GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Elektrik Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:6
Birleşim:41
Tarih:20.12.2022

AK PARTİ GRUBU ADINA MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Sayın Başkan, değerli milletvekillerim; yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Bu kanun teklifi üzerinde konuşan arkadaşlarımız, Komisyon aşamasında yaşanılan hadiseleri gündeme getirmeye çalıştılar. Komisyon üyesi arkadaşlarımız da "Sanayi Komisyonuna bu gelir mi?" diye ifade ettiler, sitemlerini belirttiler, Sanayi Komisyonu üyesi arkadaşlarımız "Bizim ihtisas alanımızın dışında." diye söylediler.

Değerli arkadaşlar, Türkiye Büyük Millet Meclisinde her konu, her komisyonda görüşülebilir. Bunun yetkili mercisi, karar organı, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığıdır. Eğer Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı, İç Tüzük çerçevesinde böyle bir usul hatası olduğunu görmüş olsaydı Komisyona metni iade ederdi. Demek ki Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı, gelenek hâline gelmiş 91'inci maddedeki uygulamalarla ilgili düzenlemenin, yapılan kanun teklifinin İç Tüzük'e aykırı olmadığı yönünde bir kanaat bildirmiş ki bugün, burada, Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunda AK PARTİ Grubunun verdiği önerge doğrultusunda temel yasa olarak İç Tüzük'ün 91'inci maddesine göre görüşüyoruz.

Şimdi, kanun teklifinin 1'inci maddesinde 3 tane termik santrali ilgilendiren, Muğla'dan Yatağan, Yeniköy, Kemerköy Termik Santrallerini ilgilendiren zeytinliklerle ilgili bir arazi var.

Değerli milletvekili arkadaşlarımız ve kamuoyu; bakın, o konuda size bilgi vermeye çalışıyorum. Türkiye'de 2000 yılında toplam 88 milyon zeytin ağacı var, 2022 yılı Eylül ayı rakamlarına göre 197 milyon zeytin ağacı olmuş -yani bir tarafta 88 milyon- yirmi yıllık süre içerisinde yaklaşık 110 milyon civarında bir zeytin ağacı ilave edilmiş, ekonomiye katkı sağlamış. Bu bölgede -ki geçici madde olarak getirdik- bu konuyla ilgili, biliyorsunuz 2017 yılında Sanayi Bakanlığının getirdiği bir kanun teklifi üzerine, 1'inci maddeydi, o gün kalıcı bir madde, geneli kapsayan bir maddeydi yani Türkiye'deki tüm zeytinlikleri içerisine alan bir maddeydi ama bizim getirdiğimiz geçici madde, sadece 3 termik santralin bulunduğu bölgedeki zeytinliklerle ilgili, oradaki yer altı madenlerinin hayata geçirilmesiyle ilgili.

Milliyetçi Hareket Partisi Milletvekili arkadaşımız, Sanayi Komisyonu üyesi arkadaşımız Sayın Abdurrahman Başkan hakikaten bu konuyla ilgili bilgi sahibi. Bugün, Türkiye'nin yer altında 300 milyon ton enerjiye dönüşebilecek madeni var. Bu 300 milyon ton enerjiye dönüşebilecek madeni hayata geçirebilmek için orada -taşınacak ağaç sayısı- 197 milyon ağaçtan 17.200 tanesi taşınacak yani 17.200 ağacın yeri değiştirilecek, eğer o ağaçlar yer değiştirildiğinde tutmazsa firma -kanun teklifinde 17.200 ağaç dikme şartı vardı ama- sizler kabul etseydiniz ve Komisyon üyesi arkadaşlarımız uygun görseydi, bunu 51 bin zeytin ağacı dikerek telafi etmeye çalışacaktı.

FİKRET ŞAHİN (Balıkesir) - Yine dikin. İlla 17 bini sökmek durumunda mısınız?

TAHSİN TARHAN (Kocaeli) - Kaç yılda büyüyecek?

MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Yirmi yılda 110 milyon ağaç büyüdüyse... Taşıyacağız diyoruz. Bakın, Milas Belediyesi -medyada yayınlandı- 20 tane zeytin ağacını taşımış ve tutmuş zeytin ağaçları; 17.200 ağaçtan da belki 15 bin tanesi tutabilirdi.

Bakın, değerli arkadaşlar, 2012 yılına kadar Elektrik Üretim AŞ veya TEDAŞ, neyse, o üreten firma... TEDAŞ mıydı? Nedir Hocam?

AYHAN ALTINTAŞ (Ankara) - EÜAŞ.

MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - EÜAŞ bünyesinde çalışan ve o dönem yönetmelikle bu bölgede kendilerine tahsis edilmiş bir alan var. Bu alan 2014 yılında özelleştiriliyor, özelleştirildikten sonra Danıştaya müracaat ediliyor yani kamu bünyesindeyken var olan yönetmeliği Danıştaya müracaat edildikten sonra Danıştay iptal ediyor. Yani şahıslara, firmalara bu alan devredilirken o 17.200 zeytin ağacının bulunduğu bölge de devrediliyor.

Değerli arkadaşlar, biraz önce yine, burada Sayın Abdurrahman Başkan şu anda Türkiye'nin enerji kurulu gücünün yaklaşık 103-104 bin megavat olduğunu ifade etti, 103.780 megavat; 2000 yılında bu, 27 bin megavattı. Hem güneşten hem rüzgâr enerjisinden... Komisyon üyesi değerli arkadaşlarıma teşekkür ediyorum; bütün siyasi partilerin gruplarından Komisyon üyesi arkadaşlarımızla biz, 2018 yılından itibaren yenilenebilir enerji kaynaklarıyla ilgili hakikaten çok önemli düzenlemeler yaptık. Daha önce yıllık bin megavatlık hedef koymuş Enerji Bakanlığı ve özel sektör; bin megavat ilave edeceğini söylediği rakam bugün 2 bin megavata çıkmış. Türkiye şu anda dünyanın 2'nci en büyük güneş paneli üreticisi hâline gelmiş. Türkiye'yi önümüzdeki günlerde hedef 25 gigavatlık, 25 bin megavatlık güneş paneli üretecek tesislerin kurulmasına imkân vermiş bir noktaya doğru getiriyoruz. Bugün Türkiye'de şu anda 8 gigavat, 8 bin megavatlık üretim yapan tesis oluşmuş, önümüzdeki yıl da 25 bin megavatlık -dünyanın en gelişmiş ülkelerine de bunu satıyorlar- tesis oluşacak. Kiminin -ihraç fiyatlarının ne olduğuna bakmadım, söylediklerini ifade ediyorum- vatını 58 dolar sente ihraç ediyorlar. Hakikaten önemli bir teknoloji yakaladık. Türkiye'de bir firma güneş panellerinin ham maddesini oluşturan tesisi kurdu, şu anda da 2 tane firma "ingot" dediğimiz ham maddeyi üreten tesisler kuruyor. İnşallah, bunun ilerisi... Hani Sanayi Bakanımız "Burada çip üretiyoruz." dedi ya, bu çipin ham maddesi olan silikonu da üretmek, Türkiye'yi bir silikon vadisine dönüştürebilmek için gayret ediyoruz. Büyük bir yatırım gerekiyor. Bu "ingot"un ham maddesi, o silikonun yani toprağın, kumun -her neyse- artık dönüştürülerek çok değerli bir hâle getirilmesi konusunda çalışmalar yapılıyor. İnşallah, bu da en yakın zamanda hayata geçecektir diye düşünüyorum. İleri yüksek teknolojilerin yatırımlarının da yapılması konusunda önemli bir düzenleme.

Bizim bu 3 tane santralin kurulu gücü 2 bin megavat ama verimliliği yüzde 100'e yakın. Hocam "Güneşteki yüzde 40." diye geçen bir şey söyledi ama verimlilik normal şartlar altında... Çünkü Türkiye'nin ortalama güneş görme saati 5,6 saat, bir yılın ortalamasına baktığımızda yirmi dört saatteki rakam belli, yirmi dört saatte en fazla yüzde 20 eder ortalamasına baktığımızda. Yazın 10 saat-12 saat üretim yapar, kışın 1 saat-2 saat üretim yapar, şu anda yirmi dört saat içerisinde belki 1-1,5 saatlik üretim yapıyor ama bu termik santralin, Türkiye'nin fiilî üretiminin yani 104 bin megavatlık enerji kurulu gücün -ortalama- yaklaşık yıllık 60 bin megavatlık bir enerji kapasitesi var. Bu tesislerin, 60 bin megavatlık enerji kapasitesi olan tesisler içerisinde, kurulu gücün verimliliğinden eğer 2 bin megavatlık bir tesis ortaya çıkıyorsa bunun, fiilî, yüzde 4,5'una yakın bir enerji ihtiyacını karşıladığının işareti demektir. O anlamda biz bunu... Biliyorsunuz, şu anda doğal gaz çevrim santralleri var. Daha önceki dönemlerde, pandemi ve Ukrayna savaşının ilk günlerinde doğal gazın temininde zorluk ortaya çıktığından dolayı şikâyet ettiniz, eleştirdiniz; doğru, haklısınız. O süre içerisinde bazı organize sanayi bölgesindeki müteşebbisler "Şu gün elektrik vereceğiz, şu gün enerjide kesinti yapacağız." diye ifade ettiler. İşte, bu, bizim termik santrallerimizin hayata geçmesiyle birlikte, onların devamıyla ilgili... Ki arkadaşlar da sizi ziyaret ettiler diye tahmin ediyorum, yaklaşık altı aylık veya bir yıllık çalışma zamanları kalmış. Bundan sonraki süreçte Türkiye'nin yüzde 4,5 enerji ihtiyacını karşılayan tesisler maalesef, kapanmak zorunda kalacaklar.

MAHMUT TANAL (İstanbul) - Değerli Başkanım, Suriye'ye elektrik veriyoruz; Şanlıurfa karanlıkta ya!

MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Şimdi, Sayın Tanal, bakın, onda ihracatımız belli, ithalatımız da belli.

MAHMUT TANAL (İstanbul) - Canım ağabeyciğim, canım Başkanım; bakın, Suriye'ye elektrik veriliyor, Şanlıurfa karanlıkta Başkanım ya!

MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Türkiye, dünya ve Avrupa Birliği enerji entegrasyonuna uyum sağlamış. Enerjiyi şu anda bir yerde durduramazsınız. Depolamayla ilgili -Komisyon üyesi arkadaşlarımız çok iyi bilirler- harika bir kanun teklifi çıkardık. Şu anda enerjinin depolanmasıyla ilgili dün Sanayi ve Teknoloji Bakanımızla birlikte Kayseri'de bir tesisi gezdik, ASPİLSAN diye bir tesis. ASPİLSAN, Avrupa'da tek, yuvarlak lityum iyon pil üretimine geçmiş, gerçekten gurur duyacağımız bir tesis. Kayserili sanayici, bu tesisi 1970'lerde devletten hiç bir kuruş almadan -benim de katkım var oraya- sanayici geldi...

VELİ AĞBABA (Malatya) - Sayın Elitaş, gene hayra konuşmuyorsun ha.

MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - ...organize sanayi bölgesinde fabrikayı kurdu, anahtar teslim olarak Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfına verdi. Şimdi...

MAHMUT TANAL (İstanbul) - Sayın Başkanım, Değerli Başkanım, Kayseri'ye elektrik verilmezse, Suriye'ye elektrik verilirse, siz benim yerimde olsanız ne dersiniz bu işe?

MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Bakın, Sayın Tanal, Suriye'ye verilen elektrikle ithalat ve ihracat var.

MAHMUT TANAL (İstanbul) - Bakın, Şanlıurfa'ya elektrik verilmiyor, Suriye'ye elektrik veriliyor arkadaşlar ya!

MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Şimdi, inşallah, eğer biz bu enerjiyi depolayabilirsek, bu enerji depolamayla ilgili EPDK'nin aldığı son karar ki milletvekili arkadaşlarımızla birlikte çıkardığımız kanun maddesiyle birlikte, o hayata koyduğumuz bu değişimle, bu gelişmelerle birlikte artık depolama ünitelerini yapıyoruz. Şu anda depolama ünitelerinin 1 megavatı yaklaşık 200 ila 250 milyon dolar, güneş panelinin 1 megavatının kuruluşu 700-750 bin dolar, rüzgâr türbininin 1 panelinin, 1 megavatlık tesisisin kuruluşu yaklaşık 800 ila 1 milyon dolar arasında, hidroelektrik santrallerinin yapılışı megavatı 1 ila 1,5 milyon dolar arasında, arazinin durumuna göre değişebilir ama bizim, enerjimizi depolama tesislerine... Onunla ilgili de çalışmalar devam ediyor, inşallah ASPİLSAN gibi elektrikli otomobillerle ilgili yapılan düzenlemelerin bizim nikel kadmiyum pillerdeki geldiğimiz noktayı gördüğümüzde önemli bir noktaya doğru geleceğini, enerji depolama konusunda da çok önemli yol aldığımızı ifade ediyorum.

MAHMUT TANAL (İstanbul) - Ya, isyan ediyorum! Suriye'ye elektrik veriliyor, Şanlıurfa karanlıkta kalıyor ya!

MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Ben Enerji Komisyonu üyesi arkadaşlarıma, Başkanlığımız dönemindeki çalıştığımız bütün arkadaşlarıma teşekkür ediyorum, hakikaten olağanüstü derece katkı verdiler. 1'inci madde bu, bunu geçtik.

2'nci madde, limanlarla ilgili madde... Sayın Ağbaba burada konuşmasını yaparken "Şunu şöyle yaptınız. Geleceğini sattınız, Türkiye'nin geleceğini ipotek ettiniz." vesaire diyor. Sayın Ağbaba o gün nöbetçi olarak gelmiş, anlaşılan benden sorumlu genel başkan yardımcısı olarak oraya gelmiş. Özgür Bey'in burada, Genel Kurulda işleri vardı, Özgür Bey sağ olsun, geldi -teşekkür ediyorum kendisine de- bir uzlaşma sağlama, nasıl götüreceğimizle ilgili bir istişare toplantısı yaptık; Sayın Ağbaba da vardı, Sayın Tahsin Tarhan da, Sayın Özgür Özel de vardı, Komisyon Başkanımızla birlikte bu değerlendirmeyi yaptık, ona göre de istişaremizi gerçekleştirdik.

Bakın, şimdi, değerli arkadaşlar, mesela Hopa Limanı 1997 yılında özelleştirilmiş, otuz yıl.

TAHSİN TARHAN (Kocaeli) - E, ihale yapalım.

MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - 1997 yılından kim vardı iktidarda bilmiyorum.

TAHSİN TARHAN (Kocaeli) - Başkan, ihale yapalım.

YILMAZ TUNÇ (Bartın) - Mesut Yılmaz vardı.

MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Giresun Limanı 1997'de, Sinop Limanı 1997'de, Rize Limanı 1997'de...

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - İhaleyle...

AHMET KAYA (Trabzon) - E, ihaleye çıkın.

MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Antalya Limanı 1998'de, Alanya Limanı 2000'de, Marmaris Limanı 2001'de, Çeşme Limanı 2003'te, bundan sonrası AK PARTİ zamanında özelleştirilmiş.

TÜRABİ KAYAN (Kırklareli) - Sayın Elitaş, ihalesiz mi vermişler bunları?

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - İhaleyle.

MURAT EMİR (Ankara) - Tüm limanı bile değil, iskeleleri ayrı ayrı ihaleye çıkaracaksın. Tüm limanı bile teslim etmeyeceksin.

Rotterdam Limanı her iskeleyi ayrı ihale ediyor.

MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Yani bu 14 tane liman içerisinden yaklaşık yarısı bizden önceki dönemde özelleştirilmiş. Özelleştirme süreleri ne kadar biliyor musunuz? Otuz yıl. Ceyport Tekirdağ Limanı otuz altı yıl, Taşucu Limanı kırk yıl süreyle özelleştirilmiş; Mersin, Samsun, Bandırma, İskenderun limanları otuz altı yıl, Derince Limanı ise otuz dokuz yıl şeklinde özelleştirilmiş. Buradaki yaptığımız ilave...

AYHAN ALTINTAŞ (Ankara) - Başkanım, sürelerin hiçbiri bitmemiş daha, bitmeden niye uzatıyoruz?

AHMET KAYA (Trabzon) - Kamu yararı nerede, yaptığınızda kamu yararı nerede; vatandaşın yararı nerede?

MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Bakın, değerli arkadaşlar, pandemi sürecinde en önemli sektör lojistik sektörüydü.

MURAT BAKAN (İzmir) - Onun için bizim limanlarımızı ihale etmen lazım, millî sermayeli şirketler ya da devlet işletsin.

MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Bizim ilk getirdiğimiz kanun teklifi, Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilen teklif, o günün şartlarına göre en uygun teklifti diye inanıyorum çünkü uluslararası 3 tane şirketten bilirkişi gelecek, değerleme kuruluşları gelecek; bunlar arasında bir maliyet ortalaması yapılacak ve firmalara teklif edilecek. Firmalar bunu kabul ederse yapıyorlar ama Anayasa Mahkemesi dedi ki: "Usul yönünden hata var, bu konuyla ilgili değil."

TAHSİN TARHAN (Kocaeli) - Sayın Elitaş, kanunda böyle bir şey yazmıyor ya.

AHMET KAYA (Trabzon) - Ne bağımız, ne bağlantımız var o firmalarla?

MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Bunun çıkış sebebi ne, biliyor musunuz değerli arkadaşlar? Demir yolu limanlarıyla ilgili biz bir kanun çıkardık, 2017 yılında çıkardığımız kanunda bazı limanlara, demir yollarıyla ilgili yerlere uzatma yetkisi verdik, bu uzatma yetkisi çerçevesinde bu şirket sahibi firmalar Özelleştirme İdaresine müracaat ediyorlar, Özelleştirme İdaresine diyorlar ki: "Bu kanundan biz de faydalanmak istiyoruz." Özelleştirme İdaresi diyor ki: "Hayır, siz bu kanun kapsamına girmezsiniz." Onun için, idarenin kararına karşılık firmalar Danıştaya müracaat ediyorlar. Danıştay da diyor ki: "Bu kanun Özelleştirme İdaresinin yetkisi kapsamında değil ancak bunu kanunla uzatabilirsiniz."

MURAT EMİR (Ankara) - "Yetkisizsiniz." demek başka, "Kanun çıkarın." demek başka bir şey. Sayın Elitaş, Danıştay Meclise talimat mı veriyor yani?

MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Şimdi, değerli arkadaşlar, getirdiğimiz teklifte, bir, bundan sonraki süreçte başlangıç yılından itibaren iki usul belirliyoruz; birinci usul, verilen fiyatın döviz cinsinden bugüne kadar değerleme sonucu ortaya çıkan değer; ikinci usul, şirketin son yıl cirosunda ortaya çıkan değerin yüzde 15'inin ilave edilen on beş yıllık süreyle çarpımı; bunlardan hangisi yüksekse o değer alınacak. Ve burada Sayın Ağbaba dedi ki: "Ya, 30/09'u getirmişsiniz, niye son anda bunun farkına vardınız?" 30/09 bir tarih, 30/11 de ayrı bir tarih, 30/09'da üç aylık dönemlerin verildiği yani bilançoların, ara bilançoların verildiği dönemlerdeki tarih; şu anda 30/11'i getirmemizin en büyük sebeplerinden biri şirket bilançolarındaki ortaya çıkacak yeni durumla birlikte yapılan hesaplama yönteminin kamu lehine olması amacıyla 30/11 tarihine kadarki cirolarının belli bir miktarının alınmasıyla ilgili yapılan düzenleme.

VELİ AĞBABA (Malatya) - Aaa! Aaa! Yalan! 2,5!

MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Şimdi, Sayın Ağbaba, bunlar teknik olduğu için sen onu getiriyorsun, çalanla, Noel Baba'yla falan ifade etmeye çalışıyoruz, buradaki niyetler farklı.

Bakın değerli arkadaşlar, yeni bir hüküm daha getirdik biz buna. Getirdiğimiz hüküm: "On beş gün içerisinde de müracaat edecek." itiraz ettiler "Niye on beş gün içerisinde?" Ya, on beş gün içerisinde zaten şirket bu bilançolarını getirmezse, yeminli mali müşavirler tarafından hazırlanmış bilançolarını getirmezse bunun ilave süre alma hakkı yok. Öbüründe altı aylık süre vardı biliyorsunuz.

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Neden? Altı ay bekleyemezsin, seçim var. Bir an önce para gelir on beş günü getireceksin.

MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Biz bunu on beş günlük süreye getiriyoruz, on beş günlük süre içerisinde bunu yapmaya çalışıyoruz.

MAHMUT TANAL (İstanbul) - Bu borçlanma yetkisi neyin nesi Sayın Başkan?

MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - İkinci konu değerli arkadaşlar: Diyelim ki firma 100 milyon liraya ilave beş yılı, on beş yılı satın aldı, dönemi, kira süresini. Bunun yüzde 10'u kadar yatırım yapma mecburiyeti var.

Yeni bir daha düzenleme getirdik. İlave yıl başladıktan itibaren... Diyelim ki, ne zaman başlıyor; 2030 yılında başlıyor. 2030 yılından itibaren yaptığı her türlü hasılatın yüzde 5'i de kamuya gelir olarak devam ediyor, gelir olarak kaynak ifade ettiriyor.

MURAT BAKAN (İzmir) - Yüzde 5'i ne ki? Adam 800 milyon dolara aldığı Mersin Limanı'nın on sene sonra yüzde 39'unu 800 milyon dolara sattı.

MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Bu düzenlemeyle ilgili "Yandaşlara, şunlara, bunlara peşkeş..." diye ifade değil, 1997 yılından bu tarafa yapılmış dünyadaki lojistiği en iyi şekilde sağlayabilmek, buradaki bizim limanlarımızdan bizim ülkemizde üretilen malları Yunanistan'a, İtalya'ya veya Belçika'ya gönderip 3'üncü ülkelere göndermek yerine doğrudan doğruya ihraç edebilmenin yollarını aramaya çalışıyoruz. Deniz yollarıyla yaptığımız iş bu. 255 milyar dolar ihracatı getirdik, daha yüksek ihracatlara ulaşabilmek için bu lojistiği hızlandırabilmemiz lazım. Dünyada Çin'in en büyük rakiplerinden biri Türkiye. Niye? Çin ulaşımı ürettiği malları bir ayda, iki ayda gönderirken biz on günde on beş günde yerine teslim edebiliyoruz çünkü zamanın çok önemli olduğu bir dönemi yaşıyoruz. O anlamda bunun doğru olduğunu düşünüyorum.

TAHSİN TARHAN (Kocaeli) - O zaman kamuda kalsın ya, o zaman kamuda kalsın limanlar.

MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Değerli arkadaşlar, KHK'yle ilgili maddeye gelince, bakın, KHK'yle ilgili maddede getirdiğimiz düzenlemede değerli arkadaşlar, 23 Ocak 2023 tarihinde Olağanüstü Hâl İnceleme Komisyonunun görev süresi bitiyor. Görev süresi bittikten sonra vatandaşın bu konuyla ilgili yazışmaları kiminle yapacağını tespit eden, hangi kurum ve kuruluşlarla...

TAHSİN TARHAN (Kocaeli) - Mahkeme, mahkeme var.

MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Hayır, dosya OHAL Komisyonunda. OHAL Komisyonu bunu kurumlara devredecek...

MAHMUT TANAL (İstanbul) - Sanayi Komisyonu o işten ne anlıyor? Sayın Başkanım, onun görevinde değil ki ya; Adalet Komisyonu var, İnsan Hakları İnceleme Komisyonu var, ne ilgisi var onun?

MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - ...ama vatandaş irtibatını OHAL Komisyonuyla yapıyor.

MAHMUT TANAL (İstanbul) - OHAL Komisyonunun Sanayi Komisyonuyla ne ilgisi var?

MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Değerli arkadaşlar, bakın, şu anda yapılan işlerde vatandaşın lehine olan, vatandaşın lehine olduğunu düşündüğümüz bir düzenlemeyi yapmış oluyoruz.

Sendikalarla ilgili konuşmada da üzülüyorum, 2,5 milyon civarında kamu emekçilerinin sendikaları var, onları 500 lira, 200 lira, 500 lira, 700 liralık farkla...

VELİ AĞBABA (Malatya) - Vallahi öyle!

TAHSİN TARHAN (Kocaeli) - Çek, çek, çek, çek!

MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - ...rüşvet veriyorsunuz demek 2 milyon sendika mensubuna hakikaten hakarettir diye düşünüyorum.

VELİ AĞBABA (Malatya) - Çekin o zaman.

TAHSİN TARHAN (Kocaeli) - Söz verdin, çek, çek!

MÜZEYYEN ŞEVKİN (Adana) - Sayın Elitaş, bunu da çekin!

MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Bakın, gerçek manada sendikacılar 100 liraya, 500 liraya, 500 bin liraya tenezzül etmezler. Onunla ilgili hakları, gayretleri neyse onu almak için uğraşırlar ama 2 arkadaşımız kalktı, dedi ki: "Bu rüşvet yasasıdır." Ya, Allah aşkına, memur arkadaşlarımı 3 kuruşa, 5 kuruşa, milyonlara tenezzül edecek şekilde ifade etmenizi ben onlar adına üzülerek ifade etmiş oluyorum, doğru bulmadığımı söylüyorum.

MEZEYYEN ŞEVKİN (Adana) - 1 sendikayı temsil etmek için 183'ünü karşınıza alıyorsunuz.

ALİ KENANOĞLU (İstanbul) - Ona niye ihtiyaç duyuyorsunuz ki yani? Yapmayın.

MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Değerli arkadaşlar, bununla ilgili işçi sendikalarında var biliyorsunuz, işveren arkadaşlarımız vardı, sendikacı arkadaşlarımız vardı Komisyonda.

VELİ AĞBABA (Malatya) - Var, yüzde 1 var ama o farklı bir şey.

MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - İşçi sendikalarında sözleşmeyi imzalayan sendika üyesi işçiler bundan faydalanır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

VELİ AĞBABA (Malatya) - Sayın Elitaş, o farklı bir şey.

MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Neresi farklı? O da sendika, bu da sendika.

FAHRETTİN YOKUŞ (Konya) - Yapma ya!

VELİ AĞBABA (Malatya) - Öyle yerler var ki yüzde 1'i aşması mümkün değil.

BAŞKAN - Tamamlayın sözlerinizi Sayın Elitaş.

MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - İşçi sendikası üyesi olanlar faydalanır, diğerleri faydalanamaz.

FAHRETTİN YOKUŞ (Konya) - Bağımsız hakem var, sen kimi kandırıyorsun ya!

MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Arkadaşlar, bakın, işçi sendikası farklı, memur sendikası farklı diyemezsiniz, sendika sendikadır.

VELİ AĞBABA (Malatya) - Bak, şöyle, şöyle: Sadece engellilere hizmet edenler var...

FAHRETTİN YOKUŞ (Konya) - Farklı, farklı, eşit değil.

MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Eğer kanunda, tanımlamada farklılık varsa gerçek manada sendikacılıkla ilgili, global manada, evrensel manada sendikacılıkla ilgili düzenlemeleri yapalım ama işçi sendikası farklı, memur sendikası farklı değil.

VELİ AĞBABA (Malatya) - İşçi sendikasında yüzde 1, onu da savunmuyoruz biz, onu da savunmuyoruz.

MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Biz burada, bakın, sözleşmeyle ilgili yapılan sözleşme ikramiyesi...

FAHRETTİN YOKUŞ (Konya) - Bağımsız hakem kurulu var mı da diyorsun ya! Yapmayın.

VELİ AĞBABA (Malatya) - 2010'da "Herkes istediği sendikaya üye olacak, baraj kalmayacak." diyordunuz.

MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - ...yani toplu sözleşmeyi ikramiyesi diye bir hüküm ifade edilmiş, sendika emek veriyor, o emeğinin karşısında "Benim sendika üyelerim alsın." diye söylüyor. Sendika üyesi olmayan çalışanlar üç ayda 200 lira alacaklar, sendika üyesi olanlar da üç ayda 700 liralık bir rakam alacaklar. Yani ortaya çıkan üç aylık dönemde 500 liralık bir rakam için bunu "rüşvet" diye ifade etmek, o arkadaşlarımızı rüşvetle itham etmek...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Elitaş, süreniz tamamlandı.

MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - ...gerçekten hiç yakışmayan bir davranıştır.

VELİ AĞBABA (Malatya) - Sen yaptın Elitaş, sen yaptın.

MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)