GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Elektrik Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:6
Birleşim:41
Tarih:20.12.2022

FAHRİ ÇAKIR (Düzce) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; sizleri saygıyla selamlıyorum. Sayın Başkanım, sabır katsayılarınızı zorlamayacağımdan emin olabilirsiniz.

Değerli arkadaşlar, Elektrik Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi üzerinde söz almış bulunmaktayım. Bu vesileyle, Genel Kurulumuzu ve ekranları başında bizleri izleyen aziz milletimizi bir kere daha saygıyla selamlıyorum.

Değerli arkadaşlar, tabii ki çok laf konuşuldu, aşağı yukarı hatta konuşulmayacaklar da konuşuldu; "torba yasa" denildi, torbaca veya torbaya uygun konuşmaların âdeta pik yaptığı Komisyon çalışmalarını hep birlikte geçirdik, zaman zaman işin içerisine magazini de dâhil ederek açıkçası keyif de aldık. Ancak, tabii, biz yasama görevini yapıyoruz, ciddi bir iş yapıyoruz. Yaptığımız iş milletin yararınadır, buna inanarak yapıyoruz; yaptığımız iş yasaldır, yasalara uygun olarak yapıyoruz. Hiç şüphesiz, yüksek mahkemenin bir şekilde bozduğu -çevirdiği, öyle diyelim- hiçbir yasaya karşı muhayyer hareket etme gibi bir niyetimiz asla yok, olmamıştır, olamaz.

MURAT BAKAN (İzmir) - Zaten yasa, yasaya uygun yapılmaz; yasa, Anayasa'ya uygun yapılır.

FAHRİ ÇAKIR (Devamla) - Ama sonuçları tartışabiliriz, sonuçları eleştirebiliriz, sonuçlara ilişkin düşüncelerimizi rehabilite ederiz, ıslah ederiz, bir daha mahkemeden dönmemesi noktasında gayret sarf ederiz; yaptığımız da o. Maden yasası bunlardan bir tanesi.

Zeytin de bunlarla alakalıydı, gerçi Komisyona zeytin ve kömürle gittik; zeytin ve kömürü orada biz istedik de bıraktık, siz değil. Biz istedik, bizim önergelerimizle birlikte kaldı.

TAHSİN TARHAN (Kocaeli) - "Biz getirdik, biz çektik."

BEDRİ SERTER (İzmir) - Niye getirdiniz?

TAHSİN TARHAN (Kocaeli) - Niye getirdiniz?

MURAT BAKAN (İzmir) - Kendiniz çalıp kendiniz söylüyorsunuz yani. Muhalefete ihtiyaç yok yani.

FAHRİ ÇAKIR (Devamla) - Dolayısıyla, değerli arkadaşlar, biz zeytinin de zeytincinin de zeytin üreticisinin de dostuyuz. AK PARTİ, AK PARTİ hükûmetleri, iktidarı yirmi yıldan bu tarafa zeytinciyi, çiftçiyi -özellikle Ege Bölgesi'ndeki çiftçiyi- en ziyadesiyle, en üst noktada desteklemiştir ve zeytincinin ürünü ciddi anlamda para etmiştir; zeytinci her zaman zeytin ağaçlarıyla birlikte övünmüştür, ne kadar övünse az. Yapılan destekler hiç şüphesiz yeterli midir? Değil, daha da fazla olsun. İnşallah, onu da yapacağız.

FİKRET ŞAHİN (Balıkesir) - Neden getirdiniz, neden çekiyorsunuz?

FAHRİ ÇAKIR (Devamla) - Şimdi, değerli arkadaşlar, bir başka açıdan bakarsak zeytin de bizim zeytin ağacı da bizim kömür de bizim; ülke bizim, millet bizim, çiftçi bizim. Biz ülke yönetiyoruz, bizim sorumluluğumuz var.

TÜRABİ KAYAN (Kırklareli) - Batırıyorsunuz!

FAHRİ ÇAKIR (Devamla) - Biz 85 milyon Türkiye'yi yönetme derdindeyiz, başka bir hesabımız yok.

TÜRABİ KAYAN (Kırklareli) - Ülkeyi batırıyorsunuz sadece!

ERHAN USTA (Samsun) - Yeme derdindesiniz; yeme yeme!

FAHRİ ÇAKIR (Devamla) - Bakınız, limanlarla alakalı çok şey söylendi, ben bir iki cümleyle geçeceğim. Limanlardaki muradımız şudur: Limanları yüksek mahkeme bozdu mu? Bozdu. Yüksek mahkemeyle alakalı sonuç geldi mi? Geldi. Peki, derdimiz ne? Limanları bizden öncekiler de özelleştirmiş, özelleştirmeyle birlikte limanlar satılmış; bu satılan limanların üzerinde işletmeciler var, şu kadar senelerde bitiş tarihleri var.

MURAT BAKAN (İzmir) - Satılmadı, imtiyaz sözleşmesiyle verildi yani getirdiğin kanun teklifinin içeriğini bilmiyorsun, imtiyaz sözleşmesi o.

FAHRİ ÇAKIR (Devamla) - Diyoruz ki: "Bu ülkeye iş üretsinler, aş üretsinler, yatırım yapsınlar, en rantabl bir şekilde bu limanları kullansınlar."

MURAT BAKAN (İzmir) - Devletin tekel olduğu konularda öyle satamazsın, imtiyaz sözleşmesiyle verirsin.

FAHRİ ÇAKIR (Devamla) - Dünyada deniz taşımacılığı, ticaret artık o kadar çok ivme kazandı ki biz de süratle bu limanları az evvel söylediğim kapsama çıkaralım, buradan bu ülkenin insanı fayda temin etsin.

ERHAN USTA (Samsun) - Biz de daha fazla temin edelim.

FAHRİ ÇAKIR (Devamla) - İki; şimdi, diyoruz ki: "Bu limanlara yatırım yapacaksın arkadaş, yatırımını yap. Dolayısıyla, yüksek teknolojiyi kullan. Dolayısıyla, bu limanlarla alakalı hizmet kalitesini yükselt ki bu limanlar daha yoğun çalışsın, biz de sana zaman verelim." Derdimiz bu, aynen yaptığımız da bu.

AHMET KAYA (Trabzon) - Ya, buna siz inanıyor musunuz?

FAHRİ ÇAKIR (Devamla) - "Biz sana zaman veriyorsak sen de bize para ver." O gün hangi dolardan kaç dolara...

AYHAN ALTINTAŞ (Ankara) - Halk kazanmıyor, şirket kazanıyor.

FAHRİ ÇAKIR (Devamla) - Eğer özelleşmişse, bakınız, bu dolarları çevirin Türk parasına, güncelleyelim, TEFE'den, TÜFE'den bugüne uyarlayalım, dolayısıyla bunun hesabını şuraya, ortaya koyalım. Sonra ne yapalım? Sonra da verdiğimiz karar üzerinden yüzde 5 de cirosundan pay alalım, ortak olalım.

MAHMUT TANAL (İstanbul) - Peki, Düzce'deki dükkânlarınızı bu koşullarla kiraya verir misiniz?

FAHRİ ÇAKIR (Devamla) - Bakınız, özellikle söylüyorum, "Ama sen de şunları şunları yap." diyoruz. Biz ne veriyoruz? Zaman veriyoruz. Ne alıyoruz? Ülke ekonomisine katkı sağlamak için maddi bir değer alıyoruz.

ERHAN USTA (Samsun) - Yarıştırsanız daha fazlasını almaz mısınız Fahri Bey? Rekabeti sağla, daha fazlasını al diyoruz biz de.

FAHRİ ÇAKIR (Devamla) - Dolayısıyla, yaptığımız iş tamamen masumane, iyi niyetli, ülke ekonomisine katkı sağlaması bakımından aynen budur.

Bir de şu var arkadaşlar, bir de şu var, yiğidi öldürüp hakkını da yemeyelim: Şimdi, bu ülkeye çivi çakana kurban olalım; ben oluyorum şahsen, kendi adıma konuşuyorum. Bu insanlar da bu işletmeciler de ya, bu vatanın, bu milletin düşmanı mı Allah aşkına?

FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (Ankara) - Başkası yok mu?

FAHRİ ÇAKIR (Devamla) - Bunların da çalıştırdığı kimse yok mu? Bu ülkeye vergi vermiyorlar mı?

MURAT BAKAN (İzmir) - Ya, yabancı şirketten bahsediyorsun. Yerli şirket mi, millî sermayeli şirket mi bunlar? Vatanı, milleti Katar mı sevecek? Bu vatanı, milleti biz seviyoruz.

FAHRİ ÇAKIR (Devamla) - Bu aldıkları, sattıkları disiplin altında, kontrol altında değil mi? Bu devlet bunları kontrol etmiyor mu?

ERHAN USTA (Samsun) - Başka firma yok mu bu ülkede?

FAHRİ ÇAKIR (Devamla) - Bakınız, Komisyonda söylendi, bu limanlarla alakalı uyuşturucudan, başka şeylerden bahsedildi.

MURAT BAKAN (İzmir) - Ya, Avustralyalı şirket vatanı, milleti mi seviyor?

FAHRİ ÇAKIR (Devamla) - Allah aşkına, ekonomik mesele üzerinde siyasetçi sorumlu konuşmalı, sorumlu davranmalı çünkü ekonomi para meselesidir.

MURAT BAKAN (İzmir) - Sermayecinin amacı kârdır, kâr; kârdan başka bir şey için gelmiyor buraya.

FAHRİ ÇAKIR (Devamla) - Bununla alakalı, bu hassasiyete dikkat etmek bu Genel Kuruldaki iktidarıyla muhalefetiyle hepimizin asli görevidir diye düşünüyorum, dolayısıyla bunda farklı bir düşüncemiz asla yoktur.

AYHAN ALTINTAŞ (Ankara) - Halkın parasına dikkat edin o zaman, halkın parası bu.

FAHRETTİN YOKUŞ (Konya) - Halkın parasını harcarken biraz ciddiyet.

FAHRİ ÇAKIR (Devamla) - Değerli arkadaşlar, tabii, zeytinden hep söz edildi. Zeytinle alakalı kısmı önergeyle geri çekmemize rağmen, az evvel söylediğim gibi, zeytin meselesindeki samimiyetimize inanın.

FAHRETTİN YOKUŞ (Konya) - Çarçur etmeyin, yandaşa peşkeş çekmeyin.

FAHRİ ÇAKIR (Devamla) - Bu ülkenin bütün değerlerini, bütün enerji kaynaklarını en uygun bir şekilde...

AYHAN ALTINTAŞ (Ankara) - Teşekkür ederiz (!)

FAHRİ ÇAKIR (Devamla) - Bu şahsi önerimdir benim: Ne zeytinden ne kömürden ne de enerjiden vazgeçelim ama hiçbir vatandaşımızı da incitmeyelim, zararı dokunmasın, ülke ekonomisine katkı sağlasın; inanın, derdimiz bu. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

Bakınız, değerli arkadaşlar, enerjiyle alakalı zaten konunun başlığı, bu kanun teklifinin ana teması da o. Biz, daha dün -keşke muhalefet milletvekili arkadaşlarımız da yanımızda olsaydı, beraberce, daha yeni yirmi dört saat doldu- Filyos bölgesinde, mavi vatan Karadeniz'de 540 milyar metreküp doğal gaz rezervini denizin 5 bin metre dibinden çıkararak 170 kilometre boru hattıyla birlikte Filyos'a getirdik, geliyor. (AK PARTİ ve MHP sıralarından alkışlar) Dolayısıyla, sahayı gezdik...

Bakınız, bu ülke doğal gazın yüzde 99,3'ünü ithal ediyor, neredeyse yüzde 100'ü; petrolde, fosil yakıtlarda hakeza öyle. Yerin dibinde, derinliklerinde de olsa bizim derdimiz enerjiyi çıkarıp bu milletin hizmetine sunmak. Bakınız Avrupa'ya, Avrupa'nın -hep söyledim, söylüyorum- bugün parası var, imkânları var; bize göre o konuda biraz daha ileride.

OKAN GAYTANCIOĞLU (Edirne) - Avrupa bitti ya, çok kötü(!)

FAHRİ ÇAKIR (Devamla) - Peki, tir tir titriyor, battaniye pik yapmış, biz sobaları gönderiyoruz, niye? Bakınız, günümüzde enerji politikalarını ciddi anlamda yöneten bir Cumhurbaşkanı, bir hükûmet sistemi ve bu hükûmet sistemiyle bir Enerji Bakanlığı ve Enerji Bakanlığının bürokratları, çalışanları var. Teşekkür etmek lazım değil mi Allah aşkına? (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

NESLİHAN HANCIOĞLU (Samsun) - Siz teşekkür edin, vatandaş etmesin.

FAHRİ ÇAKIR (Devamla) - Bakınız, değerli arkadaşlar; Sakarya Doğal Gaz Sahası'nda 8.100 kişi çalışıyor.

AHMET KAYA (Trabzon) - Tamam A Haber izliyorsunuz da ne yiyip ne içtiğinizi söyleyin ya.

FAHRİ ÇAKIR (Devamla) - Bakın, 8.100 kişi, memleket evladı çalışıyor. Bunlar üzerinde çok az sayıda yabancı var. Yaptıkları şu...

OKAN GAYTANCIOĞLU (Edirne) - Evlerde bir odada gaz yanıyor, bir odada.

FAHRİ ÇAKIR (Devamla) - İnandıramadık sizleri.

Değerli arkadaşlar, bakın, biz dün çamurları da âdeta killeri de ayaklarımızla dolaşarak, bu gözlemi yaptık. İnanın, iftihar ettik, gurur duyuyoruz; inanın, siz de ne kadar gurur duysanız o kadar az. Dolayısıyla 8.100 kişi orada çalışıyor.

AHMET KAYA (Trabzon) - Uçuyoruz yani(!)

FAHRİ ÇAKIR (Devamla) - Yakında, çok kısa gelecekte BOTAŞ'ın sistemine kendi bulduğumuz, kendi doğal gazımız bağlanıyor.

ERHAN USTA (Samsun) - 200 milyar zarar ediyor BOTAŞ.

TAHSİN TARHAN (Kocaeli) - Ya, BOTAŞ batmış ya, BOTAŞ batmış ya.

FAHRİ ÇAKIR (Devamla) - Kendi doğal gazımızı, Allah aşkına, yakıyor hâle getirmek, kullanıyor hâle getirmek sizi rahatsız etmemeli arkadaş, inanın, etmemeli.

ERHAN USTA (Samsun) - 200 milyar rahatsız ediyor, 200 milyar zarar ediyor BOTAŞ.

MURAT BAKAN (İzmir) - Kanuna gel, kanuna.

MÜZEYYEN ŞEVKİN (Adana) - Biz bundan rahatsız değiliz. Limanlara gelin, limanlara gelin.

MURAT BAKAN (İzmir) - Limanlara gel, limanlara.

FAHRİ ÇAKIR (Devamla) - Gabar'da bulduğumuz petrol, bakınız, bu, hani "Geleceğiz." diyorsunuz ya.

MURAT BAKAN (İzmir) - Zeytine gel, zeytine.

FAHRİ ÇAKIR (Devamla) - Buyurun, demokrasi var, sandık var, kim gelir kim gider; Allah takdir ederse, millet neye cevaz verirse, kimin geleceğine kimin gideceğine sandık karar verir.

NESLİHAN HANCIOĞLU (Samsun) - YSK de karar veriyor.

FAHRİ ÇAKIR (Devamla) - Burada, bu kürsülerde "O gelecek, bu gidecek." laflarının hiçbir kıymetiharbiyesi yok. İşte geliyor; beş altı ay kaldı. Beş altı ay sonra kim kaç kilo, kaç okka millet terazisinde tartacak. Çünkü milletin terazisi hassastır. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

NESLİHAN HANCIOĞLU (Samsun) - Aynen öyle, aynen öyle.

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Bravo!

FAHRİ ÇAKIR (Devamla) - Hile yapmaz, hurda yapmaz, boş laf hiç yapmaz. Dolayısıyla bizim yaptıklarımız ortada, enerjiyle alakalı kendimizi nasıl parçaladığımız ortada.

FUAT KÖKTAŞ (Samsun) - Tekirdağ'a da selam çak.

FAHRİ ÇAKIR (Devamla) - Bu gayretlerimiz ortada. Yenilenebilir enerjiyi pik yaptıran, bakın, tavan yaptıran yine biziz. Biz yapmadık mı bunu? Bizim zamanımızda yapıldı.

AHMET KAYA (Trabzon) - Dolara da tavan yaptırmadınız(!)

FAHRİ ÇAKIR (Devamla) - Bakın, değerli arkadaşlar, bizim zamanımızda oldu bunlar, dolayısıyla enerji olmazsa olmazımız.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

NESLİHAN HANCIOĞLU (Samsun) - Aç bıraktınız, aç, aç!

AHMET KAYA (Trabzon) - Bütün tavan...

BAŞKAN - Tamamlayın sözlerinizi.

HÜSEYİN YAYMAN (Hatay) - Sen davet et onları görsünler.

FAHRİ ÇAKIR (Devamla) - Var olan enerjimizi de sevgili arkadaşlar...

AHMET KAYA (Trabzon) - Açlığa, yoksulluğa da tavan yaptıran sizsiniz.

FAHRİ ÇAKIR (Devamla) - ...yeni enerji kaynaklarına harcamaya, alın teri dökmeye devam edeceğiz, hiç kimsenin şüphesi olmasın. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Dolayısıyla bu enerji politikalarını, özellikle dünyanın krizden geçtiği, Ukrayna-Rusya savaşının aylarca sürdüğü böyle bir dönemde bu aziz millete bu sıkıntıyı çektirmeyen... Pahalı mı? Pahalı.

MÜZEYYEN ŞEVKİN (Adana) - Limanlardan bahsedin biraz.

FAHRİ ÇAKIR (Devamla) - 250 dolardan 1.500 dolara gelmiş doğal gaz.

MÜZEYYEN ŞEVKİN (Adana) - Limanları anlatın.

FAHRİ ÇAKIR (Devamla) - Ya, 100 liralık doğal gazın 75 lirasını bu devlet sübvanse ediyor.

MÜZEYYEN ŞEVKİN (Adana) - Bunu seçim meydanlarında konuşun. Bize limanları anlatın.

FAHRİ ÇAKIR (Devamla) - Bu devlete, devleti yönetenlere, Allah aşkına, teşekkür etsek neyi kaybederiz? Ki bu insanları motive etmek bakımından ben bunun önemine inanıyorum.

NESLİHAN HANCIOĞLU (Samsun) - Halka anlatın bunu, halka, halka.

FAHRETTİN YOKUŞ (Konya) - Cebinizden mi ödüyorsunuz? Milletin parasıyla ödüyorsunuz. Lütuf mu veriyorsunuz? Yazık ya!

FAHRİ ÇAKIR (Devamla) - Dolayısıyla ülke bizim, millet bizim, iktidar bizim, muhalefet bizim, inşallah birlikte yolumuza devam edeceğiz.

MAHMUT TANAL (İstanbul) - Gelin, mal varlıklarını da paylaşalım, her şey bizim.

FAHRİ ÇAKIR (Devamla) - Bu ülkeyi hak ettiği yere birlikte çıkaracağız. (AK PARTİ sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar; MHP sıralarından alkışlar)