| Konu: | Elektrik Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 6 |
| Birleşim: | 42 |
| Tarih: | 21.12.2022 |
AYLİN CESUR (Isparta) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Torba yasa ısrarıyla bu yüce kurumun saygınlığında, hukuk kalitesinde çıkardığı sorunlara, milletin içine düştüğü sefalete rağmen buna devam eden iktidarın beceriksiz yönetimiyle milletçe can çekişiyoruz. Gençlerimiz can çekişiyor, kadınlarımız can çekişiyor, çocuklarımız can çekişiyor. Emeklimiz, EYT müebbedine çarptırılan vatandaşlarımız can çekişiyor. Memurumuz, esnafımız, çiftçimiz, işçimiz, yaşlılarımız can çekişiyor. Sivil toplum örgütlerimiz, demokrasinin olmazsa olmazı özgür basınımız can çekişiyor. Yatırımcımız, öğretmenlerimiz, mühendislerimiz, hukuk devletine ant içen yargıçlarımız, insanın hayatına yemin eden doktorlarımız, herkes can çekişiyor. Aynı bayrak altında mutlu yaşayan ve ayrıştırılmayı hak etmeyen ve hazmetmeyen Türk milleti can çekişiyor. İsminin kısaltması T.C.'yi atmaya dahi varan müdahalelerle, büyük Atatürk'ün kurduğu anayasal, demokratik, laik, hukuk devleti Türkiye Cumhuriyeti can çekişiyor.
Ne getiriyor yasa teklifi? Çare var mı torbada? Maddede üniversitenin eskiden kalma incelemelerinin tamamlanmasıyla çıkan borçlarının silinmesi var. İyi de bunlar; üniversiteler can çekişiyor, boşaldı içleri. Hacettepede altı ay sonraya çocuğuna randevu alan ve erkene aldırmaya çalışan, can çekişen anneler var ve Gaziantep Üniversitesinde bir buçuk yıl sonraya görüntüleme randevusu alabilen kanser hastası can çekişiyor ve can çekişen kurumlar...
Teklifin ilk hâlinde yer alan zeytin düzenlemesi, iktidar güdümündeki sendikaları tekelleştiren ve kamu çalışanlarının örgütlenme hakkını elinden alan düzenleme Danıştayca; limanların işletme sürelerinin kırk dokuz yıla uzatılması Anayasa Mahkemesince iptal edilmesine rağmen Komisyon gündemine getirildi ve can çekişen milletimiz için bizler, demokrasinin elimizdeki son enstrümanı olan buradan konuşma hakkımızla, iktidarın rant politikalarıyla kıydığı zeytinliklerle ilgili düzenlemeyi değiştirebildik.
Dünya küresel bir enerji krizi yaşıyor; AB ülkeleri buna karşı, elektrik üreticilerinin elde ettiği kârlara üst sınır uygulaması, fosil yakıt üreticilerinin kârından katkı alınması gibi tedbirleri hayata geçiriyorlar. Türkiye'de iktidarın çözümü, zeytinlik alanlarını elektrik üretimi yürütülen madencilik faaliyetlerine açmaktan ve köylünün geçim kaynağı asırlık zeytinliklerimizi yandaş şirketlerin çıkarlarına kurban etmekten öteye gidememiştir. İktidarın, enerjide dışa bağımlılığı azaltan yenilenebilir enerjiye yönelik, geleceğe yönelik bir enerji politikası yok maalesef. Tam tersine, ekonomik büyümeyi kafaya takmış ama enflasyonist politikalarla elini yüzüne bulaştırmış; artan faturalarla can çekişen halka çare olmak yerine, kendini canhıraş kamu kaynaklarını özelleştirmeye, şirketlere kâr garantisi vermeye adamış, halkın sorunlarına çare olamayan bir iktidarla karşı karşıyayız. Evet, iktidar halkın sorunlarına çare bulmada can çekişiyor.
Peki, ne oldu yirmi yıllık AKP iktidarıyla? Türkiye doğal gazda yüzde 98, petrolde yüzde 92, kömürde yüzde 50; toplamda yüzde 72 dışa bağımlı hâle geldi ve yanlış enerji politikaları yüzünden Bartın'da, Soma'da canlar yitirildi, Elbistan'da kanser hastası olmayan ev yok neredeyse. HES'lerin sebep olduğu sellerde vatandaşlarımız ölüyor, derelerimiz kuruyor, tarım arazilerimiz, ormanlarımız talan ediliyor. Peki, bunca feda edilene karşı enerji fiyatlarında düşüş var mı? Yok. Artış, enflasyonun da üzerinde. Türkiye, OECD ülkeleri içerisinde bir yılda enerji fiyatlarının en yüksek olduğu ülke ve yılbaşından bu yana elektrik konutta yüzde 184, sanayide yüzde 266 arttı; doğal gaz konutta yüzde 164, sanayide yüzde 273 arttı. Enerji fiyatları sanayinin temel maliyet kalemlerinden oysaki ve şirketler ürüne zam, çalışana yol vermekte buldu çözümü ve işsizlik arttı.
Türkiye'de çalışanların yarısından fazlası asgari ücretli, kazandığını da elektrik ve doğal gaza veriyor çalışanlar ve 2021'de 2 milyon 803 bin 623 kişi faturasını ödeyememiş. Ne yaptınız, biliyor musunuz? Onca sefalet yetmezmiş gibi enerji yoksulu yaptınız milletimizi; düşük gelire mahkûm ederek, enerjiyi yüksek fiyata vererek, konutları düşük enerji etkinliğine zorunlu bırakarak enerji yoksulu yaptınız bizi.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayın sözlerinizi.
AYLİN CESUR (Devamla) - Sağ olun.
Ülkeye yaz saati, banyoya kum saati koydunuz ve "Kışın fırını açarak ısının." dediniz -ama enerji yoksulu ülkeler için bu doğru da- fırını açmak için de elektrik lazım. Mesela, Isparta halkına layık gördüğünüz kâbusla geçen sene gördük ki bu imkânsızdı. Isparta'yı yirmi yıllık ihmalle kışın ortasında elektriksiz bıraktınız. Önümüz kara kış, Isparta halkı tedirgin bekliyor ve yedi günlük yaşadığı rezaleti Isparta halkı unutmayacak. "Gelin, araştıralım ki Sayıştay denetim yapsın." dedik ama AK PARTİ ve ortağı reddetti. Soru önergelerimiz cevapsız bırakıldı. "Zararı devlet karşılasın, devlet şirketten tazmin edebilsin. Afet bölgesi ilan edelim." dedik verdiğimiz kanun teklifiyle ama üç yüz on sekiz gündür bekletiyorsunuz. Evet, kış geliyor, iktidar torbaya seçim malzemelerini koymuş. Elektrik hatlarının tamamı hâlâ yer altına alınmadı. Isparta halkı kendine yaşatılan bu utancı unutmayacak.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Süreniz tamamlandı.
AYLİN CESUR (Devamla) - Bu iktidarın artık yazlık modeli de kışlık modeli de onca yıl kendisini desteklemiş ama yarı yolda kalmış can çekişen seçmende dikiş tutmayacak.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)