GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Yükseköğretim Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:6
Birleşim:57
Tarih:01.02.2023

İYİ PARTİ GRUBU ADINA ŞENOL SUNAT (Ankara) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Yükseköğretim Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin birinci bölümü üzerine İYİ Parti Grubu adına söz almış bulunuyorum. Gazi Meclisi saygıyla selamlıyorum.

(Uğultular)

ŞENOL SUNAT (Devamla) - Sayın Başkan, değerli milletvekillerini uyarır mısınız?

BAŞKAN - Bir saniye bekleyin lütfen.

Sayın milletvekilleri, özellikle ayaktaki milletvekilleri, izin verirseniz görüşmelere devam edeceğiz. Eğer bunda da ısrar ederseniz ara verelim, daha sonra isterseniz devam ederiz.

ŞENOL SUNAT (Devamla) - Çok yorgun sayın milletvekilleri, yirmi senedir bir hayli yoruldular.

BAŞKAN - Süreyi baştan alalım.

Buyurun.

ŞENOL SUNAT (Devamla) - Evet, sayın milletvekilleri, getirilmiş olan kanuna baktığımızda ortada büyük bir mağduriyetin çözülmediği de görülmektedir. Evet, 50/d sorunu bu Mecliste yer alan ve yükseköğretimde akademisyen olan hocaların zaten bildiği ve kesinlikle çözülmesini istediği bir konuydu ama getirilen bu kanun teklifinde 50/d sorunu kısmi olarak çözülse de 2018-2022 tarihleri arasında mezun olan ve azami süresi dolan 50/d'liler maalesef göz ardı edilmiştir. 1 Ocak 2018 tarihinden itibaren azami süresi dolduğu ya da mezun olduğu için ilişiği kesilen araştırma görevlisi olarak çalışmış kişiler bu kanunda yok sayılmıştır. Bu mağduriyetin çözülmesi adına Adana Milletvekilimiz Sayın İsmail Koncuk Komisyona bir teklif vermiştir ancak bu teklif AKP ve MHP oylarıyla reddedilmiştir. Bu mağduriyeti önlemek adına 50/d sorununun kapsayıcı nitelikte çözülmesi, fırsat eşitliğinin bu arkadaşlarımıza da tanınması elzemdir. Alanlarında uzman ve tecrübeli bu akademisyenlerimizin değerlendirilmeleri ve akademiye tekrar kazandırılmaları şüphesiz ki ülkemiz üniversitelerine önemli ölçüde katkı sağlayacaktır.

Sayın milletvekilleri, kanun teklifindeki bir diğer husus, bazı üniversitelerin -biraz önce de birçok hatibin dile getirdiği gibi- isimlerinin değiştirilmesiyle ilgilidir. Evet, İstanbul'da 5 üniversitenin ismi değişiyor, diyelim ki: İstanbul'da Beykent Üniversitesinin isminin başına "İstanbul" getiriliyor, Alanya Üniversitesi oluyor -uzun bir ismi olan- ama bu AKEV Üniversitesinin adının "Antalya Belek Üniversitesi" olarak tamamen değiştirilmesinin gerekçesi, maalesef kanun teklifinde açıkça da belirtilmiyor. Geçtiğimiz yıllarda çeşitli konularda kamuoyunda tartışmaya açılan bu üniversitenin üzerinde YÖK tarafından yürütülen bir soruşturma mevcutken bu isim değişikliği acaba bazı şeylerin üstünün örtülmesi üzerine bir plan ve programla yapılmış mıdır diye soruyoruz ister istemez çünkü konuyu, ne olduğunu, neler döndüğünü tahmin etsek de belgeyle ifade edemiyoruz. Yani takdir edersiniz ki muhalefet olarak yıllardır yoğurdu üfleyerek yiyoruz.

Yine, sayın milletvekilleri, Millî İstihbarat Akademisinin açılmasıyla ilgili bir madde var. Bu maddeye tabii ki karşı değiliz ama görüşülen madde başta Anayasa'ya aykırı. Neden? Nitekim, Anayasa'nın 132'nci maddesi özel hükümlere tabi yükseköğretim kurumlarını açıkça saymıştır. Anayasa'nın bu hükmüne göre Türk Silahlı Kuvvetleri, Millî Savunma Üniversitesi ve Polis Akademisi dışında bir yükseköğretim kurumunun kurulmasının sadece Yükseköğretim Kurulu bünyesinde olması mümkündür. Anayasa'daki bu açık hüküm ortadayken hukuki altyapı sağlanmadan getirilen bu teklifin hatalı olduğu ortadadır.

Yine bu teklife göre, Millî İstihbarat Akademisinin akademik ve idari teşkilatlanmasının ve çalışma usul ve esaslarının MİT tarafından hazırlanıp Cumhurbaşkanı tarafından onaylanacak yönetmelikle düzenleneceği öngörülmüştür. Anayasa'ya göre bu hususların yasayla düzenlenmesi gerekmektedir, dolayısıyla görüşülen madde Anayasa hükümlerine aykırılık teşkil etmektedir. Tabii ki Millî İstihbarat Akademisi olsun ama Millî Savunma Bakanlığına bağlı olabilir diyoruz. Yine, bu Akademinin kabul edeceği öğrenci profili ve eğitim işleyişiyle daha detaylı bir izah getirilmeliydi diyoruz.

Yine, bu kanun teklifiyle gelen bir başka konu vakıf yükseköğretim kurumu her yıl öğrenci gelirleri toplamının yüzde 2'sini bir kamu bankasında kendi adına açılan hesaba teminat olarak aktarıyordu. Bugün ise vakıf yükseköğretim kurumlarının teminat hesabına aktarılacak yüzde 2'lik geliri için süresiz ve şartsız teminat mektubu da kabul edilecektir. Böylelikle bloke hesapta tutulacak paranın nakit olarak piyasaya karışması, parasal rahatlamanın sağlanması öngörülmektedir. Bu mektubun alınacağı bankaların kamu bankaları olması hem güvenirlik hem de şeffaflık adına önemlidir ancak kanunda bu mektubun kamu veya özel bir bankadan alınıp alınmayacağı belirtilmemiştir. İYİ Parti olarak biz bu teminat mektuplarının özellikle kamu bankalarından alınmasının daha güvenilir ve şeffaf olacağını düşünüyoruz yani bu kanunun yetersiz ve eksik olduğunu söylüyoruz İYİ Parti olarak.

Biraz önce Sayın Komisyon Başkanı diploma denklik sorunu konusunda bazı açıklamalarda bulundu ama o kadar çok bu konuda şikâyet geliyor ki yani biraz önce Sayın Komisyon Başkanının açıkladığı gibi güllük gülistanlık bir durum ortada değil ama bu konuyla ilgili YÖK Başkanının bir toplantı yapmasını biz de istirham ediyoruz.

İkincisi, evet, dönemin YÖK Başkanı Yekta Saraç tarafından ortaya konulan 2016...

(Uğultular)

ŞENOL SUNAT (Devamla) - Hanımefendiler, sayın milletvekilleri; lütfen dışarı çıkınız. Bu kadar yüksek sesle, beni, benim konuşmamı sabote ediyorsunuz.

HALİL ETYEMEZ (Konya) - Hayır ya, senin ne haddine ya!

BAŞKAN - Sayın Sunat...

ŞENOL SUNAT (Devamla) - Yani böyle bir şey olamaz. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)

HALİL ETYEMEZ (Konya) - Ayıp yani ayıp!

BAŞKAN - Sayın Sunat, Genel Kurula hitap edin lütfen, Genel Kurula hitap edin.

HALİL ETYEMEZ (Konya) - Konuşursan konuş, bir milletvekiline "Dışarı çıkın." diyemezsiniz.

ŞENOL SUNAT (Devamla) - Derim efendim.

RAVZA KAVAKCI KAN (İstanbul) - Saygılı olun.

HALİL ETYEMEZ (Konya) - Diyemezsiniz.

ŞENOL SUNAT (Devamla) - Böyle bir şey yok, bu nedir? (AK PARTİ sıralarından gürültüler)

RAVZA KAVAKCI KAN (İstanbul) - Ayıp, ayıp!

BAŞKAN - Sayın Sunat...

ŞENOL SUNAT (Devamla) - Kuliste konuşun hanımefendi; sayın milletvekilleri, kuliste konuşun, ayakta değil.

BAŞKAN - Sayın Sunat...

BAHAR AYVAZOĞLU (Trabzon) - İşine bak, işine bak.

ŞENOL SUNAT (Devamla) - Sen işine bak.

RAVZA KAVAKCI KAN (İstanbul) - Saygısızsın.

BAŞKAN - Sayın Sunat...

ŞENOL SUNAT (Devamla) - Ne demek?

BAŞKAN - Sayın Sunat, Genel Kurula hitap eder misiniz.

ŞENOL SUNAT (Devamla) - Burası Genel Kurul; burada biz konuşuruz, siz dinlersiniz. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)

RAVZA KAVAKCI KAN (İstanbul) - Saygısızsın!

BAHAR AYVAZOĞLU (Trabzon) - Sen bize onu söyleyemezsin.

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, lütfen...

ŞENOL SUNAT (Devamla) - Bu rezillik olmaz.

BAHAR AYVAZOĞLU (Trabzon) - Bu konuşmayı dinlemek zorunda değilim.

RAVZA KAVAKCI KAN (İstanbul) - Sayın Başkan...

BAŞKAN - Sayın Sunat, Genel Kurula hitap edin lütfen.

Buyurun.

ŞENOL SUNAT (Devamla) - Ayıptır.

BAHAR AYVAZOĞLU (Trabzon) - Kendinizi ne zannediyorsunuz?

ŞENOL SUNAT (Devamla) - Herkes saygı göstermek zorunda; eğer göstermiyorsanız dışarı, lütfen.

BAHAR AYVAZOĞLU (Trabzon) - Saygı göstermeyene saygı göstermiyoruz.

BAŞKAN - Buyurun Sayın Sunat, Genel Kurula hitap edin.

Sayın milletvekilleri...

BAHAR AYVAZOĞLU (Trabzon) - Saygısızlara saygı göstermiyoruz, o kadar!

RAVZA KAVAKCI KAN (İstanbul) - Kendi arkadaşlarınız da konuşuyor.

ŞENOL SUNAT (Devamla) - Sen bana saygısız mı dedin? Şu anda saygısızlığı yapan sensin.

BAHAR AYVAZOĞLU (Trabzon) - Siz saygısızlık yapıyorsunuz.

RAVZA KAVAKCI KAN (İstanbul) - Kendi tarafınızda da kendi arkadaşlarınız konuşuyor. Kendi sıralarınıza da bakın arada, konuşuyorlar mı, dinliyorlar mı; kendi sıralarınıza da bakın.

ŞENOL SUNAT (Devamla) - Biraz önce sizi de gördüm Hanımefendi.

RAVZA KAVAKCI KAN (İstanbul) - Tahtaya adımı yazın o zaman! Ben buradan yazacağım tahtaya.

BAŞKAN - Sayın Sunat, lütfen Genel Kurula hitap eder misiniz.

Sayın Ayvazoğlu, lütfen...

BAHAR AYVAZOĞLU (Trabzon) - Sürenizi, zamanı konuşmanız için kullanın.

ŞENOL SUNAT (Devamla) - O eline dikkat et Hanımefendi.

RAVZA KAVAKCI KAN (İstanbul) - Sinirlerinize hâkim olun. Sinirlerinize hâkim olmayı öğrenin.

BAŞKAN - Sayın Sunat, Genel Kurula hitap edin lütfen.

BAHAR AYVAZOĞLU (Trabzon) - Yakışmıyor.

ŞENOL SUNAT (Devamla) - Bakın, sinirlendirmeyin, yeter!

BAHAR AYVAZOĞLU (Trabzon) - Yakışmıyor size.

ŞENOL SUNAT (Devamla) - Sana yakışmıyor, bana değil.

BAŞKAN - Sayın Sunat, lütfen, rica ediyorum...

Buyurun.

ŞENOL SUNAT (Devamla) - Evet, YÖK'ün -bu tarafa bakıyorum- bu 100 alanda 2 bin doktoralı öğrenci yetiştirme konusu çok önemliydi ve hepimizin de takdirini kazanan bir konuydu. Ama şu anda 515 araştırmacının tamamının araştırma üniversiteleri kadrolarında veya farklı sektörlerde yer aldığı söylense de -birçok rakam verildi- ama birçoğunun -ki biraz önce Sayın Komisyon Başkanı ifade etti- ki 2 bine yakın kişinin hiçbir yerde ne vakıfta ne devlette ne kamuda istihdam edilmediği görülmektedir. Ki bunlar için devletin de önemli bir maddi desteği vardır. Ama verilen 3.125 lira gibi rakam maalesef yeterli olmamaktadır.

Evet, değerli milletvekilleri, sizlere sesleniyorum.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAHAR AYVAZOĞLU (Trabzon) - Evet, aynen.

BAŞKAN - Tamamlayalım lütfen.

ŞENOL SUNAT (Devamla) - Sizlere seslenmiyorum çünkü değerli olan milletvekillerine sesleniyorum. Sizler baştan savma, günü kurtarma...

EROL KAVUNCU (Çorum) - Değersiz sensin, değersiz. Terbiyesiz!

ŞENOL SUNAT (Devamla) - Terbiyesizlik yapma, bak!

EROL KAVUNCU (Çorum) - "Değersiz" dedin az önce.

BAŞKAN - Sayın Sunat...

Lütfen oturur musunuz, lütfen.

ERHAN USTA (Samsun) - Ayıp ya, ayıp ya! Hem konuşuyorsunuz hem de laf atıyorsunuz ya, ayıp ya, ayıp ya!

ŞENOL SUNAT (Devamla) - Çözüm odağından uzak kanun teklifleri hazırlayarak Meclisi meşgul edebilirsiniz, böyle de devam edin, az kaldı. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)

BAHAR AYVAZOĞLU (Trabzon) - Oraya, oraya.

ŞENOL SUNAT (Devamla) - Allah nasip etsin, üniversiteler bilimsel olarak özgür ve bağımsız; akademik, idari ve mali olarak da özerk, katılımcı ve hesap verebilir olacak. Böylece, akademik çalışmalar üzerindeki her türlü siyasi etkiyi, baskıyı ve kısıtlamaları ortadan kaldıracağız inşallah. İnşallah YÖK'ü de şu anda sopa gibi kullanmak değil... Hani yirmi bir yıl önce, iktidara gelmeden YÖK'ü kaldıracağınızı söylerken YÖK'ü daha çok baskı unsuru yapan sizlere inat, biz, YÖK'ü gerçekten -bir koordinasyon merkezi ve- üst düzey politika ve stratejilerden sorumlu bir yapıya kavuşturacağız.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

SEMİHA EKİNCİ (Sivas) - 12'nci toplantıda herhâlde.

ŞENOL SUNAT (Devamla) - İnşallah... Göreceğiz. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)