık uzaklaştırmayı dönem sonu zamanında da uygulayabilirsiniz ve öğrencinin dönemde tamamen başarısız olmasına neden olabilirsiniz. Dolayısıyla bunları dikkatlice düşünmek gerek ama maalesef bu gibi teklifler paydaşlarla yeterince görüşülmeden TBMM'ye getiriliyor.
Ayrıca, Anayasa Mahkemesi kararından sonra kanun hazırlanması için bir süre verilmiş, aylarca beklenip sürenin sonu yaklaşınca alelacele teklif hazırlanmış.
Tabii, bu konular da önemli ama daha önemlisi üniversitelerimizin temel sorunlarına yoğunlaşmak. Üniversitelerimizin temel sorunları nelerdir? Bunu da yine yapay zekâya sordum. "Türkiye'deki üniversitelerin temel sorunları: Finansal destek eksikliği; üniversitelerin mali kaynakları sınırlıdır ve bu da eğitim kalitesini etkileyebilir. Yapısal eksiklikler; üniversitelerin binaları, donanımları ve teknolojik altyapıları güncel olmayabilir ve bu da eğitimi zorlaştırabilir. Akademik özgürlük eksikliği; üniversitelerde akademik özgürlük ve ifade özgürlüğü sınırlandırılabilir ve bu da akademik çalışma ve araştırma kalitesini etkileyebilir. Kontrol ve denetim eksikliği; üniversitelerin etkin denetim ve kontrol sistemleri olmayabilir, bu da eğitim kalitesini ve adaleti tehlikeye atabilir. Yetersiz personel; üniversitelerin yeterli sayıda ve kalifiye personeli bulunmayabilir, bu da eğitim kalitesini ve araştırma kapasitesini sınırlandırabilir." Yapay zekâ bu yanıtları verdi ve bunlar da çok önemli tespitler ama bence bugün üniversitelerimizin en büyük eksikliği mezunlarımızın iş bulamamalarıdır; YÖK'ün gece gündüz bu konuyu düşünmesi lazım.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayalım lütfen.
AYHAN ALTINTAŞ (Devamla) - Mezunların kolaylıkla iş bulamadığı ya da TUS veya avukatlık sınavında yeterli başarıyı gösteremeyen bölümler hemen yakın izlemeye alınmalı, yeniden yapılandırmaya gitmeleri sağlanmalı, bu sürede de öğrenci kontenjanı verilmemelidir. Öğrenci kontenjanı ancak başarılı bir yapılandırma sonrasında tekrar açılmalıdır.
Daha çok konuşulacak husus var ama süremin sonuna geldim. Genel Kurulu saygılarımla selamlıyorum. (İYİ Parti ve CHP sıralarından alkışlar)