| Konu: | Bayrak Şairi Arif Nihat Asya'nın vefatının 48'inci seneidevriyesine, Polis Memuru Fethi Sekin'in şehadetinin 6'ncı yılına, milletvekili dokunulmazlığına, İstanbul Milletvekili Engin Altay'ın yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine ve siyasette kullanılan tehdit diline ilişkin açıklaması |
| Yasama Yılı: | 6 |
| Birleşim: | 46 |
| Tarih: | 05.01.2023 |
BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ben de hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Bugün Bayrak Şairimiz Arif Nihat Asya'nın vefatının 48'inci seneidevriyesi. Edebiyatımıza "Bayrak" şiirini, "Dua" şiirini, muazzam şiirleri kazandıran, yüreklere dokunan "Naat"ı yazan Arif Nihat Asya'nın millî ve manevi duygularımızı coşturan dizeleri hâlen tüm milletimizin yüreğinde. "İçimizden biri köprü olmaya razı olmazsa kıyamete kadar bu suyun kıyılarını bekleriz." diyen Bayrak Şairimiz Arif Nihat Asya'yı rahmetle, minnetle, özlemle yâd ediyoruz.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bugün 5 Ocak, kahraman Polis Memurumuz Fethi Sekin'in şehadetinin 6'ncı yılı. Fethi Sekin, terör örgütü PKK'nın 2017'de İzmir Adliyesine yönelik düzenlediği saldırıda bir faciayı canı pahasına, kahramanca mücadele ederek önlemiş ve şehadete ermişti. Yine bu alçak saldırıda kurşunların isabetiyle adliye çalışanımız Mübaşir Musa Can da şehit olmuştu. Aziz şehidimizi, adliye çalışanımızı rahmetle, minnetle yâd ediyor, tüm terör örgütlerini ve destekçilerini kınıyoruz.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; tarihsel yasama süreci içerisinde milletvekili dokunulmazlığı çok kıymetli, çok kadim bir yasal güvencedir. Vekilliğin olmazsa olmaz şartlardan bir tanesi dokunulmazlıktır. Dokunulmazlık, anayasal çerçevede baktığımızda, bir, kürsüde her şeyi konuşma hakkını verir yani bir hatibin kürsüde konuşurken "Ben şunu dersem şu olur, bu risk olur." demeden en incitici ifadeleri dahi kullanabilmesi hakkına sahip olmayı içerir. Bir diğer tarafı da dokunulmazlık, bize kürsüye gelme hakkını verir yani yolda polis durdurmasın, başka birisi müdahale etmesin, biz oylamaya, kürsüye gelebilelim anlamını taşır. Özetle, kürsüde konuşma ve kürsüye ulaşma hakkını sağlar. Dokunulmazlık, hiç kimseye insan olmaktan kaynaklı hakların rencide edilmesi hakkını vermez; küfretmeyi, tahkir etmeyi, mahkeme basmayı asla kapsamaz.
Komisyon önündeki gündemi değerlendirmiştir. Komisyon kendi gündemine hâkimdir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Denildiği gibi binlerce dosya falan yoktur.
ENGİN ALTAY (İstanbul) - Kaç tane var?
BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Toplumsal infiali de göz önünde bulundurarak bir karar almıştır. Daha ortada bir karar yok, bir talep var; bunun üzerine Meclis toplanacak, Komisyon aşaması var, Genel Kurul aşaması var.
MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) - Hep böyle dediniz, dediniz, sonra bildiğinizi okudunuz.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) - En doğru kararı beraberce vereceğiz, süreci beraber takip edelim.
Bir de ben Engin Bey'i, üslubunu, tarzını hassaten takdirle takip ederim, kendi partisine de Meclise de büyük katkı sağladığını hep değerlendiririm ancak böyle -özür dileyerek söylüyorum- çok sıradan siyasetçilerin sıklıkla ifade ettiği tehdit dilini bugün kendisinde gördüm, belki onu revize etmeye imkân bulur diye davet ediyorum. Şöyle: Mesela, "Gök kubbeyi başınıza yıkarız." dedi.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Dün de Genel Başkanları "Cehennemin kapılarını açarız." dedi.
İLHAMİ ÖZCAN AYGUN (Tekirdağ) - Bırakalım serbest sizi...
BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Bunlar siyasi olarak ifade hakkının, ifade becerisinin olmadığı zamanlarda tehdide, hakarete, küfre giden yolun başlangıcıdır.
Bakınız, ben de aslında bana yakışmayan bir üslupla "Cirmin kadar yer yakarsın." diyebilirim; yakışmaz, yapmayın.
ENGİN ALTAY (İstanbul) - Diyebilirsin tabii; de, de!
BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Siyaset polemiktir, tartışmadır.
ENGİN ALTAY (İstanbul) - Hâlâ siyaseti öğrenememiş ya!
BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Açın bakalım cehennemin kapılarını, ne olacak? Bu yanlış bir yaklaşım arkadaşlar. Yıkın bakalım gök kubbeyi, ne olacak? "Sizden korkan şöyle olsun, böyle olsun." diye anlatmaya mı başlayayım şimdi? Yakışmaz Engin Bey.
ENGİN ALTAY (İstanbul) - Ne yakışacağına ben karar veririm ya!
BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Bence daha siyasi dil kullanmakta fayda olduğu kanaatteyim.
ENGİN ALTAY (İstanbul) - Meclisi talimat alan yer hâline getirmişsiniz; yakışmayan budur.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Ayrıca, devlet adabı, nezaketi, üslubu söylediklerimizin içeriğini de ağırlığını da belirler; takdir sizin.
AHMET KAYA (Trabzon) - Size her şey yakışıyor!
İLHAMİ ÖZCAN AYGUN (Tekirdağ) - Size geldiğinde siz söyleyin, "sürtük" deyin millete...
BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Yirmi bir yıldan beri bu millet bu dile imkân vermedi. Böyle yaparsanız...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) - Kibre de imkân vermez, kibre ve despotluğa da imkân vermez.
AHMET KAYA (Trabzon) - Bu Başkanlığını biraz da Genel Başkanına yapsan...
ENGİN ALTAY (İstanbul) - Yeter ya! Bir saat oldu Başkan.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Engin Bey, ne kadar oldu?
ENGİN ALTAY (İstanbul) - Bir saat.
BAŞKAN - Buyurun.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Başkanım, ben Engin Bey'in yaşına, tecrübesine, CHP'nin hatırasına bu dili yakıştıramıyorum; kendileri yakıştırıyorsa devam etsinler.
ENGİN ALTAY (İstanbul) - Allah Allah!
BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Bunlar, aslında, devlet usulü ve adabı açısından partilerin kurumsal farkını ortaya koyuyor.
AHMET KAYA (Trabzon) - Partinizin adı "Adalet ve Kalkınma" bunun neresinde adalet var?
BÜLENT TURAN (Çanakkale) - O yüzden, bireysel olarak şikâyetçiyim ama kurumsal olarak şikayetçi değilim; öyle devam etmeleri bizim de iktidarda daha çok yirmi yıllar kalmamızın kapısını açıyor.
ENGİN ALTAY (İstanbul) - Sen kendini kandır, kendini!
BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Bu dil yanlış. Eleştiri baş göz üstüne ama tehdit -tırnak içerisinde- korkutmak asla doğru bir yaklaşım değil, kaldı ki burada korkacak bir grup da yok Sayın Başkanım. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)