| Konu: | Elektrik Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 6 |
| Birleşim: | 42 |
| Tarih: | 21.12.2022 |
İYİ PARTİ GRUBU ADINA AYHAN ALTINTAŞ (Ankara) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; İYİ Parti Grubu adına 381 sıra sayılı Elektrik Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin birinci bölümü üzerine söz almış bulunuyorum. Genel Kurulu saygılarımla selamlıyorum.
Kanun teklifinin adından Elektrik Piyasası Kanunu'nda değişiklik yapılacağı çıkarılsa da isim sizi yanıltmasın; yasama ve yürütme maddeleri hariç 13 maddeden oluşan kanun teklifinde Elektrik Piyasası Kanunu'nda değişiklik yapmayı öngören yalnızca 3 madde var. Her ne kadar Sanayi Komisyonuna sunulmuş olsa da karşımızdaki kanun teklifinde Komisyonun ihtisas alanına tam anlamıyla giren yalnızca 3 madde var. İşletilen limanların sözleşme sürelerinin kırk dokuz yıla uzatılması, BOTAŞ'ın her türlü vergi, fon ve paylar ile idari para cezaları, bunlara bağlı gecikme zammı ve gecikme faizi borçlarının silinmesi, genel sağlık sigortası prim affı, TEDAŞ'a olan elektrik tüketiminden kaynaklı borçların terkin edilmesi, Hazine ve Maliye Bakanlığına 200 milyar lira daha borçlanma yetkisi verilmesi gibi maddeler Plan ve Bütçe Komisyonunun; kamu görevlileri sendikalarının toplu sözleşme desteğini adaletsiz bir biçimde düzenlemeyi öngören madde ile petrol sektöründeki araştırma, arama ve üretim faaliyetlerinde gece çalışması gibi düzenleme maddeleri ise Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonunun ihtisas alanındadır. Aynı şekilde, OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonu hakkında bir düzenleme yapılması da Sanayi Komisyonunun uzmanlık alanıyla hiç örtüşmemektedir. Bu durum, yasama faaliyetlerinin sağlıklı yürütülmesi açısından olumsuz bir başka uygulamadır.
Daha sonra geri çekilse de teklifin Komisyona sunulduğu hâlinde zeytinliklerle ilgili bir düzenleme mevcuttu. Bununla kömürlü termik santrallerden elektrik üretimi amacıyla yürütülen madencilik faaliyetlerinde kullanılan zeytinlik alanlarının genişletilmesi öngörülmekteydi. Binlerce yıllık zeytin ağaçlarının, doğanın talan edilmesinin yanında, zeytin ve zeytin ürünleri üretiminde dünyada en önde gelen ülkelerden olan Türkiye'nin bu alandaki maddi kaybı da göz ardı edilemez.
Değerli arkadaşlar, Ankara Milletvekilimiz Durmuş Yılmaz Bey'in sözleriyle "Tonu 350 dolarlık kömür almak için tonu 10 bin dolara zeytinyağımızı feda edemeyiz." Ayrıca biliyoruz ki zeytinler binlerce yıldır oradalar; kömürü ise on, yirmi yılda bitireceğiz. (İYİ Parti sıralarından alkışlar) Bu bağlamda bu maddenin çıkarılması isabetli olmuştur. Komisyonda bu konuda irade gösteren üyelerimize teşekkür ediyorum.
Daha önce Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilen, daha sonra da Plan ve Bütçe Komisyonunda tepki çektiği için geri çekilen özelleştirilen limanların sözleşme sürelerinin uzatılmasıyla ilgili düzenleme 4'üncü defa karşımızda. Bu teklif daha önce de 2 defa Sanayi Komisyonunda görüşülmüştü. Bakın, bu teklifle 4046 sayılı Özelleştirme Uygulamaları Hakkında Kanun kapsamında belirli sürelerle işletme hakkı verilen bazı limanların sözleşme sürelerinin kırk dokuz yıla kadar uzatılması öngörülüyor. Bu teklif kapsamındaki limanlara birkaç örnek vereyim: Mesela, Tekirdağ, Ordu, Sinop, Hopa Limanları 1997 yılında; Antalya Limanı 1998 yılında; Alanya Limanı 2000 yılında; Marmaris Limanı ise 2001 yılında otuz yıllığına özelleştirilmişti. Sözleşmelerin başlangıç ve bitiş tarihlerine bakınca en erken özelleştirilen ve sözleşme süresi en erken dolacak olan limanların sözleşmelerinin bitişi olarak 2027 yılı görülmektedir yani bu sözleşmelerin dolmasına daha dört sene civarında bir zaman kaldığı ortada. Haziran 2023'te seçim yapılacağını düşünürsek -ki bu, önümüzdeki en geç seçim tarihi olacaktır- seçimden sonra dahi sözleşmelerin bitişine üç seneden fazla bir zaman kalacağı ortada. İktidar partisi hiçbir önceliği olmamasına rağmen neden bu kadar aceleci davranıyor, anlayamıyoruz. Değerli milletvekilleri, seçime en fazla altı ay var, altı ay sonrasında eğer iktidar değişirse bırakın yeni iktidar bu özelleştirmeleri yapsın, dönemin şartlarına uygun bir sözleşme imzalasın. Eğer siz iktidarda kalacağınıza inanıyorsanız, siz bekleyin, siz dönemin şartlarına uygun bir sözleşme sunun. Limanların geleceğine ipotek koymayın.
Ülkelerin kalkınmasına katkı sağlayan en önemli faktör, denizlere, limanlara ve ticaret yollarına sahip olmaktır. Tarih boyunca deniz kıyısında liman kentleri, uluslararası ticaret yolları üzerine kurulan şehirler kalkınmış ve zengin kentler olmuşlardır. Bunun yanı sıra limanlar ülkelerin ekonomik bağımsızlığı için oldukça önemli unsurlardır. Günün ruhuna uygun olarak birçok devlet, limanları bir sömürge vasıtası olarak kullanmaktadır. Çin, son dönemde, önemli su yolları üzerindeki 34 ülkede 42 limana yatırım yapıyor. Bu limanlar arasında Sri Lanka, Pakistan Gwadar ve Yunanistan'daki Pire de bulunuyor. Osmanlı Devleti'ni çöküşe götüren nedenlerin arasında da limanlarımız konusunda yabancılara kapitülasyonlar aracılığıyla imtiyaz tanınması gösterilmektedir. Cumhuriyet sayesinde bu kapitülasyonlardan kurtulduk.
İktidarın millî politikalarının her zaman destekçisi olduk, yerli ve millî olan hamlelerin hem şahsen hem de parti olarak arkasındayız. Şahsen TOGG'un lansmanına da katıldım, Komisyonumuzun her faaliyetinde de yer aldım. Teklif sahibi Fahri Çakır Vekilimiz iki gün önceki Filyos ziyaretine muhalefetin katılmadığından bahsettiler. Benim katılmama sebebimin muhalefet milletvekili olmamla ilgili olmadığını da belirtmek istiyorum. Bizim muhalefetimiz, iktidarın gündelik ve millî çıkarlarımıza aykırı politikalarınadır; yoksa, Togg'a, KIZILELMA'ya, Karadeniz doğal gazına değildir. (İYİ Parti sıralarından alkışlar) İktidarı bu limanlar konusunun millî menfaatlere ne kadar aykırı olduğunu fark etmeye davet ediyorum. Anayasa Mahkemesinin daha önce iptal etmiş olduğu bu düzenlemeyi tekrar tekrar Meclis gündemine getirmesi iktidar partisinin Türk yargısına, adalete ve hukuka karşı tavrını da gösterir niteliktedir.
Bu arada, liman sözleşmelerini uzatacak firmalara da bir iki cümle söylemek istiyorum. Bilmeniz gerekir ki burada kaptıkaçtı oynamıyoruz. Anayasa'ya ve kanunlara aykırı olarak memleketin kırk dokuz yılını ipotek altına alan bu sözleşmeleri millî menfaatlere aykırı görecek bir hükûmet gelir, bir şekilde Anayasa'ya uygun hâle getirir. (İYİ Parti sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar) Hatta, kapitülasyonlara nasıl karşı çıkıldıysa buna da karşı çıkılır ve yeni bir kabotaj bayramı kutlanır; şimdiden uyarmış olayım. (İYİ Parti sıralarından alkışlar) Ama umarım bu yanlıştan burada dönülür ve Anayasa Mahkemesinin, Türk yargısının kararına saygı duyulur, limanlar aracılığıyla kimseye millî çıkarlarımıza uymayan imtiyazlar tanınmaz.
3'üncü maddeye bakacak olursak Meclisin bütçe yapma yetkisine karşı bir saygısızlık var değerli arkadaşlar. Parlamentoların ortaya çıkış amaçlarından biri halktan toplanan parayı yani vergiyi yönetmektir, bütçedir. Demokratik hükûmet sistemlerinde gelir toplama ve harcama yapma yetkisi halk tarafından Meclislere kullandırılır. Yani bu, halkın bize verdiği bir yetkidir, sorumluluktur. Ancak iktidar partisinin henüz bütçe görüşmeleri Genel Kurulda devam ederken gece yarısı aniden Komisyona sunduğu ve 3'üncü maddeye eklediği hazinenin borçlanma yetkisini 200 milyar TL daha artırmayı öngören teklifi bunun aksine bir yaklaşımdır. Bu değişiklik teklifiyle Hazine ve Maliye Bakanının 293 milyar TL olan borçlanma yetkisinin 493 milyar TL'ye çıkması öngörülmektedir. Buradan da iki sonuç çıkmaktadır; ya iktidar partisi daha önce sunulan bütçede 293 milyar TL olarak belirlenen borçlanma yetkisini toplumun ve muhalefet partilerinin tepkisinden çekinerek bu sınırda tutmuş ve bunu el altından uzatmak istemekte ya da 200 milyar liralık bir hesap hatası yapmış, planında 200 milyar liralık bir sapma meydana gelmiş, bunu düzeltmek istiyor. Bu iki durum da iktidar partisinin ekonomi politikalarındaki durumunun, stratejisinin ve planlarının ne denli gündelik hesaplarla düzenlendiğini gösterir niteliktedir.
4'üncü maddeyle, petrol sektöründeki araştırma, arama ve üretim faaliyetlerinde gece çalışması yapılabilmesine yönelik düzenleme yapılması öngörülmektedir.
5'inci ve 7'nci maddelerdeki düzenlemeleri olumlu buluyoruz.
6'ncı maddede ise genel sağlık sigortası prim borçlarının sadece yabancılar için affedilmesini uygun bulmadığımızı belirtmek istiyorum.
Değerli milletvekilleri, kanun teklifine baktığımız zaman "Enerji Piyasası Kanunu" adı altında Anayasa Mahkemesi ve Danıştay kararlarını hiçe sayan, gelecekte daha karmaşık sorunlara yol açabilecek, millî menfaatlere uymayan değişiklik teklifleri olduğunu üzülerek görüyoruz. Limanlarla ilgili düzenlemeden, sendikalarla ilgili düzenlemeden, Hazine ve Maliye Bakanına vermek istediğiniz ekstra 200 milyar liralık borçlanma yetkisinden de vazgeçmenizi bekliyor, Genel Kurulu saygılarımla selamlıyorum. (İYİ Parti ve CHP sıralarından alkışlar)